Bugün günlerden cumartesi, yani haftanın en tatlı günü! Pazarın hemen öncesi, pazartesi sendromundan hâlâ uzak, kendini özgür hissetme günü. Peki, bugün ne yapsak? Sabah uyandık, gözlerimizi ovuşturduk, belki biraz "5 dakika daha" dedik ve nihayet yataktan kalktık. Kahvaltıda simit, peynir, zeytin derken bir de baktık ki günün yarısı geçmiş! Ama sorun yok, çünkü bugün cumartesi, her şey serbest!
Dışarı çıktık, hava bir harika! Güneş yüzünü göstermiş, kuşlar cıvıl cıvıl ötüyor. İnsanlar parklarda, kafelerde, sokaklarda... Herkes cumartesinin tadını çıkarıyor. Biz de bir kafeye oturduk, elime bir kahve, karşıma bir kedi geldi. Kedi bana baktı, ben kediyi. Anlaştık, o benim kahvemi içmeyeceğini, ben de onun kuyruğunu çekmeyeceğimi söyledim. Anlaşma sağlandı, kahvemi yudumlarken kedinin mırıltıları eşliğinde günü düşündüm.
Cumartesi dediğin nedir ki? Haftanın en umut dolu günü! Yarın pazar, ertesi gün pazartesi ama bugün cumartesi! Bugün her şey mümkün. Bugün kendine bir hobi edinebilirsin, mesela "yastık biriktirme" gibi. Ya da belki bir dil öğrenmeye başlarsın, örneğin "Kedi Dili". Evet, kedilerle iletişim kurmak için harika bir fırsat! Belki de bugün, hayatının en büyük kararını verirsin: "Artık çoraplarımı çift olarak saklayacağım!" Ya da "Bulaşık makinesini doğru doldurmayı öğreneceğim!" (Bu sonuncusu biraz iddialı oldu, kabul ediyorum.)
Akşam oldu, gün bitmek üzere. Bugün ne yaptık? Belki çok şey, belki hiçbir şey. Ama önemli değil, çünkü bugün cumartesi! Yarın pazar, ertesi gün pazartesi ama bugün cumartesi! Yani bugün, her şeyi erteleyebilirsin. Çünkü cumartesi, erteleme günüdür. Pazartesiye kadar her şeyi erteleyebilirsin. Pazartesi sendromu kapıda beklerken, cumartesi bize şunu fısıldar: "Bugünü yaşa, yarını düşünme!"
Şimdi yatağa uzanıp, bugünün güzelliklerini düşünme zamanı. Yarın yine bir macera olacak, ama bugün cumartesi! Herkese keyifli cumartesiler, bol kahkahalı, bol dinlenmeli bir gün diliyorum. Ve unutmayın, cumartesi sadece bir gün değil, bir ruh halidir!
