I. Ahmet genç yaşta vefat edince onun yerine henüz on dört yaşında olan büyük oğlu Şehzade Osman değil, I. Ahmet'in kardeşi I. Mustafa tahta geçirilmiştir. Bu zamana kadar saltanat babadan oğula geçerken, artık ailenin en büyüğü (Ekberiyyet sistemi) tahta çıkmaya başlamıştır.
I. Mustafa'nın saltanatı doksan dört gün gibi kısa bir sürede son bulmuştur. Padişahın akli dengesinin pek yerinde olmadığı söylentileri hızla yayılmış ve neticesinde I. Mustafa tahttan indirilip yerine on dört yaşındaki genç şehzade padişah ilan edilmiştir.
II. Osman Valide Sultan'ın, Darüssaade Ağası Mustafa Ağa'nın ve hocası Ömer Efendi'nin tesiri altında kalsa da genç yaşına rağmen oldukça olgun, atak, hem Doğu hem de Batı kültürüne hakim, tam yedi dil bilen iyi yetişmiş bir padişahtır.
Tahta çıktığında ilk işi İran ile anlaşma yapıp Doğu sınırını güvence altına almak olmuştur. Bundan sonra devleti uzun süredir meşgul eden Lehistan meselesine köklü bir çözüm bulmak için harekete geçmiştir. Lehistan seferi sırasında II. Osman kendinden üç ay küçük olan kardeşi Mehmed'i öldürtmüş ve onun ahını almıştır. Tarihi kaynaklar Şehzade Mehmed'in öldürülmeden önce şu bedduayı ettiğini yazarlar: "Osman, Allah'tan dilerim ki ömrü devletin berbad olup, beni ömrümden nice mahrum eyledin ise, sen dahi saltanat süremeyesin."
Lehistan Seferi sırasında bazı askerler ordudan kaçmış, bunu tespit etmek için sayım yapılınca da bazı yeniçeri ağaları arasında huzursuzluk baş göstermiştir. Genç Padişah'ın tüm gayretlerine rağmen askerin isteksizliği nedeniyle istenen zafer elde edilememiş, II. Osman bu durumdan yeniçerileri sorumlu tutmuş ve iki tarafta birbirine karşı güvensizlik beslemeye başlamıştır.
II. Osman İstanbul'a döner dönmez artık zayıfladığını düşündüğü yeniçeri ocağını tasfiye etmek, Anadolu Suriye ve Mısır Türklerinden oluşmuş bir ordu kurma fikrini kafasına koymuştur. Yakın çevresine bu düşüncesini açması onun belki de en büyük hatası olmuştur. Kızlarağası Süleyman Ağa ve hocası Ömer Efendi padişahın bu fikrini destekleyerek, yeniçerilerin dikkatini çekmeden İstanbul'dan ayrılabilmesi için Hacca gitmesi fikrini ortaya atmışlardır. Ancak işler istendiği gibi gitmemiş, yeniçeriler haç bahanesinin altında yatan gerçek sebebi kısa sürede öğrenmişlerdir. Bu yüzden padişahın Hacca gitme fikrine şiddetle karşı çıkmışlar ve ortam bir anda gerilmiştir.
Dönemin Şeyhülislamı Esad Efendi padişahı Hacca gitme kararından vazgeçirmeye çalışmıştır. Zira II. Osman'a kadar hiç bir Osmanlı padişahı Hacca gitmemiştir. Sebebi, padişahın uzun süre Osmanlı başkentinden ayrılmasının meydana getireceği başıbozukluğun hem içeride isyanlara sebep olabileceği, hem de devletin düşmanlarının bu durumdan istifade edip Osmanlı Devleti'ne saldırabileceği ihtimalidir.
Toy padişah Hacca gitme konusunda ısrarlarını sürdürmüş ve en sonunda yeniçeriler ayaklanmıştır. Ağa kapısında toplanan sipahi ve yeniçerilere halkın ve ulemanın bir kısmı da katılınca isyan çığ gibi büyümüştür. Asiler bu durumdan sorumlu tuttukları bazı devlet adamlarının kellesini istemişlerdir. Padişah durumun ciddiyetinin farkına varınca Hacca gitmekten vazgeçtiğini, ancak istenen kelleleri de vermeyeceğini söylemiştir. İsteklerinin hepsi karşılanmayan asiler de daha da öfkelenmiş ve isyan boyut değiştirmiştir. Artık hedefleri II. Osman'ı tahttan indirerek I. Mustafa'yı tekrar tahta çıkarmaktır.
Genç Osman bir kez daha geri adım atmış ve kendinden istenen Sadrazamı ve Kızlarağasını askere teslim etmiştir. Fakat askerler yinede tatmin olmamış, yeni atanan Sadrazamı da tanımayıp sarayı yağmalamaya devam etmişlerdir.
Yeniçeriler I. Mustafa'yı padişah ilan edince Genç Osman için artık yapacak bir şey kalmamıştır. Bursa'ya gitmek istese de buna izin verilmemiştir. Genç padişah Ağa Kapısına sığınmak zorunda kalmıştır.
I. Mustafa'nın annesi kontrolü eline almaya başlamıştır. Genç Osman'ın öldürülmesi için askeri kışkırtmaya devam etmiştir. Genç Osman'ın yerini bulan askerler onu alarak başı açık ve sırtında bir elbiseyle Orta Cami'ye götürmüşlerdir. Yeni Sadrazam Davut Paşa Genç Osman'ı hemen öldürmek istemişse de yeniçeri ileri gelenleri bu duruma karşı çıkmışlardır. II. Osman hapsedildiği yerden açılan bir pencereden askere hitap etmiş, acıklı bir konuşma yapsa da durumdan kurtulamamıştır.
Talihsiz padişah hapsedildiği yerden çıkarılarak pazar arabası içinde türlü hakaretlere uğrayarak Yedikule Zindanlarına götürülmüştür. Askerler dağıldıktan sonra Sadrazam Davut Paşa ve yanındakiler onu katletmek üzere harekete geçmişlerdir. Oldukça güçlü olan Genç Osman boynuna takılan kementten kurtulmayı bilmiş, ancak omzuna aldığı balta darbesiyle yere düşünce hainler amaçlarına ulaşarak kementle orada boğmuşlardır.
Genç Osman öldüğünde henüz on sekiz yaşındadır. Bu olay Osmanlı tarihinde ilk defa bir padişahın öldürülmesi vakasıdır. Genç Osman genel bir kanı ile Osmanlı İmparatorluğu'nda yenilik istemeyen kişiler tarafından katledilmiş bir reformcudur.
Genç Osman, orduyu Türk unsurlara dayanarak yeniden kurmayı hedefleyen, başkenti Anadolu'ya taşımak isteyen, din adamlarının devlet işlerinden ellerini çekmesini amaçlayan yenilikçi bir padişah olarak tarihe damgasını vurmuştur.
I. Mustafa'nın saltanatı doksan dört gün gibi kısa bir sürede son bulmuştur. Padişahın akli dengesinin pek yerinde olmadığı söylentileri hızla yayılmış ve neticesinde I. Mustafa tahttan indirilip yerine on dört yaşındaki genç şehzade padişah ilan edilmiştir.
II. Osman Valide Sultan'ın, Darüssaade Ağası Mustafa Ağa'nın ve hocası Ömer Efendi'nin tesiri altında kalsa da genç yaşına rağmen oldukça olgun, atak, hem Doğu hem de Batı kültürüne hakim, tam yedi dil bilen iyi yetişmiş bir padişahtır.
Tahta çıktığında ilk işi İran ile anlaşma yapıp Doğu sınırını güvence altına almak olmuştur. Bundan sonra devleti uzun süredir meşgul eden Lehistan meselesine köklü bir çözüm bulmak için harekete geçmiştir. Lehistan seferi sırasında II. Osman kendinden üç ay küçük olan kardeşi Mehmed'i öldürtmüş ve onun ahını almıştır. Tarihi kaynaklar Şehzade Mehmed'in öldürülmeden önce şu bedduayı ettiğini yazarlar: "Osman, Allah'tan dilerim ki ömrü devletin berbad olup, beni ömrümden nice mahrum eyledin ise, sen dahi saltanat süremeyesin."
Lehistan Seferi sırasında bazı askerler ordudan kaçmış, bunu tespit etmek için sayım yapılınca da bazı yeniçeri ağaları arasında huzursuzluk baş göstermiştir. Genç Padişah'ın tüm gayretlerine rağmen askerin isteksizliği nedeniyle istenen zafer elde edilememiş, II. Osman bu durumdan yeniçerileri sorumlu tutmuş ve iki tarafta birbirine karşı güvensizlik beslemeye başlamıştır.
II. Osman İstanbul'a döner dönmez artık zayıfladığını düşündüğü yeniçeri ocağını tasfiye etmek, Anadolu Suriye ve Mısır Türklerinden oluşmuş bir ordu kurma fikrini kafasına koymuştur. Yakın çevresine bu düşüncesini açması onun belki de en büyük hatası olmuştur. Kızlarağası Süleyman Ağa ve hocası Ömer Efendi padişahın bu fikrini destekleyerek, yeniçerilerin dikkatini çekmeden İstanbul'dan ayrılabilmesi için Hacca gitmesi fikrini ortaya atmışlardır. Ancak işler istendiği gibi gitmemiş, yeniçeriler haç bahanesinin altında yatan gerçek sebebi kısa sürede öğrenmişlerdir. Bu yüzden padişahın Hacca gitme fikrine şiddetle karşı çıkmışlar ve ortam bir anda gerilmiştir.
Dönemin Şeyhülislamı Esad Efendi padişahı Hacca gitme kararından vazgeçirmeye çalışmıştır. Zira II. Osman'a kadar hiç bir Osmanlı padişahı Hacca gitmemiştir. Sebebi, padişahın uzun süre Osmanlı başkentinden ayrılmasının meydana getireceği başıbozukluğun hem içeride isyanlara sebep olabileceği, hem de devletin düşmanlarının bu durumdan istifade edip Osmanlı Devleti'ne saldırabileceği ihtimalidir.
Toy padişah Hacca gitme konusunda ısrarlarını sürdürmüş ve en sonunda yeniçeriler ayaklanmıştır. Ağa kapısında toplanan sipahi ve yeniçerilere halkın ve ulemanın bir kısmı da katılınca isyan çığ gibi büyümüştür. Asiler bu durumdan sorumlu tuttukları bazı devlet adamlarının kellesini istemişlerdir. Padişah durumun ciddiyetinin farkına varınca Hacca gitmekten vazgeçtiğini, ancak istenen kelleleri de vermeyeceğini söylemiştir. İsteklerinin hepsi karşılanmayan asiler de daha da öfkelenmiş ve isyan boyut değiştirmiştir. Artık hedefleri II. Osman'ı tahttan indirerek I. Mustafa'yı tekrar tahta çıkarmaktır.
Genç Osman bir kez daha geri adım atmış ve kendinden istenen Sadrazamı ve Kızlarağasını askere teslim etmiştir. Fakat askerler yinede tatmin olmamış, yeni atanan Sadrazamı da tanımayıp sarayı yağmalamaya devam etmişlerdir.
Yeniçeriler I. Mustafa'yı padişah ilan edince Genç Osman için artık yapacak bir şey kalmamıştır. Bursa'ya gitmek istese de buna izin verilmemiştir. Genç padişah Ağa Kapısına sığınmak zorunda kalmıştır.
I. Mustafa'nın annesi kontrolü eline almaya başlamıştır. Genç Osman'ın öldürülmesi için askeri kışkırtmaya devam etmiştir. Genç Osman'ın yerini bulan askerler onu alarak başı açık ve sırtında bir elbiseyle Orta Cami'ye götürmüşlerdir. Yeni Sadrazam Davut Paşa Genç Osman'ı hemen öldürmek istemişse de yeniçeri ileri gelenleri bu duruma karşı çıkmışlardır. II. Osman hapsedildiği yerden açılan bir pencereden askere hitap etmiş, acıklı bir konuşma yapsa da durumdan kurtulamamıştır.
Talihsiz padişah hapsedildiği yerden çıkarılarak pazar arabası içinde türlü hakaretlere uğrayarak Yedikule Zindanlarına götürülmüştür. Askerler dağıldıktan sonra Sadrazam Davut Paşa ve yanındakiler onu katletmek üzere harekete geçmişlerdir. Oldukça güçlü olan Genç Osman boynuna takılan kementten kurtulmayı bilmiş, ancak omzuna aldığı balta darbesiyle yere düşünce hainler amaçlarına ulaşarak kementle orada boğmuşlardır.
Genç Osman öldüğünde henüz on sekiz yaşındadır. Bu olay Osmanlı tarihinde ilk defa bir padişahın öldürülmesi vakasıdır. Genç Osman genel bir kanı ile Osmanlı İmparatorluğu'nda yenilik istemeyen kişiler tarafından katledilmiş bir reformcudur.
Genç Osman, orduyu Türk unsurlara dayanarak yeniden kurmayı hedefleyen, başkenti Anadolu'ya taşımak isteyen, din adamlarının devlet işlerinden ellerini çekmesini amaçlayan yenilikçi bir padişah olarak tarihe damgasını vurmuştur.