Bu akeramik Neolitik yerleşim, Urfa’nın 15 km kuzeydoğusunda, Harran Ovası’nın kuzey kenarında bulunan Germiş Dağları’ndadır. Ayrıca Tepe Ziyaret adıyla bilinir. 15 m yüksekliğindeki höyükteki kazı çalışmaları, 1995 yılından beri Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ile ortak olarak, Harald Hauptmann başkanlığında ve Klaus Schmidt’in arazi yürütücülüğünde İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu önemli dinsel tören yerleşkesinde bulunan anıtları korumak için bir üstörtü yapılmıştır.
Kalıntıların üst 1 metresi Akeramik Neolitik B (PPNB) Dönemine tarihlendirilmekte, dikdörtgen odalı daha geç yapıların da bu döneme ait olduğu düşünülmektedir. Bunun altında yer alan 14 m ile büyük oval planlı yapı adaları ya da tanımlı alanlar ise Akeramik Neolitik A (PPNA) Dönemine aittir.
2004’e kadar dört kutsal alan ile bir teras/istinat duvarı tanımlanmıştır. Yapı Adası D’nin çapı 20 metreden geniştir. Oval planlı ve 5 m yüksekliğe kadar korunmuş moloz taş duvarlara sahiptir; ortasında tek başına ayakta duran iki adet T-planlı ayak ile duvar içinde başka pekitme ayakları bulunmaktadır. Bu düzenleme, yerleşim için prototip bir plan olarak tanımlanmıştır. Yapı Adası D içinde yer alan ayaklardan biri yılanlarla bezenmiş, (2003’te bulunan) bir diğerinin üzerinde ise yılan, akrep ve örümcek betimlemelerine rastlanmıştır.
Tüm yapı adalarının bilinçli olarak yeniden toprakla doldurularak örtüldüğü ve böylece bozulmalarına engel olunduğu anlaşılmaktadır. Bu toprak dolgusu için belirlenen radyokarbon tarihlendirmeleri, tabakanın üst kısmı için M.Ö. radyokarbon yılı 7.600-7.200 ve alt kısmı için M.Ö. radyokarbon yılı 8.240-7.780’dir. Dolgu malzemesi yerleşime ait döküntü ve molozlarla benzerlik göstermekle birlikte, nereden getirildiği bilinmemektedir.
2004’te tapınaklar içeren yapı adalarının hemen arkasında açılan yeni bir alanda küçük oval planlı evlere ait duvarların üst kısımlarına rastlanmış ve burada ilkine bitişik ikinci bir yerleşim daha bulunduğu belirlenmiştir. Bu alan 2005’te incelenecektir. Yüzey buluntuları arasında, Çatalhöyük’te bulunan bir örnekle benzerlik gösteren, bir elinde bir baş tutan bir figür ile bir kaide üzerine yerleştirilmiş bir aslan heykeli sayılabilir; öte yandan temizlik sırasında ortasında bir delik ve üzerinde alçak rölyefli iki tilki betimi bulunan bir taş levha ortaya çıkarılmıştır.
Yerleşimin bölge çapında önem taşıyan bir dinsel tören alanı olduğu düşünülmektedir.
Kalıntıların üst 1 metresi Akeramik Neolitik B (PPNB) Dönemine tarihlendirilmekte, dikdörtgen odalı daha geç yapıların da bu döneme ait olduğu düşünülmektedir. Bunun altında yer alan 14 m ile büyük oval planlı yapı adaları ya da tanımlı alanlar ise Akeramik Neolitik A (PPNA) Dönemine aittir.
2004’e kadar dört kutsal alan ile bir teras/istinat duvarı tanımlanmıştır. Yapı Adası D’nin çapı 20 metreden geniştir. Oval planlı ve 5 m yüksekliğe kadar korunmuş moloz taş duvarlara sahiptir; ortasında tek başına ayakta duran iki adet T-planlı ayak ile duvar içinde başka pekitme ayakları bulunmaktadır. Bu düzenleme, yerleşim için prototip bir plan olarak tanımlanmıştır. Yapı Adası D içinde yer alan ayaklardan biri yılanlarla bezenmiş, (2003’te bulunan) bir diğerinin üzerinde ise yılan, akrep ve örümcek betimlemelerine rastlanmıştır.
Tüm yapı adalarının bilinçli olarak yeniden toprakla doldurularak örtüldüğü ve böylece bozulmalarına engel olunduğu anlaşılmaktadır. Bu toprak dolgusu için belirlenen radyokarbon tarihlendirmeleri, tabakanın üst kısmı için M.Ö. radyokarbon yılı 7.600-7.200 ve alt kısmı için M.Ö. radyokarbon yılı 8.240-7.780’dir. Dolgu malzemesi yerleşime ait döküntü ve molozlarla benzerlik göstermekle birlikte, nereden getirildiği bilinmemektedir.
2004’te tapınaklar içeren yapı adalarının hemen arkasında açılan yeni bir alanda küçük oval planlı evlere ait duvarların üst kısımlarına rastlanmış ve burada ilkine bitişik ikinci bir yerleşim daha bulunduğu belirlenmiştir. Bu alan 2005’te incelenecektir. Yüzey buluntuları arasında, Çatalhöyük’te bulunan bir örnekle benzerlik gösteren, bir elinde bir baş tutan bir figür ile bir kaide üzerine yerleştirilmiş bir aslan heykeli sayılabilir; öte yandan temizlik sırasında ortasında bir delik ve üzerinde alçak rölyefli iki tilki betimi bulunan bir taş levha ortaya çıkarılmıştır.
Yerleşimin bölge çapında önem taşıyan bir dinsel tören alanı olduğu düşünülmektedir.