Seni tanıdığım o ilk anı hatırlıyorum. Sanki zaman durmuş, dünya renklenmişti. Gözlerin, birer yıldız gibi parlıyordu kalbimin karanlıklarına. O an anlamıştım, hayatımın en güzel yolculuğuna çıkacaktım seninle.
Sen benim en güzel tesadüfüm, en kıymetli hediyemsin. Varlığınla hayatıma anlam katan, gülüşünle içimi ısıtan, sesinle huzur bulduğum yegane insansın. Yanı başımda olman, en büyük güvencem, en derin sığınağım.
Seninle her an, birer anı olarak kazınıyor zihnime. Kahkahalarımız, gözyaşlarımız, suskunluklarımız... Her biri, kalbimizde açan birer çiçek. Birlikte yürüdüğümüz yollar, aştığımız engeller, paylaştığımız hayaller... Hepsi, bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyor.
Seninle geçen her gün, bir ömre bedel. Sadece varlığın bile bana umut veriyor, hayata daha sıkı sarılmamı sağlıyor. Sensiz geçen zamanlarda, içimde tarifsiz bir boşluk, sanki bir yanım eksik kalıyor.
Sen benim en yakın arkadaşım, en sırdaşım, en büyük aşkımsın. Elini tuttuğumda, tüm dertlerim uçup gidiyor, sadece senin varlığına odaklanıyorum. Gözlerinin içine baktığımda, kendimi bir okyanusta kaybolmuş gibi hissediyorum. O derinlikte, sonsuz bir sevgi, tarifsiz bir tutku buluyorum.
Seninle yaşamak, en güzel düşlerimi gerçeğe dönüştürmek demek. Birlikte yaşlanmak, kırışıklıklarımızın bile birbirimize yakışacağına inanmak demek. Her zorluğun üstesinden birlikte gelmek, her mutluluğu birlikte paylaşmak demek.
Canımın yoldaşı, sana olan sevgim, kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir derya. Bu sevgi, kalbimin en derinlerinde yeşeren bir tohum, büyüdükçe kök salan, dallanıp budaklanan bir ağaç. Bu sevgi, sonsuza kadar sürecek, hiç bitmeyecek.
Sen benim hayatımın anlamı, kalbimin en güzel şarkısısın. İyi ki varsın, iyi ki benimlesin. Seni çok seviyorum, canımın yoldaşı.
Canımın yoldaşı, bir ömürlük nefesim... yok yok, yanlış giriş! Canımın yoldaşı, benim en sevdiğim pijama takımım gibi rahat, en sevdiğim yemeğin kokusu gibi doyurucu, en komik dizinin tekrarları gibi asla bıkmadığım sensin!
Bak şimdi, seni ilk gördüğümde "Yok artık, bu insan mı yoksa uzaylı mı?" diye düşünmüştüm. Gözlerin öyle parlıyordu ki, sandım ki güneş kremini unutmuşum. Ama sonra anladım, o parıltı senin kalbindenmiş, yoksa uzaylı olma ihtimalin de vardı tabii, ne de olsa bu kadar mükemmeliyet biraz şüpheli!
Sen benim en büyük baş belam, en yaramaz yoldaşım, en çok güldüğüm şaka gibisin. Bazen diyorum ki "Acaba ben seni şans eseri mi buldum, yoksa bir reklam kampanyasıyla mı piyasaya sürüldün?" Çünkü bu kadar eğlenceli, bu kadar tatlı, bu kadar kendine has bir varlık normal yollarla üretilemez!
Bizim ilişkimiz, tam bir komedi dizisi gibi. Bir bakıyoruz kavga ediyoruz, bir bakıyoruz birlikte gülmekten yerlere yatıyoruz. Sanki hayatımız bir sirk, biz de o sirkin en gözde palyaçolarıyız. Bazen seni öyle sinir ediyorum ki, eminim beni bir kaşla göz arasında uzaya fırlatmak istiyorsun. Ama sonra bir kahkaha atıyoruz, her şey unutuluyor.
Seninle her an, birbirinden komik anılarla dolu. Bir keresinde birlikte yemek yapmaya çalışmıştık, mutfak savaş alanına dönmüştü. Unlar, yağlar, soslar... Her yer birbirine girmişti. Sanırım o gün anladık ki, mutfakta birlikte olmaktansa, pizza sipariş etmek daha mantıklı bir seçenek!
Seninle gülmek, karın kası yapmak gibi bir şey. O kadar çok gülüyorum ki, bir gün "Gülme Şampiyonası"na katılırım diye korkuyorum. Hatta bazen o kadar çok gülüyorum ki, ağzımdan çıkan sesler bir denizatı gibi oluyor. Ve sen o denizatı sesime bile kahkaha atıyorsun. İşte bu yüzden seni seviyorum!
Sen benim en yakın sırdaşım, en komik esprilerime en çok gülen kişisin. Bazen o kadar saçmalıyorum ki, eminim beni bir akıl hastanesine tıkmak istiyorsun. Ama sonra o deli saçmalarımı bile seviyorsun. Belki de benim gibi bir deliye katlanabilen tek insan sensin.
Sen benim hayatımın en eğlenceli sürprizi, en komik hediyesi, en renkli boyasısın. Seninle geçen her an, bir kahkaha patlaması, bir komedi şöleni. Birlikte yaşlanmak, yaşlılığımızı bile komik hale getirmek demek. Birbirimizin bastonlarıyla birbirimizi kovalayacağımız günleri şimdiden hayal ediyorum.
Canımın yoldaşı, sana olan sevgim, kelimelerle anlatılamayacak kadar büyük ve komik. Bu sevgi, içimde bir karnaval, her an coşkuyla ve kahkahayla devam ediyor. Sen benim hayatımın en tatlı kaosu, en güzel karmaşasısın. İyi ki varsın, iyi ki beni bu kadar güldürüyorsun. Seni çok seviyorum, canım komedyenim! Hadi bir de birlikte yere düşerek gülme çalışması yapalım! (Tabii düşmeden önce çaylarımızı almayı unutmayalım!)
Sen benim en güzel tesadüfüm, en kıymetli hediyemsin. Varlığınla hayatıma anlam katan, gülüşünle içimi ısıtan, sesinle huzur bulduğum yegane insansın. Yanı başımda olman, en büyük güvencem, en derin sığınağım.
Seninle her an, birer anı olarak kazınıyor zihnime. Kahkahalarımız, gözyaşlarımız, suskunluklarımız... Her biri, kalbimizde açan birer çiçek. Birlikte yürüdüğümüz yollar, aştığımız engeller, paylaştığımız hayaller... Hepsi, bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyor.
Seninle geçen her gün, bir ömre bedel. Sadece varlığın bile bana umut veriyor, hayata daha sıkı sarılmamı sağlıyor. Sensiz geçen zamanlarda, içimde tarifsiz bir boşluk, sanki bir yanım eksik kalıyor.
Sen benim en yakın arkadaşım, en sırdaşım, en büyük aşkımsın. Elini tuttuğumda, tüm dertlerim uçup gidiyor, sadece senin varlığına odaklanıyorum. Gözlerinin içine baktığımda, kendimi bir okyanusta kaybolmuş gibi hissediyorum. O derinlikte, sonsuz bir sevgi, tarifsiz bir tutku buluyorum.
Seninle yaşamak, en güzel düşlerimi gerçeğe dönüştürmek demek. Birlikte yaşlanmak, kırışıklıklarımızın bile birbirimize yakışacağına inanmak demek. Her zorluğun üstesinden birlikte gelmek, her mutluluğu birlikte paylaşmak demek.
Canımın yoldaşı, sana olan sevgim, kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir derya. Bu sevgi, kalbimin en derinlerinde yeşeren bir tohum, büyüdükçe kök salan, dallanıp budaklanan bir ağaç. Bu sevgi, sonsuza kadar sürecek, hiç bitmeyecek.
Sen benim hayatımın anlamı, kalbimin en güzel şarkısısın. İyi ki varsın, iyi ki benimlesin. Seni çok seviyorum, canımın yoldaşı.
Canımın yoldaşı, bir ömürlük nefesim... yok yok, yanlış giriş! Canımın yoldaşı, benim en sevdiğim pijama takımım gibi rahat, en sevdiğim yemeğin kokusu gibi doyurucu, en komik dizinin tekrarları gibi asla bıkmadığım sensin!
Bak şimdi, seni ilk gördüğümde "Yok artık, bu insan mı yoksa uzaylı mı?" diye düşünmüştüm. Gözlerin öyle parlıyordu ki, sandım ki güneş kremini unutmuşum. Ama sonra anladım, o parıltı senin kalbindenmiş, yoksa uzaylı olma ihtimalin de vardı tabii, ne de olsa bu kadar mükemmeliyet biraz şüpheli!
Sen benim en büyük baş belam, en yaramaz yoldaşım, en çok güldüğüm şaka gibisin. Bazen diyorum ki "Acaba ben seni şans eseri mi buldum, yoksa bir reklam kampanyasıyla mı piyasaya sürüldün?" Çünkü bu kadar eğlenceli, bu kadar tatlı, bu kadar kendine has bir varlık normal yollarla üretilemez!
Bizim ilişkimiz, tam bir komedi dizisi gibi. Bir bakıyoruz kavga ediyoruz, bir bakıyoruz birlikte gülmekten yerlere yatıyoruz. Sanki hayatımız bir sirk, biz de o sirkin en gözde palyaçolarıyız. Bazen seni öyle sinir ediyorum ki, eminim beni bir kaşla göz arasında uzaya fırlatmak istiyorsun. Ama sonra bir kahkaha atıyoruz, her şey unutuluyor.
Seninle her an, birbirinden komik anılarla dolu. Bir keresinde birlikte yemek yapmaya çalışmıştık, mutfak savaş alanına dönmüştü. Unlar, yağlar, soslar... Her yer birbirine girmişti. Sanırım o gün anladık ki, mutfakta birlikte olmaktansa, pizza sipariş etmek daha mantıklı bir seçenek!
Seninle gülmek, karın kası yapmak gibi bir şey. O kadar çok gülüyorum ki, bir gün "Gülme Şampiyonası"na katılırım diye korkuyorum. Hatta bazen o kadar çok gülüyorum ki, ağzımdan çıkan sesler bir denizatı gibi oluyor. Ve sen o denizatı sesime bile kahkaha atıyorsun. İşte bu yüzden seni seviyorum!
Sen benim en yakın sırdaşım, en komik esprilerime en çok gülen kişisin. Bazen o kadar saçmalıyorum ki, eminim beni bir akıl hastanesine tıkmak istiyorsun. Ama sonra o deli saçmalarımı bile seviyorsun. Belki de benim gibi bir deliye katlanabilen tek insan sensin.
Sen benim hayatımın en eğlenceli sürprizi, en komik hediyesi, en renkli boyasısın. Seninle geçen her an, bir kahkaha patlaması, bir komedi şöleni. Birlikte yaşlanmak, yaşlılığımızı bile komik hale getirmek demek. Birbirimizin bastonlarıyla birbirimizi kovalayacağımız günleri şimdiden hayal ediyorum.
Canımın yoldaşı, sana olan sevgim, kelimelerle anlatılamayacak kadar büyük ve komik. Bu sevgi, içimde bir karnaval, her an coşkuyla ve kahkahayla devam ediyor. Sen benim hayatımın en tatlı kaosu, en güzel karmaşasısın. İyi ki varsın, iyi ki beni bu kadar güldürüyorsun. Seni çok seviyorum, canım komedyenim! Hadi bir de birlikte yere düşerek gülme çalışması yapalım! (Tabii düşmeden önce çaylarımızı almayı unutmayalım!)
