Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, dünyada bugüne kadar kesintisiz yaşamını sürdürebilmiş senfoni orkestralarının en eskilerinden biridir.
1826’da Sultan II. Mahmut devrinde başlayan batılılaşma hareketleri ile ülkemize giren çoksesli müzik, kısa zamanda kurumsallaşmıştır. Bu köklü adımı, Sultan Mahmut tarafından Avusturya - Macaristan İmparatorluk sarayından İstanbul’a davet edilen Giuseppe Donizetti’nin Türkiye’ye gelerek orkestranın başına getirilmesi izlemiştir. Sultan Vahdettin’e kadar orkestranın adı “Mızıka-i Humayun” adı ile faaliyetlerini saraya münhasır olarak sürdürmüştür. 1924’te bu sanat kurumu, büyük Atatürk’ün emri ile Ankara’ya taşınmış ve yepyeni bir anlayışla halkın kültür ve sanat düzeyini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren bir eğitim kurumu olarak yeniden geliştirilmiştir. Büyük Atatürk’ün yüce makamının adını vererek onurlandırdığı Cumhuriyet tarihinin ilk kurumu olan orkestra, Atamızın öngördüğü sanat ve müzik ilkeleri doğrultusunda O’nun direktifleri ışığında yaratılmış çoksesli müziğimizi olanakları içerisinde ulusumuz adına onur verici bir düzeye çıkarmayı hedeflemiştir. Bir toplumun gelişim sürecinde sanatın etkinliği gözönünde bulundurularak 1924’te Musiki Muallim Mektebi kurulmuş, bu okul orkestramızla bütünleşerek eğitimine başlamıştır. Devrin olanakları ile yapılan eğitim sonucu saptanan yetenekli Türk gençleri Avrupa’ya gönderilmiş ve bu gençler öğrenimlerini tamamlayıp yurda dönerek 1934’te çağdaş Türk beste ekolünü oluşturmuşlardır.
Türk Beşleri olarak anılan Ahmet Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Necil Kazım Akses öncülüğünde Musiki Muallim Mektebi 1936’da Ankara’da kurulan Konservatuvar’a kaynak oluşturmuş, orkestra ise öğretmen kadrosuyla konservatuvara güç vermiştir. İstanbul ve İzmir Devlet Senfoni Orkestraları ve benzeri bütün sanat kurumlarının ana kaynağı Musiki Muallim Mektebi olmuştur.
1934 yılında orkestranın başına A. Adnan Saygun getirilmiştir. 1935’te yurdumuzdaki evrensel çoksesli müzik eğitimi ve kurumlarının programlarını yapmakla görevlendirilmiş olan besteci Paul Hindemith’in önerisi ile tanınmış Alman orkestra Şefi Dr. Ernst Praetorius orkestranın yöneticiliğine getirilmiştir. Değerli bir orkestra pedagogu olan Praetorius teknik yönden orkestrayı uluslararası düzeye çıkarmıştır. Praetorius’un ölümünden sonra orkestrayı uzun yıllar başta Ferid Alnar ve G.E. Lessing olmak üzere pek çok ünlü Şef, Türk bestecilerinin bir çok eserinin ilk icralarını orkestramızla yapmış, bunları orkestranın repertuvarına kazandırmış, yurt içi ve yurt dışı konserlerde yöneterek ve band kayıtlarını yaparak tanınmasını sağlamıştır.
6940 sayılı özel kanununun çıkarıldığı 1957 yılından sonra uluslararası alanda da adını duyuran Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Ankara’da çok sayıda radyo televizyon, gençlik ve halk, açıklamalı okul ve çocuk konserleri, ayrıca yurdun her köşesinde konserler vermiş, çoksesli müziği tanıtma, yayma ve sevdirme alanında öncülük etmiştir. 1957-86 tarihleri arasında Hikmet Şimşek, Şef yardımcısı olarak orkestrayı yönetmiş, değerli hizmetler vermiştir. 1974’de orkestraya şef yardımcısı olarak atanan Gürer Aykal, 1988’de 6940 sayılı özel yasamız hükümlerine göre 1. şefliğe getirilmiştir.
1957 yılından bu yana, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Ankara’da 1000’i aşkın radyo-televizyon, gençlik ve halk, izahlı çocuk ve okul konserleri, ayrıca Edirne’den Hakkari’ye kadar yurdun her köşesinde 400’e yakın yurtiçi ve pilot bölge konserleri vermiştir. Ayrıca Almanya, Avusturya, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya, SSCB, İtalya, Fransa, İsviçre, İran, Irak, Lübnan, İsveç, Norveç, Finlandiya, İspanya, Polonya, Kıbrıs, Çekoslovakya, Güney Kore, Japonya, Amerika, İngiltere, Kazakistan ve Kırgızistan konserleri ile Atatürk’ün öngörmüş olduğu çağdaş Türk müzik hayatının varlığını dünyaya duyurmak yönünden önemli katkıda bulunmuş, dünyaca önemli kültür merkezlerinde aldığı çok yapıcı kritiklerle ülkenin kültürel varlığının tanıtılmasında pay sahibi olmuştur.
1826’da Sultan II. Mahmut devrinde başlayan batılılaşma hareketleri ile ülkemize giren çoksesli müzik, kısa zamanda kurumsallaşmıştır. Bu köklü adımı, Sultan Mahmut tarafından Avusturya - Macaristan İmparatorluk sarayından İstanbul’a davet edilen Giuseppe Donizetti’nin Türkiye’ye gelerek orkestranın başına getirilmesi izlemiştir. Sultan Vahdettin’e kadar orkestranın adı “Mızıka-i Humayun” adı ile faaliyetlerini saraya münhasır olarak sürdürmüştür. 1924’te bu sanat kurumu, büyük Atatürk’ün emri ile Ankara’ya taşınmış ve yepyeni bir anlayışla halkın kültür ve sanat düzeyini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren bir eğitim kurumu olarak yeniden geliştirilmiştir. Büyük Atatürk’ün yüce makamının adını vererek onurlandırdığı Cumhuriyet tarihinin ilk kurumu olan orkestra, Atamızın öngördüğü sanat ve müzik ilkeleri doğrultusunda O’nun direktifleri ışığında yaratılmış çoksesli müziğimizi olanakları içerisinde ulusumuz adına onur verici bir düzeye çıkarmayı hedeflemiştir. Bir toplumun gelişim sürecinde sanatın etkinliği gözönünde bulundurularak 1924’te Musiki Muallim Mektebi kurulmuş, bu okul orkestramızla bütünleşerek eğitimine başlamıştır. Devrin olanakları ile yapılan eğitim sonucu saptanan yetenekli Türk gençleri Avrupa’ya gönderilmiş ve bu gençler öğrenimlerini tamamlayıp yurda dönerek 1934’te çağdaş Türk beste ekolünü oluşturmuşlardır.
Türk Beşleri olarak anılan Ahmet Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Necil Kazım Akses öncülüğünde Musiki Muallim Mektebi 1936’da Ankara’da kurulan Konservatuvar’a kaynak oluşturmuş, orkestra ise öğretmen kadrosuyla konservatuvara güç vermiştir. İstanbul ve İzmir Devlet Senfoni Orkestraları ve benzeri bütün sanat kurumlarının ana kaynağı Musiki Muallim Mektebi olmuştur.
1934 yılında orkestranın başına A. Adnan Saygun getirilmiştir. 1935’te yurdumuzdaki evrensel çoksesli müzik eğitimi ve kurumlarının programlarını yapmakla görevlendirilmiş olan besteci Paul Hindemith’in önerisi ile tanınmış Alman orkestra Şefi Dr. Ernst Praetorius orkestranın yöneticiliğine getirilmiştir. Değerli bir orkestra pedagogu olan Praetorius teknik yönden orkestrayı uluslararası düzeye çıkarmıştır. Praetorius’un ölümünden sonra orkestrayı uzun yıllar başta Ferid Alnar ve G.E. Lessing olmak üzere pek çok ünlü Şef, Türk bestecilerinin bir çok eserinin ilk icralarını orkestramızla yapmış, bunları orkestranın repertuvarına kazandırmış, yurt içi ve yurt dışı konserlerde yöneterek ve band kayıtlarını yaparak tanınmasını sağlamıştır.
6940 sayılı özel kanununun çıkarıldığı 1957 yılından sonra uluslararası alanda da adını duyuran Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Ankara’da çok sayıda radyo televizyon, gençlik ve halk, açıklamalı okul ve çocuk konserleri, ayrıca yurdun her köşesinde konserler vermiş, çoksesli müziği tanıtma, yayma ve sevdirme alanında öncülük etmiştir. 1957-86 tarihleri arasında Hikmet Şimşek, Şef yardımcısı olarak orkestrayı yönetmiş, değerli hizmetler vermiştir. 1974’de orkestraya şef yardımcısı olarak atanan Gürer Aykal, 1988’de 6940 sayılı özel yasamız hükümlerine göre 1. şefliğe getirilmiştir.
1957 yılından bu yana, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Ankara’da 1000’i aşkın radyo-televizyon, gençlik ve halk, izahlı çocuk ve okul konserleri, ayrıca Edirne’den Hakkari’ye kadar yurdun her köşesinde 400’e yakın yurtiçi ve pilot bölge konserleri vermiştir. Ayrıca Almanya, Avusturya, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya, SSCB, İtalya, Fransa, İsviçre, İran, Irak, Lübnan, İsveç, Norveç, Finlandiya, İspanya, Polonya, Kıbrıs, Çekoslovakya, Güney Kore, Japonya, Amerika, İngiltere, Kazakistan ve Kırgızistan konserleri ile Atatürk’ün öngörmüş olduğu çağdaş Türk müzik hayatının varlığını dünyaya duyurmak yönünden önemli katkıda bulunmuş, dünyaca önemli kültür merkezlerinde aldığı çok yapıcı kritiklerle ülkenin kültürel varlığının tanıtılmasında pay sahibi olmuştur.