e-PaCk
Forum Gururu
Yeni ekonomik düzen, sosyal yaşamda da köklü değişiklikler yaratıyor. Kadın, çocuk ve kariyer üçgenindeki ilişkileri dengelemek günümüz dünyasının başlıca sorunlarından biri. Son yıllarda çalışma hayatındaki kadınlarının sayısının hızla artması, erkeklere düşen rolleri de artırıyor. Kadınların iş hayatında etkin rol almaya başlamaları kadın ve çocuğun geleneksel ilişkisini başka bir boyuta taşıyor. İş hayatındaki kadınların elde ettikleri ekonomik ve sosyal özgürlük, iş hayatının sıkı temposu, evlilik ve aile kurmalarına bakıştaki değişiklikler kadınların çocuk hayallerini ertelemelerinde etkili oluyor. Erteleme kararında etkili olan başka faktörler de var. Günümüz ekonomik koşulları da çocuk büyütmeye ve eğitmeye enerjisi kalmayan kadınları ve erkekleri ürkütüyor. insankaynaklari.com, yaklaşık 3 bin kişiye “Çocuk mu, Kariyer mi?” sorusunu sordu. Katılımcıların büyük çoğunluğunu 24-29 yaş aralığındaki bekar kadınların oluşturduğu ankette; erkek katılımcıların oranı yüzde 34 seviyelerinde kaldı. Bu araştırmadan çıkan ilginç sonuçları hamilelik dönemini yoğun bir tempoda çalışarak ve iş motivasyonunda herhangi bir düşüş yaşamayarak geçiren Roche İnsan Kaynakları Direktörü Belgin Boydak ve MY Executive Kurucusu Müge Yalçın ile birlikte değerlendirdik.
Yoğun tempo en büyük engel
Boydak, araştırmaya katılanların yüzde 34’ünü erkeklerin oluşturmasını iyi bir işaret olarak yorumluyor ve bu oranın, baba adaylarının sorumlulukları paylaşma bilincinin bir göstergesi olduğunu düşünüyor. Anket katılımcılarının sadece yüzde 12’sinin çocuğunun olduğunu hatırlatalım. Araştırmaya katılan ve çocuğu olmayan yüzde 88’lik kesim, çocuk yapmayı engelleyen faktörlerin başında kariyer planlarını ve yoğun çalışma temposunu gösteriyor. Çocuk sahibi olmaya engel bir diğer etken ise maddi şartlar.
Roche İnsan Kaynakları Direktörü Belgin Boydak, “Genç katılımcıların henüz zamanı var. Hayattaki öncelikleri şu anda kariyerlerinde ilerlemek ve maddi yeterlilik sağlamak. Bu kesimin sıralaması iyi bir iş, yüksek kazanç, evlilik ve çocuk şeklinde. Bu da gayet doğal bir sıralama” diyor. Çocuklu kesimin yüzde 53’ünün 30-40 yaş aralığında olduğunu hatırlatan Boydak’a göre, bu oran iş yaşamının doğal gidişatı engellemediğini gösteriyor.
Anne adaylarına destek
Hamilelik kuşkusuz tüm kadınlar için zorlu bir dönem. “Hamilelik döneminde iş yeriniz size yardımcı oldu mu?” sorusuna verilen yanıtlar ve ortaya çıkan oranlar çalışan kadınların iş yerleri tarafından çok zor durumda bırakılmadığını gösteriyor. Boydak, bu oranları “memnuniyet verici” buluyor.
Peki kariyerlerinden vazgeçmek istemeyen, hamileliklerinin son aylarına kadar yoğun tempoda çalışan ve iş yerlerinden de yeterli desteği aldıklarını söyleyen kadın çalışanların iş performansı nasıl değişiyor? Katılımcıların yüzde 41’i bu kritik soruya “İş performansım etkilenmedi” yanıtını verirken, yüzde 17’si fazla mesai yapmamaya özen gösterdiğini, yüzde 15’i iş yükünü hafifletmeye çalıştığını, yüzde 12’si ise iş seyahatlerine gitmediğini söylüyor. Yüzde 9’luk kesim hamilelikte işi bıraktığını söylerken; katılımcıların yüzde 6’sı hamilelikte iş motivasyonunun düştüğünü belirtiyor. Her anne adayının bu dönemi farklı yaşadığını hatırlatan Boydak, genellemelerden çok kesin sonuçlar çıkarmanın mümkün olmadığını düşünüyor.
Çocuklu çalışan olmak…
Bebekle birlikte anne babaları iş hayatında yine zor bir dönem bekliyor. Özellikle kadın çalışanlar anne olduktan sonra en çok iş&yaşam dengesini kurmakta zorlanıyorlar. Bu durumda pes edenlerin, çocuğuyla daha çok zaman geçirmek için işten ayrılanların oranı yüzde 19. bebeğin iş hayatında olumsuzluk yaratmadığını düşünenlerin oranı yüzde 17 iken, kariyerlerinin olumsuz etkilendiğini düşünenlerin oranı yüzde 15. Yeni doğan bebek, anne babalar için ekonomik olarak da büyük bir sorumluluk. Katılımcıların yüzde 68’i çocuk sahibi olduktan sonra lüks harcamalarını kıstıklarını, yüzde 14’ü ise temel harcamalarında kısıntıya gittiklerini söylüyor. Boydak; bu araştırmadan, ebeveyn olmanın başlı başına bir fedakarlık olduğu sonucunun çıkartılması gerektiğini düşünüyor.
“Eşinden destek alamayan kadının işe devam etmesi çok zor”
Ernst & Young’da İnsan Kaynakları Danışmanlık Bölüm Başkanı olarak çalıştıktan sonra geçtiğimiz aylarda MY Executive adlı danışmanlık şirketini kuran Müge Yalçın, çocuk-kariyer ilişkisi hakkında görüşlerini şöyle anlatıyor:
“İyi bir eğitim ve iş tecrübesinden sonra çocuk sahibi olan kadınların kariyerlerine nasıl devam edebilecekleri ve yaşam dengelerini nasıl oluşturabilecekleri önemli bir konu. Yasal doğum izin süresi, yeni iş kanunundan sonra uzamış olsa da çocuklu hayata alışıp, iyi bir düzen kurup, aklınız çocuğunuzda kalmadan işinize geri dönebilmeniz için oldukça kısa bir süre. Bazı kişiler daha şanslı çünkü bu dönemde ailelerinden destek alabiliyorlar. Bu şansınız yoksa, çocuğunuza bakacak profesyonel bir yardımcı bulabilmek hem zor hem de çok pahalı olabiliyor. İlk birkaç yılı çözebilirseniz, kariyerinizi uzun yıllar devam ettirme şansınız yüksek. Bu süreçte babalara da önemli görev düşüyor.
Çocuk sahibi olduktan sonra iş hayatına dönen kadınların eşlerinin desteğini almadan işe devam etmeleri çok zor. Çalışan annelerin işlerinin hiç de kolay olmadığını biliyorum ama diğer taraftan pek çok kadın bunu başarıyla yürütebiliyor. Hem iş yerleri hem de devlet, çalışan annelerin hayatını kolaylaştırmaya yardım etmeli. Aslında şirketler belli fonksiyonlarda yarı zamanlı işler yaratabilirler. Belli bir kariyerden sonra iş hayatına ara vermiş kadınların geri kazanılması, tekrar üretici durumuna gelmeleri hem kendileri, hem de ülke ekonomisi için çok önemli.”
insankaynaklari.com - Platin Araştırması
Yoğun tempo en büyük engel
Boydak, araştırmaya katılanların yüzde 34’ünü erkeklerin oluşturmasını iyi bir işaret olarak yorumluyor ve bu oranın, baba adaylarının sorumlulukları paylaşma bilincinin bir göstergesi olduğunu düşünüyor. Anket katılımcılarının sadece yüzde 12’sinin çocuğunun olduğunu hatırlatalım. Araştırmaya katılan ve çocuğu olmayan yüzde 88’lik kesim, çocuk yapmayı engelleyen faktörlerin başında kariyer planlarını ve yoğun çalışma temposunu gösteriyor. Çocuk sahibi olmaya engel bir diğer etken ise maddi şartlar.
Roche İnsan Kaynakları Direktörü Belgin Boydak, “Genç katılımcıların henüz zamanı var. Hayattaki öncelikleri şu anda kariyerlerinde ilerlemek ve maddi yeterlilik sağlamak. Bu kesimin sıralaması iyi bir iş, yüksek kazanç, evlilik ve çocuk şeklinde. Bu da gayet doğal bir sıralama” diyor. Çocuklu kesimin yüzde 53’ünün 30-40 yaş aralığında olduğunu hatırlatan Boydak’a göre, bu oran iş yaşamının doğal gidişatı engellemediğini gösteriyor.
Anne adaylarına destek
Hamilelik kuşkusuz tüm kadınlar için zorlu bir dönem. “Hamilelik döneminde iş yeriniz size yardımcı oldu mu?” sorusuna verilen yanıtlar ve ortaya çıkan oranlar çalışan kadınların iş yerleri tarafından çok zor durumda bırakılmadığını gösteriyor. Boydak, bu oranları “memnuniyet verici” buluyor.
Peki kariyerlerinden vazgeçmek istemeyen, hamileliklerinin son aylarına kadar yoğun tempoda çalışan ve iş yerlerinden de yeterli desteği aldıklarını söyleyen kadın çalışanların iş performansı nasıl değişiyor? Katılımcıların yüzde 41’i bu kritik soruya “İş performansım etkilenmedi” yanıtını verirken, yüzde 17’si fazla mesai yapmamaya özen gösterdiğini, yüzde 15’i iş yükünü hafifletmeye çalıştığını, yüzde 12’si ise iş seyahatlerine gitmediğini söylüyor. Yüzde 9’luk kesim hamilelikte işi bıraktığını söylerken; katılımcıların yüzde 6’sı hamilelikte iş motivasyonunun düştüğünü belirtiyor. Her anne adayının bu dönemi farklı yaşadığını hatırlatan Boydak, genellemelerden çok kesin sonuçlar çıkarmanın mümkün olmadığını düşünüyor.
Çocuklu çalışan olmak…
Bebekle birlikte anne babaları iş hayatında yine zor bir dönem bekliyor. Özellikle kadın çalışanlar anne olduktan sonra en çok iş&yaşam dengesini kurmakta zorlanıyorlar. Bu durumda pes edenlerin, çocuğuyla daha çok zaman geçirmek için işten ayrılanların oranı yüzde 19. bebeğin iş hayatında olumsuzluk yaratmadığını düşünenlerin oranı yüzde 17 iken, kariyerlerinin olumsuz etkilendiğini düşünenlerin oranı yüzde 15. Yeni doğan bebek, anne babalar için ekonomik olarak da büyük bir sorumluluk. Katılımcıların yüzde 68’i çocuk sahibi olduktan sonra lüks harcamalarını kıstıklarını, yüzde 14’ü ise temel harcamalarında kısıntıya gittiklerini söylüyor. Boydak; bu araştırmadan, ebeveyn olmanın başlı başına bir fedakarlık olduğu sonucunun çıkartılması gerektiğini düşünüyor.
“Eşinden destek alamayan kadının işe devam etmesi çok zor”
Ernst & Young’da İnsan Kaynakları Danışmanlık Bölüm Başkanı olarak çalıştıktan sonra geçtiğimiz aylarda MY Executive adlı danışmanlık şirketini kuran Müge Yalçın, çocuk-kariyer ilişkisi hakkında görüşlerini şöyle anlatıyor:
“İyi bir eğitim ve iş tecrübesinden sonra çocuk sahibi olan kadınların kariyerlerine nasıl devam edebilecekleri ve yaşam dengelerini nasıl oluşturabilecekleri önemli bir konu. Yasal doğum izin süresi, yeni iş kanunundan sonra uzamış olsa da çocuklu hayata alışıp, iyi bir düzen kurup, aklınız çocuğunuzda kalmadan işinize geri dönebilmeniz için oldukça kısa bir süre. Bazı kişiler daha şanslı çünkü bu dönemde ailelerinden destek alabiliyorlar. Bu şansınız yoksa, çocuğunuza bakacak profesyonel bir yardımcı bulabilmek hem zor hem de çok pahalı olabiliyor. İlk birkaç yılı çözebilirseniz, kariyerinizi uzun yıllar devam ettirme şansınız yüksek. Bu süreçte babalara da önemli görev düşüyor.
Çocuk sahibi olduktan sonra iş hayatına dönen kadınların eşlerinin desteğini almadan işe devam etmeleri çok zor. Çalışan annelerin işlerinin hiç de kolay olmadığını biliyorum ama diğer taraftan pek çok kadın bunu başarıyla yürütebiliyor. Hem iş yerleri hem de devlet, çalışan annelerin hayatını kolaylaştırmaya yardım etmeli. Aslında şirketler belli fonksiyonlarda yarı zamanlı işler yaratabilirler. Belli bir kariyerden sonra iş hayatına ara vermiş kadınların geri kazanılması, tekrar üretici durumuna gelmeleri hem kendileri, hem de ülke ekonomisi için çok önemli.”
insankaynaklari.com - Platin Araştırması
