Adını Sen Koy
Gözlerine her baktığımda, içimde bir şeyler kıpırdıyor. Belki de sen farkında değilsin ama bana her dokunuşunla, her gülüşünle yepyeni bir dünya kuruyorsun. Adını sen koy bu aşkın, çünkü ben sadece seninle var olabiliyorum.
Seninle geçen her an, zamanın ötesinde bir değer taşıyor. Belki de aşk, tam da böyle bir şeydir; anlatmaya kelimelerin yetmediği, tarif etmeye cümlelerin kifayetsiz kaldığı bir duygu. Ama biliyorum ki, içimdeki bu sessiz çığlığın tek bir adı var: Sen.
Bazen bir bakışınla dünyamı aydınlatıyorsun, bazen bir dokunuşunla tüm karanlıklarımı yok ediyorsun. Belki de bu yüzden, bu aşkın adını sen koymalısın. Çünkü sen bilirsin hangi kelimeler kalbime dokunur, hangi cümleler ruhuma işler.
Bana göre aşk; senin nefesinle hayat bulduğum, senin varlığınla tamamlandığım bir yolculuk. Ve bu yolculuğun adını da en güzel sen bilirsin. Adını sen koy… Çünkü bu aşk, seninle anlam kazanıyor.
Belki bir gün, gözlerimin içine baktığında anlarsın ne demek istediğimi. O zaman bu yazıyı okuyup gülümsersin. Ve belki de o gülümsemenin altına, en güzel ismi sen yazarsın…

Çünkü Aşk, Senin Adınla Güzel
Bazen bir insan hayatına öyle dokunur ki, tüm hikâyen yeniden yazılır. Sen de öyle bir şeysin işte… Kalbime her dokunduğunda, içimdeki bütün şiirler canlanıyor, bütün şarkılar seninle söyleniyor. Çünkü aşk, senin adınla güzel.
Seninle tanışmadan önce, belki de aşkın ne olduğunu bilmiyordum. Ama şimdi anlıyorum ki, aşk; sabahları uyandığımda ilk seni düşünmek, geceleri gözlerimi kapatırken son bir kez daha hayalini kurmaktır. Aşk, senin kahkahandan beslenen bir çiçek gibi büyümek, senin hüzünlerinde kök salmaktır. Ve her şeyden öte, aşk, seninle bir olmaktır.
Biliyor musun, bazen öyle anlar yaşıyoruz ki, zaman duruyor sanki. Mesela, gözlerimin içine baktığın o an… Ya da gülümsediğinde yanağına düşen o küçük ışık hüzmesi… İşte o anlarda, “İşte bu!” diyorum içimde. İşte aradığım her şey! Çünkü sen, bir duygu değilsin, sen bir devrimsin benim için.
Belki de en güzeli, bu aşkın bir adı olmaması. Çünkü sen her şeyi yeniden tanımlıyorsun. Aşk dediğimiz şey, seninle birlikte bambaşka bir renge bürünüyor. Senin ellerin, benim ellerimde kaybolduğunda, dünyanın bütün karmaşası duruyor. Ve o an, sadece sen varsın… Sadece biz.
Bazen düşünüyorum da, belki de aşkın gerçek tanımı, “sen”sin. Çünkü sen olmadan, aşk diye bir şey yok benim için. Senin nefesin, senin dokunuşun, senin sessizliğin bile bana yetiyor. Ve biliyorum ki, bu yolculukta en güzel hikâyeler, senin adınla yazılacak.
Belki bir gün, bir şehirde kaybolup gideriz. Kimse bizi tanımaz, biz de kendimizi unuturuz. Ama bir tek şey kalır geriye: Senin adınla güzelleşen bu aşk. Çünkü sen, her şeyi anlamlı kılan tek gerçeksin.
Ve işte bu yüzden, bu aşkın adı sen olmalısın. Çünkü sen, kalbimin en derininde sakladığım en büyük sırsın. Çünkü sen, her şeyi güzelleştiren bir mucizesin. Çünkü aşk, senin adınla güzel…
Ve bu aşk, sonsuza dek seninle anlam bulacak.
Gözlerine her baktığımda, içimde bir şeyler kıpırdıyor. Belki de sen farkında değilsin ama bana her dokunuşunla, her gülüşünle yepyeni bir dünya kuruyorsun. Adını sen koy bu aşkın, çünkü ben sadece seninle var olabiliyorum.
Seninle geçen her an, zamanın ötesinde bir değer taşıyor. Belki de aşk, tam da böyle bir şeydir; anlatmaya kelimelerin yetmediği, tarif etmeye cümlelerin kifayetsiz kaldığı bir duygu. Ama biliyorum ki, içimdeki bu sessiz çığlığın tek bir adı var: Sen.
Bazen bir bakışınla dünyamı aydınlatıyorsun, bazen bir dokunuşunla tüm karanlıklarımı yok ediyorsun. Belki de bu yüzden, bu aşkın adını sen koymalısın. Çünkü sen bilirsin hangi kelimeler kalbime dokunur, hangi cümleler ruhuma işler.
Bana göre aşk; senin nefesinle hayat bulduğum, senin varlığınla tamamlandığım bir yolculuk. Ve bu yolculuğun adını da en güzel sen bilirsin. Adını sen koy… Çünkü bu aşk, seninle anlam kazanıyor.
Belki bir gün, gözlerimin içine baktığında anlarsın ne demek istediğimi. O zaman bu yazıyı okuyup gülümsersin. Ve belki de o gülümsemenin altına, en güzel ismi sen yazarsın…

Çünkü Aşk, Senin Adınla Güzel
Bazen bir insan hayatına öyle dokunur ki, tüm hikâyen yeniden yazılır. Sen de öyle bir şeysin işte… Kalbime her dokunduğunda, içimdeki bütün şiirler canlanıyor, bütün şarkılar seninle söyleniyor. Çünkü aşk, senin adınla güzel.
Seninle tanışmadan önce, belki de aşkın ne olduğunu bilmiyordum. Ama şimdi anlıyorum ki, aşk; sabahları uyandığımda ilk seni düşünmek, geceleri gözlerimi kapatırken son bir kez daha hayalini kurmaktır. Aşk, senin kahkahandan beslenen bir çiçek gibi büyümek, senin hüzünlerinde kök salmaktır. Ve her şeyden öte, aşk, seninle bir olmaktır.
Biliyor musun, bazen öyle anlar yaşıyoruz ki, zaman duruyor sanki. Mesela, gözlerimin içine baktığın o an… Ya da gülümsediğinde yanağına düşen o küçük ışık hüzmesi… İşte o anlarda, “İşte bu!” diyorum içimde. İşte aradığım her şey! Çünkü sen, bir duygu değilsin, sen bir devrimsin benim için.
Belki de en güzeli, bu aşkın bir adı olmaması. Çünkü sen her şeyi yeniden tanımlıyorsun. Aşk dediğimiz şey, seninle birlikte bambaşka bir renge bürünüyor. Senin ellerin, benim ellerimde kaybolduğunda, dünyanın bütün karmaşası duruyor. Ve o an, sadece sen varsın… Sadece biz.
Bazen düşünüyorum da, belki de aşkın gerçek tanımı, “sen”sin. Çünkü sen olmadan, aşk diye bir şey yok benim için. Senin nefesin, senin dokunuşun, senin sessizliğin bile bana yetiyor. Ve biliyorum ki, bu yolculukta en güzel hikâyeler, senin adınla yazılacak.
Belki bir gün, bir şehirde kaybolup gideriz. Kimse bizi tanımaz, biz de kendimizi unuturuz. Ama bir tek şey kalır geriye: Senin adınla güzelleşen bu aşk. Çünkü sen, her şeyi anlamlı kılan tek gerçeksin.
Ve işte bu yüzden, bu aşkın adı sen olmalısın. Çünkü sen, kalbimin en derininde sakladığım en büyük sırsın. Çünkü sen, her şeyi güzelleştiren bir mucizesin. Çünkü aşk, senin adınla güzel…
Ve bu aşk, sonsuza dek seninle anlam bulacak.
