Uzaklarda, pamuk şekerlerden yapılmış gibi görünen bulutların arasında kocaman bir ev vardı. Bu evde yaşayan, dünyayı aydınlatan, sıcaklığıyla herkesi ısıtan Güneş Teyze otururdu. Güneş Teyze'nin yüzü, gökyüzünün en parlak yıldızı kadar parlaktı ama en güzel yanı, onun gizemli gözleriydi.
Güneş Teyze'nin gözleri sıradan gözler değildi. Gündüzleri, dünyayı ısıtmakla meşgul olduğu için gözlerine pek ihtiyaç duymazdı. Ama geceleri, gökyüzünde parlayan yıldızlarla sohbet etmeyi çok severdi. Yıldızlar, Güneş Teyze'nin en yakın arkadaşlarıydı. Her biri farklı renkte ve parlaklıktaydı ve Güneş Teyze'ye gökyüzündeki en güzel hikayeleri anlatırlardı.
Bir gece, Güneş Teyze'nin yanına sevimli bir bulut geldi. "Güneş Teyze," dedi, "bugün çok güzel bir rüya gördüm. Rüyamda, senin gözlerin gökyüzünü rengarenk yapıyordu." Güneş Teyze gülümsedi. "Çok güzel bir rüya görmüşsün," dedi. "Belki bir gün bu rüyan gerçek olabilir."
Tam o sırada, rüzgar esmeye başladı. Ağaçların yapraklarını oynatıyor, bulutları gökyüzünde gezdiriyordu. "Rüzgar," diye seslendi Güneş Teyze, "sen de bu rüyaya katılır mısın?" Rüzgar coşkuyla, "Tabii ki katılırım!" diye cevap verdi ve daha hızlı esmeye başladı.
Güneş Teyze gözlerini kapadı ve bir derin nefes aldı. Bir anda gökyüzü rengarenk oldu. Yıldızlar, Güneş Teyze'nin gözlerinin yansımasıyla daha da parladı. Bulutlar, gökyüzünde dans ederek rengarenk bir görüntü oluşturdu. Rüzgar ise bu güzel manzarayı tüm dünyaya duyurmak için daha da hızlı esmeye başladı.
Dünyadaki çocuklar, gökyüzündeki bu muhteşem manzarayı görünce çok sevindi. Bazıları, "Güneş Teyze'nin gözleri ne kadar güzel!" diye haykırdı. Bazıları ise, "Keşke her gece böyle güzel olsa!" dedi.
Güneş Teyze, çocukların sevincini görünce çok mutlu oldu. O günden sonra, her gece gökyüzünde farklı bir gösteri yapmaya karar verdi. Bazen yıldızlarla birlikte gökyüzünde dans eder, bazen bulutlarla birlikte yağmur yağdırır, bazen de rüzgarla birlikte tüm dünyayı dolaşırdı.
Güneş Teyze'nin gözleri sıradan gözler değildi. Gündüzleri, dünyayı ısıtmakla meşgul olduğu için gözlerine pek ihtiyaç duymazdı. Ama geceleri, gökyüzünde parlayan yıldızlarla sohbet etmeyi çok severdi. Yıldızlar, Güneş Teyze'nin en yakın arkadaşlarıydı. Her biri farklı renkte ve parlaklıktaydı ve Güneş Teyze'ye gökyüzündeki en güzel hikayeleri anlatırlardı.
Bir gece, Güneş Teyze'nin yanına sevimli bir bulut geldi. "Güneş Teyze," dedi, "bugün çok güzel bir rüya gördüm. Rüyamda, senin gözlerin gökyüzünü rengarenk yapıyordu." Güneş Teyze gülümsedi. "Çok güzel bir rüya görmüşsün," dedi. "Belki bir gün bu rüyan gerçek olabilir."
Tam o sırada, rüzgar esmeye başladı. Ağaçların yapraklarını oynatıyor, bulutları gökyüzünde gezdiriyordu. "Rüzgar," diye seslendi Güneş Teyze, "sen de bu rüyaya katılır mısın?" Rüzgar coşkuyla, "Tabii ki katılırım!" diye cevap verdi ve daha hızlı esmeye başladı.
Güneş Teyze gözlerini kapadı ve bir derin nefes aldı. Bir anda gökyüzü rengarenk oldu. Yıldızlar, Güneş Teyze'nin gözlerinin yansımasıyla daha da parladı. Bulutlar, gökyüzünde dans ederek rengarenk bir görüntü oluşturdu. Rüzgar ise bu güzel manzarayı tüm dünyaya duyurmak için daha da hızlı esmeye başladı.
Dünyadaki çocuklar, gökyüzündeki bu muhteşem manzarayı görünce çok sevindi. Bazıları, "Güneş Teyze'nin gözleri ne kadar güzel!" diye haykırdı. Bazıları ise, "Keşke her gece böyle güzel olsa!" dedi.
Güneş Teyze, çocukların sevincini görünce çok mutlu oldu. O günden sonra, her gece gökyüzünde farklı bir gösteri yapmaya karar verdi. Bazen yıldızlarla birlikte gökyüzünde dans eder, bazen bulutlarla birlikte yağmur yağdırır, bazen de rüzgarla birlikte tüm dünyayı dolaşırdı.