Kahveci Kahve, bembeyaz bıyıklarıyla ünlü, kibirli bir kahveydi. Kendini dünyanın en mükemmel içeceği sanıyordu. Güneşin ilk ışıklarıyla uyanır, altın rengi damlalarıyla kendini gösterir, burnuna gelen güzel kokusuyla tüm dünyayı kendine hayran bırakırdı. Özellikle de sütü hor görürdü.
Sütçü Süt ise, pamuk gibi yumuşak, sevimli ve oldukça mütevazıydı. Kendini her şeyden önce paylaşmayı severdi. Çocukların kahvaltılarını süsler, kurabiyelerin lezzetini katlardı. O da, kahve gibi kibirli değildi, herkesle arkadaş olmak isterdi.
Bir gün, Kraliyet Sarayı'nda büyük bir parti düzenlendi. Partiye her çeşit yiyecek ve içecek davetliydi. Kahveci Kahve, elbette ki en önde yerini almış, burnunu havaya kaldırmıştı. Sütçü Süt ise, sessizce bir köşede duruyor, herkesle tatlı tatlı konuşuyordu.
Kral, partinin sonunda özel bir içecek istedi: "En mükemmel içeceği bana getirin!" diye buyurdu.
Kahveci Kahve, fırsatı kaçırmak istemedi. "Majesteleri, buyurun! Benim gibi mükemmel bir içecek bulamazsınız!" diye bağırdı ve kendini Krala uzattı.
Kral, Kahve'yi yudumladı. Lezzetliydi, evet, ama biraz sert ve acıydı. Kralın yüzü buruştu.
Tam o sırada, Sütçü Süt cesaretini topladı. "Majesteleri, belki de biraz yardım edebilirim?" dedi hafifçe.
Kahveci Kahve hiddetlendi. "Sen mi?! Sen, sıradan, tatsız bir süt! Benim mükemmelliğimi nasıl bozmaya cesaret edersin!" diye bağırdı.
Sütçü Süt, sakin kalmaya çalıştı. "Benim amacım bozmak değil, tamamlamak, Majesteleri. Birlikte daha mükemmel bir lezzet yaratabiliriz." dedi.
Kral, merakla Sütçü Süt'e baktı. "Deneyelim bakalım" dedi.
Sütçü Süt, Kahveci Kahve'ye yaklaştı ve yavaşça, kendisinden bir damla damla ekledi. Kahveci Kahve, ilk başta direnmişti, kıpır kıpır olmuş, "Benim mükemmelliğime dokunma!" diye fısıldamıştı, ama Süt'ün yumuşaklığı, onun sertliğine galip gelmişti.
Birlikte muhteşem bir içecek olmuşlardı! Kral, bu yeni karışımı büyük bir zevkle içti. Acı kahve, Süt'ün yumuşaklığıyla birleşince mükemmel bir uyum yakalamıştı. Hem lezzetliydi, hem de yumuşaktı.
Kral, hem Kahveci Kahve'yi hem de Sütçü Süt'ü ödüllendirdi. Ancak, en büyük ödül, aralarındaki kavganın sona ermesi ve yeni bir dostluğun başlamasıydı. Kahveci Kahve, Sütçü Süt'ün değerini anlamıştı. O günden sonra, birlikte birçok yeni ve lezzetli içecekler yarattılar ve herkese, farklılıkların bir arada ne kadar güzel bir uyum sağlayabileceğini gösterdiler. Ve böylece, sütlü kahvenin harika bir hikayesi başlamıştı. Herkes, bu ikilinin "kavga"sı sonucu ortaya çıkan muazzam lezzeti her yudumda takdir eder oldu. Çocuklar ise, bu hikayeyi anlatıp, farklılıkların güzelliğini öğrenir oldular.
Sütçü Süt ise, pamuk gibi yumuşak, sevimli ve oldukça mütevazıydı. Kendini her şeyden önce paylaşmayı severdi. Çocukların kahvaltılarını süsler, kurabiyelerin lezzetini katlardı. O da, kahve gibi kibirli değildi, herkesle arkadaş olmak isterdi.
Bir gün, Kraliyet Sarayı'nda büyük bir parti düzenlendi. Partiye her çeşit yiyecek ve içecek davetliydi. Kahveci Kahve, elbette ki en önde yerini almış, burnunu havaya kaldırmıştı. Sütçü Süt ise, sessizce bir köşede duruyor, herkesle tatlı tatlı konuşuyordu.
Kral, partinin sonunda özel bir içecek istedi: "En mükemmel içeceği bana getirin!" diye buyurdu.
Kahveci Kahve, fırsatı kaçırmak istemedi. "Majesteleri, buyurun! Benim gibi mükemmel bir içecek bulamazsınız!" diye bağırdı ve kendini Krala uzattı.
Kral, Kahve'yi yudumladı. Lezzetliydi, evet, ama biraz sert ve acıydı. Kralın yüzü buruştu.
Tam o sırada, Sütçü Süt cesaretini topladı. "Majesteleri, belki de biraz yardım edebilirim?" dedi hafifçe.
Kahveci Kahve hiddetlendi. "Sen mi?! Sen, sıradan, tatsız bir süt! Benim mükemmelliğimi nasıl bozmaya cesaret edersin!" diye bağırdı.
Sütçü Süt, sakin kalmaya çalıştı. "Benim amacım bozmak değil, tamamlamak, Majesteleri. Birlikte daha mükemmel bir lezzet yaratabiliriz." dedi.
Kral, merakla Sütçü Süt'e baktı. "Deneyelim bakalım" dedi.
Sütçü Süt, Kahveci Kahve'ye yaklaştı ve yavaşça, kendisinden bir damla damla ekledi. Kahveci Kahve, ilk başta direnmişti, kıpır kıpır olmuş, "Benim mükemmelliğime dokunma!" diye fısıldamıştı, ama Süt'ün yumuşaklığı, onun sertliğine galip gelmişti.
Birlikte muhteşem bir içecek olmuşlardı! Kral, bu yeni karışımı büyük bir zevkle içti. Acı kahve, Süt'ün yumuşaklığıyla birleşince mükemmel bir uyum yakalamıştı. Hem lezzetliydi, hem de yumuşaktı.
Kral, hem Kahveci Kahve'yi hem de Sütçü Süt'ü ödüllendirdi. Ancak, en büyük ödül, aralarındaki kavganın sona ermesi ve yeni bir dostluğun başlamasıydı. Kahveci Kahve, Sütçü Süt'ün değerini anlamıştı. O günden sonra, birlikte birçok yeni ve lezzetli içecekler yarattılar ve herkese, farklılıkların bir arada ne kadar güzel bir uyum sağlayabileceğini gösterdiler. Ve böylece, sütlü kahvenin harika bir hikayesi başlamıştı. Herkes, bu ikilinin "kavga"sı sonucu ortaya çıkan muazzam lezzeti her yudumda takdir eder oldu. Çocuklar ise, bu hikayeyi anlatıp, farklılıkların güzelliğini öğrenir oldular.
