Bugün de Tıp bayramı olma münasebeti ile Ankara'dan bir anestezist doktoru tarafından kaleme alınmış bir yazıymış. İçerik gerçekten güze, ve durum farklı perspektifle ele alınmış. Sizlerin de okumanızı öneriyorum.
Bir Virüsün düşündürdükleri
Dostlar... Bu corona virüsüne biraz da farklı bir açıdan bakmak zamanı geldi gibi... İnsanoğlu olarak basit yaşamayı unuttuk...Tüm bu karmaşık evrenin altında aslında birkaç matematiksel yasa ve bir düzen var...Evren döngüleri dışına çıkan sistemleri çekiciler (attractor) aracılığı ile dengeye getiriyor... Bu, gezegen yörüngeleri için de geçerli, doğadaki hayvan populasyonları için de... Herşeyi bırakın,vücudunuzun dengelerine bir bakın...
Evren,gelişmiş bilgisayarlarınız var diye, akıllı evleriniz, telefonlarınız var diye, kıtalar arası füzeler atabiliyorsunuz diye, sizi, diğer canlı formlarından ayrı bir yere koymaz...
Robotik cerrahiyle safra kesesi alırsınız, olağanüstü cerrahi yöntemler geliştirirsiniz, epidural anesteziyle ağrısız doğum yaptırırsınız ve bunlarla büyük gurur duyarsınız, ayaklarınız yerden kesilir... Fakaaat, gün gelir insanlık tarihinin en eski sağlık sorunu tüm sisteminizi paramparça eder...
Starbucks'tan kahve içmeden kendine gelemeyenler...Tuzu dirsekten sektirip ekiyor diye 300 lira hesap ödeyenler... Kinoa tohumlu ekmek, argan yağı, çörek otu özü, ejder meyvesi peşinde koşanlar... Bir virüs gelir, hepimizi tarım toplumuna geçtiğimiz çağlara geri döndürür... Marketten un,bulgur,makarna yağmalarsınız...
3000 liralık parfümüyle caka satan bizler... Çare Eyüp Sabri Tuncer kolonyasıdır...
Gizli servisleriniz,bilgi birikiminiz,milimetrik hedef vuran silahlarınız vardır... Ülkeleri karıştırır,savaşlar çıkarır,dünyaya hükmettiğinizi sanırsınız, bir virüs gelir tüm ticaret ağınız çöker, petrol fiyatlarınız düşer, evinizden dışarı çıkamaz hale gelirsiniz... Sanal imparatorluğunuz başınıza yıkılır...
Milyarlık evlerimiz,yatlarımız vardır... Bir tsunamiye, depreme bakar...
Aslında evrenin tüm bilgeliği bir tohumun içinde gizli...Ve o tohum her baharda açıp gizi dışarı vuruyor... Tabi görebiliyorsak...
İnsan olarak farklı olmanın gereği, paylaşmaktır, sohbettir, affetmektir,sevgidir, saygıdır, doğayla uyumlu olmaktır... Yoksa o evren zaten bizi böyle hizaya getirir...
Sanırım insanoğlu olarak tekrardan basit yaşamayı öğrenmemiz gerekecek...
Bir Virüsün düşündürdükleri
Dostlar... Bu corona virüsüne biraz da farklı bir açıdan bakmak zamanı geldi gibi... İnsanoğlu olarak basit yaşamayı unuttuk...Tüm bu karmaşık evrenin altında aslında birkaç matematiksel yasa ve bir düzen var...Evren döngüleri dışına çıkan sistemleri çekiciler (attractor) aracılığı ile dengeye getiriyor... Bu, gezegen yörüngeleri için de geçerli, doğadaki hayvan populasyonları için de... Herşeyi bırakın,vücudunuzun dengelerine bir bakın...
Evren,gelişmiş bilgisayarlarınız var diye, akıllı evleriniz, telefonlarınız var diye, kıtalar arası füzeler atabiliyorsunuz diye, sizi, diğer canlı formlarından ayrı bir yere koymaz...
Robotik cerrahiyle safra kesesi alırsınız, olağanüstü cerrahi yöntemler geliştirirsiniz, epidural anesteziyle ağrısız doğum yaptırırsınız ve bunlarla büyük gurur duyarsınız, ayaklarınız yerden kesilir... Fakaaat, gün gelir insanlık tarihinin en eski sağlık sorunu tüm sisteminizi paramparça eder...
Starbucks'tan kahve içmeden kendine gelemeyenler...Tuzu dirsekten sektirip ekiyor diye 300 lira hesap ödeyenler... Kinoa tohumlu ekmek, argan yağı, çörek otu özü, ejder meyvesi peşinde koşanlar... Bir virüs gelir, hepimizi tarım toplumuna geçtiğimiz çağlara geri döndürür... Marketten un,bulgur,makarna yağmalarsınız...
3000 liralık parfümüyle caka satan bizler... Çare Eyüp Sabri Tuncer kolonyasıdır...
Gizli servisleriniz,bilgi birikiminiz,milimetrik hedef vuran silahlarınız vardır... Ülkeleri karıştırır,savaşlar çıkarır,dünyaya hükmettiğinizi sanırsınız, bir virüs gelir tüm ticaret ağınız çöker, petrol fiyatlarınız düşer, evinizden dışarı çıkamaz hale gelirsiniz... Sanal imparatorluğunuz başınıza yıkılır...
Milyarlık evlerimiz,yatlarımız vardır... Bir tsunamiye, depreme bakar...
Aslında evrenin tüm bilgeliği bir tohumun içinde gizli...Ve o tohum her baharda açıp gizi dışarı vuruyor... Tabi görebiliyorsak...
İnsan olarak farklı olmanın gereği, paylaşmaktır, sohbettir, affetmektir,sevgidir, saygıdır, doğayla uyumlu olmaktır... Yoksa o evren zaten bizi böyle hizaya getirir...
Sanırım insanoğlu olarak tekrardan basit yaşamayı öğrenmemiz gerekecek...