Diğer Osmanlı Antlaşmaları
- Hotin (1621)
- Bucaş (1672)
- İzvança (1676)
- Trablus (1795)
- Kütahya (1833)
- Berlin (1878)
- Uşi (1912)
- Londra (1913)
- İstanbul (1913)
- Atina (1913)
Hotin Antlaşması
9 Ekim 1621 Osmanlı Devleti ile Lehistan arasında imzalanmış bir barış antlaşmasıdır. 1620-1621 Osmanlı-Lehistan Savaşı'nı sonuçlandıran antlaşmadır.Lehistan'ın Eflak ve Boğdan'ın işlerine karışması üzerine Osmanlı Devleti Lehistan'a savaş açtı. Sultan Genç Osman'ın komutasındaki 200.000 askerlik ordu Lehistan'ın elindeki Hotin kalesini kuşattı. Osmanlı ordusu defalarca saldırılarda bulunmasına rağmen Hotin kalesini alamadı. Sonunda Genç Osman'ın itirazlarına rağmen barış antlaşması yapıldı. Bu antlaşmanın bazı şartları şunlardı:
1. Kırım Tatarlarının Lehistan'a yaptığı akınlar yasaklandı.
2. Hotin Osmanlı egemenliğindeki Boğdan'a verildi.
3. Lehistan'ın Osmanlılara vergi ödemeye devam etmesi kararlaştırıldı.
Saldırının başarısızlığına karşılık Boğdan'ın güvenliği sağlanmış oldu. II. Osman Hotin kalesi önünde istekli savaşmayan Yeniçeri Ocağı’nı kaldıracağını açıkladı. Bu kararı onun öldürülmesi ile sonuçlandı.
Bucaş Antlaşması
18 Ekim 1672 tarihinde Osmanlı Devleti'yle Lehistan (Polonya) arasında imzalanmış bir barış antlaşmasıdır. Osmanlı Bucaş Antlaşması ile batıdaki en geniş sınırlarına ulaşmıştır.Hotin Antlaşması'ndan (1621) sonra, Lehistan ve Osmanlı Devleti arasında 50 yıl süren bir barış süreci yaşanmıştı. Osmanlı himayesindeki Ukrayna Kazaklarına saldıran Lehler, barışı bozdular. Sultan IV. Mehmet ve Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Ukrayna kazaklarının yardım istemesi üzerine, Lehistan seferine çıktılar. Kamaniçe Seferi olarak da adlandırılan seferde Türk ordusunun ardarda kazandığı başarılardan sonra, Kırım Hanı'nın da aracılığıyla Lehistan barış istedi.
İmzalanan Bucaş (Buczacs) Antlaşmasına (18 Ekim 1672) göre, Podolya Osmanlılara geçti, Ukrayna da Osmanlı himayesindeki Kazaklara bırakılıyordu. Lehistan Kırım Hanına vergi ödemeye devam ettiği gibi pişkeş adı altında her yıl Osmanlı Devleti'ne 22.000 de altın vergi ödemeye mecbur bırakılıyordu. Antlaşmanın diğer maddelerine göre, Lehistan'daki Lipka Tatarlarından Türk ordusuna katılanların mallarına ve ailelerine zarar verilmeyecekti Antlaşma Kırım Tatarlarının ve Ukrayna Kazaklarının Lehistan'a yaptıkları akınmları da yasaklıyordu.
Lehistan meclisinin, bu antlaşmadaki vergi (pişkeş) maddesini kabul etmemesi üzerine, dört yıl sürecek olan 1672-1676 Osmanlı-Lehistan Savaşı başladı. 27 Ekim 1676'da bugünkü Zorawno (Ukrayna) kentinde imzalanan İzvança Antlaşması ile 22.000 altından vazgeçilmek şartıyla, daha önce Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından imzalanan Bucaş Antlaşmasının maddeleri aynen kabul edildi.
İzvança Antlaşması
1672-1676 Osmanlı-Lehistan Savaşı'nı sonlandıran barış antlaşması. 27 Ekim 1676'da bugün Ukrayna'da yeralan Zurawno kentinde imzalandığı için Zurawno Antlaşması olarak da bilinir. Türkçe adını ise Zorawno kentine Türklerin verdiği İzvança adından alır.Antlaşmaya giden yol
Lehistan'ın (Polonya) Osmanlı Devleti'nin himayesindeki Ukrayna Kazaklarına müdahalesi nedeniyle 1672'de çıkan savaşta Türk orduları kısa sürede Podolya'nın tamamını ve Ukrayna'nın önemli bir kısmını fethetmiş, Lviv ve Lublin kuşatılmış, Lehistan Krallığı ağır koşulları haiz Bucaş Antlaşması'nı imzalamak zorunda kalmıştı.
Sonrasında ise ordusunu toparlayan Lehistan 1673'te karşı saldırıya geçmiş ve kaybettiği toprakların bir kısımını geri almayı başarmıştı. Osmanlı Devleti bunun üzerine tekrar bölgeye yoğunlaşmış ve Türk ordusu 1675 yılında geniş bir bölgeyi yeniden fethetmiş, Lviv önlerine gelmişti. Şeytan İbrahim Paşa komutasındaki Türk ordusu 1676 yılında ise bölgeye tekrar taarruz ederek Lviv'in güneyinde Zurawno'ya kadar ilerlemiş ve Leh Kralı III. Jan Sobieski kumandasındaki Leh ordusunu kuşatmıştı. Zor durumda bulunan, ayrıca kaybettiği toprakları geri alamayacağını anlayan Lehistan-Litvanya Birliği barış teklif etti
Antlaşma
Barış teklifinin Osmanlı Devleti tarafından da kabul edilmesi üzerine 17 Ekim 1676'da antlaşma imzalandı. Antlaşma, Bucaş Antlaşması'nın koşullarını bir ölçüde hafifletmekle birlikte Osmanlı Devleti lehine idi.
Buna göre, Bucaş Antlaşması ile Osmanlı Devleti'ne terk edilen Podolya'nın Türk toprağı olduğu tescillendi, yine Osmanlı Devleti'ne bırakılan Kazaklar'ın hüküm sürdüğü Ukrayna topraklarının üçte biri Lehistan'a geri verilirken, üçte ikisi yine Osmanlı Devleti'nin egemenliğine tevdi edildi. Bucaş Antlaşması hükümleri arasında yer alan yıllık vergi ise kaldırıldı.
Sonuçlar
Bu savaştaki galibiyete karşın, Osmanlı Devleti önemli ölçüde tahribata uğrattığı Lehistan'ın Avusturya ile ittifaka girmesine neden oldu ve bu ittifakın sonuçlarını İkinci Viyana Kuşatması sırasında ağır bir şekilde ödedi. Lehistan'ın güçsüz duruma düşürülmesi, uzun vadede ise Rusya'nın ve Avusturya'nın Lehistan ve Osmanlı Devleti aleyhine güçlenmesine yol açtı. Lehistan'ın 1772, 1793 ve 1795 yıllarındaki taksimleriyle bağımsızlığını yitirmesinin ardından, Osmanlı toprakları Rusya'nın taarruzlarına iyice açık kaldı.
Trablus Antlaşması veya ABD - Osmanlı Sözleşmesi
4 Kasım 1796'te ABD ile Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan antlaşmadır.1783 yılında, Avrupa standartlarına göre mütevazı da olsa, yeni bir denizci devlet olan ABD, denizlerde tek başına bayrak gezdirmeye başladı. 25 Temmuz 1785'te, Atlas Okyanusu'nda Cadiz açıklarında, bu yeni bayrağı taşıyan ilk gemi Cezayir açıklarında Osmanlı gemileri tarafından ele geçirildi. Bu gemi, Boston limanına bağlı, Kaptan Isaak Stevens'in idaresindeki Maria idi. Arkasından, Philadelphia limanına bağlı, Kaptan O'Brien'in Dauphin'i de aynı akibete uğradı. 1793 Ekim ve Kasım aylarında 11 ABD gemisi daha Osmanlıların eline geçti. Amerikan Kongresi, 27 Mart 1794 yılında, Osmanlı denizcilerine karşı koyacak güçte savaş gemileri inşa edilmesi veya satın alınması için, Başkan George Washington'a 700.000 altına yakın harcama yetkisi verdi.
Önemi
5 Eylül 1795'te ABD bu tehdide karşı bir anlaşma yapmayı kabul etti. Bu anlaşmaya göre ABD, Cezayir'deki esirlerin iadesi ve gerek Atlas Okyanusu'nda, gerekse Akdeniz'de ABD sancağı taşıyan hiçbir tekneye dokunulmaması karşılığında, 642.000 altın ve yılda 12.000 Osmanlı altını (21.600 dolar) ödeyecekti. Dili Türkçe olan ve 22 maddeden oluşan anlaşmaya, Amerika Birleşik Devletleri adına Joseph Donaldson ve Osmanlı İmparatorluğu adına Cezayir Beylerbeyi Cezayirli Hasan Paşa nam-ı diğer Hasan Dayı imza koydular. Bu, ABD'nin iki asrı aşkın tarihinde, yabancı bir dille imzalanan tek anlaşması olduğu gibi, yabancı bir devlete vergi ödenmesini kabul eden tek ABD belgesidir. ABD, 22 maddelik bu antlaşmaya 1818 yılına kadar bağlı kalıp vergi ödemiştir.
Kütahya Antlaşması 1833
Osmanlı Devleti'yle Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa arasında 14 Mayıs 1833 tarihinde imzalanmış bir antlaşmadır.Osmanlı Devleti Mora isyanını bastırmak için Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istemişti. Mehmet Ali Paşa Bu yardımına karşılık Mora’yı istedi. Fakat Yunanistan bağımsız olunca Mora da Yunanistan'a katıldı ve Mehmet Ali Paşa bu sefer Suriye valiliğini istedi. Osmanlılar Suriye’yi Mehmet Ali Paşa’ya vermek istemeyince Mehmet Ali Paşa saldırıya geçti ve Konya’ya kadar ilerledi. II.Mahmut Mehmet Ali Paşa isyanına karşılık batılı devletlerden yardım istedi. Cevap alamayınca Rusya’dan yardım istedi ve Rusya yardıma geldi. Rusya’nın Osmanlılara yardıma gelmesi üzerine Rusya'nın bölgede nüfuzunun artmasından endişelenen batılı devletler Mehmet Ali Paşa ile Osmanlıları Kütahya Antlaşması ile barıştırdılar.
Not: Mısır sorunun geçici olarak kütahya antlaşmasıyla tamamen ise londra antlaşmasıyla çözüme kavuşmuştur.
Antlaşmanın önemli maddeleri şunlardır:
- Mehmet Ali Paşa’ya Mısır ve Girit valiliklerinin yanı sıra Şam valiliği verilecekti.
- Oğlu İbrahim Paşa’ya Cidde valiliği ile Adana muhassıllığı (vergi toplama hakkı) verilecekti.
Berlin Antlaşması
Osmanlı İmparatorluğu, Çarlık Rusyası, İngiltere, Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, İtalya ve Fransa arasında 13 Temmuz 1878'de Berlin'de imzalanan barış antlaşmasıdır.Antlaşmanın Sebepleri ve Şekli
93 Harbi'nin ardından Osmanlı ile Rusya arasında, 3 Mart 1878 tarihinde Ayastefanos Antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşmanın şartları Osmanlı Devleti açısından son derece ağır olmaktaydı ve Rusya'yı da Balkanlar'da tek güç haline getiriyordu. Nitekim bu durum Avrupa'nın diğer büyük devletlerini rahatsız etmekteydi.
Aynı dönemde Sultan II. Abdülhamid Han, İngiltere'yi Rusya'ya karşı kışkırtmaktaydı. Osmanlı Devleti savaşta yenilmiş ve anlaşmak zorunda kalmıştı ancak yapılan antlaşma devletin çöküşünü getirebilecek ağırlıktaydı. II. Abdülhamid de çareyi Avrupa devletlerini Rusya'ya karşı kullanarak durumu hafifletmekte aramaktaydı. Sonuçta İngiltere, Rusya'nın, Orta Doğudaki İngiliz menfaatlerini tehdit edeceğine, ılık sulara inip kendisiyle rekabete başlayacağına inanmıştı. Diğer Avrupa devletleri ile Rusya üzerinde kurduğu yoğun baskı sonucunda Rusya, antlaşmanın yeniden gözden geçirilmesine razı oldu.
13 Haziran 1878'de Almanya İmparatorluk Şansölyesi Prens Bismark'ın başkanlığında Berlin'de, Osmanlı, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya-Macaristan ve İtalya'nın katılımıyla bir kongre toplandı. Osmanlı Devleti'ni temsilen Nafıa Nazırı Karatodori Paşa, Müşir Mehmet Ali Paşa ve Berlin büyük elçisi Sadullah Bey gönderilmiş, diğer devletleri de başbakanlar ve dış işleri bakanları temsil etmekteydi.
Antlaşma Sonuçları

Berlin Kongresi
Antlaşmanın başlıca sonuçları şöyle gruplandırılabilir:
Toprak Kayıpları
Osmanlı Devleti kendisine tabi olan Sırbistan, Bulgaristan, Romanya ve Karadağ'ın kendi başlarına birer prenslik olmalarını kabul etmiştir. Doğu Rumeli vilayeti kurulmuş ve Osmanlı Devleti'ne bağlı ancak çeşitli imtiyazlara sahip olmuşlardır. Toprak paylaşımı ise aşağıdaki gibidir;
- Bosna-Hersek imtiyazlı vilayet haline gelmiştir.
- Kıbrıs Sancağı İngiltere'ye kiralandı.
- Niş Sancağı Sırbistan'a bırakıldı.
- Teselya Sancağı Yunanistan'a (1881) bırakıldı.
- Kars, Batum, Artvin ve Ardahan sancakları Rusya'ya bırakıldı.
- Dobruca Sancağı Romanya'ya bırakıldı.
- Bunların dışında birkaç kaza Karadağ'a bırakıldı.
- Van'ın doğusundaki Kotur yöresi İran'a verildi.
Kazançlar
Girit, Doğu Beyazıt ve Eleşkirt Osmanlı Devleti'ne bırakıldı.
Azınlıklar Konusu
Osmanlı Devleti, Vilayat-ı Sitte denilen Doğu Anadolu'daki illerde Ermeniler lehine ıslahat yapacaktı. Ancak yasalar gereği Ermenilerin nüfusları yetmediği için ayrı bir beylik kuramadıar. Benzer ıslahatlar Makedonya vilayetinde de gerçekleştirilecekti. (Bu iki madde hiçbir zaman uygulanmamıştır. II. Abdülhamid, büyük devletlerin çekişmelerinden faydalanarak bu maddelerin uygulanmasını asla tatbik etmemiştir.)
Özet
Bu antlaşma incelendiğinde;
Berlin Antlaşması, Karlofça Antlaşması'nın ardında Balkanlar'daki Osmanlı varlığının yok edilmesi yolundaki ikinci büyük adımdır ancak Ayastefanos Antlaşması'nın aksine Osmanlı'nın 35 yıl daha Balkanlar'da kalmasını sağlamıştır.
Rusya, Ayastefanos ile elde ettiği birçok haktan mahrum olmuştur. Özellikle Balkanlar konusunda düşkırıklığına uğramıştır.
Antlaşmadan en çok faydalananlar yeni kurulan prenslikler ve İngiltere olmuştur.
Tuna Nehri üzerindeki Adakale'nin ismi Berlin Antlaşması'nda geçmediği için bu ada Osmanlı yönetiminde kaldı.
Antlaşma, Osmanlı Devleti tarafından terk edilen topraklarda kalan İslam nüfusunun haklarına halel getirilmesine karşı etkili bir yaptırım öngörmediği için, Doksanüç Harbi ile başlamış bulunan göç dalgası düzenli olarak devam etti.
Antlaşma, Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünün güvence altına alındığı Paris Antlaşması anlayışının terkedildiğini açık bir şekilde gösterdi. Antlaşmada görülen toprak kayıpları Antlaşmadan sonra da devam etti: 1881'de Fransa Tunus'u, 1882'de İngiltere Mısır ve Sudan'ı, 1885'te Bulgaristan Doğu Rumeli'yi, aynı yıl İtalya da Habeş Eyaleti'ni işgal etti.
Uşi (Ouchy) Antlaşması
(18 Ekim 1912) İtalya ile Osmanlı Devleti arasında Trablusgarp Savaşı sonunda imzalanan antlaşmadır.Trablusgarp Savaşı devam ederken Balkan Savaşı'nın çıkması üzerine, Osmanlı Devleti İtalya'dan barış istemek zorunda kaldı. Barış antlaşması, İsviçre'nin Lozan şehri yakınındaki Uşi kasabasında imzalandı. Yapılan antlaşma gereğince, Trablusgarp ve Bingazi'ye tam bir özerklik tanındı. Osmanlı Devleti, buradaki askerlerini geri çekecekti. Bu İtalya'ya, Trablusgarp ve Bingazi'yi serbestçe işgal edebilme fırsatını veriyordu. Buna karşılık İtalya, elinde tuttuğu Rodos ve çevresindeki Oniki Ada'yı bir süre sonra Osmanlı Devletine geri verecekti. Ancak adaların Osmanlı Devleti'ne teslimi hiçbir zaman gerçekleşmedi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra da adalar Yunanistan'a verildi.
Uşi Antlaşmasının başlıca maddeleri şunlardı:
- Trablusgarp ve Bingazi'ye tam bir özerklik tanındı. Trablusgarp ve Bingazi, yeni bir kanun ve özel düzenle yönetilecektir.
- Trablusgarp ve Bingazi'de Osmanlı Devleti'nin çıkarlarını, padişah adına naibü's-sultan olarak tayin edilen bir görevli koruyacak, dini ve adli işler, padişah tarafından seçilecek kadılar eliyle yürütülecekti. Kadı ve Naibü's-Sultan'ın maaşları, Osmanlı maliyesince ödenecekti.
- İtalya Oniki Ada'yı geçici olarak elinde tutacak, Osmanlı Devleti Balkan Savaşlarında bu adaları savunamayacaktı.
Londra Antlaşması (30 Mayıs 1913)
Londra Antlaşması I. Balkan Savaşı sonunda Osmanlı Devleti'nin yenilmesiyle imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre;- Osmanlı Devleti'nin batı sınırı Midye-Enez hattı olacaktır.
- Selanik, Güney Makedonya ve Girit, Yunanistan'a verilecektir.
- Orta ve Kuzey Makedonya, Sırbistan'a bırakılacaktır.
- Ege Adaları'nın geleceğinin saptanması büyük devletlere bırakılacaktır. (Osmanlı Devleti, Ege Adaları'nı fiilen kaybetmiştir.)
İstanbul Antlaşması (1913)
İstanbul Antlaşması (1913) 29 Eylül 1913 tarihinde Osmanlı Devleti ve Bulgaristan arasında II. Balkan Savaşı sonunda yapılmış bir antlaşmadır.Bu antlaşmanın bazı şartları şunlardır:
- Edirne, Dimetoka, Kırklareli Osmanlılarda kalacak.
- Kavala ve Dedeağaç Bulgaristan’a bırakılacak.
- Meriç nehri iki ülke arasında sınır kabul edilecek.
Atina Antlaşması
(1913) 14 Kasım 1913 tarihinde Osmanlı Devleti ve Yunanistan arasında Balkan Savaşlarının sonunda imzalanmış bir barış antlaşmasıdır.Bu antlaşmanın bazı şartları şunlardır:
- Osmanlılar Yanya, Selanik ve Girit’in Yunanistan’a ait olduğunu kabul ettiler.
- Yunanistan'da kalan Türklerin durumu da düzenlendi.