Güldürücü Çocuk Fıkraları

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Uzaylı Misafir

Küçük Ali, teleskopuyla gökyüzünü izlerken birdenbire bahçeye parlak bir cismin indiğini gördü. Cisimden minicik, yeşil bir uzaylı indi. Uzaylı, "Merhaba, ben Zıpzıp! Gezegenimden kayboldum ve Dünya'ya indim," dedi. Ali şaşkınlıkla "Merhaba Zıpzıp! Ben de Ali. Yardımcı olabilirim," dedi.

Zıpzıp, "Benim gezegenimde yiyecekler gökkuşağı renklerinde ve müzik çalıyor. Burada hiç öyle bir şey göremiyorum," dedi üzgün bir sesle. Ali, "Belki sana renkli ve müzikli şeyler bulabiliriz," dedi. Önce mutfağa gittiler. Annesi, rengarenk meyveler hazırlamış, üzerine bir de müzikli oyuncak koymuştu. Zıpzıp gözleri parlayarak meyveleri yedi, oyuncakla oynamaya başladı.

Daha sonra Ali, Zıpzıp'ı parkta salıncağa bindirdi. Zıpzıp, havada uçarken kahkahalar atıyordu. "Gezegenimde böyle bir eğlence yok!" dedi. Ali, Zıpzıp'ı o kadar çok eğlendirmişti ki, Zıpzıp'ın kaybolduğunu bile unutturmuştu. Akşam olunca Zıpzıp, uzay gemisini tamir etti ve gitmek için Ali'ye sarıldı. "Gezegenime döneceğim ama seni asla unutmayacağım! Belki bir gün geri gelirim," dedi. Ali, uzaylı arkadaşına el salladı ve o günden sonra her gece gökyüzüne bakarak Zıpzıp'ı düşündü.

Konuşan Papağan

Ayşe Teyze, çok konuşkan bir papağan almıştı. Papağanın adı Çıtçıt’tı ve her şeyi taklit edebiliyordu. Bir gün Ayşe Teyze, Çıtçıt’ı veterinere götürdü. Veteriner, papağanın konuşkanlığından çok etkilenmişti. "Bu papağan harika! Ne söyleseniz tekrar ediyor," dedi.

Ayşe Teyze gururla, "Evet, çok akıllı! Hatta bazen ben bile şaşırıyorum," dedi. Çıtçıt, veterinere dönüp, "Evet, çok akıllı! Hatta bazen ben bile şaşırıyorum," dedi. Veteriner kahkahalara boğuldu.

Daha sonra Ayşe Teyze, Çıtçıt’ı eve götürdü. O gün, Ayşe Teyze’nin komşusu Fatma Hanım, kahve içmeye geldi. Fatma Hanım, Çıtçıt’ı görünce çok şaşırdı. "Aman Allah'ım, bu papağan ne kadar güzel! Konuşuyor mu?" diye sordu. Çıtçıt hemen "Aman Allah'ım, bu papağan ne kadar güzel! Konuşuyor mu?" diye cevap verdi. Fatma Hanım bir kahkaha daha attı.

O gün Çıtçıt, evde ne söylense hepsini tekrar etti. Hatta Ayşe Teyze'nin telefonda konuştuğu şeyleri bile tekrar ediyordu. Ayşe Teyze artık "Çıtçıt, sus!" demek zorunda kalıyordu. Çıtçıt ise "Çıtçıt, sus!" diyerek Ayşe Teyze’yi daha da güldürüyordu. O günden sonra Çıtçıt, herkesin en sevdiği konuşkan dostu oldu.

Kayıp Şapka

Tombik kedi Pamuk, en sevdiği şapkasını kaybetmişti. Şapkası, kırmızı puantiyeli kocaman bir şapkaydı. Pamuk, şapkasını her yerde aramaya başladı. Önce yatak odasına baktı, yoktu. Sonra mutfağa baktı, yine yoktu. Salon, balkon, hatta banyoya bile baktı, ama şapkası hiçbir yerde yoktu.

Pamuk çok üzülmüştü. "Şapkamı nerede kaybettim acaba?" diye mırıldanıyordu. Tam o sırada, bir gürültü duydu. Gürültü, salondaki vazonun içinden geliyordu. Pamuk, yavaşça vazonun yanına yaklaştı ve içine baktı. Şaşkınlıkla gözleri açıldı. Şapkası, vazonun içindeydi!

Meğer Pamuk, şapkasını çıkarırken yanlışlıkla vazoya düşürmüştü. Pamuk, şapkasını hemen kafasına geçirdi ve sevinçten miyavlamaya başladı. O günden sonra Pamuk, şapkasına daha dikkat etti ve bir daha kaybetmemeye karar verdi.

Ters Giden Piknik

Elif ve ailesi, hafta sonu pikniğe gitmeye karar vermişlerdi. Herkes çok heyecanlıydı. Yiyecekler, içecekler, oyunlar, her şey hazırdı. Ama o gün her şey ters gitmeye başladı.

Önce, yolda giderken arabanın lastiği patladı. Babaları lastiği değiştirmeye çalışırken, anneleri sandviçleri yere düşürdü. Sonunda piknik alanına vardıklarında, hava birdenbire karardı ve yağmur başladı.

Elif ve kardeşi çok üzülmüştü. Ama babaları, "Haydi bakalım, şimdi de yağmurda piknik yapalım," dedi. Herkes şaşkınlıkla babalarına baktı. Babaları hemen arabadan şemsiyeleri getirdi. Şemsiyelerin altında piknik yapmaya başladılar.

Yağmurda şarkılar söylediler, su birikintilerinde zıpladılar, hatta çamurlu bir futbol maçı bile yaptılar. O gün, en komik pikniklerini yaptılar. Yağmur durduğunda, herkes sırılsıklam olmuştu ama çok eğlenmişlerdi. Eve döndüklerinde, unutulmaz bir macera yaşamış olduklarını anladılar. O günden sonra, Elif ve ailesi, her şeyin ters gittiği piknik gününü hep gülerek hatırladılar.

Saklambaç Ustası

Emre, saklambaç oynamayı çok severdi. Ama o, herkesi şaşırtan bir saklanma ustasıydı. Bir gün arkadaşlarıyla saklambaç oynarken, herkes onu bulmakta çok zorlanıyordu. Emre, o kadar iyi saklanıyordu ki, sanki yerin altına girmişti.

Arkadaşları, bahçenin her yerini, ağaçların arkasını, hatta çimleri bile aramışlardı. Ama Emre yoktu. Tam o sırada, bir ses duydular. “Buradayım!” dedi Emre.

Arkadaşları, sesin geldiği yere baktılar. Emre, evin balkonunda asılı duran çamaşırların arasına saklanmıştı. O kadar ustaca saklanmıştı ki, kimse onu fark edememişti. Arkadaşları hem şaşırdılar hem de çok güldüler.

O günden sonra Emre, saklambaç ustası olarak anılmaya başlandı. Herkes onun saklanma taktiklerine hayran kalıyordu. Emre ise, saklambaç oynarken her zaman yeni ve yaratıcı yerler bulmaya devam ediyordu.
 
1.

Çocuk:
Anne, baba ben çok susadım!
Anne: O zaman git su iç.
Çocuk: Ama bardak çok ağır geliyor.
Baba: O zaman gel ben sana bir hikaye anlatayım.
Çocuk: (şaşkınlıkla) Hikaye mi? Ne alaka?
Baba: Hikayenin sonunu merak ederken susadığını unutursun!

2.

Öğretmen sınıfta çocuklara sorar:
Öğretmen: Çocuklar, en çok neyi seversiniz?
Birinci çocuk: Ben dondurmayı!
İkinci çocuk: Ben çikolatayı!
Temel (elini kaldırır): Ben ödev yapmayı!
Sınıf şaşkınlıkla Temel'e bakar.
Öğretmen: Temel, sen çok farklısın! Neden ödev yapmayı seviyorsun?
Temel: Çünkü ödev yaparken uyumak daha kolay!

3

Küçük kız:
Anne, baba, bugün okulda çok şey öğrendim!
Anne: Aferin kızım, neler öğrendin bakalım?
Küçük kız: Bilmiyorum, öğretmen daha yazılıya çekmedi!

4

Adam: Oğlum, matematik sınavından kaç aldın?
Oğlan: 0!
Adam: Ne, 0 mı? Nasıl olur?
Oğlan: Öğretmen dedi ki, "Kağıdınızı boş getirenin notu sıfır." Ben de en temizi yaptım.

5

İki arkadaş konuşuyor:
Birinci arkadaş:
Benim babam çok hızlı araba kullanır!
İkinci arkadaş: Benim babam da çok yavaş araba kullanır.
Birinci arkadaş: O da ne demek?
İkinci arkadaş: Babam geçen hafta eve geldiğinde hala geçen ayki benzin bitmemişti!
 
Geri
Top