Bir Varmış, Bir Yokmuş, Açık Adresli Bir Masal
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken... Bir ülke varmış. Bu ülkenin adı "Açık Adresler Diyarı" imiş. Bu diyarın en ilginç özelliği, herkesin adresinin tamamen açık ve net olmasıymış. Yani, kimse "Şu sokak, şu cadde" diye dolandırmazmış. Herkes evinin kapısına kocaman bir tabela asar, üzerine de tam adresini yazarmış. Mesela:
"Çikolata Çeşmesi Sokak, No: 7, Zemin Kat, Kapıyı Çalınca 'Girin!' Diyen Teyzenin Evinin Hemen Yanı, Açık Adresler Diyarı."
İşte böyle bir diyarda, Cerezforumun Yürekli Kızı adında bir kız yaşarmış. Bu kız, öyle cesur, öyle gözüpekmiş ki, herkes ona hayranmış. Bir gün, bu kız, diyarın en büyük sorununu çözmeye karar vermiş. Sorun ne mi? Diyarda herkesin adresi açık olduğu için, postacılar sürekli kayboluyormuş! Çünkü her adres o kadar uzun ve detaylıymış ki, postacılar bir evi bulana kadar günler geçiyormuş.
Cerezforumun Yürekli Kızı, bir sabah kalkmış, kılıcını kuşanmış (evet, kılıç kuşanırmış, çünkü cesaret işte!) ve yola koyulmuş. Amacı, diyarın en bilge kişisi olan **"Adres Büyücüsü"**nü bulmakmış. Adres Büyücüsü, diyarın en ücra köşesinde, **"Kaybolanlar Vadisi"**nde yaşarmış. Tabii, buranın adresi de şöyleymiş:
"Kaybolanlar Vadisi, Büyük Çam Ağacının Altı, Mavi Kapılı Kulübe, Kapıyı Çalınca 'Kim O?' Diyen Adamın Evi, Açık Adresler Diyarı."
Cerezforumun Yürekli Kızı, bu adresi bulmak için tam üç gün üç gece yol yürümüş. Sonunda, Büyük Çam Ağacının altına varmış. Kapıyı çalmış, içeriden bir ses "Kim o?" diye sormuş. Kız, cesaretini toplayıp "Ben, Cerezforumun Yürekli Kızı! Adres Büyücüsü'nü arıyorum!" demiş.
Kapı açılmış, içeriden uzun sakallı, gözlüklü bir adam çıkmış. "Ben Adres Büyücüsü'yüm. Ne istiyorsun?" diye sormuş.
Kız, hemen sorununu anlatmış: "Postacılar sürekli kayboluyor. Adresler çok uzun ve karmaşık. Ne yapabiliriz?"
Adres Büyücüsü, sakalını sıvazlayıp düşünmüş. Sonra, "Bu sorunu çözmek için bir Adres Kısaltma Büyüsü yapmamız gerekiyor," demiş. "Ama bu büyüyü yapmak için üç şeye ihtiyacımız var: Bir tutam postacı sabrı, bir avuç harita tozu ve en önemlisi, bir parça Cerezforumun Yürekli Kızı'nın cesareti."
Kız, hiç tereddüt etmeden cesaretini vermiş. Adres Büyücüsü, büyüyü yapmış ve diyarın her yerine yaymış. Artık adresler kısa ve net olmuş:
"Çikolata Çeşmesi Sokak, No: 7."
Postacılar bir daha asla kaybolmamış ve herkes mutlu mesut yaşamış. Cerezforumun Yürekli Kızı da diyarın kahramanı olmuş. Ama tabii, cesaretini geri almayı unutmamış!
Cerezforumun Yürekli Kızı, Adres Büyücüsü'nün yardımıyla postacıların kaybolma sorununu çözdükten sonra bir süre dinlenmeye karar vermiş. Fakat bir sabah, diyarın en lezzetli kurabiyelerini yapan Kurabiye Krallığı'ndan bir haber gelmiş. Krallığın en değerli hazinesi olan "Sonsuz Lezzet Kurabiyesi" kaybolmuş! Bu kurabiye, bir ısırıkta yiyeni mutlulukla doldurur, iki ısırıkta tüm sorunları unutturur, üç ısırıkta ise dans ettirirmiş. Kısacası, krallık için paha biçilemez bir hazineymiş.
Kral, Cerezforumun Yürekli Kızı'na bir mektup yazmış:
"Sevgili Yürekli Kız, Sonsuz Lezzet Kurabiyesi'miz çalındı! Onu bulmazsak, krallığımızda bir daha asla mutluluk olmayacak. Lütfen yardım et!"
Cerezforumun Yürekli Kızı, hemen kılıcını kuşanmış ve yola çıkmış. Fakat bu sefer işi biraz daha zorluymuş, çünkü kurabiyeyi çalan kişi, diyarın en kurnaz ve gizemli hırsızı olan "Karamel Korsanı" imiş. Bu korsan, tatlıları çalıp, onları kendi gizli adasında biriktirirmiş. Adasına giden yol ise tam bir bilmeceymiş.
Kız, ilk olarak Şeker Ormanı'na gitmiş. Bu orman, her türlü tatlı ağacıyla doluydu: Çikolata çamları, şeker akçaağaçları, jelibon çalıları... Fakat ormanda kaybolmamak için dikkatli olmak gerekiyormuş. Çünkü ormanın ortasında "Yönünü Şaşırtan Şurup Gölü" varmış. Bu göl, etrafındakilerin aklını karıştırır, sağa sola yanlış yönlendirirmiş.
Cerezforumun Yürekli Kızı, gölün yanına geldiğinde, göl aniden konuşmaya başlamış:
"Hey, sen! Nereye gidiyorsun? Sağa mı, sola mı? Yoksa dümdüz mü? Hahaha!"
Kız, hiç panik yapmamış ve gölü şaşırtmak için şöyle demiş:
"Ben aslında geriye gidiyorum. Çünkü geleceğe gitmek için önce geçmişe dönmem gerekiyor!"
Göl, bu cevaba o kadar şaşırmış ki, kafası karışmış ve Cerezforumun Yürekli Kızı'nın yolunu serbest bırakmış. Kız, ormanı geçip Karamel Denizi'ne ulaşmış. Bu deniz, tamamen karamelden oluşuyormuş ve üzerinde yüzen gemiler de kurabiye parçalarından yapılmış.
Denizde, Limonlu Zıpkıncı adında bir balıkçıyla karşılaşmış. Balıkçı, kızı görünce şöyle demiş:
"Eğer Karamel Korsanı'nın adasına gitmek istiyorsan, önce benim bilmecemi çözmelisin! Bilmece şu:
'Yediğin zaman küçülürsün, içtiğin zaman büyürsün. Nedir benim?'"
Cerezforumun Yürekli Kızı, bir an düşünmüş ve cevabı bulmuş:
"Bu bir şeker! Yediğinde dişlerin çürür (yani küçülür), içtiğinde ise enerjin artar (yani büyürsün)!"
Limonlu Zıpkıncı, bu cevaba çok sevinmiş ve kızı adaya götürmeyi kabul etmiş. Adada, Karamel Korsanı, Sonsuz Lezzet Kurabiyesi'ni yemek üzereymiş. Cerezforumun Yürekli Kızı, hemen korsanın karşısına çıkmış:
"Dur! O kurabiye senin değil! Onu geri vermelisin!"
Korsan, kızı görünce gülmüş:
"Ah, cesur kız! Eğer bu kurabiyeyi almak istiyorsan, önce benimle bir dans yarışmasına katılmalısın!"
Kız, hiç tereddüt etmeden kabul etmiş. Korsan, bir düğmeye basmış ve etrafta müzik çalmaya başlamış. İkisi de kıyasıya dans etmiş. Fakat Cerezforumun Yürekli Kızı, üç ısırık Sonsuz Lezzet Kurabiyesi'ni yemiş gibi dans etmiş! Korsan, bu dans karşısında pes etmiş ve kurabiyeyi geri vermiş.
Kız, kurabiyeyi alıp Kurabiye Krallığı'na geri dönmüş. Kral, kurabiyeyi görünce o kadar mutlu olmuş ki, kızı krallığın "Tatlı Kahramanı" ilan etmiş. Ve tabii, kızın cesareti bir kez daha herkesi kurtarmış!
Cerezforumun Yürekli Kızı, Kurabiye Krallığı'ndaki macerasından sonra biraz dinlenmek istemiş. Fakat tam o sırada, diyarın en gizemli yerlerinden biri olan Çikolata Volkanı'ndan bir haber gelmiş. Volkan, aniden faaliyete geçmiş ve etrafa sıcak çikolata lavları püskürtmeye başlamış! Üstelik, volkanın tepesinde bir de Marshmallow Canavarı ortaya çıkmış. Bu canavar, devasa bir marshmallowdan yapılmış, yumuşacık ama bir o kadar da tehlikeliymiş. Çünkü her kime dokunsa, onu yapışkan bir marshmallow topuna dönüştürüyormuş!
Cerezforumun Yürekli Kızı, hemen harekete geçmiş. Yanına birkaç Gofret Kılıcı ve Jelibon Zırhı alıp yola koyulmuş. Çikolata Volkanı'na vardığında, etrafın sıcak çikolata lavlarıyla kaplandığını görmüş. Volkanın tepesine tırmanmak için bir yol bulması gerekiyormuş. Tam o sırada, yanına Kakaolu Kramponlar adında bir çift ayakkabı gelmiş. Bu ayakkabılar, çikolata lavlarının üzerinde yürüyebiliyormuş!
Kız, Kakaolu Kramponlar'ı giyip volkana tırmanmaya başlamış. Fakat tam tepede, Marshmallow Canavarı onu bekliyormuş. Canavar, kocaman gözlerini kızın üzerine dikip şöyle demiş:
"Bu volkan benim! Kimse buradan geçemez! Hele sen hiç geçemezsin!"
Cerezforumun Yürekli Kızı, hiç korkmamış ve canavara şöyle demiş:
"Ben seninle savaşmak için gelmedim. Seninle bir anlaşma yapmak istiyorum!"
Canavar, şaşırmış:
"Anlaşma mı? Ne tür bir anlaşma?"
Kız, hemen sırt çantasından dev bir Çikolata Fondü Kazanı çıkarmış.
"Eğer volkanı durdurursan, seni her gün bu fondü kazanına batırıp üzerine sprinkler serpeceğim! Hem yumuşacık kalırsın, hem de lezzetli!"
Marshmallow Canavarı, bu teklifi duyunca gözleri parlamış. Çünkü en sevdiği şey, çikolataya bulanmaktı! Hemen volkanın faaliyetini durdurmuş ve kızla anlaşmaya varmış. Fakat tam o sırada, volkanın içinden bir ses gelmiş:
"Hey! Beni unuttunuz mu?"
Cerezforumun Yürekli Kızı ve Marshmallow Canavarı, volkanın içine bakmışlar. İçeriden, minik bir Çikolata Ejderhası çıkmış. Ejderha, üzgün bir şekilde şöyle demiş:
"Ben bu volkanın bekçisiyim. Ama Marshmallow Canavarı gelince, her şey karıştı. Lütfen bana da yardım edin!"
Kız, hemen bir çözüm bulmuş:
"Ejderha, sen volkanın lavlarını sütlü çikolataya çevir. Marshmallow Canavarı da her gün bu lavlara batıp üzerine sprinkler serpsin. Böylece herkes mutlu olur!"
Ejderha ve canavar, bu fikri çok beğenmişler. Hemen işe koyulmuşlar. Volkan, artık sütlü çikolata lavları püskürtüyormuş ve etrafındaki herkes bu lezzetten yiyormuş. Cerezforumun Yürekli Kızı ise bir kez daha diyarı kurtarmış!
Marshmallow Canavarı, artık Çikolata Volkanı'nın baş şefi olmuş. Her gün volkanın lavlarına batıp üzerine sprinkler serpiyormuş. Hatta bir süre sonra, "Marshmallow Çikolata Topları" adında bir tatlı dükkanı açmış. Cerezforumun Yürekli Kızı da bu dükkanın en sadık müşterisi olmuş. Bir gün, kız canavara şöyle demiş:
"Bak, sen artık bir kahramansın. Hem yumuşacıksın, hem de lezzetli!"
Canavar, gülümsemiş:
"Evet, ama sen olmasaydın, hâlâ volkanın tepesinde kızgın bir marshmallow olurdum. Teşekkürler, Yürekli Kız!"
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken... Bir ülke varmış. Bu ülkenin adı "Açık Adresler Diyarı" imiş. Bu diyarın en ilginç özelliği, herkesin adresinin tamamen açık ve net olmasıymış. Yani, kimse "Şu sokak, şu cadde" diye dolandırmazmış. Herkes evinin kapısına kocaman bir tabela asar, üzerine de tam adresini yazarmış. Mesela:
"Çikolata Çeşmesi Sokak, No: 7, Zemin Kat, Kapıyı Çalınca 'Girin!' Diyen Teyzenin Evinin Hemen Yanı, Açık Adresler Diyarı."
İşte böyle bir diyarda, Cerezforumun Yürekli Kızı adında bir kız yaşarmış. Bu kız, öyle cesur, öyle gözüpekmiş ki, herkes ona hayranmış. Bir gün, bu kız, diyarın en büyük sorununu çözmeye karar vermiş. Sorun ne mi? Diyarda herkesin adresi açık olduğu için, postacılar sürekli kayboluyormuş! Çünkü her adres o kadar uzun ve detaylıymış ki, postacılar bir evi bulana kadar günler geçiyormuş.
Cerezforumun Yürekli Kızı, bir sabah kalkmış, kılıcını kuşanmış (evet, kılıç kuşanırmış, çünkü cesaret işte!) ve yola koyulmuş. Amacı, diyarın en bilge kişisi olan **"Adres Büyücüsü"**nü bulmakmış. Adres Büyücüsü, diyarın en ücra köşesinde, **"Kaybolanlar Vadisi"**nde yaşarmış. Tabii, buranın adresi de şöyleymiş:
"Kaybolanlar Vadisi, Büyük Çam Ağacının Altı, Mavi Kapılı Kulübe, Kapıyı Çalınca 'Kim O?' Diyen Adamın Evi, Açık Adresler Diyarı."
Cerezforumun Yürekli Kızı, bu adresi bulmak için tam üç gün üç gece yol yürümüş. Sonunda, Büyük Çam Ağacının altına varmış. Kapıyı çalmış, içeriden bir ses "Kim o?" diye sormuş. Kız, cesaretini toplayıp "Ben, Cerezforumun Yürekli Kızı! Adres Büyücüsü'nü arıyorum!" demiş.
Kapı açılmış, içeriden uzun sakallı, gözlüklü bir adam çıkmış. "Ben Adres Büyücüsü'yüm. Ne istiyorsun?" diye sormuş.
Kız, hemen sorununu anlatmış: "Postacılar sürekli kayboluyor. Adresler çok uzun ve karmaşık. Ne yapabiliriz?"
Adres Büyücüsü, sakalını sıvazlayıp düşünmüş. Sonra, "Bu sorunu çözmek için bir Adres Kısaltma Büyüsü yapmamız gerekiyor," demiş. "Ama bu büyüyü yapmak için üç şeye ihtiyacımız var: Bir tutam postacı sabrı, bir avuç harita tozu ve en önemlisi, bir parça Cerezforumun Yürekli Kızı'nın cesareti."
Kız, hiç tereddüt etmeden cesaretini vermiş. Adres Büyücüsü, büyüyü yapmış ve diyarın her yerine yaymış. Artık adresler kısa ve net olmuş:
"Çikolata Çeşmesi Sokak, No: 7."
Postacılar bir daha asla kaybolmamış ve herkes mutlu mesut yaşamış. Cerezforumun Yürekli Kızı da diyarın kahramanı olmuş. Ama tabii, cesaretini geri almayı unutmamış!
Cerezforumun Yürekli Kızı, Adres Büyücüsü'nün yardımıyla postacıların kaybolma sorununu çözdükten sonra bir süre dinlenmeye karar vermiş. Fakat bir sabah, diyarın en lezzetli kurabiyelerini yapan Kurabiye Krallığı'ndan bir haber gelmiş. Krallığın en değerli hazinesi olan "Sonsuz Lezzet Kurabiyesi" kaybolmuş! Bu kurabiye, bir ısırıkta yiyeni mutlulukla doldurur, iki ısırıkta tüm sorunları unutturur, üç ısırıkta ise dans ettirirmiş. Kısacası, krallık için paha biçilemez bir hazineymiş.
Kral, Cerezforumun Yürekli Kızı'na bir mektup yazmış:
"Sevgili Yürekli Kız, Sonsuz Lezzet Kurabiyesi'miz çalındı! Onu bulmazsak, krallığımızda bir daha asla mutluluk olmayacak. Lütfen yardım et!"
Cerezforumun Yürekli Kızı, hemen kılıcını kuşanmış ve yola çıkmış. Fakat bu sefer işi biraz daha zorluymuş, çünkü kurabiyeyi çalan kişi, diyarın en kurnaz ve gizemli hırsızı olan "Karamel Korsanı" imiş. Bu korsan, tatlıları çalıp, onları kendi gizli adasında biriktirirmiş. Adasına giden yol ise tam bir bilmeceymiş.
Kız, ilk olarak Şeker Ormanı'na gitmiş. Bu orman, her türlü tatlı ağacıyla doluydu: Çikolata çamları, şeker akçaağaçları, jelibon çalıları... Fakat ormanda kaybolmamak için dikkatli olmak gerekiyormuş. Çünkü ormanın ortasında "Yönünü Şaşırtan Şurup Gölü" varmış. Bu göl, etrafındakilerin aklını karıştırır, sağa sola yanlış yönlendirirmiş.
Cerezforumun Yürekli Kızı, gölün yanına geldiğinde, göl aniden konuşmaya başlamış:
"Hey, sen! Nereye gidiyorsun? Sağa mı, sola mı? Yoksa dümdüz mü? Hahaha!"
Kız, hiç panik yapmamış ve gölü şaşırtmak için şöyle demiş:
"Ben aslında geriye gidiyorum. Çünkü geleceğe gitmek için önce geçmişe dönmem gerekiyor!"
Göl, bu cevaba o kadar şaşırmış ki, kafası karışmış ve Cerezforumun Yürekli Kızı'nın yolunu serbest bırakmış. Kız, ormanı geçip Karamel Denizi'ne ulaşmış. Bu deniz, tamamen karamelden oluşuyormuş ve üzerinde yüzen gemiler de kurabiye parçalarından yapılmış.
Denizde, Limonlu Zıpkıncı adında bir balıkçıyla karşılaşmış. Balıkçı, kızı görünce şöyle demiş:
"Eğer Karamel Korsanı'nın adasına gitmek istiyorsan, önce benim bilmecemi çözmelisin! Bilmece şu:
'Yediğin zaman küçülürsün, içtiğin zaman büyürsün. Nedir benim?'"
Cerezforumun Yürekli Kızı, bir an düşünmüş ve cevabı bulmuş:
"Bu bir şeker! Yediğinde dişlerin çürür (yani küçülür), içtiğinde ise enerjin artar (yani büyürsün)!"
Limonlu Zıpkıncı, bu cevaba çok sevinmiş ve kızı adaya götürmeyi kabul etmiş. Adada, Karamel Korsanı, Sonsuz Lezzet Kurabiyesi'ni yemek üzereymiş. Cerezforumun Yürekli Kızı, hemen korsanın karşısına çıkmış:
"Dur! O kurabiye senin değil! Onu geri vermelisin!"
Korsan, kızı görünce gülmüş:
"Ah, cesur kız! Eğer bu kurabiyeyi almak istiyorsan, önce benimle bir dans yarışmasına katılmalısın!"
Kız, hiç tereddüt etmeden kabul etmiş. Korsan, bir düğmeye basmış ve etrafta müzik çalmaya başlamış. İkisi de kıyasıya dans etmiş. Fakat Cerezforumun Yürekli Kızı, üç ısırık Sonsuz Lezzet Kurabiyesi'ni yemiş gibi dans etmiş! Korsan, bu dans karşısında pes etmiş ve kurabiyeyi geri vermiş.
Kız, kurabiyeyi alıp Kurabiye Krallığı'na geri dönmüş. Kral, kurabiyeyi görünce o kadar mutlu olmuş ki, kızı krallığın "Tatlı Kahramanı" ilan etmiş. Ve tabii, kızın cesareti bir kez daha herkesi kurtarmış!
Cerezforumun Yürekli Kızı, Kurabiye Krallığı'ndaki macerasından sonra biraz dinlenmek istemiş. Fakat tam o sırada, diyarın en gizemli yerlerinden biri olan Çikolata Volkanı'ndan bir haber gelmiş. Volkan, aniden faaliyete geçmiş ve etrafa sıcak çikolata lavları püskürtmeye başlamış! Üstelik, volkanın tepesinde bir de Marshmallow Canavarı ortaya çıkmış. Bu canavar, devasa bir marshmallowdan yapılmış, yumuşacık ama bir o kadar da tehlikeliymiş. Çünkü her kime dokunsa, onu yapışkan bir marshmallow topuna dönüştürüyormuş!
Cerezforumun Yürekli Kızı, hemen harekete geçmiş. Yanına birkaç Gofret Kılıcı ve Jelibon Zırhı alıp yola koyulmuş. Çikolata Volkanı'na vardığında, etrafın sıcak çikolata lavlarıyla kaplandığını görmüş. Volkanın tepesine tırmanmak için bir yol bulması gerekiyormuş. Tam o sırada, yanına Kakaolu Kramponlar adında bir çift ayakkabı gelmiş. Bu ayakkabılar, çikolata lavlarının üzerinde yürüyebiliyormuş!
Kız, Kakaolu Kramponlar'ı giyip volkana tırmanmaya başlamış. Fakat tam tepede, Marshmallow Canavarı onu bekliyormuş. Canavar, kocaman gözlerini kızın üzerine dikip şöyle demiş:
"Bu volkan benim! Kimse buradan geçemez! Hele sen hiç geçemezsin!"
Cerezforumun Yürekli Kızı, hiç korkmamış ve canavara şöyle demiş:
"Ben seninle savaşmak için gelmedim. Seninle bir anlaşma yapmak istiyorum!"
Canavar, şaşırmış:
"Anlaşma mı? Ne tür bir anlaşma?"
Kız, hemen sırt çantasından dev bir Çikolata Fondü Kazanı çıkarmış.
"Eğer volkanı durdurursan, seni her gün bu fondü kazanına batırıp üzerine sprinkler serpeceğim! Hem yumuşacık kalırsın, hem de lezzetli!"
Marshmallow Canavarı, bu teklifi duyunca gözleri parlamış. Çünkü en sevdiği şey, çikolataya bulanmaktı! Hemen volkanın faaliyetini durdurmuş ve kızla anlaşmaya varmış. Fakat tam o sırada, volkanın içinden bir ses gelmiş:
"Hey! Beni unuttunuz mu?"
Cerezforumun Yürekli Kızı ve Marshmallow Canavarı, volkanın içine bakmışlar. İçeriden, minik bir Çikolata Ejderhası çıkmış. Ejderha, üzgün bir şekilde şöyle demiş:
"Ben bu volkanın bekçisiyim. Ama Marshmallow Canavarı gelince, her şey karıştı. Lütfen bana da yardım edin!"
Kız, hemen bir çözüm bulmuş:
"Ejderha, sen volkanın lavlarını sütlü çikolataya çevir. Marshmallow Canavarı da her gün bu lavlara batıp üzerine sprinkler serpsin. Böylece herkes mutlu olur!"
Ejderha ve canavar, bu fikri çok beğenmişler. Hemen işe koyulmuşlar. Volkan, artık sütlü çikolata lavları püskürtüyormuş ve etrafındaki herkes bu lezzetten yiyormuş. Cerezforumun Yürekli Kızı ise bir kez daha diyarı kurtarmış!
Marshmallow Canavarı, artık Çikolata Volkanı'nın baş şefi olmuş. Her gün volkanın lavlarına batıp üzerine sprinkler serpiyormuş. Hatta bir süre sonra, "Marshmallow Çikolata Topları" adında bir tatlı dükkanı açmış. Cerezforumun Yürekli Kızı da bu dükkanın en sadık müşterisi olmuş. Bir gün, kız canavara şöyle demiş:
"Bak, sen artık bir kahramansın. Hem yumuşacıksın, hem de lezzetli!"
Canavar, gülümsemiş:
"Evet, ama sen olmasaydın, hâlâ volkanın tepesinde kızgın bir marshmallow olurdum. Teşekkürler, Yürekli Kız!"