Daha bebeklik çağından itibaren çocuğunuzun eğitimini ve gelişimini düşünüyor, bu konuda kendinize bir şeyler katmak istiyorsanız hoş geldiniz. Çocuğunuzun kişiliğini 7 yaşına kadar belirleyen, ona bambaşka bir hayat vadeden Waldorf Eğitim Yaklaşımı'na yakından bakıyoruz.
Günümüzde pek çok yeni anne ve babanın çocuklarına ilişkin ortak bir kaygısı var: Eğitim. Onların geleceğini fazlası ile önemsiyor, eğitimleri ve bireysel gelişimleri konusunda kafa patlatıyoruz. Çocuklarımızın geleceği için henüz bebeklik çağlarındayken eğitim yaklaşımı belirlemek, önce anlamak ve sonra uygulamak büyük önem taşıyor.
Belki çok dip bir bilgi olacak ancak önemli: Bilginin yalnızca o konudaki ehil insanlarla paylaşılması üzerine kurulan ezoterik akım, 1919 yılında zaten Almanya’da yükselen bir anlayıştı. İşte Waldorf Eğitim Yaklaşımı/Modeli böyle ortaya çıktı. Bilgelik anahtarının sadece insanın kendisinde olduğunu savunan felsefi akım Antropozofi’yi temel alan Waldorf Eğitim Yaklaşımı, çocuğunuzun kişiliği için ilk 7 yılın büyük önem arz ettiğini savunur.
Her çocuğun birey olarak ihtiyaçları farklıdır ve her çocuk, farklı ihtiyaçlar üzerinden evrilirler. Çocukları birey olarak teker teker incelemek ve öğrenmek gereklidir. Bu nedenle de Waldorf Yaklaşımı'nda çocuklara birey oldukları hatırlatılmalıdır.
Doğal ve ifadesiz oyuncaklar, çocuğun yaratıcılığını geliştirmekle beraber, çocuğa herhangi bir duygu dayatmasında bulunamazlar. Eğer bir çocuksanız sürekli gülen bir bebeğin ifadesini ağlamakla değiştiremez, ağlamak ile sonuçlanan üzüntü duygusunu öğrenmekte zorlanırsnız. Duygusal olarak çocuğunuz, oyuncağın nasıl davranmasını istiyorsa öyle olmalıdır.
Waldorf oyuncakları mukavvalar, kozalaklar, deniz kabukları, kağıt parçası, ağaç dalları vb. doğada bulunan herşey olabilir. Çocuğunuzu endüstriyel oyuncaklardan uzak tutup bunun yerine, doğa ile bütünleştirip sizde hayal gücünü desteklemelisiniz.
Waldorf Yaklaşımı'na göre çocuklara masal anlatarak onların zeka gelişimine katkıda bulunmak çok önemli. Çocuk dinlediği masallar sayesinde hayal etmeyi ve betimlemeleri canlandırmayı öğrenecek. Hikaye okumak çocuk için bir yerden referans almak anlamına geliyor, ancak hikaye anlatmak ve anlatılan hikayeden çıkarımlarda bulunmak çocuğun hayal gücünü inanılmaz geliştiriyor.
Dünyanın dönüşünü, ayları, mevsimleri, meyve sebze zamanlarını anlatmak bile çocuğun doğayı, dünyayı ve evreni anlamasında büyük önem arz ediyor.
Günümüzde pek çok yeni anne ve babanın çocuklarına ilişkin ortak bir kaygısı var: Eğitim. Onların geleceğini fazlası ile önemsiyor, eğitimleri ve bireysel gelişimleri konusunda kafa patlatıyoruz. Çocuklarımızın geleceği için henüz bebeklik çağlarındayken eğitim yaklaşımı belirlemek, önce anlamak ve sonra uygulamak büyük önem taşıyor.
DURDURSESİ AÇKAPAT
Bu yazımızla birlikte yeni anne ve babaların çocuklarına ilişkin tüm merak ve endişelerini ortadan kaldıracağımız Baba Tavsiyesi yazı dizisine başlıyoruz. Ele alacağımız ilk konu ise eğitim. Bu bağlamda Almanya’da ortaya çıkan Waldorf eğitim yaklaşımına yakından bakacağız. Hazırsanız, başlayalım.Çocuğunuzun 7 yaşına kadar çok şey kazanmasını sağlayan, düzen ve bilimin temel alındığı bir eğitim yaklaşımı: Waldorf
Waldorf Eğitim yaklaşımı, Avusturyalı filozof Rudolf Steiner'ın kurucusu olduğu Antropozofi* ilkeleriyle birleştirdiği bir eğitim yaklaşımıdır. Kendisinin 1919 yılında Almanya'nın Stuttgart şehrinde kurmuş olduğu Waldorf Okulu ile uygulamaya başlanan Waldorf eğitim yaklaşımı; düzen, bilim ve ezoterizmi* içselleştirmiştir.Belki çok dip bir bilgi olacak ancak önemli: Bilginin yalnızca o konudaki ehil insanlarla paylaşılması üzerine kurulan ezoterik akım, 1919 yılında zaten Almanya’da yükselen bir anlayıştı. İşte Waldorf Eğitim Yaklaşımı/Modeli böyle ortaya çıktı. Bilgelik anahtarının sadece insanın kendisinde olduğunu savunan felsefi akım Antropozofi’yi temel alan Waldorf Eğitim Yaklaşımı, çocuğunuzun kişiliği için ilk 7 yılın büyük önem arz ettiğini savunur.
Anne ve babalar için rehber niteliği taşıyan Waldorf Eğitim Yaklaşımı'nın temel kuralları:
- Çocuklar yarış aracı değildir
- Doğayla iç içe olun
- Onlara oyun oynamayı öğretin
- Masal anlatıcısı olun
- Günlük rutinler
- Sanat, sanat, sanat
Çocuklar yarış aracı değil, bireydir:
Waldorf'ın en temel kurallarından biri, çocuklarınızı asla başka çocuklarla yarıştırmamanızdır. Eğer böyle yaparsanız çocuğunuz, karşılaştırdığınız diğer insanlara dönüşmeye başlar. Bu nedenle Filozof Rudolf Steiner, çocukları birer “öğretmenlik kitabı” olarak tanımlamıştır. Yani bir çocuğu anlamak, anlamlandırmak sadece eğitimden sorumlu öğretmenlerin değil, annesi ve babası dahil herkesin yapması gereken bir davranıştır.Her çocuğun birey olarak ihtiyaçları farklıdır ve her çocuk, farklı ihtiyaçlar üzerinden evrilirler. Çocukları birey olarak teker teker incelemek ve öğrenmek gereklidir. Bu nedenle de Waldorf Yaklaşımı'nda çocuklara birey oldukları hatırlatılmalıdır.
Doğayla iç içe olun
Doğa ile sık sık bağ kuran çocuklar; daha iyi bireylere dönüşür, dünyaya ve yaşama karşı saygılı bireyler olurlar. Doğayı anlayan çocuk, ilerleyen yaşantısında daha iyi bir toplum için uğraşır. Waldorf Yaklaşımı doğayla iç içe geçecek, bir ağacı sevecek, böceklerden korkmadan onları gözlemleyerek, her çiçeğin kokusunu bilen; kısaca doğayı tanıyan bireyler yetiştirme gayesi güder.Onlara gerçek oyuncaklarla oyun oynamayı öğretin:
Örnek vermek gerekirse Waldorf Yaklaşımı'na uygun oyuncaklarının yüzü yada kolları yoktur. Bu ifadesizlik kulağa ilk etapta eğreti gelse de çocuklar, ifadesiz oyuncaklar için bunları zihinde ifadeleri canlandırırlar, bu da onların yaratıcılığınu tetikler.Doğal ve ifadesiz oyuncaklar, çocuğun yaratıcılığını geliştirmekle beraber, çocuğa herhangi bir duygu dayatmasında bulunamazlar. Eğer bir çocuksanız sürekli gülen bir bebeğin ifadesini ağlamakla değiştiremez, ağlamak ile sonuçlanan üzüntü duygusunu öğrenmekte zorlanırsnız. Duygusal olarak çocuğunuz, oyuncağın nasıl davranmasını istiyorsa öyle olmalıdır.
Waldorf oyuncakları mukavvalar, kozalaklar, deniz kabukları, kağıt parçası, ağaç dalları vb. doğada bulunan herşey olabilir. Çocuğunuzu endüstriyel oyuncaklardan uzak tutup bunun yerine, doğa ile bütünleştirip sizde hayal gücünü desteklemelisiniz.
İyi bir masal anlatıcısı olun:
“Bir çocuğun zeki olmasını istiyorsanız ona masal anlatın, dahi olmasını istiyorsanız daha çok masal anlatın.”Waldorf Yaklaşımı'na göre çocuklara masal anlatarak onların zeka gelişimine katkıda bulunmak çok önemli. Çocuk dinlediği masallar sayesinde hayal etmeyi ve betimlemeleri canlandırmayı öğrenecek. Hikaye okumak çocuk için bir yerden referans almak anlamına geliyor, ancak hikaye anlatmak ve anlatılan hikayeden çıkarımlarda bulunmak çocuğun hayal gücünü inanılmaz geliştiriyor.
Çocuğunuzla birlikte günlük rutinleriniz olsun:
Çocuğunuzla mutlaka günlük rutinleriniz olmalı. Örneğin sabah kalktığında aynı şarkıları söylemek, öğlen yemek saatleri, ailecek geçirilen zamanlar çocuğun güven duygusunu arttıran etkinlikler olarak görünüyor.Dünyanın dönüşünü, ayları, mevsimleri, meyve sebze zamanlarını anlatmak bile çocuğun doğayı, dünyayı ve evreni anlamasında büyük önem arz ediyor.