Doğum Sonrası Sık Karşılaşılan 5 Yenidoğan Hastalığı

Yenidoğan bebeklerde bazı hastalıkların görülmesi son derece normal. Önemli olan ise bu konuda bilinçli olmak



Hamilelik serüveni sona erdi ve nihayet bebeğinizi kucağınıza aldınız! Ama o da ne? Bebeğiniz diğer bebeklere hiç mi hiç benzemiyor; yüzü kızarık, saç derisi pullu, huzursuz ve gergin… Merak etmeyin, bebekler doğumu seyreden ilk günlerde dünyaya adapte olmaya çalışırken pek çok ufak problemle karşılaşırlar. Yeni doğan bebeklerde ilk günlerde normal anormal olan durumlar var. Bu sorunlar taze ebeveynleri endişelendirse de aslında birçoğu doğru bakım ve basit tedavilerle kontrol altına alınabilir. İşte sık karşılaşılan 5 yenidoğan hastalığı…

Atopik Dermatit​

Sık karşılaşılan başka bir yenidoğan hastalığı da atopik dermatit. Yenidoğan bebeklerin en sık karşılaştığı sorunların başında gelen atopik dermatit, halk arasında egzama olarak biliniyor. Deriyi kurutan, kaşıntı ve kızarıklığa neden olabilen egzama, her 100 bebekten 20’sinde görülüyor. Neden oluştuğuna dair kesin bir kanıya varılamamış olsa da genetik yatkınlık, kimyasal ürünlerin kullanılması, yünlü kıyafetler ve hatta uygun olmayan oda sıcaklığı gibi pek çok detayın bir kombinasyonu olarak ortaya çıktığı düşünülüyor. Peki, bebeklerde egzama nasıl geçer? Atopik dermatit, mutlaka çocuk doktoru veya dermatoloji uzmanı eşliğinde tedaviye başlanılması gereken bir hastalıktır. Aksi halde deride yayılım gösterme olasılığı yüksektir. Ayrıca sebep olduğu kaşıntı nedeniyle bebeklerde uyku ve beslenme sorunlarının gelişmesine sebep olabilir. Tüm bunları önlemek için belirtiler fark edilir edilmez doktor kontrolüne gidilmelidir. Hekimin uygulayacağı tedaviye ek olarak ebeveynler de oda ısısının ideal seviyelerde olmasına, bebeğin terlememesine ve vücudunun uygun ürünlerle sık sık nemlendirilmesine dikkat ederek egzamayı kontrol altında tutabilirler.

Seboreik Dermatit​

Halk arasında konak olarak adlandırılan infantil seboreik dermatit de yenidoğan bebeklerin özellikle ilk 3 ayda yaşadığı problemlerden biridir. Daha çok kafa derisinde pullanma/kepeklenme şeklinde oluşan konak, bazen bebeğin kulak arkası veya kaşlarında da gelişebilir. Bu görüntüsü ebeveynleri bir hayli tedirgin eder ancak konak, bebeğin sağlık durumunu olumsuz etkileyen bir rahatsızlık değildir. Buna rağmen anne ve babaların çoğu belirtileri gördüğü anda bebeklerde konak nasıl temizlenir sorusuna yanıt aramaya başlar. Seboreik dermatit, herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan birkaç ay içinde gerileme eğilimi gösterir fakat süreci hızlandırmak için konak şampuanı ve tarağı kullanılabilir.

Kolik​

Sık karşılan yenidoğan hastalıklarından biri kolik. Genellikle doğumdan 2 – 3 hafta sonra ortaya çıkan kolik, şiddetli ağlama nöbetleriyle kendisini belli eden, hem ebeveynler hem de bebek için fazlasıyla sancılı bir süreçtir. Süreçtir diyoruz çünkü kolik herhangi bir hastalık veya hastalık belirtisi değildir, yalnızca bebeğin diğer bebeklere göre çok daha yoğun gaz sancısı çektiği bir tablodur. Bebek yaşadığı sıkıntıyı çok şiddetli ve uzun süren ağlama nöbetleri ile ifade eder. Bu durumda kolik bebek nasıl sakinleştirilir sorusu da anne ve babalar için ayrı bir önem kazanır.

Bebeğin yoğun gaz sancısı çekmesinin sebebi, gelişmemiş sindirim sisteminden kaynaklanır. Dolayısıyla sindirim sistemi geliştikçe, koliğin de yavaş yavaş ortadan kalkacağını söylememiz mümkün. Bu süreci tamamlayana kadar gaz masajı yapmak, her beslenme sonrası gazını çıkarmak ve her gün ılık duş aldırmak, bebeğin gaz sancılarının hafiflemesine yardımcı olacaktır.

Pamukçuk​

Pamukçuk, her yaştan insanda görülebileceği gibi daha çok yenidoğan bebeklerde karşılaşılan oral bir hastalıktır. Candida Albicans adlı mantarın herhangi bir sebepten dolayı kontrolden çıkıp çoğalmasıyla meydana gelir. Bağışıklık sisteminin zayıflaması veya antibiyotik kullanımı, mayaların ağızda hızlı bir şekilde üremesinin en sık görülen sebebidir. Pamukçuk; dil üstünde, yanakların içinde, diş etinde, boğaz veya bademciklerin üzerinde oluşan beyaz lezyonlarla belirti verir ve fark edilir edilmez tedaviye başlanılması gerekir. Çünkü hastalık ilerlediğinde bebekte beslenme zorlukları, memeyi reddetme ve huzursuzluk gibi semptomlar da gelişir. Tedavide ise çoğu zaman damla şeklindeki antifungal ilaçlar kullanılır.

Sarılık​

Kandaki bilirubin adlı maddenin yükselerek deri, yanak içi veya gözün beyaz kısımlarında birikmesiyle oluşan sarılık hastalığı, yenidoğan bebeklerin neredeyse üçte ikisinde görülüyor. Genetik sebepler, erken veya geç doğum ya da yetersiz beslenme gibi nedenlerle meydana gelen fizyolojik sarılık, çoğu zaman tedavi gerekmeden kendiliğinden geçiyor. Fakat bazı bebeklerde bilirubin seviyesi tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor ve fototerapi tedavisi gerekebiliyor. Bu noktada sarılığın fizyolojik mi yoksa patolojik mi olduğunun tespit edilebilmesi için mutlaka sağlık profesyonellerine başvurmak ve tedavi gerekmese bile süreci bir doktor kontrolünde geçirmek gerekiyor.

Yenidoğan bebeklerde sıkça görülen hastalıklar hakkında bilgilendirici bir yazı okudum, gerçekten çok değerli bilgiler verilmiş. Özellikle atopik dermatit, seboreik dermatit, kolik, pamukçuk ve sarılık gibi durumlar taze ebeveynler için endişe verici olabilir ancak doğru bakım ve tedavi ile kontrol altına alınabilirler. Bu tür bilgilendirici yazıların ebeveynlerin bilinçlenmesine büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Sağlık profesyonellerinden bilgi almak ve süreci doktor kontrolünde geçirmek her zaman en doğru yaklaşım olacaktır. Bebeklerin sağlıklı gelişimi ve mutluluğu için bilinçli olmak çok önemli!