Ayla, minik bir kız çocuğuydu. Bahçede oynamayı çok severdi. Bir gün, oyun oynarken çalılıklarda bir miyavlama sesi duydu. Sesin geldiği yöne doğru koştu ve orada küçük, tüylü bir kedi yavrusu buldu. Kedi, açmış ve biraz üşümüş gibiydi. Ayla hemen kediyi kucağına aldı ve eve götürdü. Annesine durumu anlatınca, anne de kediye bakmaya karar verdiler. Ayla, kediciğe "Çiko" adını verdi.
Çiko, Ayla'nın en iyi arkadaşı oldu. Beraber oyun oynarlar, bahçede koşuştururlardı. Çiko, Ayla'nın karnına yatar, Ayla da onu okşardı. İkisi arasındaki bağ çok güçlüydü.
Bir gün, Ayla ve Çiko bahçede oynarken, büyük bir ağaç gövdesinin arkasından tuhaf bir ses geldi. Merakla sese doğru yaklaştılar. Ses, sanki küçük bir fareye aitti. Ayla ve Çiko, fareyi bulmak için ağaçlık alanda aramaya başladılar. Sonunda, fareyi küçük bir deliğin içinde buldular. Fare, korkmuştu ve çıkamıyordu. Ayla, fareyi kurtarmak için bir dal buldu ve deliğe uzattı. Fare, dala tutunarak delikten çıktı. Ayla ve Çiko, fareyi kurtardıkları için çok mutlu olmuşlardı.
O günden sonra, Ayla ve Çiko birçok macera yaşadılar. Birlikte ormana pikniğe gittiler, deniz kenarında kumdan kaleler yaptılar ve hatta bir gün, kaybolmuş bir kuş yavrusunu bulup yuvasına götürdüler. Çiko ve Ayla'nın dostluğu, her geçen gün daha da güçleniyordu.
Çiko bir gün halsiz düşer ve yemek yemeyi bırakır. Ayla çok üzülür ve veterinere götürür. Veteriner, Çiko'nun neden hasta olduğunu anlamaz ve daha fazla test yapılması gerektiğini söyler. Ayla, Çiko'ya iyileşmesi için her şeyi yapar. Ona özel yemekler hazırlar, onunla oyun oynar ve sürekli yanında olur. Sonunda, Çiko gizemli bir bitki yemiş olduğu için hasta olduğu anlaşılır ve tedavi edilir. Bu seçenek, hem Ayla'nın endişesini hem de Çiko ile arasındaki güçlü bağı vurgular.
Çiko, bahçede oynarken bir deliğe düşer ve kendini bir mağarada bulur. Ayla, Çiko'yu bulamayınca çok üzülür ve tüm mahalleyi arar. Komşular da Ayla'ya yardım eder. Birkaç gün sonra, Çiko mağaradan kendi kendine çıkarak eve döner. Ayla, Çiko'yu kucağına alıp sevinçle ağlar. Çiko, bu maceradan sonra daha dikkatli olmayı öğrenir
Ayla'nın ailesi, yeni bir bebek bekliyordur. Ayla, hem heyecanlı hem de biraz endişelidir. Çünkü Çiko'nun artık onu eskisi kadar sevmeyeceğinden korkar. Bebek doğduktan sonra, Çiko yeni bebeğe alışmakta zorlanır ve kıskançlık yaşar. Ayla, Çiko'ya bebekle nasıl arkadaş olacağını öğretir ve sonunda ikisi de yeni duruma alışır.
Çiko, Ayla'nın en iyi arkadaşı oldu. Beraber oyun oynarlar, bahçede koşuştururlardı. Çiko, Ayla'nın karnına yatar, Ayla da onu okşardı. İkisi arasındaki bağ çok güçlüydü.
Bir gün, Ayla ve Çiko bahçede oynarken, büyük bir ağaç gövdesinin arkasından tuhaf bir ses geldi. Merakla sese doğru yaklaştılar. Ses, sanki küçük bir fareye aitti. Ayla ve Çiko, fareyi bulmak için ağaçlık alanda aramaya başladılar. Sonunda, fareyi küçük bir deliğin içinde buldular. Fare, korkmuştu ve çıkamıyordu. Ayla, fareyi kurtarmak için bir dal buldu ve deliğe uzattı. Fare, dala tutunarak delikten çıktı. Ayla ve Çiko, fareyi kurtardıkları için çok mutlu olmuşlardı.
O günden sonra, Ayla ve Çiko birçok macera yaşadılar. Birlikte ormana pikniğe gittiler, deniz kenarında kumdan kaleler yaptılar ve hatta bir gün, kaybolmuş bir kuş yavrusunu bulup yuvasına götürdüler. Çiko ve Ayla'nın dostluğu, her geçen gün daha da güçleniyordu.
Çiko bir gün halsiz düşer ve yemek yemeyi bırakır. Ayla çok üzülür ve veterinere götürür. Veteriner, Çiko'nun neden hasta olduğunu anlamaz ve daha fazla test yapılması gerektiğini söyler. Ayla, Çiko'ya iyileşmesi için her şeyi yapar. Ona özel yemekler hazırlar, onunla oyun oynar ve sürekli yanında olur. Sonunda, Çiko gizemli bir bitki yemiş olduğu için hasta olduğu anlaşılır ve tedavi edilir. Bu seçenek, hem Ayla'nın endişesini hem de Çiko ile arasındaki güçlü bağı vurgular.
Çiko, bahçede oynarken bir deliğe düşer ve kendini bir mağarada bulur. Ayla, Çiko'yu bulamayınca çok üzülür ve tüm mahalleyi arar. Komşular da Ayla'ya yardım eder. Birkaç gün sonra, Çiko mağaradan kendi kendine çıkarak eve döner. Ayla, Çiko'yu kucağına alıp sevinçle ağlar. Çiko, bu maceradan sonra daha dikkatli olmayı öğrenir
Ayla'nın ailesi, yeni bir bebek bekliyordur. Ayla, hem heyecanlı hem de biraz endişelidir. Çünkü Çiko'nun artık onu eskisi kadar sevmeyeceğinden korkar. Bebek doğduktan sonra, Çiko yeni bebeğe alışmakta zorlanır ve kıskançlık yaşar. Ayla, Çiko'ya bebekle nasıl arkadaş olacağını öğretir ve sonunda ikisi de yeni duruma alışır.
