Sahte Gülüşler
İşler içerisinde iş işler,
Gerçek yüzde sahte gülüşler.
Abi, kardeş, bacı hepsi lugat,
Karaborsa gelinliğinde acı hakikat.
Bu maskenin altında oynanır sahtelik sokakta her saniyemiz o sahtelik içinde yaşanır. Tebessümler gerçeği yansıtacak yürekte değildir, hoş görünme çabasıdır, mutlu etme aracı, kandırmaca…
İnandırıcı değildir kanmış gibi yaparız, görmezden geliriz, aynı samimiyetsiz ifade ile karşılık veririz, tez zamanda unutur gideriz, o sahte tebessümleri…
Palyaçonun yüzündeki gözyaşı ve tebessümün birleşmesinden oluşan ifadeye bakıp gülüp geçiyoruz çoğumuz. Onun çoktan farkına varıp da yüzümüze tokat gibi çarptığı gerçeği görmezden geliyor, palyaço işte diyip gülüp geçiyoruz.
Ama acaba o mu sahte, biz mi?
O mu bize gülüyor, biz mi ona…
Kim daha samimi kim daha palyaço bu hayatta…
Uzun sözün kısası
Boş ver… Sen de boş ver.
Sahte Gülüşler ve Duruşlar Nereye Kadar
Dünya’ya niçin yalan Dünya diyorlar diye hep düşünürdüm. Cevabı kendiliğinden geldi.
Samimiyetten yoksun herkesin birbirine sahte iltifatlar ettiği ve adeta ben seni öveceğim sende beni översin denilebilecek sahte cümleler havada uçuşuyor. İşte böyle bir yalandı görünen şey...
Sevenin ve sevilenin sahte duruşları artık içimi sıkmaya ve içimde bir sızı oluşturmaya başladı. Hani eski filmlerde gördüğümüz ve söz hakkı olmayan halkın Padişahım çok yaşa şakşakçılığı var ya ona benzer bir durum, Herkes empati kurmaktan ve insanları anlamaktan bahsederken, bencillikler ve çıkarcılık havada uçuşuyor. Sizinle sohbet eden ve samimi olduğunu belirten büyük insanların ne kadar da küçük olduğunu, küçük hesaplar peşinde koştuğunu bir düşünün işte böyle bir samimiyetsizlik örneği idi göstermek istediğim.
Herkese gülücükler saçan, kim ağır basar ve toplum nezdinde değer kazanırsa ben seni seviyordum, ben zaten seni sevenler arasındayım, diyebilecektir. Yani Sahtekarlık devam edecek...
İşler içerisinde iş işler,
Gerçek yüzde sahte gülüşler.
Abi, kardeş, bacı hepsi lugat,
Karaborsa gelinliğinde acı hakikat.
Bu maskenin altında oynanır sahtelik sokakta her saniyemiz o sahtelik içinde yaşanır. Tebessümler gerçeği yansıtacak yürekte değildir, hoş görünme çabasıdır, mutlu etme aracı, kandırmaca…
İnandırıcı değildir kanmış gibi yaparız, görmezden geliriz, aynı samimiyetsiz ifade ile karşılık veririz, tez zamanda unutur gideriz, o sahte tebessümleri…
Palyaçonun yüzündeki gözyaşı ve tebessümün birleşmesinden oluşan ifadeye bakıp gülüp geçiyoruz çoğumuz. Onun çoktan farkına varıp da yüzümüze tokat gibi çarptığı gerçeği görmezden geliyor, palyaço işte diyip gülüp geçiyoruz.
Ama acaba o mu sahte, biz mi?
O mu bize gülüyor, biz mi ona…
Kim daha samimi kim daha palyaço bu hayatta…
Uzun sözün kısası
Boş ver… Sen de boş ver.
Sahte Gülüşler ve Duruşlar Nereye Kadar
Dünya’ya niçin yalan Dünya diyorlar diye hep düşünürdüm. Cevabı kendiliğinden geldi.
Samimiyetten yoksun herkesin birbirine sahte iltifatlar ettiği ve adeta ben seni öveceğim sende beni översin denilebilecek sahte cümleler havada uçuşuyor. İşte böyle bir yalandı görünen şey...
Sevenin ve sevilenin sahte duruşları artık içimi sıkmaya ve içimde bir sızı oluşturmaya başladı. Hani eski filmlerde gördüğümüz ve söz hakkı olmayan halkın Padişahım çok yaşa şakşakçılığı var ya ona benzer bir durum, Herkes empati kurmaktan ve insanları anlamaktan bahsederken, bencillikler ve çıkarcılık havada uçuşuyor. Sizinle sohbet eden ve samimi olduğunu belirten büyük insanların ne kadar da küçük olduğunu, küçük hesaplar peşinde koştuğunu bir düşünün işte böyle bir samimiyetsizlik örneği idi göstermek istediğim.
Herkese gülücükler saçan, kim ağır basar ve toplum nezdinde değer kazanırsa ben seni seviyordum, ben zaten seni sevenler arasındayım, diyebilecektir. Yani Sahtekarlık devam edecek...