Deyimlerin çoğu, tarihsel olaylardan, eski mesleklerden veya günlük hayattan doğmuştur. İşte en ilginç deyim hikayeleri:
- Hikaye: Aba, dervişlerin giydiği kaba bir giysidir. Eskiden bazı dervişler, aba altına sopa saklar ve görünüşte sakin dururken gizlice tehdit edermiş.
- Anlam: Sessizce gözdağı vermek.
- Hikaye: Osmanlı’da ayakkabı tamircileri (pabuççular), eskimiş pabuçları çatıya atarmış. Birinin pabucu dama atıldığında, artık onun işi biter, yerine yenisi gelirmiş.
- Anlam: Gözden düşmek, değeri kalmamak.
- Hikaye: Kurban Bayramı’nda danalar kesilirken, en son kuyruğunun kopmasıyla işlem tamamlanırmış. Bu yüzden "dananın kuyruğu koptu" denince, "artık her şey açığa çıktı" anlamına gelmiş.
- Anlam: Sır veya gerçek ortaya çıkmak.
- Hikaye: Un çok değerli olduğu için hırsızlar, çuvalları delip unu çalmasın diye iplere un serperlermiş. Karıncalar unu yemek için ipi kesince hırsız yakalanırmış. Zamanla bu, "işi uzatmak" anlamında kullanılmış.
- Anlam: İşi bilerek ağırdan almak.
- Hikaye: Osmanlı’da külahlar mesleklere göre değişirdi. İki kişi külahlarını değiştirirse, roller de değişirmiş.
- Anlam: Bir konuda anlaşarak rolleri değiştirmek.
- Hikaye: Bir adam, eşeğine hoşaf içirmeye kalkınca başkası "Eşek hoşaftan ne anlar?" demiş. Zamanla "değer bilmeyene sunulan şeyin boşa gitmesi" anlamını almış.
- Anlam: Değer bilmeyene bir şey anlatmak.
- Hikaye: Eskiden hırsızlar çaldıkları atları Üsküdar’a kaçırırmış. Atını kaybeden biri, "Üsküdar’a geçti mi?" diye sorarmış. "Geçti" denince de umut kesilirmiş.
- Anlam: İş işten geçmek.
- Hikaye: İki kadın tartışırken biri "Tencerenin dibi kara" deyince, diğeri "Seninki benden daha kara" diye cevap vermiş.
- Anlam: "Sen bana bakma, kendin daha kötüsün."
- Hikaye: Eskiden fırınlar süpürgeyle temizlenirdi. İnce ve çelimsiz süpürgeler gibi zayıf insanlara bu benzetme yapılmış.
- Anlam: Aşırı zayıf kişi.
- Hikaye: Zurnada en tiz ve rahatsız edici ses "zırt" diye çıkar. Bu, en can alıcı anı simgeler.
- Anlam: İşin en kritik noktası.
Bonus: "Dilenciye Hıyar Vermişler, Eğri diye Bırakmış"
- Hikaye: Dilenci, birinden eğri bir hıyar alınca "Ben bunu nerede yiyeceğim?" diye şikayet etmiş.
- Anlam: Nankörlük edenlere yapılan iyilik boşa gider.