Ne kadar figan etsem
Ruhumun kefil olmadığı cürümlerimi bir bir zikretsem
Kalbimden bihaber olarak ömrümü sarf eylediğimi boyun büküp anlatsam
İçimi titreten korkulardan arınsam, iradi zafiyetlerimi nasıl fark edip yalvarsam
Ne ettimse kendime ettim
Ruhumun zerkettiği firkatin afakından geçtim, inledim
Aklım kifayet eder zehabına kapıldım, takatim hiç tükenmeyecek sandım
Keyfiyet için abandım, nefsi marazlardan, nefesin müddetini anlamaktan uzaktım
Bir vakitte hastalandım
En yakınlarımın bahanelerinde niye şaklınlık yaşadım
Tefekkür etmek için neden ihmalin sahrasındaydım, idrakimle yaşayamadım
Bir ömrü bin hüzünle hoyratça telef ettiğimi çok geçte olsa, içim yanarak anladım
Eskiyen resimlere baktım
Annem, babam yoktu artık,bu vesiyleyle yeniden andım
Geçen günlerde kabirdeydim, ayrık otlarını baktım, nefsim gibi diye hayıflandım
Ne kadar sessizce yatıyorlardı, vefa ve sadakat adına teslim olan canlardı, ağladım
Evladın hayırlısı olması
Ekilen tohumların gerekçelerinde umut adına naib bulunması
Ruhunun ve kalbinin asliyetiyle mücehhez olarak ilmin südurunda yaşaması
Fikreden, muhakemeyle istikameti için ceht eden, rabbinin rızası adına kul olması
Edebin demiyle yaşaması
Aşkı, halin tezkiyesi için anlaması ve kalbiyle anlaşılması
Gönül insanı olarak, kin ve husumetten beslenmeden, sevdanın meşkiyle coşması
Feyzin ilgasında ağlaması,inşirahın rahlesinde evet nefesini vakfetmeyi başarması
Evlatlarım geldi aklıma
İki kerimem ve dört zadem vardı, marazlıkları bulunmazdı
Üç evladımın mürvetini gördüm, beş torun bahşeden hakka nasıl kul olmalıydım
Vefakar zevcemin dur durak bilmeyen hizmetlerine tavdım, muhabbetle anıyorum
Şayet bir keder varsa
İlzamından yoksun olmak ne kadar manalı bir sonuçsa
Derd-i gam nefsi çehremde bir ah u zar olunca, kuluğum sanki başka kapıya
Kim Allahın hükümlerine mukabil olmak üzre,hüküm ihdas ederse hali anlaşılınca
Nefsin hülyası bühtandır
Kalbin latifleşen ali firkattir, ruhun deminden melaldir
Akıl ve idrak aşkın sadrında ki lahzanın muvacehesinde ihsandır, yoksa zandır
Gönül adamı olmaktan uzaklaşmak, nefsi telakkilerin içinde yaşamaktan ibarettir
Mustafa CİLASUN
Ruhumun kefil olmadığı cürümlerimi bir bir zikretsem
Kalbimden bihaber olarak ömrümü sarf eylediğimi boyun büküp anlatsam
İçimi titreten korkulardan arınsam, iradi zafiyetlerimi nasıl fark edip yalvarsam
Ne ettimse kendime ettim
Ruhumun zerkettiği firkatin afakından geçtim, inledim
Aklım kifayet eder zehabına kapıldım, takatim hiç tükenmeyecek sandım
Keyfiyet için abandım, nefsi marazlardan, nefesin müddetini anlamaktan uzaktım
Bir vakitte hastalandım
En yakınlarımın bahanelerinde niye şaklınlık yaşadım
Tefekkür etmek için neden ihmalin sahrasındaydım, idrakimle yaşayamadım
Bir ömrü bin hüzünle hoyratça telef ettiğimi çok geçte olsa, içim yanarak anladım
Eskiyen resimlere baktım
Annem, babam yoktu artık,bu vesiyleyle yeniden andım
Geçen günlerde kabirdeydim, ayrık otlarını baktım, nefsim gibi diye hayıflandım
Ne kadar sessizce yatıyorlardı, vefa ve sadakat adına teslim olan canlardı, ağladım
Evladın hayırlısı olması
Ekilen tohumların gerekçelerinde umut adına naib bulunması
Ruhunun ve kalbinin asliyetiyle mücehhez olarak ilmin südurunda yaşaması
Fikreden, muhakemeyle istikameti için ceht eden, rabbinin rızası adına kul olması
Edebin demiyle yaşaması
Aşkı, halin tezkiyesi için anlaması ve kalbiyle anlaşılması
Gönül insanı olarak, kin ve husumetten beslenmeden, sevdanın meşkiyle coşması
Feyzin ilgasında ağlaması,inşirahın rahlesinde evet nefesini vakfetmeyi başarması
Evlatlarım geldi aklıma
İki kerimem ve dört zadem vardı, marazlıkları bulunmazdı
Üç evladımın mürvetini gördüm, beş torun bahşeden hakka nasıl kul olmalıydım
Vefakar zevcemin dur durak bilmeyen hizmetlerine tavdım, muhabbetle anıyorum
Şayet bir keder varsa
İlzamından yoksun olmak ne kadar manalı bir sonuçsa
Derd-i gam nefsi çehremde bir ah u zar olunca, kuluğum sanki başka kapıya
Kim Allahın hükümlerine mukabil olmak üzre,hüküm ihdas ederse hali anlaşılınca
Nefsin hülyası bühtandır
Kalbin latifleşen ali firkattir, ruhun deminden melaldir
Akıl ve idrak aşkın sadrında ki lahzanın muvacehesinde ihsandır, yoksa zandır
Gönül adamı olmaktan uzaklaşmak, nefsi telakkilerin içinde yaşamaktan ibarettir
Mustafa CİLASUN