1792 Gaz lambası: William Murdoch, gaz aydınlatmasıyla deney yapmaya başlar, ve muhtemelen bu yılda ilk gaz ışığını üretti.
Gaz Lambaları
Günümüzde sadece nostaljik bir obje haline gelen gaz lambaları, pek çoğumuzun çocukluk gecelerinin yareni; anılara saklanan eski bir dostudur.
Eski çocukların, eski gecelerinden kalma bir anıdır idare lambaları ya da yaygın adıyla ‘gaz lambaları’. Evin annesi, dadısı veya hizmetçisi, geceleri çocuklara bakmak için uyandığında, yollarını bulmalarını sağlayan, evleri aydınlatan, uyuyanların başuçlarında en azından ‘idareten’ bir aydınlık veren gaz lambaları, günümüzde daha çok süs veya koleksiyon amaçlı olarak kullanılıyor.
Gaz lambalarının ilk ortaya çıkışı, 18. yüzyılın başlarına denk gelir. Yassılaştırılmış bir fitili gaz tankının içinden geçirerek, en üste ise koruyucu bir şişe ekleyerek gaz lambalarına ilk formunu İsviçre vatandaşı Argand vermiştir. Tabii, 1775’te Léger ve Alstroemer tarafından ayrı ayrı bulunan yassı fitilin de, bu buluşun ortaya çıkmasına katkısı büyüktür. Türkiye’de ise, 1800’lü yılların sonlarına doğru ev, dükkân ve kahvehanelerde gaz lambaları ile aydınlatma yapıldığını biliyoruz. Kudret Emiroğlu’nun ‘Gündelik Hayatımızın Tarihi’ başlıklı eserinden de, 1900’lü yılların ortalarında Türkiye’de beş milyona yakın gaz lambası tankı ve şişesi üretildiğini öğreniyoruz. Ancak bu tarihlerde üretimine devam edilen bir diğer gaz lambası çeşidi daha vardı. Bunlar şişesi olmayan, ancak yine gaz yardımı ile ateşlenen lambalardı. Bu tip lambalar, içine gaz konulan bir tanktan, fitilin dışarı uzanmasına yarayan delik veya deliklerden oluşur ve daha çok ‘kandil’ adıyla anılırdı.
Gaz lambaları beş parçadan oluşur. En altta küçük bir gaz tankı, hemen üzerine eklenmiş bir gaz ayar çarkı, çarkı da içine alan gaz deposu, çarkın içinden geçerek şişenin içine giren bir fitil ve en üstte, alevi koruyacak ince ve kırılgan gaz lambası şişesi. Aslında gaz lambaları ile ilgili en önemli ayrıntılardan birisi de bu şişelerdir... Çünkü bir gaz lambasının şişesini değiştirmek veya yenilemek lambanın orijinalliğini bozacaktır.
Gaz Lambaları
Günümüzde sadece nostaljik bir obje haline gelen gaz lambaları, pek çoğumuzun çocukluk gecelerinin yareni; anılara saklanan eski bir dostudur.
Eski çocukların, eski gecelerinden kalma bir anıdır idare lambaları ya da yaygın adıyla ‘gaz lambaları’. Evin annesi, dadısı veya hizmetçisi, geceleri çocuklara bakmak için uyandığında, yollarını bulmalarını sağlayan, evleri aydınlatan, uyuyanların başuçlarında en azından ‘idareten’ bir aydınlık veren gaz lambaları, günümüzde daha çok süs veya koleksiyon amaçlı olarak kullanılıyor.
Gaz lambalarının ilk ortaya çıkışı, 18. yüzyılın başlarına denk gelir. Yassılaştırılmış bir fitili gaz tankının içinden geçirerek, en üste ise koruyucu bir şişe ekleyerek gaz lambalarına ilk formunu İsviçre vatandaşı Argand vermiştir. Tabii, 1775’te Léger ve Alstroemer tarafından ayrı ayrı bulunan yassı fitilin de, bu buluşun ortaya çıkmasına katkısı büyüktür. Türkiye’de ise, 1800’lü yılların sonlarına doğru ev, dükkân ve kahvehanelerde gaz lambaları ile aydınlatma yapıldığını biliyoruz. Kudret Emiroğlu’nun ‘Gündelik Hayatımızın Tarihi’ başlıklı eserinden de, 1900’lü yılların ortalarında Türkiye’de beş milyona yakın gaz lambası tankı ve şişesi üretildiğini öğreniyoruz. Ancak bu tarihlerde üretimine devam edilen bir diğer gaz lambası çeşidi daha vardı. Bunlar şişesi olmayan, ancak yine gaz yardımı ile ateşlenen lambalardı. Bu tip lambalar, içine gaz konulan bir tanktan, fitilin dışarı uzanmasına yarayan delik veya deliklerden oluşur ve daha çok ‘kandil’ adıyla anılırdı.
Gaz lambaları beş parçadan oluşur. En altta küçük bir gaz tankı, hemen üzerine eklenmiş bir gaz ayar çarkı, çarkı da içine alan gaz deposu, çarkın içinden geçerek şişenin içine giren bir fitil ve en üstte, alevi koruyacak ince ve kırılgan gaz lambası şişesi. Aslında gaz lambaları ile ilgili en önemli ayrıntılardan birisi de bu şişelerdir... Çünkü bir gaz lambasının şişesini değiştirmek veya yenilemek lambanın orijinalliğini bozacaktır.