~meLek~
GalataSaray'ım
ÇOCUKLARDA HERPETİK GİNGİVOSTOMATİT
Çocukluk döneminde en sık görülen primer herpes simpleks enfeksiyonu gingivostomatit’dir. Primer herpetik gingivostomatit gingiva(diş eti)ve ağızdaki mukoz membranlardaki ülserativ lezyon ile birlikte sıklıkla ağız etrafındaki vezikül (içi sıvı dolu ciltten kabarık lezyon) ile karekterizedir.
Herpetik gingivostomatit daima herpes simpleks tip 1 virusu (HSV1)ile oluşmaktadır.Her yaş grubunu etkilersede en sık altı ay beş yaş arasındaki çocuklarda görülür.
Bulaşım ağız salgıları ve yaralarla olmaktadır. HSV enfeksiyonu primer veya yineleyen HSV enfeksiyonu olan şahıslardan da geçebilmektedir.
Kuluçka dönemi 2 gün-2 hafta ortalama 4 gün olup enfekte olan çocuklar virusu ortalama en az bir hafta bulaştırırlar.
Primer HSV enfeksiyonunun en sık görülen tablosu gingivostomatit’dir. Enfekte çocuk veya erişkinle temastan bir hafta sonra klinik tablo ortaya çıkar.
Ateşuykusuzluk
İştahsızlık
Halsizlik
Baş ağrısıirritabilite görülür.
Genellikle aileler bu sorunu dişlerin çıkmasına bağlarlar.Diş etlerinde kolaylıkla kanayabilen ufak içi sıvı dolu kabarcıklar oluşur.Bu kabarcıklar bir süre sonra patlayarak açılır ve etrafları kırmızı bir hâle ile çevrili yaralar halini alırlar. Bu lezyonlar dil ağız içi diş eti damak ve farenkse yayılır. Vakaların 2/3 de dudaklar ve ağız etrafındaki deride de lezyonlar oluşur.
Hastanın ateşli iştahsız olduğu ve sıvı gıdaları almak istemediği gözlenir. Özellik ağızda kötü kokunun varlığından şikayet edilmektedir. Çocuklar salyalarını tutamazlar. Gerek boyun ve gerekse çene altındaki lenf bezleri büyümüş ve ağrılıdır.
Primer enfeksiyondan sonra HSV trigeminal ganglion (sinir kökleri) yerleşir ve aktive oluncaya kadar latent(belirti vermeyen)bir şekilde burada kalmaktadır.Güneş ışığısoğuk travmastress veya bağışıklık durumunun zayıfladığı durumlarda bu enfeksiyon ağızda (tekrarlayan stomatit) veya dudakta (uçuk) şeklinde ortaya çıkabilir.
Özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış bireylerde komplikasyonlar ciddi seyretmektedir.
Başlıca komplikasyonlar:
_ Hipovolemi(yeterli beslenememe ve sıvı alamama sonucu) gelişebilir.
_Enfeksiyon yayılabilir. gözde herpetik keratit’e yol açar parmaklarda dolama görülebilir.
_Üst solunum yolu florasındaki bakterilerle seğonder bakteriyemi tablosu gelişebilir.
_ Özafajitepiglotit veya pnömoni (özellikle bağışıklık sistemi bozuk çocuklarda)
_HSV bağlı ensefalit görülebilir.
Tanı klinik olarak konulmaktadır. Gereken vakalarda viral inceleme
seroloji
PCR yapılabilir.
Birçok hastalıkla karışabilen herpetik gingivostomatit’e spesifik tedavi mevcut değildir.
Sıvı alımıağrı kontrolu ve topikal tedaviler uygulanabilir.Anti-viral tedavi her hastada uygulanmaz. Ağızdan Acylovir tedavisi bağışıklık sistemi bozuk hastalarda önerilmektedir.
Ayrıcı tanı: Ağızda aft
Mantar enfeksiyonları
Elayak ve ağızda lezyonlara neden olan(HFM sendromu) ile yapılmalıdır.
Özette HSV-1 neden olduğu herpetik gingivostomatit akut başlamakta ilk beş yaştaki çocuklarda oldukça gürültülü bir tabloya yol açmakta bağışıklık sistemi bozulmuş çocuklarda ağır seyretmekte ve kendiliğinden iyileşmekte olan bir hastalıktır.
Prof.Dr. Nuran Gürses
Çocukluk döneminde en sık görülen primer herpes simpleks enfeksiyonu gingivostomatit’dir. Primer herpetik gingivostomatit gingiva(diş eti)ve ağızdaki mukoz membranlardaki ülserativ lezyon ile birlikte sıklıkla ağız etrafındaki vezikül (içi sıvı dolu ciltten kabarık lezyon) ile karekterizedir.
Herpetik gingivostomatit daima herpes simpleks tip 1 virusu (HSV1)ile oluşmaktadır.Her yaş grubunu etkilersede en sık altı ay beş yaş arasındaki çocuklarda görülür.
Bulaşım ağız salgıları ve yaralarla olmaktadır. HSV enfeksiyonu primer veya yineleyen HSV enfeksiyonu olan şahıslardan da geçebilmektedir.
Kuluçka dönemi 2 gün-2 hafta ortalama 4 gün olup enfekte olan çocuklar virusu ortalama en az bir hafta bulaştırırlar.
Primer HSV enfeksiyonunun en sık görülen tablosu gingivostomatit’dir. Enfekte çocuk veya erişkinle temastan bir hafta sonra klinik tablo ortaya çıkar.
Ateşuykusuzluk
İştahsızlık
Halsizlik
Baş ağrısıirritabilite görülür.
Genellikle aileler bu sorunu dişlerin çıkmasına bağlarlar.Diş etlerinde kolaylıkla kanayabilen ufak içi sıvı dolu kabarcıklar oluşur.Bu kabarcıklar bir süre sonra patlayarak açılır ve etrafları kırmızı bir hâle ile çevrili yaralar halini alırlar. Bu lezyonlar dil ağız içi diş eti damak ve farenkse yayılır. Vakaların 2/3 de dudaklar ve ağız etrafındaki deride de lezyonlar oluşur.
Hastanın ateşli iştahsız olduğu ve sıvı gıdaları almak istemediği gözlenir. Özellik ağızda kötü kokunun varlığından şikayet edilmektedir. Çocuklar salyalarını tutamazlar. Gerek boyun ve gerekse çene altındaki lenf bezleri büyümüş ve ağrılıdır.
Primer enfeksiyondan sonra HSV trigeminal ganglion (sinir kökleri) yerleşir ve aktive oluncaya kadar latent(belirti vermeyen)bir şekilde burada kalmaktadır.Güneş ışığısoğuk travmastress veya bağışıklık durumunun zayıfladığı durumlarda bu enfeksiyon ağızda (tekrarlayan stomatit) veya dudakta (uçuk) şeklinde ortaya çıkabilir.
Özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış bireylerde komplikasyonlar ciddi seyretmektedir.
Başlıca komplikasyonlar:
_ Hipovolemi(yeterli beslenememe ve sıvı alamama sonucu) gelişebilir.
_Enfeksiyon yayılabilir. gözde herpetik keratit’e yol açar parmaklarda dolama görülebilir.
_Üst solunum yolu florasındaki bakterilerle seğonder bakteriyemi tablosu gelişebilir.
_ Özafajitepiglotit veya pnömoni (özellikle bağışıklık sistemi bozuk çocuklarda)
_HSV bağlı ensefalit görülebilir.
Tanı klinik olarak konulmaktadır. Gereken vakalarda viral inceleme
seroloji
PCR yapılabilir.
Birçok hastalıkla karışabilen herpetik gingivostomatit’e spesifik tedavi mevcut değildir.
Sıvı alımıağrı kontrolu ve topikal tedaviler uygulanabilir.Anti-viral tedavi her hastada uygulanmaz. Ağızdan Acylovir tedavisi bağışıklık sistemi bozuk hastalarda önerilmektedir.
Ayrıcı tanı: Ağızda aft
Mantar enfeksiyonları
Elayak ve ağızda lezyonlara neden olan(HFM sendromu) ile yapılmalıdır.
Özette HSV-1 neden olduğu herpetik gingivostomatit akut başlamakta ilk beş yaştaki çocuklarda oldukça gürültülü bir tabloya yol açmakta bağışıklık sistemi bozulmuş çocuklarda ağır seyretmekte ve kendiliğinden iyileşmekte olan bir hastalıktır.
Prof.Dr. Nuran Gürses