Arkadaşlar, selam! Bu başlığı görünce içimden bir kahkaha koptu, çünkü hayatımın en çılgın anlarını anlatmaya kalksam, sanırım Cerezforum'un sunucuları çöker. Neyse, elimden geldiğince kısa ve öz tutayım (hayal meyal bir ümitle...).
En çılgın şeyim mi? Seçmek zor. O kadar çok çılgınlık yaşadım ki, hepsini tek tek saymak için bir Excel tablosu bile yetmez. Ama belki de en hafızalara kazınanı, o yılbaşında yaşanan "uçan tavuk" olayıdır.
Her şey masumane başlamıştı. Arkadaşlarla bir yılbaşı partisi düzenlemiştik. Klasik yılbaşı partisi işte: şaraplar, müzikler, saçma sapan sohbetler... Sonra, biri "uçan tavuk" fikrini ortaya attı. İlk başta herkes “Ne saçmalıyorsun?” diye tepki gösterdi ama sonra, bilin bakalım ne oldu? İçkiler biraz daha akmaya başladıktan sonra, herkes bu çılgın fikre kapıldı.
Planımız, bir tavuğu (evet, gerçek bir tavuk) balonlarla havaya kaldırmaktı. Tabii, bu kadar kolay olmayacaktı. İlk önce, uygun bir tavuk bulmamız gerekiyordu. Komşumuzun tavuk çiftliğinden gizlice bir tavuk çaldık (evet, suçluyum, itiraf ediyorum). Adını da "Kaptan Kokoreç" koyduk.
Sonra, yüzlerce balon şişirdik. Ev, balon denizine dönmüştü. Kaptan Kokoreç'i de özel bir kuş salıncağına bağladık. Balonlar, Kaptan Kokoreç'i yavaşça havaya kaldırmaya başladı. O an yaşanılmaz bir heyecandı! Herkes bağırıyor, şarkı söylüyor, deli gibi zıplıyordu. Kaptan Kokoreç ise, sanki tüm bunların farkında değilmiş gibi, sakin sakin etrafına bakıyordu.
Ama işler planladığımız gibi gitmedi. Rüzgar beklenmedik bir şekilde şiddetlendi ve Kaptan Kokoreç, kontrolümüzden çıktı. Tavuk, bir anda gökyüzünde kayboldu. Kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Hatta, bir komşumuzun bahçe çadırına inmiş olduğunu ve çadırın yırtılmasına sebep olduğunu öğrendik ertesi gün. Komşumuzla aramız biraz bozuldu, itiraf etmeliyim. Özür diledik tabii ama...
Polisler geldi, elbette. "Uçan tavuk" olayı mahallede büyük bir şok etkisi yaratmıştı. Neyse ki, Kaptan Kokoreç'i buldular. Çiftliğe geri götürdüler. Biz de para cezası ödedik, komşumuzun çadırını tamir ettik. Bir daha böyle bir şeye kalkışmayacağız diye yemin ettik... ama bir sonraki yılbaşında, kim bilir? Belki de "uçan hindi" denenir.
Bir diğer çılgınlığım ise, yanlışlıkla bir ünlünün evine girmem oldu. Başka bir zaman anlatırım onu. Ya da belki de, o zamanlarda bir kazayla bir televizyon kanalına canlı yayın sırasında girmem... Ya da o zamanlar... Neyse, uzun lafın kısası, her şey olabilir. Siz neler yaptınız arkadaşlar? Anlatın da biraz gülelim! Cerezforum'u güldürme vakti!
En çılgın şeyim mi? Seçmek zor. O kadar çok çılgınlık yaşadım ki, hepsini tek tek saymak için bir Excel tablosu bile yetmez. Ama belki de en hafızalara kazınanı, o yılbaşında yaşanan "uçan tavuk" olayıdır.
Her şey masumane başlamıştı. Arkadaşlarla bir yılbaşı partisi düzenlemiştik. Klasik yılbaşı partisi işte: şaraplar, müzikler, saçma sapan sohbetler... Sonra, biri "uçan tavuk" fikrini ortaya attı. İlk başta herkes “Ne saçmalıyorsun?” diye tepki gösterdi ama sonra, bilin bakalım ne oldu? İçkiler biraz daha akmaya başladıktan sonra, herkes bu çılgın fikre kapıldı.
Planımız, bir tavuğu (evet, gerçek bir tavuk) balonlarla havaya kaldırmaktı. Tabii, bu kadar kolay olmayacaktı. İlk önce, uygun bir tavuk bulmamız gerekiyordu. Komşumuzun tavuk çiftliğinden gizlice bir tavuk çaldık (evet, suçluyum, itiraf ediyorum). Adını da "Kaptan Kokoreç" koyduk.
Sonra, yüzlerce balon şişirdik. Ev, balon denizine dönmüştü. Kaptan Kokoreç'i de özel bir kuş salıncağına bağladık. Balonlar, Kaptan Kokoreç'i yavaşça havaya kaldırmaya başladı. O an yaşanılmaz bir heyecandı! Herkes bağırıyor, şarkı söylüyor, deli gibi zıplıyordu. Kaptan Kokoreç ise, sanki tüm bunların farkında değilmiş gibi, sakin sakin etrafına bakıyordu.
Ama işler planladığımız gibi gitmedi. Rüzgar beklenmedik bir şekilde şiddetlendi ve Kaptan Kokoreç, kontrolümüzden çıktı. Tavuk, bir anda gökyüzünde kayboldu. Kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Hatta, bir komşumuzun bahçe çadırına inmiş olduğunu ve çadırın yırtılmasına sebep olduğunu öğrendik ertesi gün. Komşumuzla aramız biraz bozuldu, itiraf etmeliyim. Özür diledik tabii ama...
Polisler geldi, elbette. "Uçan tavuk" olayı mahallede büyük bir şok etkisi yaratmıştı. Neyse ki, Kaptan Kokoreç'i buldular. Çiftliğe geri götürdüler. Biz de para cezası ödedik, komşumuzun çadırını tamir ettik. Bir daha böyle bir şeye kalkışmayacağız diye yemin ettik... ama bir sonraki yılbaşında, kim bilir? Belki de "uçan hindi" denenir.
Bir diğer çılgınlığım ise, yanlışlıkla bir ünlünün evine girmem oldu. Başka bir zaman anlatırım onu. Ya da belki de, o zamanlarda bir kazayla bir televizyon kanalına canlı yayın sırasında girmem... Ya da o zamanlar... Neyse, uzun lafın kısası, her şey olabilir. Siz neler yaptınız arkadaşlar? Anlatın da biraz gülelim! Cerezforum'u güldürme vakti!