Çekim yasası aşk hayatımızı nasıl yönlendirilir?
Bu yazımızı ağırlıklı olarak, yıllarca bıkıp usanmadan beyaz atlı prens bekleyecek kadar sabırlı olabilen kadınlar açısından yazmak istiyoruz, değerli erkek okuyucularımızdan izin isteyerek tabii. Bu sıra dışı bekleme potansiyelinin ardında nasıl bir hikâye var hep birlikte görmeye çalışalım.
Son yıllarda hemen hemen herkesin bir şekilde duyduğu, üzerine bir şeyler okuduğu ve hatta kendi hayatında düşüncelerini kontrol ederek denediği çok önemli bir yasa çekim yasası. Sadece dünyada değil koca bir enerji topu olan kâinatın içinde olduğumuzu söyleyen ve yaydığımız enerjiye uygun düşen olayları yaşamaktan başka şansımız olmadığını bildiren bir yasa. Bu yasa diyor ki, senin bilinç düzeyinde ne istediğin değil, bilinçaltında neye ihtiyaç duyduğun belirler yaşadıklarını.
İşte kilit cümle bu. Beyaz atlı prens beklerken hiç de istemediği özelliklerde erkekleri hayatına çeken bir kadının Neden ama neden? sorusunun cevabı bunda gizli. Çünkü bilinçaltı kodlamasına göre birlikte olabileceği erkek, kendisine deli divane aşık olan, sevgi dolu, şefkatli, çok güçlü, çok ilgili bay harika değil, tam da hayatında olup, ben bunu nasıl sevdim diye sordurabilecek kadar düşüncesiz, sevgisiz, kendisine değer vermeyen bir erkek olabiliyor işte. Çünkü bilinçaltı geçmişte yaşanmış deneyimler doğrultusunda sevgi, aşk eşittir değer görmemek şeklinde bir kodlama yapmış belli ki.
Dolayısıyla, bu durumda o güzelim yıllar beyaz atlı prens hayalleri kurarak boş yere geçiriliyor bayanlar. Çünkü bilinç düzeyinde değil bilinçaltında bu istek yaratılamadığı sürece kâinat enerjisini kullanarak prense, Haydi! Atla atına git bakalım şu kadının hayatına. demiyor, hiçbir zaman da demeyecekmiş çekim yasasına göre.
Gerçekten çok ilginç. Yapılacak tek bir şey var öyleyse. İstediği erkeği hayatında göremeyen herkes önce geçmiş deneyimlerine bakarak bilinçaltında nasıl bir aşk kodlamasına sahip olduğunu bulmalı, yani farkındalık geliştirmeli ve sonra bu negatif kodlamayı olumlamalar yaparak değiştirmeli, bilinç düzeyinde istediğiyle eşleştirmelidir ki hayaller gerçek olsun.
Bu yazımızı ağırlıklı olarak, yıllarca bıkıp usanmadan beyaz atlı prens bekleyecek kadar sabırlı olabilen kadınlar açısından yazmak istiyoruz, değerli erkek okuyucularımızdan izin isteyerek tabii. Bu sıra dışı bekleme potansiyelinin ardında nasıl bir hikâye var hep birlikte görmeye çalışalım.
Son yıllarda hemen hemen herkesin bir şekilde duyduğu, üzerine bir şeyler okuduğu ve hatta kendi hayatında düşüncelerini kontrol ederek denediği çok önemli bir yasa çekim yasası. Sadece dünyada değil koca bir enerji topu olan kâinatın içinde olduğumuzu söyleyen ve yaydığımız enerjiye uygun düşen olayları yaşamaktan başka şansımız olmadığını bildiren bir yasa. Bu yasa diyor ki, senin bilinç düzeyinde ne istediğin değil, bilinçaltında neye ihtiyaç duyduğun belirler yaşadıklarını.
İşte kilit cümle bu. Beyaz atlı prens beklerken hiç de istemediği özelliklerde erkekleri hayatına çeken bir kadının Neden ama neden? sorusunun cevabı bunda gizli. Çünkü bilinçaltı kodlamasına göre birlikte olabileceği erkek, kendisine deli divane aşık olan, sevgi dolu, şefkatli, çok güçlü, çok ilgili bay harika değil, tam da hayatında olup, ben bunu nasıl sevdim diye sordurabilecek kadar düşüncesiz, sevgisiz, kendisine değer vermeyen bir erkek olabiliyor işte. Çünkü bilinçaltı geçmişte yaşanmış deneyimler doğrultusunda sevgi, aşk eşittir değer görmemek şeklinde bir kodlama yapmış belli ki.
Dolayısıyla, bu durumda o güzelim yıllar beyaz atlı prens hayalleri kurarak boş yere geçiriliyor bayanlar. Çünkü bilinç düzeyinde değil bilinçaltında bu istek yaratılamadığı sürece kâinat enerjisini kullanarak prense, Haydi! Atla atına git bakalım şu kadının hayatına. demiyor, hiçbir zaman da demeyecekmiş çekim yasasına göre.
Gerçekten çok ilginç. Yapılacak tek bir şey var öyleyse. İstediği erkeği hayatında göremeyen herkes önce geçmiş deneyimlerine bakarak bilinçaltında nasıl bir aşk kodlamasına sahip olduğunu bulmalı, yani farkındalık geliştirmeli ve sonra bu negatif kodlamayı olumlamalar yaparak değiştirmeli, bilinç düzeyinde istediğiyle eşleştirmelidir ki hayaller gerçek olsun.