Güneş Sistemi'nde kaç gezegen var?
Yunanca'da "planet" kelimesi "hareket eden" (gezen) anlamına gelir. Türkçe'de bu anlama uygun olarak "gezegen" kavramını kullanıyoruz. Gezegenler sabit yıldızlara göre yer değiştirdiklerinden bu adı almıştır. Bu anlamda Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn antik çağlardan beri bilinen gezegenler. Günümüzde ise bir gökcismine gezegen diyebilmek için, hareketten çok daha fazla ölçüye gerek duyuluyor. Uluslararası Astronomi Birliği'nden 2500 astronot, Prag'da gerçekleşen 26. toplantısında tam da bu sınırları tartışıyor.
Teorik ifadelerin yeniden ele alınmalarını gerektiren asıl etken, Güneş Sistemi sınırları içinde tespit edilen büyük boyutlardaki gökcisimleri oldu. Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün ile en uzakta bulunan Plüton, şimdiye kadar resmi olarak kabul edilen dokuz Güneş Sistemi gezegeniydi. Ay'dan daha küçük olan Plüton, keşfedildiği 1930'lu yıllarda Dünya boyutlarında olduğu düşünüldüğünden, gezegen statüsüne alınmıştı. 2005 yazında Kaliforniya Ulusal Teknoloji Enstitüsü'nden Michael Brown, Plüton'dan daha uzakta, daha büyük boyutlarda (çapı en 2400 km) ve küçük bir uyduya sahip bir gökcismi tespit ettiğini açıkladı; 2003 UB313 veya diğer ismiyle Xena. Bu keşifle beraber Xena'nın Güneş Sistemi'nin 10. gezegeni olarak kabul edilmesi gerektiğini veya Plüton'un dokuzuncu gezegen sıfatının geri alınması gerektiğini savunanlar oldu. İlk tartışmalar geçtiğimiz Kasım ayında IAU komitesince görüşülmüş, fakat sonuca ulaşılamamıştı.
Şimdiki görüşmeler ise 25 Ağustos'a kadar devam edecek. Ağırlığı 5 x 1020 kg üzerinde ve çapı 800 km'den uzun cisimlerin gezegen olarak kabul edilmesi bekleniyor ki, bu durumda Cérès asteroidi, Plüton'un uydusu Charon ve Xena, Güneş Sistemi gezegenleri arasına katılacak. Diğer yandan temelde asıl dayanak noktasının "yerçekimine" bağlı bir tanım olması gözetilecek. Kararlar henüz resmiyet kazanmamış olsa da, Sciences et Avenir dergisinin 16 Ağustos tarihli sayısında açıklandığına göre, "klasik" gezegenler olarak ayırt edilebilecek Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'den oluşan ekibe Cérès eklenebilir. Ayrıca şimdilik Plüton, Charon ve 2003 UB313'ün dahil olduğu "plütonlar" isminde yeni bir kategori oluşturulabilir. Plütonlar Güneş etrafındaki dönüşlerini 200 yıldan uzun bir zamanda tamamlıyorlar; aşırı eliptik yörüngeye sahipler ve gezegenlere göre dikey eksenleri yörüngelerine göre çok daha eğik. Haberde astronot Owen Gingerich başkanlığındaki uzman kurulun, beklenildiği üzere, yerçekimini gezegen tanımlamasının belirleyici etkeni seçtiği belirtiliyor. Gezegen sınıfına dahil olmak için cismin kütlesinin, yerçekimi etkisinin küresel şekle olanak tanıyacak büyüklükte olması; bir yıldız etrafında yörüngeye oturmuş olması ve başka bir gezegenin uydusu olmaması gerekiyor.
Güneş Sistemi Dışında Sürpriz Gezegen!
Bir yıldızın yörüngesinde dönen yeni gezegen, Jüpiter’den yüzde 70 daha büyük. Bilim insanlarına göre, gezegen öyle büyük ki, gizeminin varolan teorilerle açıklanması çok güç.
Uluslararası gökbilimcilerden oluşan bir ekip, Arizona, California ve Kanarya Adaları’nda kurulu teleskop ağını kullanarak önemli bir keşfe imza attı. Bilim insanı, güneş sisteminin dışında bugüne dek bilinen en büyük gezegeni keşfettiklerini açıkladı.
Herkül takım yıldızında bulunan gezegene TrES-4 adı verildi. Gezegen, Jüpiter’den yüzde 70 daha büyük.
Dünyadan yaklaşık 1500 ışık yılı uzakta olan gezegen, ana yıldız etrafındaki dönüşünü yaklaşık 3.55 günde tamamlıyor. Bu da yeni gezegende bir yılın bir haftadan daha az olması anlamına geliyor.
Ana yıldızdan 7 milyon kilometre uzakta olmasına rağmen gezegenin yüzeyinin sıcaklığının 1327 derece olduğu tespit edildi.
Yeni gezegen dünyayla yıldızı arasından geçerken yıldızın ışınlarının yüzde birini engelliyor. Bu da parlaklığını azaltıyor.
Bilim dünyası, dev gezegenin keşfini sevinçle karşıladı. Zira, uzmanlar mevcut bilimsel verilerle açıklanamayacak kadar büyük olan gezegenin incelenmesinin, güneş sisteminin dinamiklerini daha iyi anlamak adına önemli bir adım olacağını düşünüyor.
Gökbilimciler, yeni keşifleriyle işgili ayrıntıları Astrophysical Journal dergisinde yayımlayacaklar.
Yunanca'da "planet" kelimesi "hareket eden" (gezen) anlamına gelir. Türkçe'de bu anlama uygun olarak "gezegen" kavramını kullanıyoruz. Gezegenler sabit yıldızlara göre yer değiştirdiklerinden bu adı almıştır. Bu anlamda Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn antik çağlardan beri bilinen gezegenler. Günümüzde ise bir gökcismine gezegen diyebilmek için, hareketten çok daha fazla ölçüye gerek duyuluyor. Uluslararası Astronomi Birliği'nden 2500 astronot, Prag'da gerçekleşen 26. toplantısında tam da bu sınırları tartışıyor.
Teorik ifadelerin yeniden ele alınmalarını gerektiren asıl etken, Güneş Sistemi sınırları içinde tespit edilen büyük boyutlardaki gökcisimleri oldu. Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün ile en uzakta bulunan Plüton, şimdiye kadar resmi olarak kabul edilen dokuz Güneş Sistemi gezegeniydi. Ay'dan daha küçük olan Plüton, keşfedildiği 1930'lu yıllarda Dünya boyutlarında olduğu düşünüldüğünden, gezegen statüsüne alınmıştı. 2005 yazında Kaliforniya Ulusal Teknoloji Enstitüsü'nden Michael Brown, Plüton'dan daha uzakta, daha büyük boyutlarda (çapı en 2400 km) ve küçük bir uyduya sahip bir gökcismi tespit ettiğini açıkladı; 2003 UB313 veya diğer ismiyle Xena. Bu keşifle beraber Xena'nın Güneş Sistemi'nin 10. gezegeni olarak kabul edilmesi gerektiğini veya Plüton'un dokuzuncu gezegen sıfatının geri alınması gerektiğini savunanlar oldu. İlk tartışmalar geçtiğimiz Kasım ayında IAU komitesince görüşülmüş, fakat sonuca ulaşılamamıştı.
Şimdiki görüşmeler ise 25 Ağustos'a kadar devam edecek. Ağırlığı 5 x 1020 kg üzerinde ve çapı 800 km'den uzun cisimlerin gezegen olarak kabul edilmesi bekleniyor ki, bu durumda Cérès asteroidi, Plüton'un uydusu Charon ve Xena, Güneş Sistemi gezegenleri arasına katılacak. Diğer yandan temelde asıl dayanak noktasının "yerçekimine" bağlı bir tanım olması gözetilecek. Kararlar henüz resmiyet kazanmamış olsa da, Sciences et Avenir dergisinin 16 Ağustos tarihli sayısında açıklandığına göre, "klasik" gezegenler olarak ayırt edilebilecek Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'den oluşan ekibe Cérès eklenebilir. Ayrıca şimdilik Plüton, Charon ve 2003 UB313'ün dahil olduğu "plütonlar" isminde yeni bir kategori oluşturulabilir. Plütonlar Güneş etrafındaki dönüşlerini 200 yıldan uzun bir zamanda tamamlıyorlar; aşırı eliptik yörüngeye sahipler ve gezegenlere göre dikey eksenleri yörüngelerine göre çok daha eğik. Haberde astronot Owen Gingerich başkanlığındaki uzman kurulun, beklenildiği üzere, yerçekimini gezegen tanımlamasının belirleyici etkeni seçtiği belirtiliyor. Gezegen sınıfına dahil olmak için cismin kütlesinin, yerçekimi etkisinin küresel şekle olanak tanıyacak büyüklükte olması; bir yıldız etrafında yörüngeye oturmuş olması ve başka bir gezegenin uydusu olmaması gerekiyor.
Güneş Sistemi Dışında Sürpriz Gezegen!
Bir yıldızın yörüngesinde dönen yeni gezegen, Jüpiter’den yüzde 70 daha büyük. Bilim insanlarına göre, gezegen öyle büyük ki, gizeminin varolan teorilerle açıklanması çok güç.
Uluslararası gökbilimcilerden oluşan bir ekip, Arizona, California ve Kanarya Adaları’nda kurulu teleskop ağını kullanarak önemli bir keşfe imza attı. Bilim insanı, güneş sisteminin dışında bugüne dek bilinen en büyük gezegeni keşfettiklerini açıkladı.
Herkül takım yıldızında bulunan gezegene TrES-4 adı verildi. Gezegen, Jüpiter’den yüzde 70 daha büyük.
Dünyadan yaklaşık 1500 ışık yılı uzakta olan gezegen, ana yıldız etrafındaki dönüşünü yaklaşık 3.55 günde tamamlıyor. Bu da yeni gezegende bir yılın bir haftadan daha az olması anlamına geliyor.
Ana yıldızdan 7 milyon kilometre uzakta olmasına rağmen gezegenin yüzeyinin sıcaklığının 1327 derece olduğu tespit edildi.
Yeni gezegen dünyayla yıldızı arasından geçerken yıldızın ışınlarının yüzde birini engelliyor. Bu da parlaklığını azaltıyor.
Bilim dünyası, dev gezegenin keşfini sevinçle karşıladı. Zira, uzmanlar mevcut bilimsel verilerle açıklanamayacak kadar büyük olan gezegenin incelenmesinin, güneş sisteminin dinamiklerini daha iyi anlamak adına önemli bir adım olacağını düşünüyor.
Gökbilimciler, yeni keşifleriyle işgili ayrıntıları Astrophysical Journal dergisinde yayımlayacaklar.