Çaresizlik... O kadar çok anlam yüklü ki... Hangi taraftan bakarsan bak başka şekilde karşımıza çıkıyor / çıkabiliyor... Kendin çaresiz değilsen bile karşına çaresiz kalmış biri veya birileri çıkabiliyor... Evet işte o zor an. Ne yapıyoruz ne yapabiliyoruz. Çaresizliklere çare oluyor muyuz, olabiliyor muyuz ? Sesinizi duyar gibiyim, elbette elimden geleni yapıyorum diyorsunuz... İşte olay budur... Koca yürekli, merhametli, eli bol, gönlü bol olmak, işte tüm mesele bu... Elbette kimse / ler çaresiz kalmasın. Elbette çözümsüz, çaresizlik kapıya dayanmasın... Temenniler bu yönde... Fakat gerçekçi olmak gerekiyor... Her kesin bir durum bir olay karşısında kendini çok çaresiz hissettiği an / lar olmuştur ve olacaktır... Çareler aramak çareler bulmak... Kendine veya birilerine çare olmak... Ne güzel, ne güzel... İnsan olmanın gerektirdiği en büyük erdemlerden... Tabi ki her kesin çaresizlik diye nitelendirdiği durumlar farklılıklar gösterebilir. Mesala biri / leri bir davet için üzerine giyecek farklı bir kıyafet bulamamayı çaresizlik diye nitelendirip telaş yaparken, bir diğer / leri ise hiç kıyafeti yok çaresiz... Bu durumda hangisi, hangileri çaresizlik sizce ? Çevremizi iyi gözlemlemiyoruz / gözlemleyemiyoruz... Ne yazık ki... Çaresizlik diye nitelendirdiğimiz şeyleri bir kez daha gözden geçirelim... En küçük şeyleri çaresizlik diye nitelendireceğimize, gerçekten çaresiz kalanlara yardımcı olmaya çalışalım olur mu ? Neler var neler... Yazmakla bitmez... Ama çare olmak la biter... ( Çaresizlik yaşasanız da çare bulmanız dileğiyle... )