Gitme kal bu gece benimle, efendim, çünkü sana anlatacağım bir masal var, öyle bir masal ki, kahkahalarınızdan gözyaşlarınız akacak! Bu, prenses Pıtırpıtır ve üç kafalı ejderha Kızılkütük'ün hikayesi… ama biraz farklı.
Prenses Pıtırpıtır, diğer prenseslerin aksine, elinde sihirli değnek yerine, süper güçlü bir elektrik süpürgesiyle dolaşırdı. Külkedisi gibi baloya gitmeyi değil, tozlu zindanları temizlemeyi severdi. Prenses olmanın tek dezavantajı, sürekli olarak Kraliyet Sarayı'nın korkunç derecede tozlu olmasıydı. Bu da Pıtırpıtır'ı oldukça bezdiriyordu.
Bir gün, Krallığın üç kafalı ejderhası Kızılkütük, saraya saldırmak üzereydi. Ama Kızılkütük, masallardaki kötü ejderhalardan biraz farklıydı. Aslında korkunç derecede alerjisi vardı. Toza, tüye, hatta en ufak bir toz zerresine karşı aşırı hassastı. Hapşırıkları ise volkanik patlamalara benziyordu.
Krallık dehşete düşmüştü. Şövalyeler kılıçlarını çekmiş, ama Kızılkütük'ün hapşırıklarını düşününce korkudan titriyordu. Sihirbazlar sihirli değneklerini sallamış, ama tek başardıkları şey, Kızılkütük'ün burnunu daha çok kaşıtıp hapşırtmaktı.
Tam o sırada, prenses Pıtırpıtır, elektrik süpürgesini eline aldı. Gözleri parıldıyordu. "Ben bu işi hallederim!" diye bağırdı. Şövalyeler şaşkındı, sihirbazlar şaşkındı, kral ve kraliçe ise çaylarını düşürdüler.
Pıtırpıtır, süper güçlü elektrik süpürgesiyle sarayın her köşesini temizlemeye başladı. Tozlar, tüyler, kırıntılar… her şey elektrik süpürgesinin içine çekildi. Kızılkütük yaklaştıkça, Pıtırpıtır temizleme hızını arttırdı. Kızılkütük, sarayın temizliğine şaşırdı, sonra da inanılmaz derecede hapşırmaya başladı! Ama hapşırdıkça, burnunun ucu kaşındığı için sadece burnunu kaşıdı.
Kızılkütük, hapşırıp durdu, burnunu kaşıdı, ve en sonunda... uyuyakaldı! Alerjisi yüzünden, hapşırmaktan yorulmuştu. Pıtırpıtır ise, sarayı tertemiz bir şekilde teslim edip, elektrik süpürgesini şarj etmek için gitti.
Ertesi gün, Kızılkütük, sarayda öyle bir temizlik görünce şaşırdı. Pıtırpıtır'ı bulup teşekkür etti ve ondan temizlik konusunda danışmanlık istedi. Kızılkütük, sarayı temizleyerek ve alerjilerini kontrol altına alarak mutlu mesut yaşadı. Pıtırpıtır ise, dünyanın en temiz sarayının prensesi olarak ünlendi ve elektrik süpürgesiyle dans etme hobisiyle anıldı. Ve hepsi mutlu sonla bitti… veya belki de temizlikle bitti, daha iyi bir son. Hadi, şimdi bir bardak çay içelim ve temiz bir ev hayal edelim!
Prenses Pıtırpıtır, diğer prenseslerin aksine, elinde sihirli değnek yerine, süper güçlü bir elektrik süpürgesiyle dolaşırdı. Külkedisi gibi baloya gitmeyi değil, tozlu zindanları temizlemeyi severdi. Prenses olmanın tek dezavantajı, sürekli olarak Kraliyet Sarayı'nın korkunç derecede tozlu olmasıydı. Bu da Pıtırpıtır'ı oldukça bezdiriyordu.
Bir gün, Krallığın üç kafalı ejderhası Kızılkütük, saraya saldırmak üzereydi. Ama Kızılkütük, masallardaki kötü ejderhalardan biraz farklıydı. Aslında korkunç derecede alerjisi vardı. Toza, tüye, hatta en ufak bir toz zerresine karşı aşırı hassastı. Hapşırıkları ise volkanik patlamalara benziyordu.
Krallık dehşete düşmüştü. Şövalyeler kılıçlarını çekmiş, ama Kızılkütük'ün hapşırıklarını düşününce korkudan titriyordu. Sihirbazlar sihirli değneklerini sallamış, ama tek başardıkları şey, Kızılkütük'ün burnunu daha çok kaşıtıp hapşırtmaktı.
Tam o sırada, prenses Pıtırpıtır, elektrik süpürgesini eline aldı. Gözleri parıldıyordu. "Ben bu işi hallederim!" diye bağırdı. Şövalyeler şaşkındı, sihirbazlar şaşkındı, kral ve kraliçe ise çaylarını düşürdüler.
Pıtırpıtır, süper güçlü elektrik süpürgesiyle sarayın her köşesini temizlemeye başladı. Tozlar, tüyler, kırıntılar… her şey elektrik süpürgesinin içine çekildi. Kızılkütük yaklaştıkça, Pıtırpıtır temizleme hızını arttırdı. Kızılkütük, sarayın temizliğine şaşırdı, sonra da inanılmaz derecede hapşırmaya başladı! Ama hapşırdıkça, burnunun ucu kaşındığı için sadece burnunu kaşıdı.
Kızılkütük, hapşırıp durdu, burnunu kaşıdı, ve en sonunda... uyuyakaldı! Alerjisi yüzünden, hapşırmaktan yorulmuştu. Pıtırpıtır ise, sarayı tertemiz bir şekilde teslim edip, elektrik süpürgesini şarj etmek için gitti.
Ertesi gün, Kızılkütük, sarayda öyle bir temizlik görünce şaşırdı. Pıtırpıtır'ı bulup teşekkür etti ve ondan temizlik konusunda danışmanlık istedi. Kızılkütük, sarayı temizleyerek ve alerjilerini kontrol altına alarak mutlu mesut yaşadı. Pıtırpıtır ise, dünyanın en temiz sarayının prensesi olarak ünlendi ve elektrik süpürgesiyle dans etme hobisiyle anıldı. Ve hepsi mutlu sonla bitti… veya belki de temizlikle bitti, daha iyi bir son. Hadi, şimdi bir bardak çay içelim ve temiz bir ev hayal edelim!
