Statik elektriğin keşfi yüzlerce yıl öncesine gider. Statik elektrik elektronların sürtünme nedeniyle hareket etmesiyle oluşur. Ancak statik elektriklenmede elektrik akımının devamlılığı yoktur. Bu yüzden elektrik uygulamaları için ideal değildir.
Sürdürülebilir elektrik akımı üretebilen bataryaların keşfiyle ilk elektrik devrelerinin yapımı mümkün hale gelmiştir. İlk pil Alessandro Volta tarafından 1800′ lü yıllarda icat edilmiştir. İlk elektrik devresinde batarya ve suya daldırılmış elektrotlar kullanılarak suyun içinden geçen akımın hidrojen ve oksijen üretmesi sağlanmıştır. Bu işleme elektroliz denir.
Elektrik devrelerin pratik yaşamdaki işe yarar ilk kullanımları ise aydınlatma için olmuştur. Thomas Edison ampulü bulduktan sonra ve sistemi geliştirmek için araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalar sonucu ilk defa Amerika'da Manhattan da bir kaç blokluk bir alanda aydınlatma için kullanılacak elektrik dağıtım ağı kurulmuştur.
Devreleri ayırt etmek için kullanılan özelliklerden biri akımın devreden akış şeklidir. İlk elektrik devreleri sadece batarya ile beslendiği için sabit ve değişmez bir akım devre üzerinde her zaman aynı yönde akmaktaydı. Buna doğru akım veya DC denir. DD sistemlerde en temel problem güç istasyonlarının sadece kısıtlı bir alana elektrik sağlayabilmesiydi. Çünkü kablolarda iletim sırasında çok fazla kayıp olmaktaydı.
1883 yılında mühendisler Niagara Şelalesinin muazzam hidroelektrik potansiyelini kullanarak Buffalo NewYork'un elektrik ihtiyacını karşılamayı planlamışlardır. Ancak şelale ile şehir arasında 16 mil mesafe olduğu için üretilen elektriğin doğru akımla iletilmesi işe yaramayacaktır. Bu proble Nikola Tesla'nın alternatif akımı bulmasıyla çözülmüştür.
Mühendis Nikola Tesla alternatif akım AC'yi geliştirmiştir. Alternatif akım doğru akımın tersine sürekli olarak değişir ve yön değiştirir.
Sürdürülebilir elektrik akımı üretebilen bataryaların keşfiyle ilk elektrik devrelerinin yapımı mümkün hale gelmiştir. İlk pil Alessandro Volta tarafından 1800′ lü yıllarda icat edilmiştir. İlk elektrik devresinde batarya ve suya daldırılmış elektrotlar kullanılarak suyun içinden geçen akımın hidrojen ve oksijen üretmesi sağlanmıştır. Bu işleme elektroliz denir.
Elektrik devrelerin pratik yaşamdaki işe yarar ilk kullanımları ise aydınlatma için olmuştur. Thomas Edison ampulü bulduktan sonra ve sistemi geliştirmek için araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalar sonucu ilk defa Amerika'da Manhattan da bir kaç blokluk bir alanda aydınlatma için kullanılacak elektrik dağıtım ağı kurulmuştur.
Devreleri ayırt etmek için kullanılan özelliklerden biri akımın devreden akış şeklidir. İlk elektrik devreleri sadece batarya ile beslendiği için sabit ve değişmez bir akım devre üzerinde her zaman aynı yönde akmaktaydı. Buna doğru akım veya DC denir. DD sistemlerde en temel problem güç istasyonlarının sadece kısıtlı bir alana elektrik sağlayabilmesiydi. Çünkü kablolarda iletim sırasında çok fazla kayıp olmaktaydı.
1883 yılında mühendisler Niagara Şelalesinin muazzam hidroelektrik potansiyelini kullanarak Buffalo NewYork'un elektrik ihtiyacını karşılamayı planlamışlardır. Ancak şelale ile şehir arasında 16 mil mesafe olduğu için üretilen elektriğin doğru akımla iletilmesi işe yaramayacaktır. Bu proble Nikola Tesla'nın alternatif akımı bulmasıyla çözülmüştür.
Mühendis Nikola Tesla alternatif akım AC'yi geliştirmiştir. Alternatif akım doğru akımın tersine sürekli olarak değişir ve yön değiştirir.