Kral Şişko III. ve çok sevdiği tavşanı Pişkin, gerçekten çılgın bir şey yapmaya karar verdiler. Kral, tahtının üzerine oturmuş, elinde dev bir şeftaliyle, gözleri alabildiğine parlıyordu. Pişkin ise, krala her zaman olduğu gibi bir salatalıkla yaptığı özel masajını yapıyordu.
"Pişkin," dedi Kral, sesi şeftaliye neredeyse boğulmuş bir şekilde, "bu şeftali… sıradan bir şeftali değil. Bu, büyücü Morfo'nun büyüyle büyüttüğü, dilek tutunca gerçekleşen bir şeftali!"
Pişkin, salatalığı bir anlığına bırakarak, şaşkınlıkla Kral'a baktı. "Gerçekten mi, efendim?" diye fısıldadı.
"Gerçekten!" diye bağırdı Kral, şeftaliyi havaya kaldırarak. "Ve ben, dilek tutmaya karar verdim!"
Kral bir an düşündü. Daha fazla altın, daha büyük bir taht, daha yumuşak bir yatağı düşünebilirdi elbette ama… "Pişkin," dedi sonunda, "ben… tüm dünyayı puding yapmak istiyorum!"
Pişkin şaşkınlıktan salatalığı düşürdü. "Puding, efendim?!" diye haykırdı. "Ama… ama nasıl?"
"Şeftali bunu başarır!" dedi Kral, gözleri parlayarak. "Dileğimi tuttuğum anda, tüm topraklar, denizler, dağlar… hepsi dev bir puding olacak!"
Pişkin, bu fikrin absürtlüğüne rağmen, Kralın kararlılığını biliyordu. Kral dilek tuttu. "Şeftali, isteğimi gerçekleştir!" diye bağırdı.
Bir anda, dünyada garip bir titreme oldu. Topraklar yumuşadı, denizler kıvam değiştirdi, dağlar sanki eriyen çikolata gibiydi. Her şey, yavaş yavaş ama emin adımlarla, dev bir, inanılmaz büyüklükte bir puding haline dönüştü!
Kral Şişko III. ve Pişkin, puding-dünyanın üzerinde, büyük bir puding diliminde salınarak uçuyorlardı. Pişkin, bir kaşıkla pudingi tatmaya karar verince, birdenbire pudingin içinde çikolata parçacıkları yerine, kayıp prenseslerin taçları, şovalyelerin zırhları ve kralın kayıp çorapları buldu!
Sonunda, bir küre şeklinde devasa puding, yavaş yavaş donmaya başladı. Kral ve Pişkin, kocaman bir puding topunun içinde tutsak kaldılar. Ve böylece, çılgın bir fikir yüzünden, dünya, evrenin en büyük, en tuhaf ve en lezzetli tatlısı haline geldi. İnsanlar, yıllar sonra bile, devasa puding küresinin çevresinde yaşayarak pudingden taş koparıyor ve onu yiyorlardı.
Ama en çılgın şey neydi? Belki de, Kral'ın tüm dünyayı puding yapmak isteyişi değildi. Belki de, en çılgın şey, bu tuhaf, puding dolu dünyada, hala günde birkaç salatalıkla masaj yapmaya devam eden Pişkin'in azmiydi. Çünkü Pişkin için, Kralın çılgınlıkları bile, rutininin önüne geçemezdi.
"Pişkin," dedi Kral, sesi şeftaliye neredeyse boğulmuş bir şekilde, "bu şeftali… sıradan bir şeftali değil. Bu, büyücü Morfo'nun büyüyle büyüttüğü, dilek tutunca gerçekleşen bir şeftali!"
Pişkin, salatalığı bir anlığına bırakarak, şaşkınlıkla Kral'a baktı. "Gerçekten mi, efendim?" diye fısıldadı.
"Gerçekten!" diye bağırdı Kral, şeftaliyi havaya kaldırarak. "Ve ben, dilek tutmaya karar verdim!"
Kral bir an düşündü. Daha fazla altın, daha büyük bir taht, daha yumuşak bir yatağı düşünebilirdi elbette ama… "Pişkin," dedi sonunda, "ben… tüm dünyayı puding yapmak istiyorum!"
Pişkin şaşkınlıktan salatalığı düşürdü. "Puding, efendim?!" diye haykırdı. "Ama… ama nasıl?"
"Şeftali bunu başarır!" dedi Kral, gözleri parlayarak. "Dileğimi tuttuğum anda, tüm topraklar, denizler, dağlar… hepsi dev bir puding olacak!"
Pişkin, bu fikrin absürtlüğüne rağmen, Kralın kararlılığını biliyordu. Kral dilek tuttu. "Şeftali, isteğimi gerçekleştir!" diye bağırdı.
Bir anda, dünyada garip bir titreme oldu. Topraklar yumuşadı, denizler kıvam değiştirdi, dağlar sanki eriyen çikolata gibiydi. Her şey, yavaş yavaş ama emin adımlarla, dev bir, inanılmaz büyüklükte bir puding haline dönüştü!
Kral Şişko III. ve Pişkin, puding-dünyanın üzerinde, büyük bir puding diliminde salınarak uçuyorlardı. Pişkin, bir kaşıkla pudingi tatmaya karar verince, birdenbire pudingin içinde çikolata parçacıkları yerine, kayıp prenseslerin taçları, şovalyelerin zırhları ve kralın kayıp çorapları buldu!
Sonunda, bir küre şeklinde devasa puding, yavaş yavaş donmaya başladı. Kral ve Pişkin, kocaman bir puding topunun içinde tutsak kaldılar. Ve böylece, çılgın bir fikir yüzünden, dünya, evrenin en büyük, en tuhaf ve en lezzetli tatlısı haline geldi. İnsanlar, yıllar sonra bile, devasa puding küresinin çevresinde yaşayarak pudingden taş koparıyor ve onu yiyorlardı.
Ama en çılgın şey neydi? Belki de, Kral'ın tüm dünyayı puding yapmak isteyişi değildi. Belki de, en çılgın şey, bu tuhaf, puding dolu dünyada, hala günde birkaç salatalıkla masaj yapmaya devam eden Pişkin'in azmiydi. Çünkü Pişkin için, Kralın çılgınlıkları bile, rutininin önüne geçemezdi.