Dua sırasında avuçlar yukarıya gelecek şekilde elleri açık tutmak, istek ve niyazın anlamına uygun bir haldir. Ellerin yukarıya, göğe doğru kaldırılması Allahın gökte, belli bir mekanda oluşundan değil, göklerin yücelik ve azameti temsil etmesi sebebiyledir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) dua ederken bazen koltuklarının beyazlığı görünecek kadar ellerini kaldırırdı (Buhari, Deavat, 23). Hz. Peygamber (s.a.s.) buyuruyor ki; Allaha avuçlarınızı yukarıya getirerek dua edin, ellerinizin tersini değil. Duayı bitirdiğiniz zaman da ellerinizi yüzünüze sürün. (Ebu Davud, Salat, 358). Ancak, Hz. Peygamber (s.a.s.)in, bela ve musibetler sırasında dua ederken avuçları yere bakacak şekilde dua ettiği de rivayet edilmiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXI, 170; Azimabadi, Avnül-Mabud, IV, 251). Rasulüllahın ellerini kaldırmadan da dua ettiği rivayet edilmiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, XX, 231). Dua sırasında normal olarak omuz hizasına kadar kaldırılan ellerin (Buhari, Deavat, 50) arası normal aralıkta tutulur. Hz. Peygamber (s.a.s.) dua sırasında ellerini bir araya getirdi. şeklindeki rivayet, ellerini bir hizada tuttu; biri aşağıda, biri yukarıda değildi. şeklinde yorumlanmıştır (Tahtavi, Haşiye ala Merakil-Felah, Beyrut 1997, I, 214). Namazlardan sonra veya başka zamanlarda dua ederken elleri yüze sürmek, duada el kaldırıldığında sünnettir (Ebu Davud, Salat, 358; Edeb 107). El kaldırmadan dua edildiği zaman, ellerin yüze sürülmesi gerekmez (Tahtavi, Haşiye ala Merakil-Felah, I, 318).