Doğal Afetler - Fırtına
Çok şiddetli rüzgâr ve bunun deniz ya da çöllerde meydana getirdiği dalgalanma.
Beaufort ölçeğine göre hızı 10'a (saniyede 25 m., saatte 90 km.) çıkan rüzgâr, fırtınadır. Oysa halk arasında hızı çok daha düşük olan şiddetli rüzgârlara da fırtına denmektedir. Denizciler saniyede 15 m., saatte 55 km. hızla esen rüzgâra fırtına derler. Okyanuslardaki fırtınalar, rüzgârın hızını kesecek engebeler olmadığından ve sıvı yüzeyde sürtünme çok az olduğundan daha şiddetlidir.
Fırtına, şiddetine ya da tipine göre çeşitli adlar alır. Daha çok ekvatora yakın bölgelerde meydana gelen ve döne döne yer değiştiren fırtınalara "kasırga"; öbür fırtınalardan farklı olarak çok geniş alanları (binlerce kilometre kare) kaplayan, akış yönleri dünyanın dönüşünden etkilenerek sarmal olan fırtınalara "siklon"; bir noktadan hızla yukarı yükselen havanın oluşturduğu çok büyük emme gücüyle hızı saatte 480 km.yi bulan fırtınalara "hortum" denir. Atlas Okyanusu'nda meydana gelen siklon fırtınaları "kasırga", Büyük Okyanus'takiler "tayfun" adını alırlar.
Tropik denizlerde görülen bu fırtınalar zaman zaman kıyı bölgelerini de etkiler, buralarda çok büyük zararlara yol açarlar. Fırtınalar kimi zaman kurudur (kum ve toz fırtınaları); kimi zaman ise yağmur ve kar getirirler. Genel olarak, atmosferin iki ayrı bölgesi arasındaki basınç farklarından oluşan bu fırtınalardan başka, bir de "manyetik fırtına" vardır. Bu, bir hava hareketi olmayıp Güneş'teki patlamalar ya da lekelerden kaynaklanır; belli bir bölgede mıknatıslı ibrelerin birdenbire düzensiz sallanmaya başlamasıyla kendini gösterir. Radyo yayınlarını da bozar.
Denizde fırtına
Hızlı esen rüzgar kendi kuvvetinin yanında çevresini de etkiler. Öncelikle estiği denizde veya okyanusta suları kabartarak büyük dalgalar oluşturur. Fırtınaya yakalanan yelkenli tekneler, herhangi bir liman ya da marinaya sığınamayacak kadar açıktaysalar, fırtınaya hazırlık yapmaları gerekir. Şiddetli rüzgara karşı yapılacak en etkili önlem, yelkene camadan vurmaktır. Bunun anlamı yelkenin alanını küçülterek, rüzgardan daha az faydalanmaktır. Bu şekilde rüzgarın tekneyi bayıltıcı etkisinin birazda olsa önüne geçilmiş olunur. O da yetmiyorsa teknedeki ana yelken indirilir ve ön yelkenle (flok veya cenova) seyire devam edilir.
Geceleyin seyir yapan yatlar ve tekneler şiddetli rüzgarlara yakalandıklarında tüm ekipte güvenlik çakarları bulunmalıdır. Ayrıca ekip güvertede duruyorsa güvenlik bakımından herhangi bir yere bağlı olmaları tavsiye edilir. Çünkü hem dalgalı, sert rüzgarlı bir denizde hem de geceleyin, suya düşen kişinin kurtarılması çok zordur. Ayrıca fırtınalı havalarda tekne dalgalar veya sağnak yağmur sonucu su alır, bunu boşaltmak için gerektiğinde sintine motorlarını açık bırakmak gerekebilir. Tabiki bazı fırtınalar şimşekli ve gökgürültülü olabilir. Böyle durumlarda en güvenli yerler kapalı alanlardır. Eğer tanker, şilep, büyük yolcu gemileri gibi yıldırım tehlikesine karşı sistemlenmiş bir tekne değilse, en kısa sürede limana dönmek yapılacak en doğru davranıştır.
Şimşeğin hareketi rastgele bir harekettir ne zaman nasıl oluşacağı bilinemez. Genelde bulutlar arası gezen bu elektriksel hareket bazen yer yüzünü de etkisi altına alabilir. Şimşekli havalarda eğer denizdeysek, mümkün olduğunca metal ve metalik olan tüm aksesuarlardan uzak durmalıyız. Yıldırım vurursa büyük olasılıkla en yüksek yer olan yelken direğine isabet edecektir. Dolayısıyla direğin altına kalın bir kablo takılıp denize atılırsa, bir ölçüde de olsa topraklama yapılabilir.
Ülkemizde tropik kuşaklardaki gibi veya okyanuslardaki gibi çok şiddetli fırtınalar oluşmaz. Ama gene de tedbir almak gerekir. En azından denizdeyken ve denize çıkarken hava raporlarına bir göz atmak akıllıca olacaktır.
Magnetik Fırtınalar
Her on bir buçuk yılda bir Güneş'in etkinliği yükselir: içten gelen püskürmeler sonucunda uzaya elektrikli tanecikler fışkırır ve bunların bir kısmı atmosfere gelir. O zaman Dünya bir mıknatıs gibi davranır: kutuplar ışık saçan göktaşları n ı çeker ve bunlar kutuplarda kutup kızıllığı denen olayları meydana getirir 3u taneciklerin gelişi üç-dört gün süreyle Yer'in magnetizmasını değiştirecek magnetik fırtınalara yol açar. Pusulaların ibresi şaşkına döner; radyo dalgaları karışır ve bozulur.
Çok şiddetli rüzgâr ve bunun deniz ya da çöllerde meydana getirdiği dalgalanma.
Beaufort ölçeğine göre hızı 10'a (saniyede 25 m., saatte 90 km.) çıkan rüzgâr, fırtınadır. Oysa halk arasında hızı çok daha düşük olan şiddetli rüzgârlara da fırtına denmektedir. Denizciler saniyede 15 m., saatte 55 km. hızla esen rüzgâra fırtına derler. Okyanuslardaki fırtınalar, rüzgârın hızını kesecek engebeler olmadığından ve sıvı yüzeyde sürtünme çok az olduğundan daha şiddetlidir.
Fırtına, şiddetine ya da tipine göre çeşitli adlar alır. Daha çok ekvatora yakın bölgelerde meydana gelen ve döne döne yer değiştiren fırtınalara "kasırga"; öbür fırtınalardan farklı olarak çok geniş alanları (binlerce kilometre kare) kaplayan, akış yönleri dünyanın dönüşünden etkilenerek sarmal olan fırtınalara "siklon"; bir noktadan hızla yukarı yükselen havanın oluşturduğu çok büyük emme gücüyle hızı saatte 480 km.yi bulan fırtınalara "hortum" denir. Atlas Okyanusu'nda meydana gelen siklon fırtınaları "kasırga", Büyük Okyanus'takiler "tayfun" adını alırlar.
Tropik denizlerde görülen bu fırtınalar zaman zaman kıyı bölgelerini de etkiler, buralarda çok büyük zararlara yol açarlar. Fırtınalar kimi zaman kurudur (kum ve toz fırtınaları); kimi zaman ise yağmur ve kar getirirler. Genel olarak, atmosferin iki ayrı bölgesi arasındaki basınç farklarından oluşan bu fırtınalardan başka, bir de "manyetik fırtına" vardır. Bu, bir hava hareketi olmayıp Güneş'teki patlamalar ya da lekelerden kaynaklanır; belli bir bölgede mıknatıslı ibrelerin birdenbire düzensiz sallanmaya başlamasıyla kendini gösterir. Radyo yayınlarını da bozar.
Denizde fırtına
Hızlı esen rüzgar kendi kuvvetinin yanında çevresini de etkiler. Öncelikle estiği denizde veya okyanusta suları kabartarak büyük dalgalar oluşturur. Fırtınaya yakalanan yelkenli tekneler, herhangi bir liman ya da marinaya sığınamayacak kadar açıktaysalar, fırtınaya hazırlık yapmaları gerekir. Şiddetli rüzgara karşı yapılacak en etkili önlem, yelkene camadan vurmaktır. Bunun anlamı yelkenin alanını küçülterek, rüzgardan daha az faydalanmaktır. Bu şekilde rüzgarın tekneyi bayıltıcı etkisinin birazda olsa önüne geçilmiş olunur. O da yetmiyorsa teknedeki ana yelken indirilir ve ön yelkenle (flok veya cenova) seyire devam edilir.
Geceleyin seyir yapan yatlar ve tekneler şiddetli rüzgarlara yakalandıklarında tüm ekipte güvenlik çakarları bulunmalıdır. Ayrıca ekip güvertede duruyorsa güvenlik bakımından herhangi bir yere bağlı olmaları tavsiye edilir. Çünkü hem dalgalı, sert rüzgarlı bir denizde hem de geceleyin, suya düşen kişinin kurtarılması çok zordur. Ayrıca fırtınalı havalarda tekne dalgalar veya sağnak yağmur sonucu su alır, bunu boşaltmak için gerektiğinde sintine motorlarını açık bırakmak gerekebilir. Tabiki bazı fırtınalar şimşekli ve gökgürültülü olabilir. Böyle durumlarda en güvenli yerler kapalı alanlardır. Eğer tanker, şilep, büyük yolcu gemileri gibi yıldırım tehlikesine karşı sistemlenmiş bir tekne değilse, en kısa sürede limana dönmek yapılacak en doğru davranıştır.
Şimşeğin hareketi rastgele bir harekettir ne zaman nasıl oluşacağı bilinemez. Genelde bulutlar arası gezen bu elektriksel hareket bazen yer yüzünü de etkisi altına alabilir. Şimşekli havalarda eğer denizdeysek, mümkün olduğunca metal ve metalik olan tüm aksesuarlardan uzak durmalıyız. Yıldırım vurursa büyük olasılıkla en yüksek yer olan yelken direğine isabet edecektir. Dolayısıyla direğin altına kalın bir kablo takılıp denize atılırsa, bir ölçüde de olsa topraklama yapılabilir.
Ülkemizde tropik kuşaklardaki gibi veya okyanuslardaki gibi çok şiddetli fırtınalar oluşmaz. Ama gene de tedbir almak gerekir. En azından denizdeyken ve denize çıkarken hava raporlarına bir göz atmak akıllıca olacaktır.
Magnetik Fırtınalar
Her on bir buçuk yılda bir Güneş'in etkinliği yükselir: içten gelen püskürmeler sonucunda uzaya elektrikli tanecikler fışkırır ve bunların bir kısmı atmosfere gelir. O zaman Dünya bir mıknatıs gibi davranır: kutuplar ışık saçan göktaşları n ı çeker ve bunlar kutuplarda kutup kızıllığı denen olayları meydana getirir 3u taneciklerin gelişi üç-dört gün süreyle Yer'in magnetizmasını değiştirecek magnetik fırtınalara yol açar. Pusulaların ibresi şaşkına döner; radyo dalgaları karışır ve bozulur.