Fadime teyze, köyün en meşhur pasta ustasıymış. Özellikle yaptığı kemalpaşa tatlısı dillere destanmış. Bir gün köyde büyük bir düğün varmış. Köylüler Fadime teyzeden düğün için pasta yapmasını istemişler. Fadime teyze de seve seve kabul etmiş.
Günün birinde, Fadime teyze pazara giderek pasta için malzemeler almış. Eve gelince ocağı yakmış, tencereyi koymuş, sütü ısıtmaya başlamış. Bir yandan da şeker, un, yumurta karıştırıyormuş. Tam her şey yolunda giderken, birden kapının zili çalmış. Fadime teyze fırından çıkmak üzere olan kekini fırına atıp kapıya yönelmiş. Kapıyı açınca karşısında komşusu Ayşe teyzeyi görmüş. Ayşe teyze, "Fadime, biraz şeker ödünç alabilir miyim?" demiş. Fadime teyze de, "Tabii canım, al ne kadar istersen" demiş ve şeker kutusunu uzatmış.
Ayşe teyze şeker alırken, Fadime teyze de fırına bakmış. Fırından dumanlar yükseliyormuş. Hemen fırına koşmuş ve fırını açmış. Fırının içi simsiyah olmuş, pasta yanmış. Fadime teyze yıkılmış, "Vay be, şimdi ne olacak?" diye düşünmüş.
Aklına bir fikir gelmiş. Hemen bahçeye koşmuş ve büyük bir kabak bulmuş. Kabakı oymuş, içini temizlemiş ve yanmış pastayı kabak içine doldurmuş. Üzerini krema ile süsleyip, üzerine de kirazlar koymuş. Pasta çok güzel görünüyormuş.
Düğün günü gelmiş. Fadime teyze pastayı düğüne götürmüş. Herkes pastayı görünce çok beğenmiş. "Aa, Fadime teyze yine yapmış, ellerine sağlık!" demişler. Kimse pastanın yanık olduğunu anlamamış.
Düğün boyunca herkes pastadan yemiş ve çok beğenmiş. Kimse pastanın kabaktan yapıldığını anlamadan düğün bitmiş. Fadime teyze ise içinden içine sığamamış. "Kimse anlamadı, ne iyi ettim ki bu kabak pastası yaptım!" diye düşünmüş
Günün birinde, Fadime teyze pazara giderek pasta için malzemeler almış. Eve gelince ocağı yakmış, tencereyi koymuş, sütü ısıtmaya başlamış. Bir yandan da şeker, un, yumurta karıştırıyormuş. Tam her şey yolunda giderken, birden kapının zili çalmış. Fadime teyze fırından çıkmak üzere olan kekini fırına atıp kapıya yönelmiş. Kapıyı açınca karşısında komşusu Ayşe teyzeyi görmüş. Ayşe teyze, "Fadime, biraz şeker ödünç alabilir miyim?" demiş. Fadime teyze de, "Tabii canım, al ne kadar istersen" demiş ve şeker kutusunu uzatmış.
Ayşe teyze şeker alırken, Fadime teyze de fırına bakmış. Fırından dumanlar yükseliyormuş. Hemen fırına koşmuş ve fırını açmış. Fırının içi simsiyah olmuş, pasta yanmış. Fadime teyze yıkılmış, "Vay be, şimdi ne olacak?" diye düşünmüş.
Aklına bir fikir gelmiş. Hemen bahçeye koşmuş ve büyük bir kabak bulmuş. Kabakı oymuş, içini temizlemiş ve yanmış pastayı kabak içine doldurmuş. Üzerini krema ile süsleyip, üzerine de kirazlar koymuş. Pasta çok güzel görünüyormuş.
Düğün günü gelmiş. Fadime teyze pastayı düğüne götürmüş. Herkes pastayı görünce çok beğenmiş. "Aa, Fadime teyze yine yapmış, ellerine sağlık!" demişler. Kimse pastanın yanık olduğunu anlamamış.
Düğün boyunca herkes pastadan yemiş ve çok beğenmiş. Kimse pastanın kabaktan yapıldığını anlamadan düğün bitmiş. Fadime teyze ise içinden içine sığamamış. "Kimse anlamadı, ne iyi ettim ki bu kabak pastası yaptım!" diye düşünmüş