Çocuk Edebiyatı

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Çocuk edebiyatı, 15 yaş altı çocuklar için konuları, karakterleri ve kullanılan dil özelleştirilerek hazırlanan edebi eserlerin oluşturduğu edebiyat koludur.
Anton Çehov gibi edebiyat dünyasının önemli bazı isimleri bu kavramın bir edebiyat türü olarak ele alınamayacağını, yalnızca 'doz' olarak edebi vurgunun hafifletilerek sunulduğunu vurgulamakta ve bu tartışma sürmektedir. Edebiyatın dozunun hafifleştirilmesine Türk edebiyatından örnek olarak Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu eserleri ya da Yaşar Kemal, Aziz Nesin gibi yazarların çocuk öyküleri gösterilebilir.

Akademik olarak net bir tanımı olmasa da, çocuklara yönelik edebi ürünler yeni bir sektör yaratmış; böylece, çocuk edebiyatı, bir edebiyat türü olarak kabul edilmeye başlanmıştır.

Çocuklara yönelik edebi eserleriyle dünya çapında en önemli isimlerden biri olan Enid Blyton, aynı zamanda yapıtları başka dillere en çok çevrilen İngiliz yazarlardan biridir. Bu durum da, çocuk edebiyatına dünya çapında gösterilen büyük ilginin bir kanıtıdır.

Türkiye'de, özellikle Yalvaç Ural ile öne çıkan çocuk dergiciliği ve Gülten Dayıoğlu gibi kimi yazarların roman ve öyküleri, bu alanın önemli eserlerinden sayılır.

Çoğu zaman bu edebiyat türü içinde değerlendirilen masallar ise, akademik edebiyat tanımı içinde kesinlikle ayrı bir türdür ve çocuk edebiyatı içinde değerlendirilmez.

Türk Çocuk Edebiyatı Yazarları
  • Ataol Berahramoğlu
  • Aysel Gürmen
  • Aytül Akal
  • Betül Avunç
  • Bilgin Adalı
  • Cahit Zarifoğlu
  • Çetin Öner
  • Eflâtun Cem Güney
  • Fatih Erdoğan
  • Fazıl Hüsnü Dağlarca
  • Gülten Dayıoğlu
  • İpek Ongun
  • İsmet Bertan
  • Kemalettin Tuğcu
  • Mavisel Yener
  • Mevlâna İdris Zengin
  • Mustafa Balel
  • Mustafa Ruhi Şirin
  • Muzaffer İzgü
  • Nur İçözü
  • Ömer Seyfettin
  • Pakize Özcan
  • Rıfat Ilgaz
  • Serpil Ural
  • Sevim AK
  • Seza Kutlar Aksoy
  • Süleyman Bulut
  • Tarık Dursun K.
  • Ümit Öğmel
  • Üzeyir Gündüz
  • Yalvaç Ural
  • Yeşim Saygın Armutak
Kaynak: Vikipedi
 
Henüz yetişkin olmayan ve eğitilmesi gereken toplumumuzun en genç üyelerinin düşünce dünyasına seslenebilecek sözlü ve yazılı ürünlerin tümüne 'çocuk edebiyatı' adı verilir.

Çocuk Edebiyatı’nın amacı:
  • Bilgilendirme,
  • Zevk verme,
  • Çocuğa yaşamı tanıtmadır.
Önemi:
  • Eğlendirici bir öneme sahiptir.
  • Onlara yaşama sevinci aşılayacak bir değeri vardır.
  • Hayatı ve yakın çevrelerini tanımaya yöneltir, çocuk gelişiminde önemlidir.
  • Çocuğun diğer davranışlarını da etkiler.
  • Yaratıcı etkinliklerde bulunması için altyapı hazırlar.
  • Dil gelişimine yardımcı olur.
Niteliği:
  • Çocuğun düzeyine uygun olmalı,
  • Eğitici olmalı,
  • Çocuğu araştırmaya ve incelemeye yöneltmeli,
  • Yaşama sevincini ve iyimserliği işlemeli ama günün gerçeklerini de yansıtmalı.
1979 ‘un UNESCO tarafından Birleşmiş Milletler Dünya Çocuk Hakları Bildirgesi’nin yayımlanışının 20. yıldönümü dolayısıyla ‘Dünya Çocuk Yılı’ ilan edilmesi, bu alandaki yayın ve etkinliklerin kapsamını genişletir.

Toplumların temelini oluşturan çocukların eğitilmesi gereği açıktır. Bu gereklilik tüm dünya ülkelerinde kabul görmektedir. Çocuk, yaşadığı çağda ve içinde bulunduğu toplumda bir yere sahip olacağını bu eğitim ve uygulanacak edebiyat aracılığıyla anlayabilecektir. Ülkemiz, çocuk edebiyatı adına zengin bir mirasa sahiptir. Dede Korkut hikâyeleri, Nasreddin Hoca fıkraları, Karagöz-Hacivat. Ama hızla gelişen görsel medya karşısında olması gereken yerde değildir. Tanzimat’tan 2.Meşrutiyet’e, 2.Meşrutiyet’ten (Tevfik Fikret; Şermin...) Cumhuriyet’e kadar elbette gelişmeler olmuştur. Çocuk Edebiyatı’na emek veren pek çok nitelikli yazarımız da mevcut. Kitabevlerinde, kırtasiyelerde çocuk edebiyatı bölümüne geniş yer verildiğini görebiliriz. Elbette bunlar önemli adımlar; ancak yeterli mi? Bu eserler çocuklarımıza ne kadar hitap ediyor,ulaşabiliyor? Lütfen, kendinize sorar mısınız? Bugüne kadar kaç tane çocuk edebiyatı eseri okudunuz? Kaç tane çocuk edebiyatı yazarı biliyorsunuz? Hep ‘okuyan bir toplum’ olmadığımızdan yakınırız. Bunun temellerini çocukluğumuzda aramamızın pek de yanlış olmayacağını sanıyorum. Çocuğu önemseyen, yapıcı seneçekler sunarak üreticiliği hedef alan bir kültür oluşturma yolunda yazarlara, yayıncılara, anne-babalara görevler düşüyor. Unutmayalım onlar, bizim geleceğimiz...
 
Türkiye'de Çocuk Edebiyatı

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ço­cuk edebiyatı başlangıçta özgün bir nitelik ta­şımıyordu. Osmanlı döneminde eğitim-öğretim kitapları dışında çocuklar için özel olarak yazılmış edebiyat yapıtları olduğu söylenemez. Okumayı yazmayı öğrenmiş bir çocu­ğun, ne kendi dünyasını ne de büyüklerin yaşadığı dünyayı algılamasına yardımcı olacak yapıtlar yoktu.

19. yüzyıl ortalarına kadar çocuklar ders kitapları dışında sadece din büyüklerinin ya­şamını ve savaşlarını anlatan kitapları okur­lardı. Kerem ile Aslı, Köroğlu, Âşık Garip, Ferhad ile Şirin, Arzu ile Kamber gibi halk öykülerine duyulan ilgi, çocukların da bu tür öyküleri dinleyip öğrenmelerine yol açmıştır. Sözlü halk edebiyatı geleneği bu dönemde masal, öykü ve bilmecelerle sürdürülüyordu.

Gerçek anlamda çocuk edebiyatına yönel­me Tanzimat döneminde, batılı yazarlardan yapılan çevirilerle başlar. Bunlar arasında tarihçi Ahmed Lutfi'nin Daniel Defoe'dan çe­virdiği Hikâye-i Robinson (1864), Mahmut Nedim'in Johathan Swift'ten çevirdiği Güliver Nam Müellifin Seyahatnamesi (1872), Ahmed İhsan Tokgöz'ün Jules Verne'den çevirdiği Gizli Ada (1889), Seksen Günde Devr-i Alem (1889), İki Sene Mekteb Tatili (1891) ve Mihver-i Arz (1891), Mehmed Emin'in gene Jules Verne'den çevirdiği Merkez-i Arza Se­yahat (1885) ve Beş Hafta Balon ile Seyahat (1888) özellikle anılmaya değer kitaplardı. Bu dönemde Şinasi, Recaizâde Mahmud Ekrem ve Ahmed Midhat Efendi'nin La Fontaine' den ya da daha başka şair ve yazarlardan ko­şuk ve düzyazı biçiminde yaptıkları çeviriler de çocuk edebiyatının temelini oluşturan ça­lışmalar arasında anılabilir. Kayserili Doktor Mehmed Rüşdü'nün yazdığı, Türkçe ilk alfabe Nuhbetul-Etfâl (1858) çocukların anla­yacakları bir dille yazılmış masal ve öykülere de yer vermesi bakımından önemlidir. Bu dö­nemde ayrıca Manastırlı Mehmed Rifat'ın Hikâyât-ı Müntehabe başlığı altında derlediği, 1873-98 yılları arasında 15 kez basılan, hayvan ve bitkileri konu alan kitabından da söz et­mek gerekir. Yazar bu küçük kitabında döne­mine göre yalın bir dil kullanmış, çocuklara okuma alışkanlığı aşılamak yanında, birtakım bilgiler ve ahlaksal değerler kazandırmaya özen göstermiştir.

İkinci Meşrutiyet'i (1908) izleyen yıllarda yeni okullar açılmış, öğretmen yetiştiren ku­rumlara önem verilmeye başlanmıştır. O yıl­larda İbrahim Alâaddin (Gövsa) Çocuk Şiirle­ri (1911), Ali Ulvi (Elöve) Çocuklarımıza Neşidelef'i (1912) yayımladılar. Tevfik Fikret ço­cuklar için yazdığı Şermin (1914) adlı şiir kita­bında onlara çalışkanlık, yurt sevgisi ve özveri gibi erdemleri öğütledi. Sade bir dille yazan Ömer Seyfettin'in konusunu tarihten alan öy­küleri de yaşadığı dönemde çocuklardan ilgi görmüş, bu ilgi daha sonraki kuşaklarda da sürmüştür. Bu dönemde Ziya Gökalp'in koşuk ve düzyazı masallarının bir araya getirildi­ği Kızıl Elma (1914), Yeni Hayat (1918), Ala Geyik ve Altın Işık (1923) adlı kitaplarını da anmak gerekir. Çocuk şiirleri açısından verimliymiş gibi görünen bu yıllarda yazılan şiir­ler oldukça kuru, düşündürecek yerde eğit­meyi amaçlayan türdendi.

Cumhuriyetin ilanından sonra 1928'de La­tin harflerinin kabulüyle birlikte yeni harfleri kısa yoldan öğretme kaygısıyla çocuklara yö­nelik yayınların arttığı görüldü.

Bu yıllarda Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu'nca yayımlanmış olan çeviri ve uyarlama çocuk kitapları dikkati çeker. Bu kitaplardan büyük bir bölümü Sabiha Zekeriya (Sertel) tarafından hazırlanmıştır. Bu yıllarda Süley­man Tevfik'in (Özzorluoğlu) "Türk Masalla­rı" ve "Şark Masalları" adlı iki ayrı dizi olarak yayımladığı küçük kitaplar da çocukların se­verek okuduğu ürünler arasındaydı. Mahmut Yesari'nin çocuklar için yazdığı küçük oyun­lar, Peyami Safa ve Aka Gündüz'ün çocuk kitapları da bu dönemde yayımlandı. Mahmut Yesari'nin Bağrıyanık Ömer (1930), Huriye Baha Öniz'in Köprüaltı Çocukları (1936; 1962), İskender Fahrettin Sertelli'nin Tahtları Deviren Çocuk (1936), Cahit Uçuk'un Türk İkizleri (1937) Cumhuriyet döneminin ilk çocuk romanları arasında anılır. Tarihsel romanlarıyla çocuklara da seslenen Abdullah Ziya Kozanoğlu'nun günümüzde de okunan Kızıl Tuğ (1923), Atlı Han (1924), Türk Kor­sanları (1926), Şeydi Ali Reis (1927), Gültekin (1928), Kolsuz Kahraman (1930) ve Fatih Fe­neri (1949) gibi yapıtları bu dönemde yayım­landı.

Cumhuriyet dönemi şairlerinden M. Faruk Gürtunca Çocuklar ve Şiir Kitabı (1928) ve Anadolu (1939), Yusuf Ziya Ortaç Kuş Cıvıl­tıları (1938), Hasan Ali Yücel Sizin İçin (1938), Halide Nusret Zorlutuna Yurdumun Dört Bucağı (1950) adlı kitaplarıyla çocuklara seslendiler. Bu dönemde çocuklar için şiirler yazan şairler arasında İlhami Bekir Tez, Şük­rü Enis Regü, İ. Hakkı Sunat, M. Necati Öngay ve İ. Hakkı Talaş da özellikle anılmalıdır. Orhan Veli Kanık'ın başarılı çevirisiyle ço­cukların bugün de severek okuduğu La Fontaine'in Masalları (1948; 1989) ile Nasreddin Hoca Hikâyeleri (1949; 1989) şiir alanında sö­zü edilmesi gereken çalışmalardandır.

Eflâtun Cem Güney'in halktan derlediği masalları şiirsel bir anlatımla yeniden yaza­rak yayımlaması, çocuk edebiyatımıza başka bir soluk katmıştır. Yapıtları arasında Dertli Kaval (1947), En Güzel Türk Masalları (1948), Bir Varmış Bir Yokmuş (1956), Evvel Zaman İçinde (1957) ve Gökten Üç Elma Düştü'yü (1965) sayabiliriz.
 
Geri
Top