[cf]Çocukluktaki sevgi ve şefkat eksikliğinin sonuçlarından biri de duygusal uzaklaşma bozukluğudur. Bu bozukluğun ne olduğunu ve genellikle nasıl tanımlandığını bilmek ister misiniz?[/cf]
Duygusal uzaklaşma veya kopma bozukluğu olarak tanıdığımız durum, bazı insanlarda çocukluk çağındaki şefkat eksikliğinden kaynaklı bir biçimde sahip olduğu bir dizi özelliği kapsıyor. Çocukluk dönemi, her insanın son derece savunmasız olduğu bir yaşam aşaması. O yıllarda yaşananlar, kişinin hayatı boyunca kendini gösterebilecek kalıcı izler bırakıyor.
Çocuklukta şefkat eksikliği sağlıklı olması gereken duygusal gelişimi engeller. Bebeklerin ve çocukların sevgi ve şefkat, güzel sözler, özen ve duygusal destek yoluyla kabul görmeye ihtiyaçları var. Bir çocuk bunu almadığında, duygusal bir hasar meydana gelir ve bu hasar, psikolojik evrimin doğal seyrini izlemesini engeller.
Duygusal kopma bozukluğu, sevilemez olduğunuza dair derin bir inanç sahibi olmanızdan kaynaklanacaktır. Ayrıca kendinizle ilgili önemli bir memnuniyetsizlik sahibi olmanız ve terk edilme korkusuna sahip olmanız da bununla birlikte yer almakta. Bir kişi, bu özelliklere hayatı boyunca sahip olabilir, ancak kopma bozuklukları, her yaşta farklı bir şekilde tezahür edecektir.
Duygusal uzaklaşma bozukluğunun en yaygın belirtileri şunlar:
Yaşı da hesaba katarsak, aşağıda saydıklarımız da, bu bozukluğun nasıl ortaya çıkabileceğinin örnekleri olarak sayılabilir:
Bu durumlarda, psikolojik terapiye yeterince deneyimli bir profesyonel ile başlamak en iyisi. Bu durumlarda belirli terapiler veya psikanaliz genellikle çok iyi sonuç veriyor. Ancak, bu bozukluğa sahip kişiler terapistlerini idealleştirme eğiliminde oluyorlar. Bu nedenle, terapistlerin de, bu aşırı beklentiye nasıl cevap vereceklerini iyi bilmeleri gerekiyor.
Çok zor bir rahatsızlık olduğu için bu durumun tek başına üstesinden gelmek hiç kolay değil. Dışarıdan destek olmadan, kişi iç yaralarını gerçekten iyileştirmekten kaçınacaktır. Her durumda, sanat, okuma, meditasyon ve spor çok yardımcı olan faktörler olacaktır.
Duygusal uzaklaşma veya kopma bozukluğu olarak tanıdığımız durum, bazı insanlarda çocukluk çağındaki şefkat eksikliğinden kaynaklı bir biçimde sahip olduğu bir dizi özelliği kapsıyor. Çocukluk dönemi, her insanın son derece savunmasız olduğu bir yaşam aşaması. O yıllarda yaşananlar, kişinin hayatı boyunca kendini gösterebilecek kalıcı izler bırakıyor.
Çocuklukta şefkat eksikliği sağlıklı olması gereken duygusal gelişimi engeller. Bebeklerin ve çocukların sevgi ve şefkat, güzel sözler, özen ve duygusal destek yoluyla kabul görmeye ihtiyaçları var. Bir çocuk bunu almadığında, duygusal bir hasar meydana gelir ve bu hasar, psikolojik evrimin doğal seyrini izlemesini engeller.
Duygusal kopma bozukluğu, sevilemez olduğunuza dair derin bir inanç sahibi olmanızdan kaynaklanacaktır. Ayrıca kendinizle ilgili önemli bir memnuniyetsizlik sahibi olmanız ve terk edilme korkusuna sahip olmanız da bununla birlikte yer almakta. Bir kişi, bu özelliklere hayatı boyunca sahip olabilir, ancak kopma bozuklukları, her yaşta farklı bir şekilde tezahür edecektir.
“İçindeki hapishaneyi neyin yok edeceğini biliyor musun? Aldığın her derin ve gerçek sevgi. Arkadaş olmak, kardeş olmak, sevmek, hapishaneyi büyülü bir güçle, üstün bir güçle ortadan kaldıran şey budur. Bunlar olmazsa ruhun ölü kalacaktır. Ama ne zaman sevgi canlanırsa, hayat yeniden canlanır.”
– Vincent van Gogh
– Vincent van Gogh
Duygusal uzaklaşma bozukluğunun belirtileri
Duygusal uzaklaşma durumu olan kişilerde bazı ortak özellikler mevcut olacaktır. Birçok insan sevilmediğini hissetmiş olsa da, bu duyguyu sendromun kendisinden ayıran şey semptomların kararlılığı.Duygusal uzaklaşma bozukluğunun en yaygın belirtileri şunlar:
- Değersizlik duyguları. Bu tür bir durumda, kişi kendini pek de değerli hissetmez. Sürekli olarak yeteneklerinden şüphe eder ve çoğu koşulun güçlerinin veya yeteneklerinin ötesinde olduğuna inanır.
- Başarısızlık algısı. Bu bozukluğa sahip kişiler, başarısız olsalar bile, genellikle çok kötü bir şekilde başarısız olduklarını hissederler. Kendilerini de ciddi şekilde eleştirirler.
- Kendini sevmeme. Bu insanlar, kendilerine hiç bir şekilde sempati duymazlar. Kendi içlerindeki erdemli yönleri bulmakta zorlanırlar ve bulduklarında onları çok hızlı bir biçimde küçümserler. Esasen, bu insanlar, kendilerini küçümserler.
- Sosyal ortamlardan uzaklaşmak. Bu rahatsızlığı olan kişiler için, güçlü bir reddedilme korkusu olduğundan, düşündüklerini veya hissettiklerini başkalarına göstermek zor bir durum olacaktır. Benzer şekilde, reddedilme durumu yaşadıklarında da, bu durumla ilgili önemli sorunlar yaşarlar.
- İstikrarsızlık. Kişilerarası ilişkilerinde istikrarsız olma eğilimindedirler. Sonuç olarak, ilişkilerindeki bağlarından, terk ederek uzaklaşabilirler.
Yaşa göre duygusal uzaklaşma bozukluğunun belirtileri
Daha önce de belirttiğimiz gibi, duygusal uzaklaşma bozukluğu yaşa göre farklı şekillerde kendini gösterir. Bununla birlikte, bazı temel özellikler her yaşta mevcut olacaktır, ancak nasıl ifade edildikleri, olgunluk derecesine ve ortama göre değişir.Yaşı da hesaba katarsak, aşağıda saydıklarımız da, bu bozukluğun nasıl ortaya çıkabileceğinin örnekleri olarak sayılabilir:
- Erken çocukluk. Bu bozukluğa sahip bebekler veya çocuklar çok ağlayabilir, nadiren gülümseyebilir ve sık enfeksiyon geçirebilir. Sindirim sorunları yaşamaları yaygın görülen bir durum olacaktır. Ayrıca, bazı durumlarda, bu çocuklar için büyüme bozukluklarından da bahsedilebilir.
- Okul öncesi yaş. Bu çocuklar akranlarıyla ilişkiler konusunda endişeli olacaktır ve çoğu zaman dil konusunda güçlük çekerler.
- İlkokul çağı. Öğrenme güçlüğü, odaklanma ve konsantre olma güçlüğü ve değersizlik duyguları yaygın olacaktır. Çocuk kendinden şüphe duyabilir ve kendisine karşı olumsuz duygulara sahip olabilir. Bu çocuklar, yaptıkları herşeyle başkalarını kızdırdıklarına da inanabilirler.
- Ergenlik öncesi ve ergenlik. Bu bozukluğa sahip gençler dürtüsel, aktif ve görünüşleriyle meşgul olma eğiliminde olacaktır. Çok kolay heyecanlanabilirler ve bağımlılık belirtileri gösterebilirler.
- Yetişkinlik. Genellikle yetişkinler yalnızlık, amaç ve hedeflere bağlılık eksikliği ve sık sık başarısızlık duyguları sergiler. Ayrıca, sağlıklı ilişkiler kuramazlar ve kendilerini sürekli olarak işle meşgul durumda tutabilirler.
Ne yapabilirsiniz?
Gerçekçi olmak gerekirse, duygusal kopma bozukluğunu asla tamamen çözemezsiniz. Ancak bu, bazı sorunları çözmenin imkansız olduğu anlamına da gelmez. Çocukluk sevgisinden yoksun yaşamayı öğrenebilir ve hatta bundan yararlanabilirsiniz de. Ancak en zor kısım bunu yenmek için gereken sürece başlamak. İlk adımı attığınızda, yapmanız gereken işler sizin için daha net hale gelecektir.Bu durumlarda, psikolojik terapiye yeterince deneyimli bir profesyonel ile başlamak en iyisi. Bu durumlarda belirli terapiler veya psikanaliz genellikle çok iyi sonuç veriyor. Ancak, bu bozukluğa sahip kişiler terapistlerini idealleştirme eğiliminde oluyorlar. Bu nedenle, terapistlerin de, bu aşırı beklentiye nasıl cevap vereceklerini iyi bilmeleri gerekiyor.
Çok zor bir rahatsızlık olduğu için bu durumun tek başına üstesinden gelmek hiç kolay değil. Dışarıdan destek olmadan, kişi iç yaralarını gerçekten iyileştirmekten kaçınacaktır. Her durumda, sanat, okuma, meditasyon ve spor çok yardımcı olan faktörler olacaktır.