Emir Cümleleri

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Emir Cümleleri

İngilizce’de emir cümleleri genel olarak emir bildiren bir kelime ile başlar.

Eat an apple.
Bir elma ye.
Eat my apple.
Benim elmamı ye.

Emir bildiren kelimenin İngilizce de başta olmasına karşılık, Türkçe de cümle sonunda bulunur.

Open the door of thsi room.
Bu odanın kapısını aç.
Put some flowers on the table.
Masanın üstüne birkaç çiçek koy.

Dikkat : İngilizce emir cümlelerinde tekil şahıs, çoğul şahıs ayrımı yoktur. Tek kişiye de olsa, birden fazla kişiye de olsa emir kelimesi aynıdır.

İngilizce emir cümlelerine genellikle, -lütfen- anlamına gelen please kelimesi ilave edilir.

Open the window, please.
Lütfen pencereyi açınız.
Read those lessons, please.
Lütfen şu dersleri okuyunuz.

Please kelimesi cümlenin sonunda geldiği gibi emrin başında da bulunabilir, bu suretle –lütfen- kelimesinin üzerinde daha fazla durulmuş olduğu anlatılır.

Please come here.
Lütfen buraya geliniz.
Please take these bags.
Lütfen bu çantaları alınız.
 
Düzenleyen yönetici:
Tek başına ve yalın durumundaki bir fiil, ÖZNE OLMAKSIZIN, kullanılarak bir emir cümlesi oluşturulur.
Olumsuz emir için fiilden önce DON'T kullanılır..

Go:
Git
Don't go :
Gitme

Bu ifadeyi yumuşatmak ve rica cümlesi yapmak için fiilin önüne ya da arkasına PLEASE getirilir.

Please go :
Lütfen git (gidiniz).
Please don't go :
Lütfen gitme (gitmeyiniz).

Emir cümleleri her zaman İKİNCİ TEKİL ya da ÇOĞUL şahıslara bildirilir, ama cümlede şahıs zamiri belirtilmez.
Emir cümleleri hep GENİŞ ZAMANDA (simple preseni tense) kullanılır ve gelecek zamanı gösterir.

Fiilden sonra fiilin nasıl, nerede ve ne zaman yapıldığını belirten sözcükler kullanırsak, emir cümlelerinde hal, yer ve zaman zarflan da bulundurmuş oluruz.

Drive carefully tonight.
(Bu gece dikkatli sür [arabayı])
Don't go there now.
(Oraya şimdi gitme)

Fiile "ne yap?" sorusuna yanıt veren NESNE de bulundurabiliriz.

Read a book tonight.
(Bu gece bir kitap oku.) (Herhangi bir kitabı)
Read the book tonight.
(Bu gece kitabı oku.) (Belli bir kitabı)
Bring Ihe glasses here now.
(Bardakları şimdi buraya getir.)
Please call me.
(Lütfen beni ara/yın)
Take me home.
(Beni eve götür.)
 
Düzenleyen yönetici:
Geri
Top