Güneş, Gökyüzü Köyü'nün tepesindeki evlerin kiremitlerini altın sarısına boyarken, Delikanlım, yatağında uykusundan sıçrayarak uyandı. Delikanlım, diğer çocuklar gibi oyun oynamayı, koşup zıplamayı çok severdi ama onun bir de gizli tutkusu vardı: yıldızlarla şarkı söylemek.
Gökyüzü Köyü, adını yıldızlarla dolu gökyüzüne olan yakınlığından almıştı. Her gece, köyün tepesindeki yüksek tepeden bakıldığında, yıldızlar sanki elini uzatsan tutacakmışsın gibi parlardı. Delikanlım, bu yıldızlara her baktığında içinden bir melodi yükselirdi. Bu melodiler, onun kalbinin şarkılarıydı ve sadece yıldızlarla paylaşırdı.
Delikanlım, her gece olduğu gibi, akşam yemeğinden sonra, gizlice evden çıktı. Ay ışığının aydınlattığı patikalardan koşarak, köyün tepesine doğru tırmandı. Tepenin zirvesine ulaştığında, nefes nefese kalmış olsa da, yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Gökyüzü, binlerce pırlanta gibi parlıyordu.
"Merhaba yıldızlar!" dedi, sesi heyecanla titreyerek. "Ben geldim yine, şarkılarımı dinlemeye hazır mısınız?"
Delikanlım, gözlerini gökyüzüne dikti ve içinden gelen ilk şarkıyı söylemeye başladı. Bu şarkı, rüzgarın fısıltısı, yaprakların hışırtısı ve kalbinin sevgi dolu ritmiyle harmanlanmıştı. Şarkısı yükseldikçe, yıldızlar sanki daha da parladı, gökyüzü bir müzik sahnesine dönüştü.
O gece, Delikanlım şarkısını bitirdiğinde, gökyüzünde bir değişiklik fark etti. En parlak yıldızlardan biri, yavaşça aşağı doğru süzülmeye başladı. Yıldız, Delikanlım'ın tam önünde yere indi ve küçük, sevimli bir peri kızına dönüştü.
"Merhaba Delikanlım," dedi peri kızı, sesi tıpkı bir çan sesi gibiydi. "Şarkılarını çok beğendim. Ben, Yıldız Perisi Lila'yım. Seninle tanışmak istedim."
Delikanlım, şaşkınlıktan gözlerini kocaman açtı. "Gerçekten mi? Yıldızlar mı gönderdi seni?"
Lila gülümsedi. "Evet. Şarkıların, yıldızları o kadar mutlu etti ki, seninle tanışmamı istediler."
Delikanlım'ın kalbi sevinçle dolup taştı. O günden sonra, her gece, Delikanlım ve Yıldız Perisi Lila, köyün tepesinde buluşmaya başladılar. Delikanlım, Lila'ya yeni şarkılarını söylüyor, Lila ise ona yıldızların sırlarını anlatıyordu.
Bir gece, Lila, Delikanlım'a dedi ki: "Delikanlım, senin şarkıların çok güzel ama sadece yıldızlar değil, diğer insanlar da bu şarkıları duymalı."
Delikanlım, biraz çekingendi. "Ama ya beğenmezlerse? Ya şarkılarım onlara yıldızlar kadar güzel gelmezse?"
Lila, Delikanlım'ın elini tuttu. "Şarkılarını kalpten söylersen, herkes onlara bayılacaktır. Denemeye ne dersin?"
Delikanlım, Lila'nın cesaretlendirmesiyle, bir sonraki gece köy meydanında şarkı söylemeye karar verdi. Gece olduğunda, tüm köy halkı merakla meydana toplandı. Delikanlım, kalbi heyecanla çarparken, şarkısına başladı.
İlk başta sesi biraz titrek çıktı ama sonra kalbinin derinliklerinden gelen duygularla dolup taştı. Şarkıları, yıldızların ışıltısı, ayın serenadı ve sevginin melodisiyle doluydu. Köy halkı, şarkılara o kadar hayran kaldı ki, gözyaşları içinde dinlediler.
O gece, Delikanlım, köyün en sevilen kahramanı oldu. Artık herkes onun yıldızlı şarkılarını dinlemek için sabırsızlanıyordu. Her akşam, köy meydanında toplanıp, Delikanlım'ın büyülü şarkılarıyla yıldızlara bir yolculuk yapıyorlardı.
Delikanlım, artık sadece yıldızlarla değil, tüm köy halkıyla da şarkılarını paylaşıyordu. Ama her gece, tepenin zirvesine çıkar, Yıldız Perisi Lila'yı ziyaret etmeyi de asla ihmal etmezdi. Çünkü o biliyordu ki, şarkılarının en güzel halini, kalbinin en derin yerindeki yıldızlarla paylaşıyordu.
O günden sonra, Gökyüzü Köyü'nde, her gece yıldızlı şarkılar yükselmeye devam etti. Delikanlım, kalbindeki müziği, tüm dünyaya yaymaya devam etti. Ve herkes biliyordu ki, en güzel şarkılar, kalpten söylenen ve yıldızlarla paylaşılan şarkılardı.
Gökyüzü Köyü, adını yıldızlarla dolu gökyüzüne olan yakınlığından almıştı. Her gece, köyün tepesindeki yüksek tepeden bakıldığında, yıldızlar sanki elini uzatsan tutacakmışsın gibi parlardı. Delikanlım, bu yıldızlara her baktığında içinden bir melodi yükselirdi. Bu melodiler, onun kalbinin şarkılarıydı ve sadece yıldızlarla paylaşırdı.
Delikanlım, her gece olduğu gibi, akşam yemeğinden sonra, gizlice evden çıktı. Ay ışığının aydınlattığı patikalardan koşarak, köyün tepesine doğru tırmandı. Tepenin zirvesine ulaştığında, nefes nefese kalmış olsa da, yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Gökyüzü, binlerce pırlanta gibi parlıyordu.
"Merhaba yıldızlar!" dedi, sesi heyecanla titreyerek. "Ben geldim yine, şarkılarımı dinlemeye hazır mısınız?"
Delikanlım, gözlerini gökyüzüne dikti ve içinden gelen ilk şarkıyı söylemeye başladı. Bu şarkı, rüzgarın fısıltısı, yaprakların hışırtısı ve kalbinin sevgi dolu ritmiyle harmanlanmıştı. Şarkısı yükseldikçe, yıldızlar sanki daha da parladı, gökyüzü bir müzik sahnesine dönüştü.
O gece, Delikanlım şarkısını bitirdiğinde, gökyüzünde bir değişiklik fark etti. En parlak yıldızlardan biri, yavaşça aşağı doğru süzülmeye başladı. Yıldız, Delikanlım'ın tam önünde yere indi ve küçük, sevimli bir peri kızına dönüştü.
"Merhaba Delikanlım," dedi peri kızı, sesi tıpkı bir çan sesi gibiydi. "Şarkılarını çok beğendim. Ben, Yıldız Perisi Lila'yım. Seninle tanışmak istedim."
Delikanlım, şaşkınlıktan gözlerini kocaman açtı. "Gerçekten mi? Yıldızlar mı gönderdi seni?"
Lila gülümsedi. "Evet. Şarkıların, yıldızları o kadar mutlu etti ki, seninle tanışmamı istediler."
Delikanlım'ın kalbi sevinçle dolup taştı. O günden sonra, her gece, Delikanlım ve Yıldız Perisi Lila, köyün tepesinde buluşmaya başladılar. Delikanlım, Lila'ya yeni şarkılarını söylüyor, Lila ise ona yıldızların sırlarını anlatıyordu.
Bir gece, Lila, Delikanlım'a dedi ki: "Delikanlım, senin şarkıların çok güzel ama sadece yıldızlar değil, diğer insanlar da bu şarkıları duymalı."
Delikanlım, biraz çekingendi. "Ama ya beğenmezlerse? Ya şarkılarım onlara yıldızlar kadar güzel gelmezse?"
Lila, Delikanlım'ın elini tuttu. "Şarkılarını kalpten söylersen, herkes onlara bayılacaktır. Denemeye ne dersin?"
Delikanlım, Lila'nın cesaretlendirmesiyle, bir sonraki gece köy meydanında şarkı söylemeye karar verdi. Gece olduğunda, tüm köy halkı merakla meydana toplandı. Delikanlım, kalbi heyecanla çarparken, şarkısına başladı.
İlk başta sesi biraz titrek çıktı ama sonra kalbinin derinliklerinden gelen duygularla dolup taştı. Şarkıları, yıldızların ışıltısı, ayın serenadı ve sevginin melodisiyle doluydu. Köy halkı, şarkılara o kadar hayran kaldı ki, gözyaşları içinde dinlediler.
O gece, Delikanlım, köyün en sevilen kahramanı oldu. Artık herkes onun yıldızlı şarkılarını dinlemek için sabırsızlanıyordu. Her akşam, köy meydanında toplanıp, Delikanlım'ın büyülü şarkılarıyla yıldızlara bir yolculuk yapıyorlardı.
Delikanlım, artık sadece yıldızlarla değil, tüm köy halkıyla da şarkılarını paylaşıyordu. Ama her gece, tepenin zirvesine çıkar, Yıldız Perisi Lila'yı ziyaret etmeyi de asla ihmal etmezdi. Çünkü o biliyordu ki, şarkılarının en güzel halini, kalbinin en derin yerindeki yıldızlarla paylaşıyordu.
O günden sonra, Gökyüzü Köyü'nde, her gece yıldızlı şarkılar yükselmeye devam etti. Delikanlım, kalbindeki müziği, tüm dünyaya yaymaya devam etti. Ve herkes biliyordu ki, en güzel şarkılar, kalpten söylenen ve yıldızlarla paylaşılan şarkılardı.