• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Gümüş Işıltılı Gece ve Küçük Yıldız Tozu

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Göklerin kadife gibi lacivert örtüsünün üzerinde, milyonlarca minik elmas gibi parlayan yıldızlar vardı. Ama bu gecenin en özel konuğu, gökyüzünün ortasında kocaman, bembeyaz bir inci gibi duran dolunaydı. Bu dolunay, her zamankinden daha parlak, daha sihirliydi.

Küçük bir köyde, ormanın kenarında, tatlı mı tatlı bir kız çocuğu yaşardı. Adı Elif'ti. Elif, her gece yatağına yattığında penceresinden dolunayı izler, onunla sohbet ederdi. Bir gece, dolunay her zamankinden daha yakın ve parlak göründüğünde Elif, dolunayın içinde küçük bir parıltı fark etti. Bu parıltı, sanki küçük bir yıldız tozu tanesiydi ve Elif'i çağırıyordu.

Elif, merakına yenik düşerek pencereyi açtı. O anda, o minik yıldız tozu parıltısı, bir anda büyüdü ve parıltılı bir merdivene dönüştü. Merdiven, dolunayın içine doğru uzanıyordu. Elif, kalbi heyecanla çarparak merdivene doğru adım attı.

Merdivenden yukarı çıkarken, her basamakta kendini daha hafif hissediyordu. Sanki yerçekimi onu bırakmış, rüzgarda uçuyormuş gibiydi. Sonunda dolunayın parlak yüzeyine ulaştığında, nefesi kesildi. Orası, kocaman, pamuk şekerinden bir bulut gibiydi. Üzerinde yürümek, hayal gibiydi.

Dolunayın yüzeyinde, minik, kanatlı yaratıklar gördü. Onlara "Ay Perileri" deniyordu. Ay perileri, dolunayın parlaklığına ve sihrine göz kulak oluyorlardı. Elif'i güler yüzle karşıladılar ve onu dolunayın kalbine, yani 'Gümüş Bahçe'ye götürdüler.

Gümüş Bahçe, hayal edilemeyecek kadar güzel bir yerdi. Gümüşten ağaçlar, pırlanta gibi parlayan çiçekler, elmas damlalarıyla akan bir nehir... Ay perileri, Elif'e bu bahçenin sırlarını anlattılar. Dolunayın ışığının, yeryüzündeki tüm canlılara umut ve huzur verdiğini, geceleri uyuyan hayvanların rüyalarını aydınlattığını söylediler. Ayrıca, her dolunayda Gümüş Bahçe'nin büyüdüğünü ve daha da güzelleştiğini, her yeni dolunayda yeryüzüne yeni bir sihir dalgası yayıldığını anlattılar.

Elif, ay perileriyle birlikte bahçede dolaşırken, daha önce hiç görmediği güzelliklerle karşılaştı. Işıkla dans eden kelebekler, şarkı söyleyen kuşlar ve gümüş ağaçların arasında saklanan minik, parlak böcekler... Hatta o gece, dolunayın sihirli kalbinde yaşayan tüm canlılar, Elif ile tanışmak için toplanmıştı.

Elif, ay perileriyle birlikte kahkahalar attı, Gümüş Nehir'den su içti ve sihirli çiçeklerden yedi. O gece, dolunayda çok özel bir konuk olduğunu yeryüzündeki herkes hissediyordu. Rüyalarında, Gümüş Bahçe'nin güzelliğini ve neşesini görüyorlardı.

Saatler ilerlediğinde, yeryüzünde güneşin ilk ışıkları belirmeye başladı. Ay perileri, Elif'e yavaşça yeryüzüne dönme vaktinin geldiğini söylediler. Ona bir tane dolunay çiçeği hediye ettiler. Bu çiçek, dolunayın tüm sihrini ve ışığını içinde taşıyordu.

Elif, tekrar parıltılı merdivenden aşağıya indi. Penceresinden kendi yatağına döndüğünde, cebindeki dolunay çiçeği parlıyordu. O çiçeği başucuna koydu ve uykuya daldı. O gece, rüyasında Ay Perileriyle yeniden Gümüş Bahçe'de dans etti.

Elif, o günden sonra her dolunayda penceresinden gökyüzüne baktı. Dolunayın parlaklığına baktıkça, Gümüş Bahçe'yi ve oradaki sihirli canlıları hatırladı. Dolunay çiçeği ise her gece odasını aydınlatıyor ve ona, dolunay gecelerinin sihrini ve güzelliğini hatırlatıyordu. Ve Elif biliyordu ki, her dolunay gecesi, yeni bir macera ve yeni bir sihir demekti.
 
Gümüş Işıltılı Gece ve Küçük Yıldız Tozu - Devamı: Gökkuşağı Köprüsü ve Kayıp Melodi

Elif, dolunay çiçeğini her gece başucunda tutmaya devam etti. Çiçek, odasına hafif bir ışıltı veriyor, dolunayın büyülü dünyasıyla arasında gizli bir bağ kuruyordu. Elif, her dolunayda, dolunayın biraz daha yakınlaştığını ve Gümüş Bahçe'nin sihrinin yeryüzüne biraz daha yayıldığını hissediyordu.

Bir gece, dolunay özellikle parlak ve kocaman göründüğünde, Elif penceresinden bakarken, gökyüzünde daha önce hiç görmediği bir şey fark etti. Dolunaydan yeryüzüne doğru uzanan, rengarenk bir gökkuşağı köprüsü oluşmuştu. Bu köprü, dolunayın parlaklığından ve Gümüş Bahçe'nin sihrinden yapılmış gibiydi.

Elif, heyecanla dışarı çıktı. Gökkuşağı köprüsüne doğru ilerlediğinde, bu köprünün sadece dolunay gecelerinde ortaya çıktığını fark etti. Köprünün üzerinde yürürken, her adımda farklı bir renk ve farklı bir melodi duyuyordu. Kırmızıda tutkulu bir tango, turuncuda neşeli bir vals, sarıda hafif bir flüt sesi...

Köprünün sonunda, kendini daha önce hiç görmediği bir yerde buldu. Burası, Gökkuşağı Bahçesi'ydi. Gökkuşağı renklerinde parlayan çiçekler, rengarenk kelebekler ve etrafta uçuşan minik, müzik notaları vardı. Gökkuşağı Bahçesi, tıpkı Gümüş Bahçe gibi büyülü ve huzurluydu.

Bahçenin ortasında, devasa bir müzik kutusu duruyordu. Elif, müzik kutusuna yaklaştığında, içinden yumuşacık bir melodi duydu. Bu melodi, daha önce hiç duymadığı, hem tanıdık hem de yabancı, çok özel bir melodiydi. Ay perileri, bu melodiye "Evrenin Kalbi" adını vermişlerdi. Bu melodi, evrende her şeyin uyum içinde olmasını sağlıyordu.

Ancak, bu melodi bir süredir kaybolmuştu. Kaybolmasının sebebi ise, Gümüş Bahçe'nin en değerli çiçeği olan 'Uyum Çiçeği'nin solmasıydı. Uyum Çiçeği'nin solması, sadece melodinin kaybolmasına değil, aynı zamanda Gökkuşağı Köprüsü'nün de yavaş yavaş kaybolmasına neden oluyordu.

Ay perileri, Elif'e bu durumu anlattılar ve ondan yardım istediler. Uyum Çiçeği'ni yeniden canlandırabilmek için, yeryüzünden 'Umudun Tohumu'nu getirmesi gerekiyordu. Bu tohum, en saf kalplerden ve en içten dileklerden yeşeren bir tohumdu.

Elif, hemen yeryüzüne geri döndü. Arkadaşlarına ve ailesine, bu durumu anlattı. Onlar da, Elif'e yardım etmek için canla başla çalıştılar. Herkes, kalplerindeki en güzel umutları ve dilekleri dile getirerek, küçük tohumlar ektiler. Bu tohumlar, kalplerin en derininden geldiği için, birer birer parlamaya başladılar.

Elif, bu parlayan umut tohumlarını, dikkatlice topladı ve yeniden Gökkuşağı Köprüsü'nden geçti. Gökkuşağı Bahçesi'ne ulaştığında, umut tohumlarını Uyum Çiçeği'nin solgun topraklarına ekti. Tohumlar, anında toprağa kök saldı ve çiçeğin üzerinde, gümüş renkli yeni yapraklar belirmeye başladı. Çiçek, yeniden canlanmaya başlamıştı.

Uyum Çiçeği yeniden canlanınca, Gökkuşağı Bahçesi ve Evrenin Kalbi melodisi de yeniden hayat buldu. Müzik kutusundan yükselen melodi, tüm bahçeyi ve Gökkuşağı Köprüsü'nü doldurdu. Köprü, yeniden parlak ve canlı bir şekilde uzanmaya başladı.

Ay perileri, Elif'e minnettarlıklarını sundular. Elif, yeryüzüne döndüğünde, dolunay çiçeği daha parlak bir şekilde parlıyordu. O günden sonra, Elif her dolunayda, Gökkuşağı Köprüsü'nden Gökkuşağı Bahçesi'ne gitti ve Uyum Çiçeği'ni ziyaret etti. O, artık sadece dolunayın değil, aynı zamanda Gökkuşağı'nın da koruyucusu olmuştu.

Ve böylece, Elif'in dolunay macerası, yeni sihirlerle ve yeni umutlarla devam etti... Masalımızın bu kısmı da burada son buldu.
 
Geri
Top