• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Devlet Nedir ?Devletler Neden Kurulur? Devleti Oluşturan Öğeler Devlet şekilleri

  • Konuyu açan Konuyu açan Suskun
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

Suskun

V.I.P
V.I.P
Devlet Nedir ?
Bir coğrafya üzerinde tarihî bağlarla birarada bulunan insan kümesinin üzerinde egemenlik haklarının uygulandığı kurumlar üstü yapıdır; halkın örgütlenme biçimlerinden birisi ve halkın örgütlenmiş bütününün temsili. Devletsiz toplumlar da vardır. Devletli toplumlar m.ö. 5000’li yıllarda sümer kent devletleri biçiminde görülmeye başlanır ve yeryüzünü kaplar. Her devlet kendi tarihini yazarak kendini sembolik olarak tarihte kurgular. Bunlardan dolayı tarihî bütünlükler gösterilmez ve devlet tarihi vatandaşları için ideolojiktir. Devleti ülke dışında büyükelçiler temsil eder.

Devletler Neden Kurulur?

Toplum halinde yaşama insanın güvenlik ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Toplumsal işbölümünün gelişmesi de toplum halinde yaşamayı zorunlu kılan nedenlerdendir.
Tarih boyunca gelişme gösteren insan ihtiyaçları ve doğa koşulları insanları örgütlenmeye itmiştir. İnsanların belirli bir düzene göre kendilerini yönetecek, daha önemlisi koruyabilecek önderler veya ailelerin otoritesini benimsemeleriyle devletin ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.


Devleti Oluşturan Öğeler

1. Toprak (Kara Parçası)
2. Millet (Halk-İnsan)
3. Kuvvet (Asker-Polis)

Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık.
Hukukî açıdan devlet, genellikle unsurlarından hareketle tanımlanır. Buna göre devlet; "Ülke adı verilen belirli bir toprak üzerinde yaşayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuku içinde bir siyasi iktidar altında örgütlenmesidir."
Bu tanımdaki unsurlar şunlardır:
İnsan unsuru: Halk ya da millet unsuru olarak da adlandırılabilir. Belirli bir alanda birlikte yaşayan ve çeşitli bağlarla ortak yaşama iradesi gösteren insan topluluğudur. Bir devleti oluşturacak insanların sayısı hakkında bir alt sınır olmamakla birlikte devletin niteliğine göre makul bir alt sınır kabul edilebilir. Modern yaklaşıma göre millet unsurunun kurulabilmesi için manevi nitelikte bağlar yeterli olup bu manada birlikte yaşama iradesinin doğması yeterlidir.

Egemenlik unsuru:
Siyasal iktidar unsuru olarak da adlandırılan bu unsur, Devletin esas kurucu unsurudur. Belirli bir yeryüzü parçası üzerinde yaşayan insan topluluğunun üstün irade çerçevesinde örgütlenmesidir. Egemenlik kavramı otoriteden farklı olarak ülke içinde biricik meşru güç kaynağı olmayı ifade ederken ülke dışında (uluslararası alanda) bağımsız olmak anlamına gelmektedir.

Ülke unsuru: Ülke, coğrafi anlamda bir bütünlük teşkil eden ve sınırları belirlenebilir bir kara parçasını ifade eder. Ancak devletin sınırları konusunda bir tartışma bulunması mümkündür. Ancak devlet sınırları öngörülebilir bir toprağa sahip olmalıdır. Devletin ülkesi kara ülkesi, deniz ülkesi ve hava ülkesi olarak üçe ayrılır.

Devlet şekilleri

Üniter Devlet

Tekli devlet. Siyasi otoritenin tek merkezde toplandığı, merkezî otoritenin tek bir anayasa ile sağlandığı devletlerdir. Yasama organının yaptığı kanunlar bütün ülkede uygulanır. (Örn.: Danimarka, Fransa, İngiltere, İsrail, İtalya, İrlanda, Norveç, Yunanistan, Türkiye)

Karma Devletler

(Bileşik Devlet) Birden fazla devletin kendi aralarında gerçekleştirdikleri bir anlaşma ile birleşmeleri sonucu oluşan devletlerdir. İki şekilde olabilir:

a) Konfederasyon

Bağımsız devletler tarafından egemenliklerini koruma şartı ile oluşturulan ve üye devletlere diledikleri zaman ayrılma hakkı tanıyan karma devlet biçimidir. (günümüzde örneği yoktur, eski İsviçre, Almanya ve ABD)

b) Federasyon
Ortak bir anayasa altında birleşen devletlerin oluşturduğu devlet biçimidir. Bu tip devletlerde ayrıca her federasyonun kendi anayasası, yürütme ve yargı organları vardır. (Örn.: Almanya, ABD, Kanada, Avusturya, İsviçre, Avustralya, Rusya) Egemenliğin kaynağına göre devletler

Monarşik Devlet

Egemenliğin tek kişiye ait olduğu devlettir. (Örn.: İspanya, İngiltere) Oligarşik Devlet

Egemenliğin belli bir sınıf veya gruba ait olduğu devlet biçimi.Teokratik Devlet

Egemenliğin kaynağının dine dayandığı devlet biçimi. Din adamlarının sözü geçer. Her şeye din adamları karar verir.

Demokratik Devlet
Egemenliğin halka ait olduğu devlet biçimi.

Bir birimin devlet olarak nitelendirilebilmesi için diğer devletler tarafından tanınmasına gerek yoktur. Zira tanıma sadece uluslararası alanda ilişki kurmak için gerekli bir işlemdir.

Bugün anladığımız anlamda devlet (Modern Devlet) 16. yüzyılda ortaya çıkmıştır.

Bütün toplumlar, bir devletin varlığı ile nitelenmezler. Avcı ve toplayıcı kültürler ve küçük tarım toplumlarında devlet kurumları yoktur. Devletin doğuşu, insanlık tarihindeki ayrıcı bir geçişi göstermektedir, çünkü devlet oluşumunda söz konusu olan politik gücün merkezileşmesi, toplumsal değişim süreçlerinde yeni dinamikleri ortaya çıkarır.

Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır. Ancak kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir. Tarihte görülen bir çok iç savaşlar kültürel birliğin devlet kurulmasında yeterli olmadığını göstermektedir. Amerikan iç savaşının anayasal düzenin kurulmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyması ve savaş kültürü yerine hukuk devlet ilişkisinin kavranması açısından önemi büyüktür.

Devlet, çağdaş toplumlarda en önemli kurumdur. Siyasal kurumların en iyi örgütlenmiş olanıdır. Üstün bir yaptırım gücü, zorlama olanağı vardır. Polis, jandarma, ordu yanlızca devleti yönetenlerin emrindedir.
 
Tüm rejimlerde bireyin üstünde belirleyici, varlığını her daim bize gösteren güçtür. Kesinlikle bizi hiçbir durumda ve koşulda terk etmez.

Modern Devletin Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
Devlet nasıl ortaya çıktı?


İnsanların toplu halde yaşarken ihtiyaçlarını gidermek için devletin ortaya çıktığını veya kendiliğinden evrimsel bir süreç olarak ortaya çıktığını savunanların yanında, insanlar arasındaki kaosu önlemek için ortaya çıktığını savunanlar vardır.

İnsanlar tarih boyunca devlet olmadan da yaşamıştır. İnsanlar toplu halde yaşamaya başladıktan sonra aralarında yöneten yönetilen ilişkisi oluşmuştur bu dönemlerde adına devlet denen siyasi örgütlenmeler olmuştur. Ama buradaki “devlet” kavramı tam anlamıyla modern devlet kavramını karşılamaz. Modern Devletler Avrupa’da 16. Yüzyıldan sonra oluşmaya başlamıştır.

Modern devleti kendinden önceki devlet formlarından ayıran en önemli fark iktidarın farklı kurumlarca paylaşılmasıdır.

Bugünkü tabiriyle modern devlet feodalitenin yıkılmasıyla doğmuştur. Monarkların derebeyliklere son vermesi sonucu; askeri güç, toprakların genişlemesi, vergi toplama bürokrasinin gelişmesine neden oldu. Bürokrasi gelişince tek biçimli hale geldi. İşte Modern devlet tek bir merkez altında toplanan gücü ifade ediyor.

Anayasacılık

Devlet tarihi süreçteki gelişiminde iktidar tek elde toplandı. Önceleri tek egemen olan monarkın yetkileri sınırsızdı. Yani XIV. Louis’in parlamentodaki konuşmasında dediği gibi Kral Devlet’ti. Ama evrimi süren devlet bunu kabullenmedi. Devlet bir kişiyle özleştiren anlayış sorgulanmaya başlandı. İster monark adına olsun isterse halk adına olsun devlet gücünü kullanan otoritenin sınırlanması gerekiyordu. Anayasacılık hareketi devleti sınırlandırma ve hukuka bağlamaya ilişkin ihtiyaçlar sonucu oluştu.

Parlamentarizm

R. Van Caenegem’in deyişiyle Anayasacılığın ortaya çıktığı yüzyılda, ortaya çıkan parlamentarizm, halk tarafından seçilmiş bir parlamento, gücünü halktan alan ve onlara karşı sorumlu olan hükümet ve yasama organlarının olduğu bir rejimi ifade ediyordu. Bu dönemde parlamento oligarşik bir şekilde işliyordu. Parlamentoyu seçmek belli bir zümrenin elindeydi doğal olarak parlamentoda halkı yönetenler yine aynı zümrenin üyeleriydi. 19. Yüzyılda modern devletin kurumları ve bürokrasi önemli ölçüde gelişmiştir. 20. Yüzyılda ise bireysel özgürlükler daha da gelişmiş ve anayasalda yer almaya başlamıştır. Bu yüzyılda tek bir elin yönetmediği devletler ortaya çıkmıştır. Bu devletlerde ihlal edilemez birey hakları ortaya çıkmıştır.


Demokratik Devlet

İkinci Dünya savaşından sonra çöken totalitarizmin sağ kanadı sonrasında devletin işlevi yeniden tanımlanmaya başlandı. Bu dönemde demokrasinin yükselişiyle olumlu, soğuk savaş nedeniyle olumsuz etkisiyle ülkeden ülkeye değişerek devlet tanımı şekillendi. Bu dönemde demokratik devlet dediklerimiz birkaç istisna dışında Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’daki liberal demokratik devletlerdi. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla totalitarizmin sol kanadı da çöktü. Böylece egemen devlet anlayışı demokratik devlet anlayışı olmaya başladı. Ama demokratik devlet anlayışında hala uygulamaya bağlı ciddi sorunlar bulunuyor.

DEVLET NEDİR?

İnsanlar devleti tanımlanması istediğinde tanımlayamasa da devletin varlığını her zaman hisseder. Bu hissiyat bazen hukuksal bazen güvenliksel bazen de ekonomik sebeplerle hissedilir. İnsanlar devleti kendilerine göre yorumlarlar bu yorum bazen olumlu bazense olumsuz olabilir.

Devleti en güzel tanımlayan tanım Norman Barry’nin yaptığı tanım olabilir. Onun dediği gibi ‘’modern devletin karakteristik özelliği siyasi eşitsizliktir; bazı bireylere, başkalarının yapmasına izin verilmeyen faaliyetleri yerine getirme, vergi koyma, bireyleri zorla orduya alma ve belki de daha önemlisi, hukuk yaratma yetkisi veren bir kamusal kurallar manzumesinin varlığıdır.’’

Devlet Hakkında Çatışan Teoriler

Devlet hakkında pek çok teori bulunuyor. Bunlardan en mantıklısı devletin kendiliğinden ortaya çıktığını savunan teoridir. Diğer teorilerde devleti ilahi temellere dayandırma gibi veya çatışmayı temel alan v.b bana göre ilkel teorilerde vardır.

Toplum Sözleşmesi

Devleti bazı filozoflar bir sözleşmeye dayandırır. Yani bu filozoflara göre bir kuruma ihtiyaç duyan insan devleti oluşturmuştur. Kimi filozoflar bunu insanın barış halinde yaşarken kurumlara duyulan ihtiyaçtan ötürü oluştuğunu savunurken kimi filozoflarda bunu güvensizlik ortamı nedeniyle oluşmuş bir ihtiyaç olduğunu savunur.

Çatışmacı teoriler

Bu teorilere göre devlet bir çatışma sonucu ortaya çıkmıştır. Bu çatışmanın bazen yönetenlerle halk arasında bazense bir toplumun diğer toplumu arasındaki çatışmalarla ya da diğer toplumsal nedenlerle oluştuğu savunulur.

Çağdaş Siyasi Doktrinler ve Devlet
Sosyalizm: Geçici Bir Kötülük Olarak Devlet


Devlet aslında halkı temsil eder gibi gözükse de sosyalistlere göre devlet sadece egemen güçlerin çıkarlarını temsil ediyordu. Ezilen sınıf olan halk iktidara el koyarak devletin tüm gücünü ele geçirecek böylece devlete ihtiyaç kalmayacaktı. Lenin’e göre kapitalist sistemi devirmenin tek yolu ploretaryanın devrimci diktasını kullanmasıydı.

Liberalizmin Devleti: ‘’Küçük Güzeldir!’’

Bu ideolojiye göre tek gerçek bireydir. Toplumda hak sahibi bireylerden oluşur. Birey başkasına zarar vermediği sürece özgürdür. Devlet ise bireyin temel hak ve özgürlüklerini korumakla görevlidir. Eğer devlet başlıca görevini yapmasa halk hakkını arayabilmelidir.

Muhafazakârlığın Devleti: “Ara Kurumların Sınırında Duran Devlet”

Bu ideolojide ise devlet çeşitli kurallar koyar ve halkın bu kurallara uymasını bekler. Böylece kendi diktalarıyla halkı yönetebilir.

Hukuk Devletinin Anlamı


Yasaların soyut olduğu, toplumun tüm bireyleri kapsadığı, kapsama alanındaki bireylerce bilinen kurarlar olduğu ve tüm bireylerin bu yasalar karşısında eşit olduğu, kişiye haklarını koruyan gözeten ve her türlü sorunu bağımsız mahkemelerce çözen devlet sistemidir.
 
Geri
Top