Yıllar vardır nasıl geçtiğini bilmezdim, bir gün vardır yaşamın anlamını değiştirdi bana dair; hissetmediğimi, bilmediğimi yaşattı, iste o ani senle yaşadım senle sevdim.
Acı çekiyordum senden sonra, fakat unuttuğun bir şey vardı. Çektiğim her acı beni değil, içimdeki seni öldürüyordu.
Sevdiğini delice seven kişi pervane gibi özler ateşi. Sevip de yanmaktan korkanın bütün işi masal anlatmaktır.
Zannetmeyin ki suskunluğum korktuğumdan. Fırtınadan öncesi de hep böyle durgundur.
Haberin bile olmadan, özlemeye devam edeceğim seni…
Terk edilirken görüşürüz kelimesi kadar, acıtan bir şey yoktur hayatta. Öldürdüğü yetmezmiş gibi, bir de umut verir!
Eğer bir gün ağlaman gerekirse başını dik tut ki: gözyaşların seni ağlatan kişi kadar alçalmasın…
Sizin için çırpınan birinin kanadını kırmayın.
İleride ne olacak biliyor musun? Sen pişman, ben başkasının.
Sevebildiğin kadar insansın derler. Sevmemen gayet normalmiş yani.
Ben konuştum sen duymak istemedin. Şimdi sen konuşmak istiyorsun. Özür dilerim. Bu lisanı bilmiyorum.
Neden herkesi insan sanıyorsun? Neden herkesi adam yerine koyuyorsun? Bu dünyada çoğu kişi mecburi insandır.
Aldırma gidenlere, sevip terk edenlere. Hayat dediğin iki kelime; hoş geldin, güle güle.
Senin açtığın yarayı bir başkasıyla kapatmasına kapatırım da, yüreğime adilik yapmamın alemi yok.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp, ben artık kimseyi sevemem deme. Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
Benim damarlarımda dolaşan kimyasal bir etki, sen aşk değilsin güzelim seninki etkiye tepki.
Bir de soruyor musun? “Neyin var?” diye. “Sen yoksun!” be güzelim. Hem de bildiğin gibi değil.
Hani ben kötüyüm ya senin gözünde! Hiç düşünüyor musun acaba sen kaç kuruşluk adamsın, benim gözümde?
Kimileri toprak kadar kıymetli, kimileri bir ot kadar değersiz. Herkes bir şekilde yaşıyor işte. Kimileri şerefli, kimileri şerefsiz.
Doğru zamanda gelen yanlış insana tanıdığın şansı, yanlış zamanda gelen doğru insana tanımadığın sürece üzülen hep sen olursun!
Acı çekiyordum senden sonra, fakat unuttuğun bir şey vardı. Çektiğim her acı beni değil, içimdeki seni öldürüyordu.
Sevdiğini delice seven kişi pervane gibi özler ateşi. Sevip de yanmaktan korkanın bütün işi masal anlatmaktır.
Zannetmeyin ki suskunluğum korktuğumdan. Fırtınadan öncesi de hep böyle durgundur.
Haberin bile olmadan, özlemeye devam edeceğim seni…
Terk edilirken görüşürüz kelimesi kadar, acıtan bir şey yoktur hayatta. Öldürdüğü yetmezmiş gibi, bir de umut verir!
Eğer bir gün ağlaman gerekirse başını dik tut ki: gözyaşların seni ağlatan kişi kadar alçalmasın…
Sizin için çırpınan birinin kanadını kırmayın.
İleride ne olacak biliyor musun? Sen pişman, ben başkasının.
Sevebildiğin kadar insansın derler. Sevmemen gayet normalmiş yani.
Ben konuştum sen duymak istemedin. Şimdi sen konuşmak istiyorsun. Özür dilerim. Bu lisanı bilmiyorum.
Neden herkesi insan sanıyorsun? Neden herkesi adam yerine koyuyorsun? Bu dünyada çoğu kişi mecburi insandır.
Aldırma gidenlere, sevip terk edenlere. Hayat dediğin iki kelime; hoş geldin, güle güle.
Senin açtığın yarayı bir başkasıyla kapatmasına kapatırım da, yüreğime adilik yapmamın alemi yok.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp, ben artık kimseyi sevemem deme. Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
Benim damarlarımda dolaşan kimyasal bir etki, sen aşk değilsin güzelim seninki etkiye tepki.
Bir de soruyor musun? “Neyin var?” diye. “Sen yoksun!” be güzelim. Hem de bildiğin gibi değil.
Hani ben kötüyüm ya senin gözünde! Hiç düşünüyor musun acaba sen kaç kuruşluk adamsın, benim gözümde?
Kimileri toprak kadar kıymetli, kimileri bir ot kadar değersiz. Herkes bir şekilde yaşıyor işte. Kimileri şerefli, kimileri şerefsiz.
Doğru zamanda gelen yanlış insana tanıdığın şansı, yanlış zamanda gelen doğru insana tanımadığın sürece üzülen hep sen olursun!