Osmanlı İmparatorluğu’nun son veliahdı ve son halifesi olan Abdülmecid Efendi’nin Dolmabahçe Sarayı Hünkâr Dairesi’nin sofasında bulunan Abdülmecid Efendi Kütüphanesi, bünyesinde barındırdığı 10,867 adet eser ile önemli bir nadir eser kütüphanesi.
Sanatçı ve entelektüel kişiliği ile Türk kültür ve sanat tarihinde özel bir yeri olan Abdülmecid Efendi (1868- 1944), Osmanlı İmparatorluğu’nun 32. Padişahı Sultan Abdülaziz ile Hayranıdil Kadın’ın oğlu olarak Dolmabahçe Sarayı’nda dünyaya geldi. Döneminde ‘ressam şehzade’ olarak anılacak kadar iyi resim yapan ve saray ressamı Zonaro’dan resim dersleri alan Abdülmecid Efendi, 200’den fazla olduğu rivayet edilen tabloları ile yurt içinde ve yurt dışında çeşitli sergilere katıldı. Abdülmecid Efendi, batı müziği ile de yakından ilgilenen, keman, viyolensel, piyano ve klavsen çalan çok yönlü bir kişilikti. Sanata ve sanatçıya her zaman destek olmuş; edebiyat, sanat ve siyaset çevrelerinin yanı sıra devrinin önde gelen yerli ve Avrupalı aydınları ile samimi dostluklar kurmuştu.
Kütüphanedeki kitaplar genellikle 1840–1920 yılları arasına tarihleniyor. Bununla beraber Hicri 1039 tarihli Kur’an, 996 tarihli Manzum Siyer gibi yazma eserler de kütüphane koleksiyonu içinde yer alıyor.
Devam eden envanter çalışmaları, araştırma aşamasında olan sayısallaştırma ve konservasyon çalışmaları sebebiyle şimdilik sadece kurum personeline açık olan Abdülmecid Efendi Kütüphanesi, yerli ve yabancı kitap, süreli yayın ve görsel malzemenin dönemin tarihini çok yönlü ve açık bir biçimde yansıtması özelliği ile son dönem tarih ve saray araştırmaları için önemli bir bilgi ve belge merkezi niteliği taşıyor.
Sanatçı ve entelektüel kişiliği ile Türk kültür ve sanat tarihinde özel bir yeri olan Abdülmecid Efendi (1868- 1944), Osmanlı İmparatorluğu’nun 32. Padişahı Sultan Abdülaziz ile Hayranıdil Kadın’ın oğlu olarak Dolmabahçe Sarayı’nda dünyaya geldi. Döneminde ‘ressam şehzade’ olarak anılacak kadar iyi resim yapan ve saray ressamı Zonaro’dan resim dersleri alan Abdülmecid Efendi, 200’den fazla olduğu rivayet edilen tabloları ile yurt içinde ve yurt dışında çeşitli sergilere katıldı. Abdülmecid Efendi, batı müziği ile de yakından ilgilenen, keman, viyolensel, piyano ve klavsen çalan çok yönlü bir kişilikti. Sanata ve sanatçıya her zaman destek olmuş; edebiyat, sanat ve siyaset çevrelerinin yanı sıra devrinin önde gelen yerli ve Avrupalı aydınları ile samimi dostluklar kurmuştu.
ZENGİN BİR KOLEKSİYON
Sanatçı kimliğinin yanı sıra okumaya olan düşkünlüğü ve entelektüel kişiliği geniş bir kütüphane koleksiyonuna sahip olmasını sağladı. Abdülmecid Efendi için kütüphanesi her zaman çok önemli olmuş, şehzadeliği döneminde yaşadığı Feriye Sarayı’nda çok sevdiği babası Sultan Abdülaziz’in öldüğü odayı kütüphane olarak kullanmıştır. 1918 yılında Veliaht olduğu zaman, kütüphanesini Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi’nin Selamlık bölümünün üst katına, deniz tarafındaki baştan ikinci odasına taşıdı. Abdülmecid Efendi bütün önemli görüşmelerini bu kütüphanede yapmış, okumuş, yazmış, Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı gibi devrin önemli olaylarını kütüphane odasında takip etmiş ve en son Büyük Millet Meclisi tarafından halife seçilmesi üzerine saltanat feragatnamesini ve hilafet beyannamesini bu odada imzalamıştı. 1922 yılında halife seçildikten sonra Dolmabahçe Sarayı’na yerleşince, kütüphanesini de Mabeyn bölümündeki Hünkâr Dairesi’nin sofasına nakletti. Halifeliği döneminde de çalışmalarını ve önemli görüşmelerini kütüphanede gerçekleştirdi. Hatta 3 Mart 1924 akşamı halifeliğin kaldırıldığı ve ailesiyle birlikte yurt dışına çıkması gerektiği, kendisine yine kütüphanede bildirildi.BATI VE DOĞU LİTERATÜRÜ
Abdülmecid Efendi çok iyi derecede Fransızca ve Almanca, yayınları takip edebilecek derecede de İngilizce öğrenmişti. Kütüphane kataloğunda Fransız Edebiyatı konu başlığında bulunan 204 adet eserin içinde Victor Hugo, Anatole France, Emile Zola gibi ünlü yazarların cilt cilt kitapları bulunuyordu. Alman Edebiyatı konu başlığında ise 99 adet eserin içinde de Goethe, Henrik İbsen, Schiller gibi ünlü edebiyatçıların kitapları yer almakta. Abdülmecid Efendi bu kitapları sadece bir koleksiyoner mantığıyla biriktirmemiş, bizzat okumuş ve incelemiş. Kütüphanede bulunan pek çok kitap; altları çizili cümleler, sayfa kenarlarına alınmış notlar, çeşitli yerlerinde yazılı tarihler ve atılan imzalarla okunmuşluğun izlerini taşıyor.KİTAP SATIN ALAN HALİFE
Kütüphanedeki kitapların bir kısmı da yazarları tarafından imzalanarak Abdülmecid Efendi’ye hediye edilmiş. Ancak kütüphane koleksiyonunun büyük çoğunluğunu Abdülmecid Efendi’nin yurt içi ve yurt dışındaki yayınevlerinden satın aldığı eserler oluşturuyor. Librairie S. H. Weiss ve Gerard Freres gibi yabancı Kitabhane-i İbrahim Hilmi, Tefeyyüz Kitabhanesi, Vatan Mücellidhanesi gibi yerli yayınevlerinden kitap satın aldığı, ciltleme ve abonelik bedellerini ödediğine dair faturalar arşiv belgeleri arasında bulunuyor.Kütüphanedeki kitaplar genellikle 1840–1920 yılları arasına tarihleniyor. Bununla beraber Hicri 1039 tarihli Kur’an, 996 tarihli Manzum Siyer gibi yazma eserler de kütüphane koleksiyonu içinde yer alıyor.
CİLT SANATININ GÜZEL ÖRNEKLERİ
Kütüphanede bulunan eserlerin birçoğu ciltleri açısından da önemlidir. Cilt malzemesi olarak deri, kumaş (atlas, kadife gibi), ahşap, mermer kullanılmış. Ciltlerin üzerleri altın yaldızlı Osmanlı Arması, tuğra, ay yıldız formu ve 19. yüzyıl motifleri ile süslü. Kütüphane koleksiyonunun önemli parçaları arasında Abdülmecid Efendi ve ailesine ait fotoğraflar ve çeşitli albümler de bulunuyor. Bu fotoğraf ve albümler gerek geçmiş imparatorların güç ve görkemini yansıtması bakımından etkileyici, eski manzaraların keyfini yansıtması bakımından nostaljik, çeşitli kişi ve mekânların anlaşılmasına katkıları bakımından da tarihi belge özelliği taşıyor.MÜZİĞE DAİR ESERLER
Abdülmecid Efendi’nin resim ve müziğe olan yakın ilgisi kütüphane koleksiyonuna da yansımış. Müzikle ilgili koleksiyonun hemen hemen tamamı Schuman, Haydn, Mozart, Beethoven gibi klasik batı müziğinin önemli bestekârlarının eserlerinden oluşuyor. Resim sanatı ile ilgili kitapların arasında Preziosi’nin “Stamboul Souvenir D’Orient” isimli eseri ve Adolphe Thalasso’nun “L’Art Otoman; Les Peintres de Turquie” (Osmanlı Sanatı; Türkiye Ressamları) adlı eserin Abdülmecid Efendi’ye ithaf edilmiş olan bir numaralı nüshası dikkat çekiyor.MUSTAFA KEMAL’DEN İZLER
3 Mart 1924’te halifeliğin kaldırılması ve Halife Abdülmecid Efendi’nin ailesi ile birlikte yurt dışına gönderilmesinden sonra Dolmabahçe Sarayı’nda saltanat ve halifelik dönemi kapandı. 1 Temmuz 1927’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’na gelişiyle birlikte yeni bir dönem başladı. Abdülmecid Efendi Kütüphanesi de Atatürk’ten ve Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’nda bulunduğu dönemden izler taşımakta. Kütüphanede “Ziraat-ı Fenni” “Türkiye Salnamesi” “Rubaiyat-ı Hayyam’dan Manzum Tercümeler” isimli Atatürk’e ithaf edilmiş kitapların yanı sıra, Cumhuriyetin 10. yıl kutlamalarına ait albüm ve fotoğraflar da bulunmakta. Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’nda bulunduğu dönemde Abdülmecid Efendi Kütüphanesi’nden faydalandığını, özellikle Türk Tarihi, Osmanlı Tarihi, Asya Tarihi, Rus Tarihi, Coğrafya ve seyahatnamelerle ilgili olan kitaplardan bazılarını Ankara’ya götürerek okuduktan sonra iade ettiğini arşiv belgelerinden öğrenmekteyiz.Devam eden envanter çalışmaları, araştırma aşamasında olan sayısallaştırma ve konservasyon çalışmaları sebebiyle şimdilik sadece kurum personeline açık olan Abdülmecid Efendi Kütüphanesi, yerli ve yabancı kitap, süreli yayın ve görsel malzemenin dönemin tarihini çok yönlü ve açık bir biçimde yansıtması özelliği ile son dönem tarih ve saray araştırmaları için önemli bir bilgi ve belge merkezi niteliği taşıyor.