Çirkin Kral
Forum Tutkunu
Bir yıldız nasıl doğdu ?.. Özel hayatında neler var ?.. Basamakları nasıl tırmandı ?.. Rio Grande do Sul'de başlayan Barcelona'nın malikanelerine uzanan bir başarı öyküsü Ronaldinho'nunki !.. Bilinmeyen yönleri ile Ronaldinho hakkında merak ettiğiniz herşey
]Brezilya’nın ada dili olan Portekizce’de Ronaldinho kelimesi “küçük Ronaldo” anlamına geliyor ve bu yıldız futbolcunun fiziksel özellikleri sebebiyle değil küçükken Inter’de top koşturan ve hayranı olduğu Ronaldo sebebiyle Ronaldo de Assis Moreira’ya verilen ad.. Adının sonuna eklenen Gaúcho kelimesi ise Brezilya’nın Rio Grande do Sul bölgesinde oynayan futbolculara takılan “mutlu” anlamını taşıyan ek bir lakap..
Ronnie 21 Mart 1980’de Brezilya’nın Porto Alegre şehrinde doğdu.. Oldukça fakir bir ailenin çocuğu olan Ronaldinho’nun bugünlere gelmesi sadece yeteneğiyle değil hayata bakış açısı sayesinde oldu..
Futbolunu sergilerken de görüldüğü gibi her zaman gülen, neşeli kimliğiyle ön plana çıkan Ronaldinho insanlara güvenen bir iyi niyet timsali..
Kısa süre önce 2005 senesinin “Avrupa’da Yılın Futbolcusu” ödülünü alan Ronaldinho, 2004’de de “FIFA Dünya’da Yılın Futbolcusu” ödülünü kazandı.. Ancak buralara gelmek bu kadar da kolay değil..
AZMİN BAŞARISI..
Önceleri bir futbolcu olan ancak daha sonra ailesini
geçindirmek için Grêmio Football Portoalegrense’de oto parkı idare eden babası Joao Da Silva Moreira, girdiği havuzda boğularak hayata gözlerini yumdu.. Ronaldinho henüz 8 yaşındaydı.. Şimdilerde menajeri de olan abisi Assis'in futboldan kazandığı para ile geçindirmeye çalıştığı ailede, kendisine örnek aldığı abisinin yolunda ilerleyen küçük Ronnie, fakirliğin hat safhada yaşandığı Rio Grande do Sul’da ilk olarak plaj futboluna adım attı..
Oldukça iyi bir futbolcu olan ve 18 numaralı formasıyla milli takım formasını da taşıyan Ronaldinho’nun abisi Roberto Assis, Gremio döneminde harikalar yarattığı sırada diz bağlarından sakatlanınca İsviçre, Japonya ve Meksika’da şansını denedi ancak yedek olmaktan öteye geçemedi.. Assis, futboldan uzaklaşıp da küçük kardeşinin topla neler yapabileceğini fark ettiği dönemde geride bıraktığı yıllarda kazandığı tecrübeyle Ronaldinho’nun menajeri olmaya karar verdi.. Assis’in bu kararı ve küçük yaşta kendisini izleyenleri büyülemeyi başaran Ronaldinho’nun yeteneği, iyi bir iş birliğinin ve servetin kapılarını aralayan ilk adım oldu..
Brezilyalı gençlerin %99’unun yaptığı gibi.. Futbolun para kazanmanın ve aile geçindirmenin en önemli yollarından biri olan yeşil sahada herkes Ronaldinho kadar şanslı olamaz ama henüz 14 yaşında ne kadar büyük bir yetenek olduğunu önce ailesine ve ardından da kendisini seyretmeye gelenlere gösteren Ronaldinho, abisinin de yardımıyla Gremio futbol kampında futbol oynamaya başladı.. Ortada resmi kontrat ya da bir anlaşma yoktu ancak kısa sürede ortaya koyduğu performans Brezilya 17 yaş altı milli takımına, U17’ye seçilmesini sağladı..
İLK BAŞARI ULUSAL FORMAYLA GELDİ..
Mısır’da düzenlenen şampiyonada, U17 takımında adını
duyurmayı başaran Ronaldinho turnuvanın en golcü futbolcusu olarak Brezilya’ya geri döndüğünde Gremio tarafından uzatılan sözleşmeye imzasını attı.. 1998’de resmi bir sözleşme ile Gremio formasını taşıyama başlayan Ronaldinho o zamanlar, ailesini ancak geçindirecek kadar para kazanmaya başladı..
1998’de sadece 4 maça çıkan ve gol kaydedemeyen genç yetenek, bir sene sonra kumun etkisini üzerinden atıp da yeşil çimde oynamaya alıştığında, çıktığı 17 maçta attığı goller ve verdiği paslarla şehrinin takımını gururlandırmaya başladı.. İkinci senesinde 5, üçüncü senesinde de 8 gol kaydeden genç yetenek, henüz Brezilya’daki son senesinin tadını çıkarttığını farkında değildi..
1999’da Wanderley Luxemburgo’nun yönetimindeki milli takıma çağırılan Ronaldinho aynı sene, 26 Haziran’da, hayranı olduğu yıldızların taşıdığı samba formasını sırtına geçirdi ve ilk uluslararası golünü Venazuella’ya karşı kaydetti.. Bu gol öyle sıradan bir gol olmadı hem çok güzel hem de Copa America’yı da Brezilya’nın müzesine kazandıran bu gol ertesi gün Brezilya basınında “Yeni Pele yolda” başlıklarını atmasını sağladı..
Kısa sürede Güney Amerika’ya üs kuran futbolcu simsarları Ronaldinho’nun ne kadar yetenekli bir futbolcu olduğunu Avrupa’da bağlı bulundukları kulüplere iletmeye başladı..
ADIM ADIM AVRUPA..
İlk teklifin gelmesi fazla gecikmedi.. İngilizlerin köklü kulübü Leeds United, Gremio’nun kapısını çalan ilk takım oldu.. Gremio’nun kesinlikle vazgeçmek istemediği Ronaldinho için (rakam bugün hala kesin olarak doğrulanmasa da) sonraları mali kriz yaşayan Leeds’in önerdiği rakam dönemin basınına göre tam 75 milyon euroydu !..
Gremio, Leeds’in ne teklif ettiği rakamı geri çevirdi.. Ancak hem Gremio hem de Brezilyalı futbolseverler Ronaldinho’nun kısa süre sonra yuvadan uçacağını farkındaydı.. Kapıyı ikinci kez çalan Hollanda’nın futbolcu fabrikası PSV Eindhoven oldu.. Gremio, Hollanda temsilcisini de geri çevirmeyi başardı ancak değerini yavaş yavaş farkına varmaya başlayan ve her teklifte biraz daha tecrübe kazan abisi ve menajeri Assis, kapıya üçüncü gelen Paris Saint German ile el sıkıştı..
Her ne kadar P.S.G ile anlaştıklarında Ronaldinho’nun 1 Temmuz 2001’den itibaren bedelsiz ayrılmaya hakkı olsa da Gremio’nun bu alış verişten bir miktar kazanç sağlama talebi Fransız ekibi tarafından mantıklı bulundu ve bugünün değimiyle “yetiştirme parası” olarak Gremio’ya 4.5 milyon dolar ödendi..
FUTBOLU HIZLI OLABİLİR AMA YA ADAPTASYONU ?..
Ronaldinho’yu Avrupa’ya getiren P.S.G. teknik direktörü Luis Fernandez, genç sambacının tavırları ve performansı karşısında pek de memnun kalmadı.. Fernandez’e göre adaptasyon sorunu yaşayan Ronaldinho, Paris’te futboldan çok gece hayatına merak sardı ve kendisinden bekleneni veremedi..
2001 – 2002’de PSG ile 28 maça çıkan Ronaldinho sadece 9 gol atabildi, 8 sarı kart gördü ve 9 kez oturduğu yedek kulübesinde pek de rahat durmadı.. Ronaldinho, ikinci sezon biraz daha iyi olmasına rağmen kendisinden beklenen bu değildi.. PSG defteri 55 maç ve 17 gol ile kapanmak üzereydi.. Avrupa kupalarına kalamayan PSG’de Ronaldinho’nun da kalmaya niyeti yoktu ve bunu açık açık dile getirdi..
GELSİN DÜNYA KUPASI, GELSİN BAŞARI..
2002’de Ronaldinho, Brezilya’nın Dünya Kupası’nı kaldırmasını sağlayan önemli isimlerden biri oldu.. Ne Kore’de ne de Japonya’da “ölümcül üçlü” Ronaldo, Ronaldinho ve Roberto Carlos’u kimse durduramadı.. Özellikle yarı final maçında Shizuoka’da İngiltere’ye 30 metreden David Seaman’ı avlayarak kaydettiği gol turnuvanın en güzel anlarından birini oluşturdu (orta mıydı acaba?).. Gerçi Ronaldinho o maçı tamamlayamadı ve Danny Mills’e yaptığı faulün ardından oyundan atıldı..
Kaldırdığı Dünya Kupası, PSG’de yaşanan hayal kırıklığı ve Ronaldinho’nun Avrupa kupalarında boy göstermek istemesi Avrupa’nın elitlerini aynı adreste buluşturdu; Ronaldinho’nun abisi Assis’in adresi..
PSV ikinci kez Ronaldinho için girişimlerde bulundu.. Araya giren Manchester United, Hollanda ekibini saf dışı bırakmayı başardı hatta David Beckham’ın yerine yeni bir yıldız arayan Manu transferi bitirmek üzere olduğunu bile remi bir şekilde duyurdu.. İngiliz basını haftalarca Ronaldinho’nun Premier League’de neler yapabileceğini yazdı.. Ama bu yazılanların hepsi birer hikaye olmaktan öteye geçmedi..
NOU CAMP BİR KONSER SALONUYSA, RONNIE DE BİR ORKESTRA ŞEFİ !
“PSV mi ?.. Manchester United formasıyla vereceği pozun saati mi ?..” derken işi bitiren Laporta oldu.. Barcelona 27 milyon Euro karşılığında, Brezilya’nın yakın zamanda Dünya futboluna damgasını vurması beklenen yıldız sambacısı Ronaldinho’yu resmen Katalan devinin renklerine bağladığını 19 Temmuz 2003’de erken saatlerde duyurdu..
2003 – 2004 sezonundan itibaren Ronnie, Avrupa’ya adapte olduğunu hemen göstermeye başladı.. Bunun sebebi belki de Fransızca’ya alışamaması ve İspanyolca’yı çok daha kolay anlaması oldu.. Ya da Barcelona’ya ilk geldiğinde de söylediği gibi “kendimi evime gelmiş gibi hissetim” diyerek evine duyduğu özlemi Barcelona şehrinin gidermesi..
İlk yılında Barca’nın La Liga’yı ikinci sırada tamamlamasını sağladı.. 32 maça ilk 11’de çıktı 15 gol kaydetti.. Samuel Eto'o, Deco, Ludovic Giuly, Lionel Messi ve Henrik Larsson’un da desteğiyle Ronaldinho 2004-2005’de Barcelona’ya 5 yıl aradan sonra 17. şampiyonluğunu kazandırdı..
ÖDÜLLERDEN HAT-TRICK !..
Mart 2004’de Pele fazla gecikmedi ve Ronaldinho’yu
“Yaşayan En İyi Futbolcular” listesine aldı.. 20 Aralık 2004’de Arsenal'den Thierry Henry ve Milan'dan Andriy Shevchenko’yu sollayan Ronaldinho FIFA tarafından Dünya’da Yılın Futbolcusu seçildi.. Ronaldinho’yu bu ödüle 157 ulusal takım teknik direktörü ve 145 ulusal takım kaptanı layık gördü.. 29 Haziran 2005’de milli takım ile kazandığı 2. Konfederasyon Kupası’nda Ronaldinho’nun payı çok büyük oldu.. İlk kupada en golcü futbolcu olan Ronnie ikincisinde de yapacağını yaptı ve finalde Arjantin’i 4-1’le deviren sambacılarda 47’de golün adı oldu.. UEFA, 2004 – 2005 Şampiyonlar Ligi’nde sergilediği performansın ardından O’nu Devler Ligi’nin en iyi golcüsü seçti.. Dünya’nın en prestijli ödüllerinden birini daha yakın geçmişte müzesine götüren Ronaldinho 2005’in Ballon D'Or ödülüne layık görüldü..
Kazandığı finallerin ardından mutlaka bir çalgı bulan ve hem çalıp hem de dans eden Ronaldinho kısa süre önce Katalan devi Barcelona ile nikah tazeledi ve değeri tam 150.000.000 euro..
Bu arada Ronaldinho kimilerine göre pek de yakışıklı biri sayılmaz, ancak Dünya üzerinde yaklaşık 18.7 milyon genç kızın odasında Ronaldinho posteri var.. Ayrıca Nike ve Pepsi ile yaptığı reklam anlaşmaları sayesinde 2003’den beri Dünya’nın en çok kazanan futbolcuları arasında..
“Bu adamın özel hayatı nasıl ?” diye merak edenlere bir dip not:
Bir ödül töreninde Ronaldinho’ya sorulur:
- Hey Ronnie, kız arkadaşın yok mu ?
Cevap bu neşeli sambacının özetidir adeta, elindeki topu gösteren Ronaldinho şöyle der:
- İşte burada görmüyor musunuz !
keşke fenere gelse yakışır
]Brezilya’nın ada dili olan Portekizce’de Ronaldinho kelimesi “küçük Ronaldo” anlamına geliyor ve bu yıldız futbolcunun fiziksel özellikleri sebebiyle değil küçükken Inter’de top koşturan ve hayranı olduğu Ronaldo sebebiyle Ronaldo de Assis Moreira’ya verilen ad.. Adının sonuna eklenen Gaúcho kelimesi ise Brezilya’nın Rio Grande do Sul bölgesinde oynayan futbolculara takılan “mutlu” anlamını taşıyan ek bir lakap..
Ronnie 21 Mart 1980’de Brezilya’nın Porto Alegre şehrinde doğdu.. Oldukça fakir bir ailenin çocuğu olan Ronaldinho’nun bugünlere gelmesi sadece yeteneğiyle değil hayata bakış açısı sayesinde oldu..
Futbolunu sergilerken de görüldüğü gibi her zaman gülen, neşeli kimliğiyle ön plana çıkan Ronaldinho insanlara güvenen bir iyi niyet timsali..
Kısa süre önce 2005 senesinin “Avrupa’da Yılın Futbolcusu” ödülünü alan Ronaldinho, 2004’de de “FIFA Dünya’da Yılın Futbolcusu” ödülünü kazandı.. Ancak buralara gelmek bu kadar da kolay değil..
AZMİN BAŞARISI..
Önceleri bir futbolcu olan ancak daha sonra ailesini
geçindirmek için Grêmio Football Portoalegrense’de oto parkı idare eden babası Joao Da Silva Moreira, girdiği havuzda boğularak hayata gözlerini yumdu.. Ronaldinho henüz 8 yaşındaydı.. Şimdilerde menajeri de olan abisi Assis'in futboldan kazandığı para ile geçindirmeye çalıştığı ailede, kendisine örnek aldığı abisinin yolunda ilerleyen küçük Ronnie, fakirliğin hat safhada yaşandığı Rio Grande do Sul’da ilk olarak plaj futboluna adım attı..
Oldukça iyi bir futbolcu olan ve 18 numaralı formasıyla milli takım formasını da taşıyan Ronaldinho’nun abisi Roberto Assis, Gremio döneminde harikalar yarattığı sırada diz bağlarından sakatlanınca İsviçre, Japonya ve Meksika’da şansını denedi ancak yedek olmaktan öteye geçemedi.. Assis, futboldan uzaklaşıp da küçük kardeşinin topla neler yapabileceğini fark ettiği dönemde geride bıraktığı yıllarda kazandığı tecrübeyle Ronaldinho’nun menajeri olmaya karar verdi.. Assis’in bu kararı ve küçük yaşta kendisini izleyenleri büyülemeyi başaran Ronaldinho’nun yeteneği, iyi bir iş birliğinin ve servetin kapılarını aralayan ilk adım oldu..
Brezilyalı gençlerin %99’unun yaptığı gibi.. Futbolun para kazanmanın ve aile geçindirmenin en önemli yollarından biri olan yeşil sahada herkes Ronaldinho kadar şanslı olamaz ama henüz 14 yaşında ne kadar büyük bir yetenek olduğunu önce ailesine ve ardından da kendisini seyretmeye gelenlere gösteren Ronaldinho, abisinin de yardımıyla Gremio futbol kampında futbol oynamaya başladı.. Ortada resmi kontrat ya da bir anlaşma yoktu ancak kısa sürede ortaya koyduğu performans Brezilya 17 yaş altı milli takımına, U17’ye seçilmesini sağladı..
İLK BAŞARI ULUSAL FORMAYLA GELDİ..
Mısır’da düzenlenen şampiyonada, U17 takımında adını
duyurmayı başaran Ronaldinho turnuvanın en golcü futbolcusu olarak Brezilya’ya geri döndüğünde Gremio tarafından uzatılan sözleşmeye imzasını attı.. 1998’de resmi bir sözleşme ile Gremio formasını taşıyama başlayan Ronaldinho o zamanlar, ailesini ancak geçindirecek kadar para kazanmaya başladı..
1998’de sadece 4 maça çıkan ve gol kaydedemeyen genç yetenek, bir sene sonra kumun etkisini üzerinden atıp da yeşil çimde oynamaya alıştığında, çıktığı 17 maçta attığı goller ve verdiği paslarla şehrinin takımını gururlandırmaya başladı.. İkinci senesinde 5, üçüncü senesinde de 8 gol kaydeden genç yetenek, henüz Brezilya’daki son senesinin tadını çıkarttığını farkında değildi..
1999’da Wanderley Luxemburgo’nun yönetimindeki milli takıma çağırılan Ronaldinho aynı sene, 26 Haziran’da, hayranı olduğu yıldızların taşıdığı samba formasını sırtına geçirdi ve ilk uluslararası golünü Venazuella’ya karşı kaydetti.. Bu gol öyle sıradan bir gol olmadı hem çok güzel hem de Copa America’yı da Brezilya’nın müzesine kazandıran bu gol ertesi gün Brezilya basınında “Yeni Pele yolda” başlıklarını atmasını sağladı..
Kısa sürede Güney Amerika’ya üs kuran futbolcu simsarları Ronaldinho’nun ne kadar yetenekli bir futbolcu olduğunu Avrupa’da bağlı bulundukları kulüplere iletmeye başladı..
ADIM ADIM AVRUPA..
İlk teklifin gelmesi fazla gecikmedi.. İngilizlerin köklü kulübü Leeds United, Gremio’nun kapısını çalan ilk takım oldu.. Gremio’nun kesinlikle vazgeçmek istemediği Ronaldinho için (rakam bugün hala kesin olarak doğrulanmasa da) sonraları mali kriz yaşayan Leeds’in önerdiği rakam dönemin basınına göre tam 75 milyon euroydu !..
Gremio, Leeds’in ne teklif ettiği rakamı geri çevirdi.. Ancak hem Gremio hem de Brezilyalı futbolseverler Ronaldinho’nun kısa süre sonra yuvadan uçacağını farkındaydı.. Kapıyı ikinci kez çalan Hollanda’nın futbolcu fabrikası PSV Eindhoven oldu.. Gremio, Hollanda temsilcisini de geri çevirmeyi başardı ancak değerini yavaş yavaş farkına varmaya başlayan ve her teklifte biraz daha tecrübe kazan abisi ve menajeri Assis, kapıya üçüncü gelen Paris Saint German ile el sıkıştı..
Her ne kadar P.S.G ile anlaştıklarında Ronaldinho’nun 1 Temmuz 2001’den itibaren bedelsiz ayrılmaya hakkı olsa da Gremio’nun bu alış verişten bir miktar kazanç sağlama talebi Fransız ekibi tarafından mantıklı bulundu ve bugünün değimiyle “yetiştirme parası” olarak Gremio’ya 4.5 milyon dolar ödendi..
FUTBOLU HIZLI OLABİLİR AMA YA ADAPTASYONU ?..
Ronaldinho’yu Avrupa’ya getiren P.S.G. teknik direktörü Luis Fernandez, genç sambacının tavırları ve performansı karşısında pek de memnun kalmadı.. Fernandez’e göre adaptasyon sorunu yaşayan Ronaldinho, Paris’te futboldan çok gece hayatına merak sardı ve kendisinden bekleneni veremedi..
2001 – 2002’de PSG ile 28 maça çıkan Ronaldinho sadece 9 gol atabildi, 8 sarı kart gördü ve 9 kez oturduğu yedek kulübesinde pek de rahat durmadı.. Ronaldinho, ikinci sezon biraz daha iyi olmasına rağmen kendisinden beklenen bu değildi.. PSG defteri 55 maç ve 17 gol ile kapanmak üzereydi.. Avrupa kupalarına kalamayan PSG’de Ronaldinho’nun da kalmaya niyeti yoktu ve bunu açık açık dile getirdi..
GELSİN DÜNYA KUPASI, GELSİN BAŞARI..
2002’de Ronaldinho, Brezilya’nın Dünya Kupası’nı kaldırmasını sağlayan önemli isimlerden biri oldu.. Ne Kore’de ne de Japonya’da “ölümcül üçlü” Ronaldo, Ronaldinho ve Roberto Carlos’u kimse durduramadı.. Özellikle yarı final maçında Shizuoka’da İngiltere’ye 30 metreden David Seaman’ı avlayarak kaydettiği gol turnuvanın en güzel anlarından birini oluşturdu (orta mıydı acaba?).. Gerçi Ronaldinho o maçı tamamlayamadı ve Danny Mills’e yaptığı faulün ardından oyundan atıldı..
Kaldırdığı Dünya Kupası, PSG’de yaşanan hayal kırıklığı ve Ronaldinho’nun Avrupa kupalarında boy göstermek istemesi Avrupa’nın elitlerini aynı adreste buluşturdu; Ronaldinho’nun abisi Assis’in adresi..
PSV ikinci kez Ronaldinho için girişimlerde bulundu.. Araya giren Manchester United, Hollanda ekibini saf dışı bırakmayı başardı hatta David Beckham’ın yerine yeni bir yıldız arayan Manu transferi bitirmek üzere olduğunu bile remi bir şekilde duyurdu.. İngiliz basını haftalarca Ronaldinho’nun Premier League’de neler yapabileceğini yazdı.. Ama bu yazılanların hepsi birer hikaye olmaktan öteye geçmedi..
NOU CAMP BİR KONSER SALONUYSA, RONNIE DE BİR ORKESTRA ŞEFİ !
“PSV mi ?.. Manchester United formasıyla vereceği pozun saati mi ?..” derken işi bitiren Laporta oldu.. Barcelona 27 milyon Euro karşılığında, Brezilya’nın yakın zamanda Dünya futboluna damgasını vurması beklenen yıldız sambacısı Ronaldinho’yu resmen Katalan devinin renklerine bağladığını 19 Temmuz 2003’de erken saatlerde duyurdu..
2003 – 2004 sezonundan itibaren Ronnie, Avrupa’ya adapte olduğunu hemen göstermeye başladı.. Bunun sebebi belki de Fransızca’ya alışamaması ve İspanyolca’yı çok daha kolay anlaması oldu.. Ya da Barcelona’ya ilk geldiğinde de söylediği gibi “kendimi evime gelmiş gibi hissetim” diyerek evine duyduğu özlemi Barcelona şehrinin gidermesi..
İlk yılında Barca’nın La Liga’yı ikinci sırada tamamlamasını sağladı.. 32 maça ilk 11’de çıktı 15 gol kaydetti.. Samuel Eto'o, Deco, Ludovic Giuly, Lionel Messi ve Henrik Larsson’un da desteğiyle Ronaldinho 2004-2005’de Barcelona’ya 5 yıl aradan sonra 17. şampiyonluğunu kazandırdı..
ÖDÜLLERDEN HAT-TRICK !..
Mart 2004’de Pele fazla gecikmedi ve Ronaldinho’yu
“Yaşayan En İyi Futbolcular” listesine aldı.. 20 Aralık 2004’de Arsenal'den Thierry Henry ve Milan'dan Andriy Shevchenko’yu sollayan Ronaldinho FIFA tarafından Dünya’da Yılın Futbolcusu seçildi.. Ronaldinho’yu bu ödüle 157 ulusal takım teknik direktörü ve 145 ulusal takım kaptanı layık gördü.. 29 Haziran 2005’de milli takım ile kazandığı 2. Konfederasyon Kupası’nda Ronaldinho’nun payı çok büyük oldu.. İlk kupada en golcü futbolcu olan Ronnie ikincisinde de yapacağını yaptı ve finalde Arjantin’i 4-1’le deviren sambacılarda 47’de golün adı oldu.. UEFA, 2004 – 2005 Şampiyonlar Ligi’nde sergilediği performansın ardından O’nu Devler Ligi’nin en iyi golcüsü seçti.. Dünya’nın en prestijli ödüllerinden birini daha yakın geçmişte müzesine götüren Ronaldinho 2005’in Ballon D'Or ödülüne layık görüldü..
Kazandığı finallerin ardından mutlaka bir çalgı bulan ve hem çalıp hem de dans eden Ronaldinho kısa süre önce Katalan devi Barcelona ile nikah tazeledi ve değeri tam 150.000.000 euro..
Bu arada Ronaldinho kimilerine göre pek de yakışıklı biri sayılmaz, ancak Dünya üzerinde yaklaşık 18.7 milyon genç kızın odasında Ronaldinho posteri var.. Ayrıca Nike ve Pepsi ile yaptığı reklam anlaşmaları sayesinde 2003’den beri Dünya’nın en çok kazanan futbolcuları arasında..
“Bu adamın özel hayatı nasıl ?” diye merak edenlere bir dip not:
Bir ödül töreninde Ronaldinho’ya sorulur:
- Hey Ronnie, kız arkadaşın yok mu ?
Cevap bu neşeli sambacının özetidir adeta, elindeki topu gösteren Ronaldinho şöyle der:
- İşte burada görmüyor musunuz !
keşke fenere gelse yakışır