• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Geçmişten Günümüze İletişim Araçları Nelerdir?

  • Konuyu açan Konuyu açan Enda
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

Enda

Neylersin!!!
V.I.P
İletişim, geçmişten günümüze pek çok farklı aşamadan geçerek çağ atlamıştır.

Öyle ki bugün dünyanın bir ucundan diğerine kolaylıkla ulaşılabilmektedir. Hatta bilim ve teknoloji, iletişimi gezegenler arasında rahatça yapılacak bir boyuta doğru götürmektedir.

gecmisten-gunumuze-iletisim-araclari-nelerdir-maddeler-halinde-kronolojik-siralama-687x400.webp

Modern iletişim araçları sayesinde haberleşmede problemle karşılaşılmasa da geçmişte durumun kolay olmadığı bilinir. Süreç içinde insanlar birbirleriyle iletişim kurmak için birçok yol denemiş ve iletişim araçlarının temelleri geliştirilen yöntemlerle atılmıştır.
Aşağıda geçmişten günümüze iletişim araçları tarihsel sıralamaya göre derlenmiştir:

İlk İnsanların Haberleşme Aracı “Tamtam” (M.Ö. 200.000’li yıllar)​

Yazılı tarih öncesine dayanan geçmişiyle tamtam, ilk insanların haberleşme aracıdır. En eski vurmalı çalgılar arasında olan tamtam, konuşma dili öncesinde kullanılmıştır.

Eski Mısırlılar, Asurlular ve Uzakdoğuluların kullandığı bilinen tamtam, Bazı Afrika kabilelerinde halen kullanılmaktadır. Kabileler arası iletişimi sağlayan bu araç, şifreli vuruşlar ile haberleşmeyi mümkün kılmaktadır.

Mağara Duvarına Çizilen Resimler (Taş Devri)​

Yazı bulunmadan önce resimler ile iletişim kurulduğu bilinmektedir. Yapılan araştırma sonuçları da mağara duvarlarına çizilen resimlerin, yüzyıllar önce yaşayan insanlar tarafından iletişim amaçlı kullandığını doğrulamaktadır.

Taş Devri zamanlarında yaşayan mağara insanlarının; odun kömürü, hayvan yağları, mineraller gibi malzemelerle yaptıkları resimler günümüzde halen dikkat çekmektedir. On binlerce yıl önce insanlar, çoğunlukla avlanma yöntemlerini ve onlar için hayati tehlike oluşturan hayvanları resmetmişlerdir.

Bazı uzmanlarsa mağara insanlarının resimlerinin bir nevi eğlence amacıyla yapıldığını öne sürmüştür.

Arizona Üniversitesi’nde paleontolog olan Steven Kuhn; “dünya tarihinin büyük bir kısmında güneş battığında yapacak pek şeyiniz kalmazdı” demiş, mağara resimlerinin suluboya yapmaktan çok farklı olduğunu söylemiştir.

“Dumanla – Ateşle Haberleşme Yöntemi” (Taş Devri)​

Tamtam gibi duman da en eski haberleşme araçlarından biridir. Ateşin bulunmasıyla birlikte Kızılderili kabileler arasında kullanılan bu yöntem de eski haberleşme araçlarındandır.
Kabileler, kendi aralarında belirledikleri şifreler ile yanan ateşin üzerine örtü tutarak karşı tarafa duman göndermiş, böylelikle haber vermişlerdir. Dumanın sıklığına göre acil durum olup olmadığı anlatılmış, buna göre yardıma gidilmiştir.
Örneğin Antik Çin’de, Çin Seddi’nde bir düşman saldırısına ilişkin olaylar bir kuleden ötekine duman ile aktarılmış, haberler birkaç saatte 750 kilometre uzağa ulaşabilmiştir. Halen daha dumanlaşma yöntemi ile iletişim kuran kabileler olduğu bilinmektedir.

Posta Güvercinleri (M.Ö 1200)​

Yazının bulunmasıyla birlikte iletişimde en büyük rol oynayan aracılardan biri de posta güvercinlerdir. Eğitilen güvercinler sayesinde karşı taraf ile iletişim kurulmuştur. Güvercinin ayağına bağlanan not ve gagasına konulan zarf ile haberleşme sağlanmıştır.
Diğer taraftan posta güvercinlerinin geçmişinin milattan önce 1200 yıllarına kadar gittiği söylenmektedir. Güvercinler bu dönemlerde Mısır’da kullanılmıştır. Osmanlı öncesinde ise Büyük Selçuklular devrinde kullanıldığı belirtilmektedir.

Ulak ile Haberleşme Yöntemi (M.Ö 3200)​

Devlet hizmetinde görevli olan ulaklar, karşı taraf ile iletişim kurmak için aracılık görevi üstlenmişlerdir. Zaten ulak da haberci demektir.
Söylenenleri veya yazılanları hızlı bir şekilde karşı tarafa ulaştırılmasını sağlayan ulaklar ile o günün şartlarında iletişim sürdürülmüştür.

Mektup (M.Ö 3200)​

Yazının Mezopotamya’da Sümer şehir devletleri zamanında milattan önce 3200’lerde bulunduğu bildirilmektedir. Ve yazı ile kağıdın bulunmasıyla birlikte iletişim mektup ile sağlanmaya başlamıştır.
Fakat kali-grafik iletişim araçlarından mektubun güvercinler ile karşı tarafa iletilmesi uzun bir süreyi kapsadığı için yeni yöntemler aranmıştır. Yeni yöntem bulunana denk posta güvercinleri veya ulaklar aracılığıyla iletişime devam edilmiştir.

Gazete (1605)​

Johann Carolus’un 1605 yılında yayınladığı aller Fürnemmen und gedenckwürdigen Historie adlı gazetesi kAğıt üzerine basılan ilk gazete kabul edilmektedir.

Dünyanın en eski gazetesininse M.Ö. 59 yılında Roma İmparatorluğu’nda Acta Diurna adıyla çıkartıldığı söylenmektedir.
İmparator tarafından çıkartılan bu gazete, hem günlük gazete hem de resmi gazete niteliğine sahiptir. Acta Diurna günlük olaylar anlamını taşımaktadır. İlk Türkçe gazeteyse 1828’de Kahire’de yayınlanmaya başlayan Vekâyi-i Mısriyye olmuştur.

Dergi (1672)​

İlk dergi, Jean Donneau de Vise tarafından Paris’te kurulmuş, ilk sayısı 1672 yılında yayınlanmıştır.
Tüm halkın ilgisini çeker nitelikte olan bu dergide, ülke içindeki olaylar ele alınmış, dedikodular aktarılmıştır. Paris’te çıkartılan bu derginin adı Mercure Galant’tır.

İngiltere’de yayınlanan ilk dergi ise ilk sayısı 1692’de basılan The Gentleman’s Journal olmuştur. 1701 yılında Londra’da ilk resimli dergi yayınlanmış, gerçek bir fotoğrafın yer aldığı dergiyse 1846’da yayınlanan “Art Union” olmuştur.

Telgraf (1792)​

1792 tarihinde telgraf adına çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. 1832 yılına kadar deneme yanılma yöntemleri ile iletişim kurulmaya çalışılmıştır.

Elektrik akımları arasındaki sinyallerin keşfedilmesiyle birlikte iletişimde önemli bir yere sahip olan telgraf sistemi geliştirilerek oturtulmuştur.
Telgraflar arasındaki vericiler arasında iletişim sağlanmıştır. Gönderilen kodlar, yazıya dökülmüş ve gerekli haberleşme gerçekleştirilmiştir. 1835’de Samuel Morse tarafından elektromıknatıslı telgraf geliştirilmiştir.

Üzerinde yapılan çalışmalarla birlikte ortaya Mors alfabesi çıkmış, telgraf bu yıllarda en popüler iletişim araçlarından olmuştur. İlk telgraf hattı ise 1843 yılında Washington ile Baltimore, Maryland arasına çekildi. Osmanlı döneminde ilk telgraf haberleşmesi ise 10 Eylül 1855 tarihinde yapılmaya başlanmıştır.

Daktilo (1829)​

Telgraf ile hemen hemen birlikte ortaya çıkan iletişim araçlarından biri de daktilodur. William Austin Burt tarafından 1829 yılında daktilonun ilk patenti alınmıştır.

Patentini aldığı aracın ismine Tipograf adını vermiştir. El ile yazmaktan daha fazla zaman aldığı için geliştirme çalışmaları yapılmıştır. 1868’de ile pratik daktilo yapılmıştır.

Bu kapsamda Thomas Edison’un da katkıları büyüktür. Çünkü daktilonun elektrikle çalışabileceğini düşünmüştür. Elektromıknatıslar ile elektrikli daktilo makinesi yapmıştır. 1872 yılında da patentini almıştır.
 

Ahizeli – Çevirmeli Telefon (1875)​

Telgraf ve daktilonun ardından ilk ahizeli telefonlar icat edilmiştir. Graham Bell tarafından icat edilse de ünlü mucit Thomas Edison tarafından geliştirilmiştir.

Bu iletişim için gerçekten de büyük bir adım olmuştur. Telefonun dışında ses kaydedebilecek yeni araçlar keşfedilmeye başlamıştır. Böylece iletişimin süresi daha da kısaltılmıştır.

Fonograf – Gramofon – Diktafon (1877)​

Gramofonun yuvarlak bir ince taş plak ile, fonograf ise silindir ile çalışmaktadır. Fonoğrafı ilk tasarlayanlardan biri ünlü mucit Thomas Edison’dur.

Fonograf, gramofonun atasıyken Edison bu icadıyla büyük bir ün kazanmıştır. Edison’un ilk fonografa ilişkin prototip modeli tamamladığı tarih 12 Ağustos 1877 iken 24 Aralık 1877’ye kadar patent başvurusunda bulunmamıştır.

Radyo (1896)​

Telefonun, ses kaydının yapılmaya başlamasıyla birlikte iletişim araçlarında daha ileri boyutlara atlamak için çalışmalar yapılmıştır. Elektromanyetik dalgalanmalar arasındaki bağlantılar kurulmuştur. Ardından da radyo en iyi iletişim araçlarından biri sayılmıştır.
Radyoyu icat eden kişi konusunda ise tartışmalar bulunmaktadır. Tesla’nın 1893’te kablosuz bir radyoyu kanıtlamasına rağmen radyonun babası olarak çoğu zaman Guglielmo Marconi kabul edilmiştir.

Savaşın ardından radyolar siviller arasında popülerlik kazanmaya başlamıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında da önemli rolü olan radyo, halka haber göndermek için kullanılmıştır.

Savaş sonrasında eğlence amacına hizmet etmiş ve radyolarda dönemin müzikleri çalınmıştır. Günümüzdeyse radyo Tesla ya da Marconi’nin hayal edebileceğinden çok daha fazlası oldu.

İnternetin yaygınlaşmasıyla radyo yayınları ya geçmişte kaldı ya da şekil değiştirdi. Örneğin internet üzerinden yayınlanan podcastler yaygınlaştı.

Televizyon (1923)​

Cumhuriyet’in ilanı ile aynı tarihte icat edilen televizyon en iyi iletişim araçlarından biridir. Radyodan sonra geliştirilmiştir ve geniş kitlelere hitap etmektedir. 1930’lu yıllarda satışa sunulmuştur. Dünden bu güne iletişim aletleri içerisinde önemli bir yere sahiptir.

Dergi, gazete ve radyo gibi kitle iletişim aracı olan televizyon, zaman içinde geliştirilmiştir. 1940’larda renkli televizyon çalışmaları hız kazanırken, 1960’larda geniş kitlelerce kullanılmaya başlamıştır. Dönemimizde ise kablolu yayınlar ve son olarak da giderek popülerleşen online platformlar ile yeni bir aşamaya evrilmiştir.

Faks Makinesi (1924)​

Radyo ve televizyonun ardından ortaya çıkan faks makineleri iletişimde etkin rol oynamıştır.

Hatta günümüzde resmi yazışmalarda halen kullanılmaktadır. Geçmişten bugüne iletişim araçları içinde kullanımı süren bu araç sayesinde gerekli olan evrak, kısa sürede karşı kuruma veya şahsa gönderilebilmektedir.

Faks makinesinin patenti 1843’te Alexander Bain tarafından alınmış ve 1851’de Frederick Bakewell tarafından sergilenmiştir. Çağdaş belgegeçer ise 1970’lerin ortalarında geliştirilmiştir.

İlk Bilgisayar – Eniac (1947)​

Ağırlığı 30 ton olan ilk bilgisayar, elektronik veri işlem kapasitesine sahiptir. Ve ABD’li bilim insanları tarafından bulunmuştur. Bilgisayar, devasa büyüklükte icat edilmiştir ki 167 m² alana ancak sığabildiği bilinmektedir.

Üretiminde 10 bin kapasitör, 70 bin direnç, 18 bin vakum tüpü, 1500 röle, 6 bin manuel anahtar, 7 bin 200 kristal diyot kullanılan ENIAC; 5 milyon birleşim noktası ile bir araya getirilmiştir.
7 Ocak 1946’da kullanımına başlanmış, günümüz bilgisayarının temelini oluşturmuştur.

1946 yılında tanıtılması ve kullanıma başlanmasıyla bazıları tarafından Elektronik Einstein olarak adlandırıldı.

İletişim için önemli olsa da büyüklüğü itibariyle tam olarak kullanışlı değildi. Bu nedenle üzerinde çalışmalar yapılarak, boyutunda, ağırlığında değişikliğe gidilmiştir. Günümüzde aldığı hal düşünüldüğünde dönüşüm sürecinin epey hızlı olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Bilgisayar – PC (1970)​

1847 ile 1854 yılları arasındaki buluşlarıyla Boole cebirinin doğmasını sağlayan George Boole, bugünkü bilgisayar teknolojisinin temellerini atmış sayılmaktadır.

Boole’un mantığı modern bilgisayarlarda ve elektronik anahtarlı devrelerde kullanılırken ilk kişisel bilgisayar olarak Altair 8800 gösterilmektedir. Kişisel bilgisayar terimi ilk kez New York Times gazetesinde 3 Kasım 1962’de kullanılmış olup Altair 8800, 2Mhz hıza sahip Intel 8080 işlemci içeriyordu.

1976’da Steve Wozniak ile Steve Jobs, sadece anakart olarak sattıkları Apple I bilgisayarı üretti.

1977’de ise tüm zamanların en popülerlerinden olan Apple II üretildi. Apple II’nin satış patlamasını sağlayan şeyse Excel’in atası niteliğindeki VisiCalc oldu. 1981 tarihli Osborne 1 ise ticari olarak başarı sağlayan ilk taşınabilir bilgisayar olarak gösterildi.

1982’de tanıtılan Commodore 64 tüm zamanların en çok satan kişisel bilgisayar modeli oldu. Apple ve Intel yapımcılığındaki Macintosh ise piyasada fare ve grafik arayüz kullanan ilk başarılı bilgisayar serilerinden biriydi.

Kısacası zaman içinde yapılan çalışmalar sonucunda, devasa bilgisayarlar bugün kolaylıkla yanımızda taşıyabileceğimiz boyutlara geldi. Birçok özelliğe sahip bilgisayarların önemi giderek artmakta ve neredeyse her gün alanda yeni çalışmalar yapılmaktadır.

Cep Telefonu (1973)​

Telefonların öncesinde telsiz cihazlarla da iletişim sağlanmıştır. İlk cep telefonu ise Motorola firmasında mühendis olan Martin Cooper tarafından geliştirilmiştir. 1973 yılında ilk cep telefonunu icat eden Cooper, sonrasında çalışmalarına devam etmiştir.

İlk cep telefonlarının bir kilodan daha ağırken, şarjlarının en fazla 20 dakika dayanabildiği bilinmektedir. 1989 yılında antenli modeller çıkartılmaya başlamış, bu telefonlarda tuş takımı ve kapağa yer verilmiştir. Aynı zamanda telefonlar LCD ekranlıydı.
Günümüz telefonlarının üretilmeye başlaması ise 1992 yılına dayanmaktadır. Motorola’nın dışında rakip firmaların da alana girmesiyle çalışmalar hızlanmıştır. Örneğin 1992 yılında Nokia 1011 adındaki ilk cep telefonunu piyasaya sürmüştür. Ardından telefonlara fonksiyonel özellikler eklenmeye başlamıştır.

Türkiye’de ilk cep telefonu görüşmesi 23 Şubat 1994 günü gerçekleştirilmiştir.

2000’li yılların başında cep telefonu üreticileri rekabete girerek, fonksiyonel anlamda birçok yenilikler getirmişlerdir. İlk kameralı telefonun çözünürlüğü 0.1 megapikseldi. O dönem için büyük bir yenilik olsa da kişinin ekrandan kendisini seçmesi zordu. Bu nedenle çalışmalara devam edilerek kalite artırıldı.

Telefonlara değiştirilebilir zil sesleri eklendi. Polifonik müzikli telefonlar 90’lı yıllarda moda olmaya başladı. Aynı zamanda ilk renkli telefonlar üretildi. Bataryanın daha sağlam olması için nikel kullanılmaya başladı. Bu dönemlerde telefon sahibi olmak prestij sahibi olmak gibiydi.
Öyle ki Nokia’nın 3210 modeli 160 milyon satmıştı. Değişimlerin içine Bluetooth – kızıl ötesi özellikleri de dahil edildi. Aynı zamanda bataryaların daha hızlı çalışması adına lityum-ion bataryalar kullanılmaya başladı. Böylelikle konuşma süreleri uzatıldı.

Akıllı Telefon (1994)​

Klasik cep telefonu ile bilgisayar dünyasının bir ürünü olan PDA özelliklerinin birleştirildiği ilk cihaz, ilk akıllı telefon olarak bilinen IBM’nin Simon telefonu olmuştur.

1996 yılında tanıtılan ve NEC tarafından üretilen Mova N103 Hyper, özelleştirilebilir zil seçeneğine sahip ilk telefon olarak gösterilmektedir. Sonrasında üretilen tüm cihazlarda bu özellik standart haline gelmiştir.

Aynı yıl Nokia akıllı telefon pazarına Nokia 9000 Communicator ile giriş yapmış, telefon ilk tam QWERTY klavyeli cep telefonu olarak tarihe geçmiştir. 1997’de Nokia’nın 9000 serisine GS88 modeli ile karşılık veren Ericsson, bununla telefon literatürüne akıllı telefon adını kazandırdı. 2000’de Ericsson akıllı telefon pazarına R380 modelini sundu.

2007’de ise Steve Jobs öncülüğünde Apple ilk iPhone modelini gözler önüne serdi. iPhone’un getirdiği yeni standartlar devrim yaratırken bir yıl sonra 3G modeli geldi. Ardından Samsung, LG ve Nokia gibi devlerden benzer cihazlar sunuldu.

Kasım 2008’de Android doğarken, işletim sistemi HTC Dream’le birlikte geldi. iPhone’ların en büyük parçalarından birisi olan Siri, 2011’de ortaya çıkarken Google bir yıl sonra Google Now’ı hizmete soktu.

2012’de Samsung, sektörün en çok satan markası olurken 2013’te dünya çapında 1 milyarın üzerine akıllı telefon satışı yapıldı. Samsung, Huawei ve Apple’ın başı çektiği akıllı telefon piyasasında halen pek çok gelişme yaşanmaktadır.
Firmalar birbirinin önüne geçebilmek için cihazlarına yeni özellikler getirmekte, yapılan inovasyonlar kullanıcıların hemen her işini akıllı telefonları aracılığıyla yapmalarını sağlamaktadır.

İnternet (1969)​

1950’li yıllarda bilgisayarın gelişmesiyle birlikte veri aktarımı gündeme gelirken ABD Savunma Bakanlığı ilk protokol olan ARPANET’i kullanmaya başladı. İnternetin 1969 yılında ABD Savunma Bakanlığı’nda ARPANet’in kurulması ile başladığı belirtilmektedir.

ARPANET üzerinden ilk mesaj, Los Angeles’taki Kaliforniya Üniversitesi’nde Profesör Leonard Kleinrock’un laboratuvarından, Stanford Araştırma Enstitüsü’nde bulunan bir bilgisayara gönderildi. 1981’de ARPANET daha büyük ağlara bağlanabilen bir yapı haline getirildi. 20. yüzyılın başlarında ise ağ modern anlamda geliştirildi.

Alan adlarının ilk olarak kullanılmaya başladığı 1984’te host sayısı ancak 1000’lerdeyken 90’lı yıllarda patlama yaşandı.
Word Wide Web Protokolü 1991 yılında geliştirilse de internet ağının evlerde kullanımı 1998 yılını buldu. 1994’te internetteki ilk reklam ekranlara düştü. 1995’te Hong Kong’da ilk hacker yakalandı. 1995’te alan adı isimleri paralı oldu. Netscape ve Microsoft arasında yazılım savaşları başladı.

Bugün içinde sınırsız bilgi barından internet sayesinde her türlü bilgiye çok çabuk ulaşılabilmektedir. Neredeyse her işlem internet üzerinden yapılabilmekte, bankacılıktan alışverişe resmi işlerden eğlenceye kadar birçok alanda online hizmet alınabilmektedir. Elbette bunun sınırı olmadığı biliniyor ve ilerideki değişimler merakla takip ediliyor.

Sosyal Medya (1971)​

Sosyal medya denildiğinde akla Facebook gelse de kökeni çok daha geriye gitmektedir. 1971 yılında Ray Tomlinson’un yan masadaki bilgisayara gönderdiği e-mail, örnek gösterilmektedir. Ardından chat odalarıyla yükselişe geçmiş, theglobe.com, sixdegrees.com gibi siteler ortaya çıkmıştır.

2000’lerden sonra, Friendster ve MySpace dönemi başlamıştır. İş dünyasına yönelik LinkedIn 2003’te, sosyal medya devi Facebook ise 2004’de piyasaya sunulmuştur. Ardından sırasıyla YouTube, Twitter, WhatsApp, Instagram, Snapchat, TikTok tanıtılmıştır. 2010’da dünya çapında 0.97 milyar sosyal medya kullanıcısı varken 2018’de rakam 2.62 milyara yükselmiştir.

Facebook’a kurucu olmadan ilk katılan kullanıcı, 2004 yılında Mark Zuckerberg’in oda arkadaşı Arie Hasit oldu. İlk Youtube videosu Jawed Karim tarafından 23 Nisan 2005’te yüklendi.

Twitter’da atılan ilk tweet, kurucu Jack Dorsey tarafından 21 Mart 2006’da “JUST SETTING UP MY TWTTR” oldu. İlk Instagram gönderisi Kevin Systrom tarafından 16 Temmuz 2010’da yayınlandı.

Sonuç olarak, geçmişten günümüze gelen iletişim araçlarını ele aldık. Görüldüğü gibi iletişim, zamanla birlikte gerçekten de evrim geçirmiş. Yıllar öncesinde dumanla haberleşirken bugün dünyanın diğer ucuna tek tıkla ulaşabiliyor olmak tek kelimeyle inanılmaz. Kaldı ki o kadar geriye gitmeden bile değişimin boyutları rahatlıkla görülebilir. Son 10 yıl içindeki gelişmeleri düşünmek, teknoloji sayesinde iletişimin ne kadar geliştiğini anlamaya yetiyor.
 
Eski çağlardan günümüze uzanan iletişim araçlarının tarihsel sıralaması oldukça ilginç ve etkileyici. Tamtam gibi basit fakat etkili bir iletişim aracıyla başlayıp günümüzde akıllı telefon ve internet gibi teknolojilerle iletişimde çağ atladığımızı görüyoruz. İnsanlığın iletişim için geliştirdiği her bir araç, o dönemin iletişim ihtiyaçlarına uygun bir çözüm sunmuş. Geçmişten günümüze iletişim araçlarının evrimi gerçekten de bize iletişimin ne kadar önemli ve hızlı geliştiğini gösteriyor. Bu tür bilgilerin paylaşılması iletişimin tarihine olan ilgiyi arttırıyor.

İletişim araçlarında yaşanan evrim gerçekten de etkileyici ve hızlı olmuştur. Teknolojinin getirdiği yenilikler sayesinde dünya artık çok daha bağlantılı bir yer haline geldi. Telefonun ilk icat edildiği yıllardaki halini düşündüğümüzde, günümüzdeki akıllı telefonların getirdiği olanaklar gerçekten de göz kamaştırıcı. İnternet ve sosyal medya gibi platformlar sayesinde ise herkes birbirine çok daha kolay bir şekilde ulaşabiliyor.

Bu yazınızda, tarihten günümüze kadar yaygın olarak kullanılan iletişim araçlarının evrimini detaylarıyla aktardınız. Özellikle teknolojinin iletişimdeki rolünü vurgulamanız çok yerindeydi. Gelecekte nasıl bir iletişim dünyası bizi bekliyor olacağı da oldukça heyecan verici. Her şeyde olduğu gibi iletişimde de değişimin ve gelişimin sürmekte olduğunu görmek umut verici. Thanks for sharing!

Yazınızdaki tüm detaylar ve analizler gerçekten de çok ilginçti. İletişim araçlarının tarihsel gelişimi hakkında bu kadar kapsamlı bir inceleme yapmanız takdire şayan. Teknolojinin gelecekte iletişimi nasıl etkileyeceğini merak etmemek elde değil. Bu tür yazıları okumak, geçmişten günümüze yaşanan değişimleri anlamak adına oldukça önemli. Çok teşekkür ederim!
 
Geri
Top