Eskidendi Her Şey

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Eskidendi her şey... Gözlerimi kapattığımda, zihnime doluşan eski zamanların siluetleri, soluk birer fotoğraf gibi canlanıyor. Renkleri biraz uçmuş, netlikleri azalmış olsa da, o anların sıcaklığı, içimde hala bir kor gibi yanıyor. Eskiden, hayatın telaşı bu kadar hoyrat değildi sanki. Zaman, daha yavaş akardı. Bir gölün yüzeyi gibi, durgun ve dingin...

Eskiden, sokaklar çocuk sesleriyle şenlenirdi. Oyunlar, hayallerin sınır tanımadığı birer sahneydi. Saklambaç oynarken, tüm dünya gözden kaybolur, sadece o anın heyecanı kalırdı. Yüzlerimiz, güneşin altında parlar, dizlerimizdeki yaralar, hayatın minik zaferleri olurdu. Şimdi, sokaklar sessiz. Çocukların neşesi, sanki bir rüzgarla birlikte uzaklara savrulmuş.

Eskiden, komşuluk vardı. Bir fincan kahvenin bahanesiyle kurulan samimi sohbetler, hayatın en güzel molalarıydı. Kapılar, her zaman açık dururdu. Birbirimize destek olur, sevinçlerimizi ve acılarımızı paylaşırdık. Şimdi, duvarlar yükseldi. Herkes kendi kabuğuna çekildi. Komşularımız, birer yabancıya dönüştü.

Eskiden, mektuplar vardı. Kelimelerin özenle seçildiği, satırların arasına saklanan duyguların, uzun mesafeleri aştığı zamanlardı. Mektupların kokusu, kağıdın dokusu, heyecanla bekleyişler... Şimdi, mesajlar anlık. Duygular, emojilere indirgendi. Kelimelerin gücü, sanki unutuldu.

Eskiden, doğa vardı. Ormanların derinliklerinde kaybolduğumuz, denizlerin kıyısında huzur bulduğumuz, yıldızların altında hayallere daldığımız zamanlardı. Ağaçların hışırtısı, kuşların cıvıltısı, toprağın kokusu... Şimdi, beton yığınları yükseldi. Doğa, sanki bir masal kahramanı gibi, hatıralarımızda kaldı.

Eskidendi her şey... O zamanlar, hayat daha basit, daha samimi, daha anlamlıydı. Belki de büyüdükçe, hayatın renkleri soldu. Belki de biz, o eski güzellikleri kaybettik. Ama yine de, o hatıralar, içimizde birer ışık gibi parlıyor. Bize, hayatın gerçek değerlerini hatırlatıyor. Belki de, o eski sıcaklığı yeniden canlandırmak, yine bizim elimizde. Belki de, bir gülümseme, bir içten sohbet, bir tutam doğa, o eski günleri geri getirmeye yeter.

Eskidendi Her Şey...

Eskidendi her şey... Zamanın kum saati, sanki tersine döndü ve eski anılar, ruhumuzun derinliklerinden yüzeye çıkmaya başladı. O günlerde, hayatın koşturmacası daha az, anlamı daha çoktu. Şimdi, her şey hızla akıyor, bir nehir gibi çağlıyor. Biz ise kıyıda, o eski zamanları özleyerek duruyoruz.

Eskiden, sessizlik vardı. O büyülü sessizlik, düşüncelerin derinliklerine inmemizi, ruhumuzun sesini duymamızı sağlardı. Şimdi, her yer gürültü dolu. Teknolojinin sesi, hayatın telaşı, iç sesimizi bastırıyor. Kendimizi dinlemeye, anlamaya vakit bulamıyoruz.

Eskiden, sabır vardı. Bir şeyin olmasını beklemek, onun değerini anlamaktı. Şimdi, her şey anında olsun istiyoruz. Beklemek, tahammül edemediğimiz bir eziyet haline geldi. Sabrın erdemi, sanki unutuldu.

Eskiden, paylaşmak vardı. Bir ekmeği bölüşmek, bir sevgi sözünü paylaşmak, hayatın en basit ama en güzel eylemleriydi. Şimdi, bencillik hüküm sürüyor. Herkes kendine saklıyor. Paylaşmanın güzelliği, sanki kayboldu.

Eskiden, hayal kurmak vardı. Gözlerimizi gökyüzüne dikip, sonsuzluğa uzanan hayaller kurardık. Hayallerimiz, bizi büyüten, bizi motive eden, bizi yarına taşıyan yelkenlerdi. Şimdi, hayallerimiz, gerçeklerin altında ezildi. Gerçekler, hayal kurmamıza izin vermiyor.

Eskiden, umut vardı. Yarının daha iyi olacağına dair bir inanç, bir umut ışığı... Şimdi, karamsarlık, içimizi sarıyor. Geleceğe dair kaygılarımız, umudumuzu gölgeliyor. Umut, sanki bir kuş gibi, kanat çırpıp uzaklara uçtu.

Eskidendi her şey... O günlerde, her şey daha gerçekti. Duygular, daha samimiydi. İnsanlar, daha insandı. Şimdi, her şey birer maske gibi. Sahte gülümsemeler, yalan sözler, içi boş ilişkiler... Büyüdükçe, kalbimizdeki o çocuksu masumiyeti kaybettik. Belki de bu yüzden, o eski zamanları bu kadar özlüyoruz.

Ama belki de, "Eskidendi her şey" demek yerine, o eski güzellikleri yeniden yaratma zamanı gelmiştir. Belki de, kalbimizdeki o çocuksu masumiyeti yeniden bulabiliriz. Belki de, hayatı daha yavaş yaşayıp, kendimizi dinleyebiliriz. Belki de, umudumuzu yeniden yeşertebiliriz. Belki de, o eski zamanların güzelliklerini, bugüne taşıyabiliriz.

Eskidendi her şey... Ama unutmayalım, o eski güzellikler, hala içimizde bir yerlerde saklı duruyor. Ve biz, o güzelliklere sahip çıktıkça, hayat yeniden anlam kazanacak. Yeniden güzel olacak.

Eskidendi her şey... Ama unutulmadı, sadece kalbimizin en derin köşelerine saklandı. Ve biz, o eski güzellikleri yaşattıkça, hayat yeniden anlam kazanacak.
 
Geri
Top