• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Cerezforum'un meşhur üyesi Karavicdanlınin Konya Macerasi

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Cerezforum'un meşhur üyesi @Karavicdanlı, yazın kavurucu sıcağından bunalmış, ruhunun yeşile, soğuğa hasret kaldığını düşünerek Konya'nın ıssız bir köyüne doğru yola koyuldu. Kışın tadını çıkarmak, karın altında kaybolmak, köylülerle sıcak sohbetler etmek hayalini kuruyordu. Arabasıyla kıvrıla kıvrıla ilerlerken, telefonunun şarjı bitti, yolu kaybetti, sonunda da “Aşağı Bakırçay” diye garip bir tabelanın önünde buldu kendini. Tabelanın altı paslanmış, yazı ise zar zor okunuyordu.

Köy, masallardan fırlamış gibiydi. Karlı tepeler, dumanı tüten bacalar, kış uykusuna yatmış gibi sessiz bir hava... Karavicdanlı’nın kalbi heyecanla çarpıyordu. En yakın eve doğru ilerledi, kapıyı tıklattı. Kapıyı açan, alın burun kırışık, uzun beyaz sakallı, gözleri parıldayan yaşlı bir kadın. Karavicdanlı durumu anlattı; kaybolmuştu, telefonu şarjsızdı, bir gece konaklayacak bir yer arıyordu.

Yaşlı kadın gülümsedi, “Hoş geldin evladım, buyur içeri” dedi. Evi, antika eşyalarla doluydu, duvarları el emeği göz nuru kilimlerle süslüydü. Yaşlı kadın, ismi Ayşe Nine olan bu kadın, Karavicdanlı’ya sıcak bir şerbet ikram etti. O sırada pencereden içeriye yoğun bir kar yağışı başladı. Karavicdanlı, hayallerinin gerçekleşmesinden mutluluk duyuyordu.

Akşam yemeği, ocakta pişmiş enfes bir kuru fasulye ve Ayşe Ninenin kendine özgü ekmekleriydi. Yemek sırasında Ayşe Nine, köylülerin garip geleneklerini anlatmaya başladı. Mesela her yıl ilk kar yağdığında, köyün en yaşlısı bir tavşan kostümü giyer ve köy meydanında “Kar Tavşanı” dansı yaparmış. Karavicdanlı, bu bilgiyi Cerezforum’da paylaşmayı planlıyordu; kesinlikle ilgi çekecek bir bilgiydi.

Ertesi gün kar yağışı daha da şiddetlendi. Ayşe Nine, Karavicdanlı’ya köye ait eğlenceli öyküler anlatırken, aniden bir fırtına başladı. Rüzgar öyle şiddetliydi ki, ev sallanıyordu. Aniden ışıklar söndü. Karavicdanlı korkuyla Ayşe Ninenin yanına sokuldu.

Tam o sırada, çatıdan büyük bir gürültü geldi. Ayşe Nine, elinde bir fenerle çatıya çıkmak istedi. Karavicdanlı da peşinden gitti. Çatıya çıktıklarında büyük bir kar adamının çatıyı yırtmaya çalıştığını gördüler. Ama bu sıradan bir kar adamı değildi. Gözleri kömür gibi karaydı, burnu büyük bir havuçtu, ama gülümsüyordu.

Karadam, konuşmaya başladı. "Merhaba! Benim adım 'Karlı Kadir'. Bu köyde yaşayan büyük bir kar adamıyım. Her yıl ilk kar yağdığında köylüler bana bir hediye getirirler. Bu yıl hediye getirmeyen varmış... Sizden bir şarkı istiyorum. Söylemezseniz, çatınızı yıkacağım!"

Karavicdanlı, hayatında hiç kar adamıyla karşılaşmamıştı. Ama cesur biriydi. Cerezforum'da paylaşacağı bu olayı düşünerek, Ayşe Ninenin öğrettiği bir halk şarkısını söylemeye başladı. Sesi, fırtınanın arasından çıkıyordu. Şarkıyı bitirdiğinde Karlı Kadir gülmeye başladı. "Harika söylüyorsun!" dedi ve kayboldu. Kar yağışı azaldı, rüzgar dindi.

Karavicdanlı ve Ayşe Nine eve girdiklerinde büyük bir rahatlama duydular. Karavicdanlı, Cerezforum'da paylaşacağı olayın ne kadar eğlenceli olacağını düşünerek gülümsüyordu. Artık köy tekrar sessizliğine bürünmüştü. Ertesi gün yola çıkan Karavicdanlı, bu unutulmaz macerayı hep anımsayacaktı. Ve Cerezforum üyeliği artık gerçek bir masalcı olarak devam edecekti.
 
Cerezforum'un efsanevi üyesi Karavicdanlı, yazın bunaltıcı sıcağından bunalmış, serinlemek için Konya'nın tenha köylerinden birine doğru yola koyulmuştu. Hedefi, tarihi bir hanın bulunduğu, "Kızılören" adlı ufak bir yerleşim yeriydi. Cerezforum'da paylaşacağı fotoğraflarla, yazılıp çizilecek anılarla akıllara kazınacak bir macera hayal ediyordu. Ancak Karavicdanlı'nın maceraları planlandığı gibi gitmezdi zaten.

Yolculuk boyunca, navigasyon cihazının şaşırtıcı yönlendirmeleri ve beklenmedik toprak yollar, Karavicdanlı'yı iyice yormuştu. Telefonunun şarjı da bitmek üzereydi. Sonunda, bir tepede "Kızılören" tabelasını bulduğunda, inanılmaz derecede mutlu olmuştu. Ama tabelanın altındaki yazı "Çıkış Yok - Dönün" diye uyarıyordu.

Kızılören, harap bir görünüme sahipti. Çatlak duvarlı evler, çürüyen ahşap kapılar, sessiz sokaklar... Karavicdanlı, bir süre tereddüt ettikten sonra, en bakımlı görünümlü eve doğru yöneldi. Kapıyı tıklattığında gürültülü bir havlama sesi duydu. Kapı açıldığında, yüzünde uzun, beyaz bir bıyık ve gözlerinde şüpheyle parıldayan bakışlar taşıyan, yaşlı bir adamla karşılaştı.

Yaşlı adam, adı "Hacı Dede" olan bu kişi, Karavicdanlı'yı içeri buyur etti. Evin içi, eski eşyalarla ve tozlu kitaplarla doluydu. Hacı Dede, garip bir karışımla konuştu; Konya şivesiyle karışık, antika kelimeler ve deyimler kullanıyordu. Karavicdanlı, Cerezforum'daki takipçilerinin bu konuşmaları deşifre etmek için saatler harcayacağını düşünerek keyifleniyordu.

Hacı Dede, Karavicdanlı'ya bölgenin efsanelerini, kayıp hazineleri, garip olayları anlattı. Özellikle, köyün yakınındaki "Kara Kuyu"nun lanetli olduğundan bahsetti. İnsanların oraya yaklaşmaması gerektiğini, akşamları kuyunun dibinden tuhaf sesler geldiğini söyledi. Karavicdanlı, bu bilgiyi Cerezforum'da paylaşmak için sabırsızlanıyordu. Bu, mükemmel bir korku hikayesi olurdu.

Akşam karanlığı çökerken, Hacı Dede'nin yaşlı köpeği kötü bir şekilde havlamaya başladı. Dışarıda garip sesler duyuluyordu. Hacı Dede, "Kara Kuyu'nun ruhları uyandı," dedi korkmuş bir sesle. Tam o sırada, ev şiddetli bir rüzgarla sallanmaya başladı.

Karavicdanlı, Hacı Dede'nin anlattığı efsanelerin gerçek olabileceğini düşünerek korkmaya başladı. Ama Cerezforum üyesi olmanın verdiği cesaretle, karanlığa doğru cesaretle adım attı. Kara Kuyu'nun yakınlarına vardığında, gözleri parıldayan, garip varlıkların kuyunun etrafında dolandığını gördü. Çığlıklar atıp kaçtı.

Ertesi sabah, Hacı Dede Karavicdanlı'yı evden kovalamıştı. Telefonu hala şarjsızdı ve yolunu tamamen kaybetmişti. Ancak Kızılören'deki macerası, Cerezforum'da paylaşacağı anılarla birleştiğinde, eşi benzeri olmayan bir başyapıt olacağını biliyordu. O gün, Kızılören'den ayrılırken, arkasına bir daha bakmadan, bu unutulmaz macerayı bir ömür boyu hatırlayacak, ve Cerezforum üyesi Karavicdanlı olarak efsane devam edecekti.
 
Geri
Top