• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Dede Korkut (Korkut Ata)

KıRMıZı

TeK BaşıNa CUMHURİYET
V.I.P
Korkut Ata olarakta bilinen Dede korkut 570-632 yılları arasında yaşadığı rivayet edilmiş, Orta Asya’da Kopuz, Anadolu’da saz diye bilenen çalgının mucidi Türk, Altay ve Oğuz efsanelerinde, masallarda ve halk hikayelerinde adı geçen bilinen ilk Türk Ozanı'dır.

Dede korkutBüyük Türk destan bilgesi Dede Korkut'un kişiliği üzerinde bilgilerimiz yetersiz kalıyor. Korkut-Ata adıyla da tanınan Dede Korkut, söylentilere göre Oğuzların Bayat Boyundan Kara Hoca’nın oğludur.

Onun, IX. ve XI. yüzyıllar arasında Türkistan'da Sir-Derya nehrinin Aral Gölüne döküldüğü yerde doğduğu, Ürgeç Dede adında bir oğlu olduğu, Oğuz Türklerinden büyük saygı gördüğü, bu bölgelerde hüküm süren Türk hakanlarına akıl hocalığı ve danışmanlık ettiği destanlarından anlaşılmaktadır.

Dede Korkut'un Türkler arasında, ağızdan ağıza, dilden dile dolaşan destan niteliğindeki hikâyeleri XV. yüzyılda Akkoyunlu'lar devrinde Dede Korkut Kitabı adıyla bir kitapta toplanmış, böylelikle sözden yazıya dökülmüştür. Destan derleyicisi, Dede Korkut kitabının önsözünde Dede Korkut hakkında şu bilgileri verir ve onun ağzından şu öğütlerde bulunur:

(Bayat Boyundan Korkut Ata derler bir er ortaya çıktı. 0 kişi, Oğuz'un tam bilicisi idi. Ne derse olurdu. Gaipten türlü haber söylerdi...)

(Korkut Ata Oğuz Kavminin her müşkülünü hallederdi. Her ne iş olsa Korkut Ata'ya danışmayınca yapmazlardı. Her ne ki buyursa kabul ederlerdi. Sözünü tutup tamam ederlerdi...)

(Dede Korkut söylemiş: Lapa lapa karlar yağsa yaza kalmaz, yapağılı yeşil çimen güze kalmaz. Eski pamuk bez olmaz, eski düşman dost olmaz. Kara koç ata kıymayınca yol alınmaz, kara çelik öz kılıcı çalmayınca hasım dönmez, er malına kıymayınca adı çıkmaz. Kız anadan görmeyince öğüt almaz, oğul babadan görmeyince sofra çekmez. Oğul babanın yerine yetişenidir, iki gözünün biridir. Devletli oğul olsa ocağının korudur...)

(Dede Korkut bir daha söylemiş: Sert yürürken cins bir ata nâmert yiğit binemez, binince binmese daha iyi. Çalıp keser öz kılıcı nâmertler çalınca çalmasa daha iyi... Çala bilen yiğide, ok'la kılıçtan bir çomak daha iyi. Konuğu olmayan kara evler yıkılsa daha iyi... Atın yemediği acı otlar bitmese daha iyi. İnsanın içmediği acı sular sızmasa daha iyi...)

Dede Korkut'un kitabında on iki destan var. Bu destanlar, Türk dilinin en güzel örnekleri olduğu gibi, Türk ruhuna, Türk düşüncesine ışık tutan en açık belgelerdir.

Dede Korkut, Oğuz Türklerini, onların inanışlarını, yaşayışlarını, gelenek ve göreneklerini, yiğitliklerini, sağlam karakteri ve ahlâkını, ruh enginliğini, saf, arı-duru bir Türkçe ile dile getirir. Destanlarındaki şiirlerinde, çalınan kopuzların kıvrak ritmi, yanık havası vardır.

Bamsı Böyrek Destanı'nda Bey Böyrek’in ardından yavuklusu Banu Çiçek şöyle seslenir ;

Vay al duvağımın sahibi,
Vay alnımın başımın umudu.
Vay şah yiğidim, şahbaz yiğidim,
Doyuncaya dek yüzüne bakamadığım
Han yiğit...
Göz açıp ta gördüğüm,
Gönül ile sevdiğim,
Bir yastığa baş koyduğum
Yolunda öldüğüm, kurban olduğum
Can yiğit...

Dede Korkut destanlarının kahramanları, iyiliği ve doğruluğu öğütler. Güçsüzlerin, çaresizlerin, her zaman yanındadır. Hile-hurda bilmezler, tok sözlü, sözlerinin eridirler. Türk milletinin birlik ve beraberliğini, millî dayanışmayı, el ele tutuşmayı telkin eder.

Yüzyıllar boyu, heyecanla okunan bu eserdeki destanlar, Doğu ve Orta Anadolu'da, çeşitli varyantları ile yaşamıştır. Anadolu'nun birçok bölgelerinde, halk arasında söylenen, kuşaktan kuşağa aktarılan hikâye ve destanlarda Dede Korkut'un izleri ve büyük etkileri vardır.

Millî Destanımızın ana kaynağı olan Dede Korkut Kitabı’nın bugün elde, biri Dresden'de, öteki Vatikan'da olmak üzere, iki yazma nüshası vardır. Bu yazma eserlere dayanarak Dede Korkut Kitabı, memleketimizde birkaç kez basıldığı gibi, birçok yabancı memleketlerde çeşitli dillere de çevrilmiştir.
 
Düzenleyen yönetici:
Türk Dünyası
DEDE KORKUT ŞÖLENİNDE
Bayburt ta Buluştu

Kimdir Korkut Ata?
Namık Kemal Zeybek

Türk Dünyası nın Korkut Ata sı İçimizde Yaşıyor
Türk Dünyası nın dört bir yanından gelen konukların katılımıyla bu yıl yedincisi gerçekleştirilen Dede Korkut Uluslararası Kültür ve Sanat Şöleni 16-22 Temmuz 2001 tarihleri arasında Bayburt ta gerçe Kimdir Korkut Ata? Türk milletine İslam’dan önce gönderilmiş bir tanrı elçisi mi? Neden olmasın? Yüzlerce elçi göndermiş olan Yüce Tanrı, Korkut Ata’yı da Türklere göndermiş olabilir. Korkut Ata belki de evliyadandır... Ötelere erişmiş, ötelerden öğrendiklerini Türklere iletmiştir. Nerede Türk varsa, orada Korkut Ata vardır.
Halkımız en doğrusunu bilir diyelim; Korkut Ata "Varlığın övüncü Yüce Elçi Efendimiz" zamanında yaşamış veya belki ruhaniyetinden İslam’ı öğrenerek arasında yaymağa başlamış bir büyük insandır. İslam’ın gerçeklerini, insanlığın erdemlerini, varlığını gizlilerini ve yiğitlerin törenlerini kopuzuyla çalmış, söylemiştir.

Tartışılmaz gerçek nedir? O’nu Allah’tan başka kimse bilmiyor. Ata Dede Korkut destanlarının bize söylediği gerçek o ki; Korkut Ata, Oğuz ve Kıpçakların bir arada yaşadığı dönemde yaşamıştır. Ve Bayburt çevresi O’nun yaşadığı veya "yeniden yaşadığı" bir bölge olmuştur.

Bayburt çevresindeki derin kültür oluşumunu, yedi kat yer altına inen, yedi kat göklere çıkan masal dünyasını, destanları ezberden okuyan, okumamış kadınların üstün irfan kudretini bilenler için hiç de şaşırtıcı değildir. Korkut Ata sağlığında Bayburt’ta yaşamasa bile yüzyıllardan beri Bayburt’ta yaşıyor.

Korkut Ata, Türk Dünyasına sesleniyor. Birlik, bilim ve bilinç yolunu gösteriyor... Korkut Ata, Türk Dünyasının her yerinde bilinir. Avrupa ve Türkiye Türklüğü, Türkistan ve İdil-Ural Türklüğü, Korkut Ata’ya sahip çıkar. Hepsi de haklıdır. Nerede Türk varsa, Korkut Ata oradadır. Kim sahip çıkarsa, Korkut Ata onlarındır. Kim Korkut Ata’ya sahip çıkarsa, Korkut Ata da, onlara sahip çıkar.
Korkut Ata’nın bir mezarı Kazakistan’da, Türkistan şehrine yakın bir yerdedir. Bir mezarı da Bayburt’tadır...
Yunus Emre de öyle değil midir? Şimdilik bilinen 13 mezarı var. On üç mü? Hayır. "Bin" mezarı var. Azerbaycanlı büyük şairimiz Bahtiyar Vahapzade ne diyor;

"Bir yerde ölüp bes niye bin yerde mezarı
Çünkü gazılır her gün gönüllerde mezarı
Otlarda, çiçeklerde ve güllerde doğuldu
Bir yerde ölüp bes niye bin yerde doğuldu
Efsane mi gerçek mi bu insan, ince insan
Varlı sesidir, kopmuş o Türk’ün kopuzundan!"

Türk’ün kopuzunun en büyük ustası Korkut Ata... Korkut Ata, kopuzu ile Türklere varolmanın gerçeklerini anlatan insan. Korkut Ata’nın topuzu din yolunun inceliklerini ve barışın erdemlerini ve birliğin faziletlerini anlatmıştır. Gerektiği zaman, kopuz millet savunmasında yiğitlerin yüreklerine cesaret aşısı olmuştur.

Selam olsun sana Korkut Atamız
Selam olsun sana Bayburt kalası... kleştirildi.
"Bir yerde ölüp bes niye bin yerde mezarı
Çünkü gazılır her gün gönüllerde mezarı
Otlarda, çiçeklerde ve güllerde doğuldu
Bir yerde ölüp bes niye bin yerde doğuldu
Efsane mi gerçek mi bu insan, ince insan
Varlı sesidir, kopmuş o Türk’ün kopuzundan!"


-alıntı-
 
Dede Korkut (Korkut Ata) 'nın Bilinen Hikayeleri

1. Dirse Han Oğlu Boğaç Han
2. Salur Kazanın Evinin Yağmalanması
3. Kam Büre Beg Oğlu Bamsi Beyrek
4. Kazan Beg Oğlu Uraz Beg'in Tutsak Olması
5. Duha Koca Oğlu Deli Dumrul
6. Kanlı Koca Oğlu Kan Turali
7. Kadılık Koca Oğlu Yegenek
8. Basatın Tepegöz'ü Öldürmesi
9. Begel Oğlu Emren
10. Usun Koca Oğlu Seğrek
11. Salur Kazanın Tutsak Olması
12. Dış Oğuz'un iç Oguz'a İsyanı
 
Geri
Top