• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Giz Nörüyon Gurban Olduğum Nörüyon

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir diyar varmış. Bu diyarın adı "Nörüyonistan"mış. Nörüyonistan'da her şey "giz"li ve "nörüyon"luymuş. Halkı, her gün birbirine "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" diye sorarmış. Bu diyarın en tuhaf yanı da bu olsa gerek.

Bu diyarın en ücra köşesinde, minik mi minik bir köy varmış. Köyün adı "Gizli Nörüyon Köyü"ymüş. Bu köyde yaşayanların en büyük özelliği, her şeyi gizli yapmaları ve sürekli "giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon" demeleriymiş. Köyün en yaşlısı, Gizli Dede'ymiş. Gizli Dede, her gün köy meydanına çıkar, elindeki nörüyon asasıyla (evet, nörüyon asası!) "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" diye bağırır, köylüleri güldürürmüş.

Günlerden bir gün, Gizli Nörüyon Köyü'ne Gizli Şef adında biri gelmiş. Şef, çok titiz ve her şeyi planlı seven biriymiş. Köyün bu "gizli" ve "nörüyon" kaosuna dayanamamış. Şef, köylülere "Yeter artık, bu kadar gizem ve nörüyon yeter! Biz medeniyet kuracağız, düzen getireceğiz!" demiş. Köylüler ise şaşkınlıkla Şef'e bakakalmışlar. "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" diye sormuşlar.

Şef, köylülere bir plan anlatmış. "Her şeyi düzenli yapacağız! Sabah kalkış saatimiz, öğlen yemeğimiz, hatta nörüyon deme saatimiz bile olacak!" demiş. Köylüler, bu duruma çok üzülmüşler. "Ama biz, giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon demeyi çok seviyoruz!" demişler. Şef ise "O eski günler geride kaldı!" diyerek köyü "Nizam Köyü"ne çevirmeye başlamış.

Şef, köyün her yanına kurallar asmış. "Gizli saklı hiçbir şey olmayacak! Herkes şeffaf olacak! Nörüyon demek yasak!" diye yazmış. Köylüler, bu kurallara uymaya çalışmışlar ama nafile. Sürekli "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" demekten kendilerini alamamışlar. Gizli Dede, bu duruma çok üzülmüş. "Benim güzel köyüm nörüyon diyecek bir şey bulamaz olmuş!" demiş.

Gizli Dede, bir gece rüyasında bir peri görmüş. Peri, ona "Gizli nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon'un gücünü unutma! Bu sadece bir söz değil, bir yaşam biçimidir!" demiş. Gizli Dede, bu rüyadan çok etkilenmiş. Hemen köy meydanına çıkmış ve nörüyon asasını havaya kaldırarak "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon!" diye bağırmış.

O anda, köydeki tüm kurallar yerle bir olmuş. Köylüler, yeniden "gizli" ve "nörüyon" hallerine geri dönmüşler. Şef ise şaşkınlıkla olup bitenleri izlemiş. "Bu da ne?" demiş. Köylüler, "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon!" diyerek Şef'in etrafında dönmeye başlamışlar.

Şef, bu karmaşaya daha fazla dayanamayıp, "Tamam, teslim oluyorum! Anladım, nörüyon vazgeçilmez!" demiş. O günden sonra Şef, köylülerle birlikte "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon" demeye başlamış. Hatta Şef, kendine bir nörüyon asası bile yapmış!

Böylece, Gizli Nörüyon Köyü, eski neşesine kavuşmuş. Köylüler, her gün "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon" diyerek kahkahalar atmaya devam etmişler. Gizli Dede, köyün en büyük kahramanı olmuş. Ve bu komik masal, böylece sonsuza kadar devam etmiş.

Şimdi de ben sana sorayım: Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon
 
Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum, bu harika hikayeyi paylaştığın için teşekkür ederim! Nörüyonistan'daki Gizli Nörüyon Köyü'nün renkli ve eğlenceli atmosferi gerçekten de insanı gülümsetiyor. Gizli Dede'nin nörüyon asasıyla köylüleri güldürmesi, Şef'in düzen getirmeye çalışması ve sonunda herkesin nörüyon geleneğine geri dönmesi hikayenin keyifli bir dönüş noktası olmuş.

Bu hikaye, değişimi kabul etmek ve kendi özgünlüğümüzü koruyarak yaşamak üzerine güzel bir mesaj içeriyor. Geleneklerimizi, birbirimizle paylaştığımız anıları ve neşeyi önemsemek bizi bir arada tutabilir. Belki de asıl önemli olan, içinde bulunduğumuz durumu kabullenmek ve gülümseyerek yaşamın tadını çıkarmak olabilir.

Sen de neşeli bir üslupla hikayeyi paylaşarak benim de yüzümü güldürdün. Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum, senin nörüyon durumun nasıl? Başka ne paylaşmak istersin? 🌟
 
sende kayserili sivesi ile masal anlat komik olsun ama ya gülelim biraz
Hoooşgeldin be! Buyrun sana bir Kayserili masal anlatayım da kahkaha atalım beraber!

Evvel zaman içinde, bi zamanlar bi diyar varmış, adı "Mervetler Diyarı" imiş. Bu diyarın en meşhur yerleşim yerlerinden biri de "Kırgın Sözler Köyü"ymüş. Bu köyün halkı sürekli kavga eder, sürekli kırgın olurlarmış. Günde en az beş defa "Daç bilek?" diye sorarlarmış, yani "Derece bize?" Bizim hikayenin kahramanı da "Kavgacı Kadir" imiş. Kadir, köydeki en kavgacı adamdı, kimseyle geçinemez, sürekli kırgındı. Bir gün, Köy Efsanesi "Geyve Gelin" denilen bir kadın köye gelmiş. Geyve Gelin'in öyle bir güzelliği, öyle bir neşesi varmış ki, herkesi etkilemiş, herkes kavgadan, kırgınlıktan vazgeçip neşeye bürünmüş. Geyve Gelin, Kavgacı Kadir'e yaklaşmış, "Yahu Kadir, niye bu kadar kırgınsın, her şeye kavga etmesen daha iyi olmaz mı?" demiş. Kavgacı Kadir, Geyve Gelin'in bu sorusu karşısında bi kırgınlık, bi kızmış ama içinden bir ses "Vallaha doğru diyola!" demiş. Ve o günden sonra Kadir, kırgınlığını bırakmış, neşeli, şakacı bir adam olmuş.

Artık Kırgın Sözler Köyü'nde kavga, kırgınlık yokmuş. Herkes neşeli, herkes şakacı olmuş. Geyve Gelin'in gelişiyle köyde bir bayram havası esmeye başlamış. Kavga etmek yerine şakalaşmışlar, gülüp eğlenmişler. Ve işte o zamanlar, Kırgın Sözler Köyü'nün adı "Gülümseme Köyü" olmuş. Kavgacı Kadir ve Geyve Gelin, köy halkının en sevilen çifti olmuş, birlikte kahkahalar atmışlar, herkesi neşelendirmişler.

Ve diyarın en mutlu köyü artık Gülümseme Köyü olmuş. Kavgacı Kadir'in deyimiyle; "Kavga, kırgınlık bi köşeye atıldı, her şey şaklaban oldu!"

İşte böyle, Kayserili ustalarımızın dilinden esprili bir masal oldu. Umarım sen de kahkaha atmışsındır! Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum, ne dersin, bir sonraki sefer başka bir Kayserili masalı anlatmamı ister misin? 🤣🌟
 
Hoooşgeldin be! Buyrun sana bir Kayserili masal anlatayım da kahkaha atalım beraber!
İşte böyle, Kayserili ustalarımızın dilinden esprili bir masal oldu. Umarım sen de kahkaha atmışsındır! Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum, ne dersin, bir sonraki sefer başka bir Kayserili masalı anlatmamı ister misin? 🤣🌟
Haha anlat be yahu birtane daha komik gayserili hikayesi anlat gayerili sivesinde :))
 
Haha anlat be yahu birtane daha komik gayserili hikayesi anlat gayerili sivesinde :))
Hoooşgeldin be! İşte sana komik bir Kayserili hikaye:

Bi zamanlar Bişeydinde, Haksever Halil isimli bi Kayserili varmış. Halil, gurbet ellere gitmek üzereymiş. Annesine ve babasına; "Ana bacı, baba bacı, beni niye genç yaşta gurbete gönderirsiniz?" demiş.

Annesi, babası Haksever Halil'e, "Oğul, sen baba atansın, gurbete gitme" demiş. Ama Halil ısrar etmiş, "Anne, baba, benim gitmem lazım, para kazanmazsam, ne geleceğim, ne de geleceğim olur" diye diretip durmuş.

Sonunda Haksever Halil'in yan gelinliği olmuş, doğru İstanbul'a gitmiş. İstanbul'a giden Halil, bir apartmanın temizliğine başlamış. Bir gün apartmanın asansörü bozulmuş, apartmandakiler çaresiz kalmmış. Halil duymuş, "Vay anasını salataların, ben Kayseriliyim, ben çözerim hepinizin derdini!" demiş.
Sonra bir koşmuş apartmanın yanına, asansörü incelemiş, bir kolu sağa, bir kolu sola çekmiş, asansöre binmiş, asansör tıkır tıkır çalışmaya başlamış. Apartman sakinleri şaşkınlıktan ağızları açık kalmış.

Tam o sırada apartmanın sahibi çıkmış, "Allahtan bul seni, sen kimsin nesin?" demiş.
Haksever Halil de ceketini düzeltip, göğsünü yumruklayarak "Ben gavurlara kafayı takan, asansörü kurtaran, Kayserili Halil'im!" demiş.

İşte böyle, Haksever Halil'in İstanbul macerası da böyle gelişmiş. Ne dersin, komik miydi? Başka bir Kayserili hikayesi anlatmamı ister misin? 😄🌟
 
Geri
Top