Ata'm,
Anne, baba demeyi yeni öğrendiğimizde, onlar da duvardaki resmini gösterip, Atatürk demeyi öğrettiler bize.
Ata'mız olduğunu, vatanımızı düşmanlardan kurtardığını, Cumhuriyeti kurduğunu, öğretmenimiz anlattı hepimize.
Altın sarısı saçların, masmavi gözlerin vardı. Yüreğin kocamandı. Kürsüde adını haykırırken, bizi duyduğuna inanıyoruz. Çünkü biz de seni yüreğimizde duyuyoruz. Ablalarımız, ağabeylerimiz bizden önce tanıdıkları için, onlara imreniyoruz. Onlar, Türk istiklalinin ve Türk Cumhuriyetinin ebedi bekçileriyiz diye övündükçe, biz de! biz de! diyor; bir an önce genç olmak, nöbeti devralmak istiyoruz. Her zaman, her yerde ve her durumda, ilkelerinden ayrılmayacağımıza, bütün zorlukları yeneceğimize söz veriyoruz.
Ata'm,
19 Mayıs 1881'de dünyaya geldin ve 19 Mayıs 1919'da, Samsun'da, bir güneş gibi yeniden doğdun. Çocukken de gençken de ve her zaman büyüktün. Sönmeyen bir ışık, bitmeyen bir umuttun. Bütün önderler imrendi sana. Bütün uluslar örnek aldı seni. Biliyoruz ki sen ölmedin, kalbimizde yaşıyorsun.
Bu mektubumuzu da hissedersin ve teşekkürlerimizi kabul edersin. Çünkü dünyada ilk ve tek "Çocuk Bayramı"nı sen hediye ettin bize. Güç kattın sevincimize. Özgürüz, bağımsızız, barış içinde yaşıyoruz sayende. Adres istemez mektubumuz. Sakarya, Çanakkale, Gelibolu, Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas,
Ankara, İzmir' de yazsak; sana, gururla ve sevinçle ulaştırır postacı. Çünkü seni bütün Türkiye ve hatta
dünya tanıyor. En çok da Anıtkabir' e konulmasını istiyoruz mektubumuzun. Kim bilir, belki kalkıp,
okursun. Biz de tarihimizi okudukça sonsuz gurur duyuyoruz seninle. Şanlı Bayrağımızı sen
dalgalandırdın göklerde. Başöğretmenimiz olup, dilimizi sen öğrettin bize.
Ata'm,
Sana olan saygımız, sevgimiz, teşekkürlerimiz hiç bitmeyecektir. Rahat uyu.
Ne mutlu Türküm diyene !
Abidin Tatar
Anne, baba demeyi yeni öğrendiğimizde, onlar da duvardaki resmini gösterip, Atatürk demeyi öğrettiler bize.
Ata'mız olduğunu, vatanımızı düşmanlardan kurtardığını, Cumhuriyeti kurduğunu, öğretmenimiz anlattı hepimize.
Altın sarısı saçların, masmavi gözlerin vardı. Yüreğin kocamandı. Kürsüde adını haykırırken, bizi duyduğuna inanıyoruz. Çünkü biz de seni yüreğimizde duyuyoruz. Ablalarımız, ağabeylerimiz bizden önce tanıdıkları için, onlara imreniyoruz. Onlar, Türk istiklalinin ve Türk Cumhuriyetinin ebedi bekçileriyiz diye övündükçe, biz de! biz de! diyor; bir an önce genç olmak, nöbeti devralmak istiyoruz. Her zaman, her yerde ve her durumda, ilkelerinden ayrılmayacağımıza, bütün zorlukları yeneceğimize söz veriyoruz.
Ata'm,
19 Mayıs 1881'de dünyaya geldin ve 19 Mayıs 1919'da, Samsun'da, bir güneş gibi yeniden doğdun. Çocukken de gençken de ve her zaman büyüktün. Sönmeyen bir ışık, bitmeyen bir umuttun. Bütün önderler imrendi sana. Bütün uluslar örnek aldı seni. Biliyoruz ki sen ölmedin, kalbimizde yaşıyorsun.
Bu mektubumuzu da hissedersin ve teşekkürlerimizi kabul edersin. Çünkü dünyada ilk ve tek "Çocuk Bayramı"nı sen hediye ettin bize. Güç kattın sevincimize. Özgürüz, bağımsızız, barış içinde yaşıyoruz sayende. Adres istemez mektubumuz. Sakarya, Çanakkale, Gelibolu, Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas,
Ankara, İzmir' de yazsak; sana, gururla ve sevinçle ulaştırır postacı. Çünkü seni bütün Türkiye ve hatta
dünya tanıyor. En çok da Anıtkabir' e konulmasını istiyoruz mektubumuzun. Kim bilir, belki kalkıp,
okursun. Biz de tarihimizi okudukça sonsuz gurur duyuyoruz seninle. Şanlı Bayrağımızı sen
dalgalandırdın göklerde. Başöğretmenimiz olup, dilimizi sen öğrettin bize.
Ata'm,
Sana olan saygımız, sevgimiz, teşekkürlerimiz hiç bitmeyecektir. Rahat uyu.
Ne mutlu Türküm diyene !
Abidin Tatar