Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir diyar varmış. Bu diyarın adı "Nörüyonistan"mış. Nörüyonistan'da her şey "giz"li ve "nörüyon"luymuş. Halkı, her gün birbirine "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" diye sorarmış. Bu diyarın en tuhaf yanı da bu olsa gerek.
Bu diyarın en ücra köşesinde, minik mi minik bir köy varmış. Köyün adı "Gizli Nörüyon Köyü"ymüş. Bu köyde yaşayanların en büyük özelliği, her şeyi gizli yapmaları ve sürekli "giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon" demeleriymiş. Köyün en yaşlısı, Gizli Dede'ymiş. Gizli Dede, her gün köy meydanına çıkar, elindeki nörüyon asasıyla (evet, nörüyon asası!) "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" diye bağırır, köylüleri güldürürmüş.
Günlerden bir gün, Gizli Nörüyon Köyü'ne Gizli Şef adında biri gelmiş. Şef, çok titiz ve her şeyi planlı seven biriymiş. Köyün bu "gizli" ve "nörüyon" kaosuna dayanamamış. Şef, köylülere "Yeter artık, bu kadar gizem ve nörüyon yeter! Biz medeniyet kuracağız, düzen getireceğiz!" demiş. Köylüler ise şaşkınlıkla Şef'e bakakalmışlar. "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" diye sormuşlar.
Şef, köylülere bir plan anlatmış. "Her şeyi düzenli yapacağız! Sabah kalkış saatimiz, öğlen yemeğimiz, hatta nörüyon deme saatimiz bile olacak!" demiş. Köylüler, bu duruma çok üzülmüşler. "Ama biz, giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon demeyi çok seviyoruz!" demişler. Şef ise "O eski günler geride kaldı!" diyerek köyü "Nizam Köyü"ne çevirmeye başlamış.
Şef, köyün her yanına kurallar asmış. "Gizli saklı hiçbir şey olmayacak! Herkes şeffaf olacak! Nörüyon demek yasak!" diye yazmış. Köylüler, bu kurallara uymaya çalışmışlar ama nafile. Sürekli "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" demekten kendilerini alamamışlar. Gizli Dede, bu duruma çok üzülmüş. "Benim güzel köyüm nörüyon diyecek bir şey bulamaz olmuş!" demiş.
Gizli Dede, bir gece rüyasında bir peri görmüş. Peri, ona "Gizli nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon'un gücünü unutma! Bu sadece bir söz değil, bir yaşam biçimidir!" demiş. Gizli Dede, bu rüyadan çok etkilenmiş. Hemen köy meydanına çıkmış ve nörüyon asasını havaya kaldırarak "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon!" diye bağırmış.
O anda, köydeki tüm kurallar yerle bir olmuş. Köylüler, yeniden "gizli" ve "nörüyon" hallerine geri dönmüşler. Şef ise şaşkınlıkla olup bitenleri izlemiş. "Bu da ne?" demiş. Köylüler, "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon!" diyerek Şef'in etrafında dönmeye başlamışlar.
Şef, bu karmaşaya daha fazla dayanamayıp, "Tamam, teslim oluyorum! Anladım, nörüyon vazgeçilmez!" demiş. O günden sonra Şef, köylülerle birlikte "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon" demeye başlamış. Hatta Şef, kendine bir nörüyon asası bile yapmış!
Böylece, Gizli Nörüyon Köyü, eski neşesine kavuşmuş. Köylüler, her gün "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon" diyerek kahkahalar atmaya devam etmişler. Gizli Dede, köyün en büyük kahramanı olmuş. Ve bu komik masal, böylece sonsuza kadar devam etmiş.
Şimdi de ben sana sorayım: Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon
Bu diyarın en ücra köşesinde, minik mi minik bir köy varmış. Köyün adı "Gizli Nörüyon Köyü"ymüş. Bu köyde yaşayanların en büyük özelliği, her şeyi gizli yapmaları ve sürekli "giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon" demeleriymiş. Köyün en yaşlısı, Gizli Dede'ymiş. Gizli Dede, her gün köy meydanına çıkar, elindeki nörüyon asasıyla (evet, nörüyon asası!) "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" diye bağırır, köylüleri güldürürmüş.
Günlerden bir gün, Gizli Nörüyon Köyü'ne Gizli Şef adında biri gelmiş. Şef, çok titiz ve her şeyi planlı seven biriymiş. Köyün bu "gizli" ve "nörüyon" kaosuna dayanamamış. Şef, köylülere "Yeter artık, bu kadar gizem ve nörüyon yeter! Biz medeniyet kuracağız, düzen getireceğiz!" demiş. Köylüler ise şaşkınlıkla Şef'e bakakalmışlar. "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" diye sormuşlar.
Şef, köylülere bir plan anlatmış. "Her şeyi düzenli yapacağız! Sabah kalkış saatimiz, öğlen yemeğimiz, hatta nörüyon deme saatimiz bile olacak!" demiş. Köylüler, bu duruma çok üzülmüşler. "Ama biz, giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon demeyi çok seviyoruz!" demişler. Şef ise "O eski günler geride kaldı!" diyerek köyü "Nizam Köyü"ne çevirmeye başlamış.
Şef, köyün her yanına kurallar asmış. "Gizli saklı hiçbir şey olmayacak! Herkes şeffaf olacak! Nörüyon demek yasak!" diye yazmış. Köylüler, bu kurallara uymaya çalışmışlar ama nafile. Sürekli "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon?" demekten kendilerini alamamışlar. Gizli Dede, bu duruma çok üzülmüş. "Benim güzel köyüm nörüyon diyecek bir şey bulamaz olmuş!" demiş.
Gizli Dede, bir gece rüyasında bir peri görmüş. Peri, ona "Gizli nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon'un gücünü unutma! Bu sadece bir söz değil, bir yaşam biçimidir!" demiş. Gizli Dede, bu rüyadan çok etkilenmiş. Hemen köy meydanına çıkmış ve nörüyon asasını havaya kaldırarak "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon!" diye bağırmış.
O anda, köydeki tüm kurallar yerle bir olmuş. Köylüler, yeniden "gizli" ve "nörüyon" hallerine geri dönmüşler. Şef ise şaşkınlıkla olup bitenleri izlemiş. "Bu da ne?" demiş. Köylüler, "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon!" diyerek Şef'in etrafında dönmeye başlamışlar.
Şef, bu karmaşaya daha fazla dayanamayıp, "Tamam, teslim oluyorum! Anladım, nörüyon vazgeçilmez!" demiş. O günden sonra Şef, köylülerle birlikte "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon" demeye başlamış. Hatta Şef, kendine bir nörüyon asası bile yapmış!
Böylece, Gizli Nörüyon Köyü, eski neşesine kavuşmuş. Köylüler, her gün "Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon" diyerek kahkahalar atmaya devam etmişler. Gizli Dede, köyün en büyük kahramanı olmuş. Ve bu komik masal, böylece sonsuza kadar devam etmiş.
Şimdi de ben sana sorayım: Giz nörüyon nörüyon gurban olduğum nörüyon