Elimde Değil Seviyorum çocuk hikayesi

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri

Elimde Değil Seviyorum


Minik sincap Çıtçıt, ormanın en neşeli sakiniydi. Her sabah güneşin ilk ışıklarıyla uyanır, ağaç dallarında zıplayarak güne başlardı. Ama Çıtçıt'ın bir sorunu vardı; havuçlara bayılıyordu! Ormanda havuç bulmak zordu. Genellikle palamut, fındık ve ceviz yiyordu. Ama o, havuçları çok seviyordu.

Bir gün ormanın kenarında, küçük bir bahçe gördü. Bahçenin toprağı yeşermiş, yaprakları kocaman olmuştu. Ve o yaprakların altında, turuncu turuncu havuçlar parlıyordu. Çıtçıt, kalbi küt küt atarak bahçeye doğru ilerledi. O kadar çok havuç vardı ki, sanki rüya görüyordu. Ama bahçenin kapısında, yaşlı, yavaş adımlarla yürüyen bir kaplumbağa bekliyordu. Kaplumbağanın adı Tospik'ti.

Tospik, gözlerini kısarak Çıtçıt'a baktı ve yavaş bir sesle, "Merhaba küçük sincap," dedi. "Bu bahçe benim. Havuçlarımı yemeye mi geldin?"

Çıtçıt utandı. "Şey, evet... Havuçları çok seviyorum," diye mırıldandı.

Tospik iç geçirdi. "Ben de çok seviyorum," dedi. "Ama onları ben ektim, büyüttüm. O kadar çok uğraştım ki."

Çıtçıt'ın yüzü düştü. Havuçları yiyemeyeceğini anladı. Ama yine de, havuçlara baktıkça içinden bir şeyler kopuyordu. "Elimde değil seviyorum," diye fısıldadı kendi kendine.

Tospik bunu duydu. Biraz düşündü ve gülümsedi. "Belki... Belki sana biraz havuç verebilirim," dedi.

Çıtçıt'ın gözleri parladı. "Gerçekten mi?" diye sordu heyecanla.

Tospik başını salladı. "Ama bir şartım var. Havuçları yiyip bitirirsen, bahçeme yardım edeceksin. Toprağı kazmana, fideleri dikmene yardım edeceksin. Ne dersin?"

Çıtçıt hemen kabul etti. "Tabii ki, tabii ki yardım ederim!" dedi sevinçle.

Tospik, Çıtçıt'a kocaman bir havuç verdi. Çıtçıt, havucu bir çırpıda yiyip bitirdi. Havuçların tadı o kadar güzeldi ki, hayatında yediği en güzel şey olduğuna emindi.

O günden sonra Çıtçıt, Tospik'in bahçesine her gün gitmeye başladı. Hem havuç yiyordu hem de bahçe işlerine yardım ediyordu. Toprak kazıyor, fideler dikiyor, otları ayıklıyordu. Tospik, Çıtçıt'a bahçeyi nasıl sevmek gerektiğini, bitkilere nasıl özen göstermesi gerektiğini öğretti. Çıtçıt, havuçlara olan sevgisinin sadece onları yemekle sınırlı olmadığını, onları yetiştirmekle de aynı derecede mutlu olabileceğini öğrendi.

Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı. Çıtçıt ve Tospik, artık çok iyi arkadaş olmuşlardı. Birlikte şarkılar söylüyor, şakalaşıyor ve en önemlisi, birlikte bahçeyle ilgileniyorlardı.

Bir gün, Çıtçıt Tospik'e sordu: "Tospik, sen neden bu kadar yavaş hareket ediyorsun?"

Tospik güldü. "Çünkü ben bir kaplumbağayım, küçük sincap. Yavaş hareket etmek benim doğamda var," dedi.

Çıtçıt, Tospik'in yavaşlığını ve kendi hareketliliğini düşündü. Aslında ne kadar farklıydılar. Ama birbirlerini çok seviyorlardı.

"Tospik," dedi Çıtçıt, "Biliyorum sen bir kaplumbağasın. Biliyorum ben de hızlı hareket eden bir sincabım. Ama biliyor musun? Seni çok seviyorum. Elimde değil seviyorum."

Tospik gülümsedi. "Ben de seni çok seviyorum Çıtçıt. Elinde değil biliyorum," dedi.

O gün, Çıtçıt anladı ki, sevgi her zaman mantıklı olmak zorunda değildi. Bazen seversin, sadece seversin. O da havucu, Tospik'i ve bahçesini çok seviyordu. Çünkü bu onun elinde değildi.

Ve o günden sonra, Çıtçıt, bahçeye her baktığında, içini sıcacık bir his kapladı. Çünkü biliyordu ki, sevgi, en güzel şeydi ve onu her zaman takip etmeliydi. Tıpkı havuçlara olan sevgisi gibi, Tospik'e olan sevgisi de, onun için her zaman en özel ve en güzel his olacaktı.
 

Elimde Değil Seviyorum


Bu cümlenin altını çizen bazı noktalar şunlar

Dürüstlük: Çıtçıt, havuçları sevdiğini inkar etmiyor. Utangaç bir şekilde de olsa, bu arzusunu dile getiriyor. Bu, onun karakterinin dürüst ve samimi olduğunu gösteriyor.

Açıklık: Çıtçıt'ın "Şey, evet..." ifadesi, biraz çekingen olduğunu ve bu durumu açıklamakta zorlandığını gösteriyor. Bu durum, okuyucunun onunla empati kurmasını sağlıyor.

Temel İhtiyaç: "Havuçları çok seviyorum" ifadesi, sadece bir yiyecek arzusundan öte, Çıtçıt için havuçların ne kadar değerli olduğunu vurguluyor. Sanki o havuçlar olmadan eksikmiş gibi hissediyor.

Hikaye İçin Bir Dönüm Noktası: Bu cümle, Çıtçıt'ın Tospik'ten havuç istemesine ve dolayısıyla Tospik ile arkadaş olmasına neden oluyor. Hikayenin kurgusunda bu cümle, olayları tetikleyen bir başlangıç noktası görevi görüyor.
Bu basit cümle, hikayenin temalarını (dürüstlük, arkadaşlık, sevgi) ortaya çıkarıyor ve okuyucunun Çıtçıt'ın macerasına dahil olmasını sağlıyor. Bu cümle olmasaydı, Çıtçıt belki de havuçları gizlice yemeye çalışacak ve hikaye bambaşka bir yöne gidecekti. Bu yüzden "Şey, evet... Havuçları çok seviyorum," cümlesi, hikayenin kalbinde yer alıyor.
 
Geri
Top