Bana Sorma “N’olacak memleketin gidişi? Çarşambadan bellidir, perşembenin gelişi!”
Bunca zaman sonra, bir salı gününü alıp başka bir perşembeyle değiştirebilseydim, bir cümlenin yerine bir başkasını söyleseydim, bazen susmak yerine gerçekte ne istediğimi ona anlatabilseydim başka türlü olur muydu diye üzülmek neye yarar?
Pazar, perşembe, Cuma. Ama elini tutunca. Neden korkarım. Bir su alır bedenimi götürür. Mayısta, ekimde hele sonbaharda
“Perşembeleri saatlerce oturup beklerdim seni. Gelmeyeceksin diye ölesiye kaygılanırdım. Sürekli seni düşünürdüm, dua ederdim. Bilmiyordum, benden utandığını bilmiyordum ki.
Ne zaman gerçek yalnızlıktan söz etmeye başlanır? Perşembeden itibaren hafta sonunun gelişinden korkmaya başlayınca.
Bugün günlerden perşembe
konusu bir kurşun bir türkü bir aşk
elimle yıldız tutarcasına uçsuz bucaksız gökler
sonsuzluğun koyuluğunda karanlık bir dehliz kadar
mühürleniyorum ıssız ufuklara açılan pencereye
küllenmiş birkaç zambak bir kaç yaprak dökümü
çılgın dalgalara özeniyorum bir martının üstünde gezindiği
bir atın yelesinde rüyasını gördüğüm özgürlüklere
yeniden okyanusun derinliklerine düşüveren her yağmur damlasına
Bunca zaman sonra, bir salı gününü alıp başka bir perşembeyle değiştirebilseydim, bir cümlenin yerine bir başkasını söyleseydim, bazen susmak yerine gerçekte ne istediğimi ona anlatabilseydim başka türlü olur muydu diye üzülmek neye yarar
Takvim yapraklarına bir gün daha ekledim
Tek günlerde sen yoksun
Çift günlerde ben
Bugün günlerden Perşembe
Cuma?ya dört. Saat var
Sabah olmadan önceki günü bitirmezdi
Doğru değil mi?
Güneş doğmadan
Ben sana mesaj atmadan
Gün başlamıyor işte