a. Make
Sebeb olmak anlamında iki türlü kullanımı vardır:
1- make + nesne + sıfat
- Birthdays parties make me happy. (Yaşgünü partileri mutlu olmamı sağlar.)
That horror film made my little sister frightened. (Korku filmi küçük kardeşimi korkuttu.)
2- make + nesne + fiil
- Credits cards make people buy a lot of things. (Kredi kartı insanlara bir çok şey aldırır.)
- Listen.This joke will make you laugh. (Dinle bak. Bu fıkra seni güldürecek.)
Cümlenin öznesi bir kişi ise çoğunlukla zorlamak anlamında kullanılır.
- My father made me clean the car yesterday. (Babam dün bana arabayı temizletti.)
b. Diğer ifadeler ve kullanımları :
1- bring about
- Eating too much usually brings about fatness. (Çok fazla yemek genellikle şişmanlık getirir.)
2- cause
- Loud music can cause headache. (Yüksek sesli müzik başağrısına sebep olur.)
- Having a credit card causes my father to spend more money. (Kredi kartları babama daha çok para harcattırır.)
3- result in
- Watching too much TV results in eye problems. (Çok fazla televizyon seyretmek göz problemlerine sebep olur.)
4- lead to
- Laziness leads to poverty. (Tembellik yoksulluğa sebep olur.)
c. make, let and get
1- make someone do something : Birisini birşeuy yapmak için zorlamak.
- My father makes me wash his car sometimes. I hate it. (Babam bazen bana arabasını yıkatır. Bundan nefret ediyorum.)
2- let someone do something: Birisine bir şey yapması için izin vermek.
- My father lets me drive his car. Thanks Dad! (Babam arabasını kullanmama izin verir. Teşekkürler baba.)
3- get someone to do something : Birisini bir şey yapması için ikna etmek.
- My father got me to see the dentist. It was a good idea. (Babam dişçiye gitmemi sağladı.)
Sebeb olmak anlamında iki türlü kullanımı vardır:
1- make + nesne + sıfat
- Birthdays parties make me happy. (Yaşgünü partileri mutlu olmamı sağlar.)
That horror film made my little sister frightened. (Korku filmi küçük kardeşimi korkuttu.)
2- make + nesne + fiil
- Credits cards make people buy a lot of things. (Kredi kartı insanlara bir çok şey aldırır.)
- Listen.This joke will make you laugh. (Dinle bak. Bu fıkra seni güldürecek.)
Cümlenin öznesi bir kişi ise çoğunlukla zorlamak anlamında kullanılır.
- My father made me clean the car yesterday. (Babam dün bana arabayı temizletti.)
b. Diğer ifadeler ve kullanımları :
1- bring about
- Eating too much usually brings about fatness. (Çok fazla yemek genellikle şişmanlık getirir.)
2- cause
- Loud music can cause headache. (Yüksek sesli müzik başağrısına sebep olur.)
- Having a credit card causes my father to spend more money. (Kredi kartları babama daha çok para harcattırır.)
3- result in
- Watching too much TV results in eye problems. (Çok fazla televizyon seyretmek göz problemlerine sebep olur.)
4- lead to
- Laziness leads to poverty. (Tembellik yoksulluğa sebep olur.)
c. make, let and get
1- make someone do something : Birisini birşeuy yapmak için zorlamak.
- My father makes me wash his car sometimes. I hate it. (Babam bazen bana arabasını yıkatır. Bundan nefret ediyorum.)
2- let someone do something: Birisine bir şey yapması için izin vermek.
- My father lets me drive his car. Thanks Dad! (Babam arabasını kullanmama izin verir. Teşekkürler baba.)
3- get someone to do something : Birisini bir şey yapması için ikna etmek.
- My father got me to see the dentist. It was a good idea. (Babam dişçiye gitmemi sağladı.)