• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Güzellikte engel tanımayanlar!

'katniss'

Üstat
Güzellikte engel tanımayanlar

Hayat, onları belli bir dönemde “engellemeye” çalışmış. Başta panik olmuşlar... Kimisi 8 yıl evden çıkmamış, kimisi ise tekerlekli sandalyeye oturmamak için günlerce gözyaşı dökmüş... Yılmamışlar...

Önce hayatla barışmışlar sonra da fizikleriyle... Şu an yürüyen, koşan ya da duyan bir kadından daha çok güveniyorlar kendilerine... Hatta öyle ki protez bacaklarını göğüslerini gere gere gösteriyorlar herkese... Tek bir amaçları var; “Engelli kadın da kadındır, güzeldir ve seksidir” sözünü herkesin beynine kazıyabilmek. Huzurlarınızda 13 Mayıs’ta Antalya’da gerçekleştirilecek ve Türkiye’de bir ilk olacak Engelli Güzellik Yarışması’nın cesur yürekleri ve birbirinden çarpıcı hayat hikâyeleri...

Dilek Alagöz
Önce hayatla barıştım sonra da fiziğimle
13 yaşındaydım... Tam gelişme çağında... Ağır sırt çantası taşımaktan kemiklerimde hasar meydana geldi. Daha sonra bacağımda bir ağrı hissetim. Doktora gittik. Acil ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Ameliyat oldum, omurgama platin taktılar. O platin bende alerji yaptı. Platinleri çıkartırken omurgamı zedelemişler. İlk başta felç olduğumu anlamadım bile... Karşımda tekerlekli sandalyeyi gördüğümde inanamadım... Ayağa kalkmak için mücadele ettim. Denedim, tekrar denedim... Olmadı... “Bir daha yürüyemeyeceksin” dediklerinde bütün dünyam karardı. Başta çok zordu ama insan ne kadar zor olsa da zamanla durumu kabullenmeye başlıyor. Şu an 29 yaşındayım ve daha kötüsünü yaşamadığım için şükrediyorum. Kendimle ve vücudumla çok barışığım. Fiziğimi çok beğeniyorum. Dünyanın en güzel kızı benmişim gibi hissediyorum. Zaten bu güven yüzünden yarışmaya katıldım.

Şükran İlhan
Eve kapandığım 8 yılın acısını çıkartıyorum
21yaşında trafik kazası geçirdim. Arabayı arkadaşım kullanıyordu. Ben de arkada oturuyordum. Öndeki arkadaşım ilaç almak için arkaya geçmek isteyince, ben öne geçtim. Sonra da kaza gerçekleşti. Üç ay komada kaldım. İki yıl da hastanede... Sakat kaldığımı öğrendiğimde hayatıma son verilmesini istedim. Hayatın hiçbir anlamı kalmadığını düşündüm. Dile kolay 8 yıl boyunca evden dışarı çıkmadım. Kendimi eve hapsettim. Bütün hayallerim yıkılmıştı. Kitaplarımla uğraştım, yazılar yazdım. Sonra bir gün arkadaşım geldi. “Artık dışarı çık. Kendini eve kapatma” dedi. İlk kez o gün dışarı çıktım. Şimdi 32 yaşındayım. Eve kapandığım 8 yılın acısını çıkartıyorum. Yine de zaman zaman yağmur altında yürümeyi özlüyorum.

Nuray Göncü
Hem basketbol hem tenis oynuyorum
15 yaşında mankenliğe başladım. 1.72 boyunda 85-60-90 ölçülerinde tercih edilen bir mankendim. 21 yaşında bir yakın akrabamın düğününe gittim. Balkonun korkuluğunda otururken bir kayanın üzerine sırtüstü düştüm. Omurgam zedelenmişti. Ambulansa götürülürken anneme bir daha yürüyemeyeceğimi söyledim... Ameliyatım 8.5 saat sürdü... Sol ayağımı biraz kullanmaya başladım. Hiçbir zaman isyan etmedim. Tam tersi ben bunu Allah’ın lütfu olarak gördüm. Bir tek araba kullanmayı özlüyorum. Basketbol ve tenis, oynuyorum. Her hafta kuaföre giderim. Düştüğümde nişanlıydım. Nişanlım 3 yıl boyunca sandalyemin üzerinde yattı... Başka nedenlerden dolayı ayrıldık. Mankenken de güzeldim şimdi de güzelim. Yarışmada çok iddialıyım. Amacım engellilerin sesini duyurmak.

Gönül Beşik
Aynanın karşısına geçip güzelliğimi seyrederim
1 yaşında geçirdiğim çoçuk felci yüzünden tekerlekli sandalyemle yaşıyorum. Yaşamım boyunca hiç yürümedim. Kendimi altı ayaklı bir insan gibi hissediyorum. Bu durum hiç garibime gitmiyor. Eskiden arkadaşlarımı gördüğüm zaman onlar gibi yürümek koşmak isterdim. Ama sonra durumumu kabul ettim. Kendimi güzel bulmasaydım yarışmaya katılmazdım. Bazen ayna karşısına geçer, ‘Şu saça kaşa bak’ diye kendimi severim. Bir sevgilim olmasını istiyorum ama erkekler sakat olduğum için benimle olmak istemedi. Sevgililerini koluna takıp gezdirmek istediklerini söylüyorlar. Ben de o zaman ‘Git istediğin gibi birini bul’ diyorum. Özürlü bir erkek bana arkadaşlık teklif etti. Ama o bu durumunu çok dert ediyordu. Ben kabul etmedim. Hayatımda sağlıklı bir erkek olmasını istiyorum.

Damla Özgen
En çok gülmemi ve ellerimi beğenirim
10 yaşındaydım... Bir bayram sabahıydı. İzmir’de ailece hep beraber evdeydik. Ablam polis emeklisi olan babamın silahıyla oynuyordu. Babamın silahı evde durduğu için hep boş olurdu. Ablam, bir kez tetiği çekti, hiçbir şey olmadı. İkinci kez tetiği çekti, hiçbir şey olmadı. “Şeytan doldurur” derler ya... Üçüncü kez tetiği çektiğinde silah ateş aldı. Kurşun önümden girdi arkamdan çıktı, duvarı deldi. Acil ameliyata alındım. Kurşun omiriliğe isabet ettiği için sol ayağımın siniri kopmuş. Birkaç ameliyat geçirdim. Doktorlar aileme ömür boyu yatalak kalacağımı söylemiş. Bunu duyduğumda sadece “Görürsünüz yürüyeceğim” dedim. Bir süre sonra sağ ayağım kendine geldi. Tek sorun sol ayağımda. 5 yıl önce ameliyat oldum, bacağıma 10 platin taktılar. Şu an bastonla yürüyorum. Sanırım ömür boyu bu halde kalacağım ama yine de halime şükrediyorum. 26 yaşındayım, her işimi tek başıma yapabiliyorum ve güzelim. Gittiğim her yerde çok bakarlar. Mesela kafeye gittiğim zaman, bir erkeğin dış görüntüme önem verip vermediğini anlamak için hemen bastonumla ayağa kalkarım. Kusurumu gösteririm. Bakmaya devam ediyorsa iyi, bakmıyorsa güle güle... Zaten dört yıldır nişanlıyım. Beni Pınar Altuğ ve Pınar Aylin’e benzetiyorlar. En çok gülmemi ve ellerimi beğenirim. Bacaklarımı beğenmiyorum, biri ince diğeri kalın. En çok özlediğim şey ise nefes nefese kalana kadar koşmak.

Sevim Süncak
5 senede yürüyemezsem kendimi öldürürüm dedim, 11 yıl geçti
14 yaşındaydım. Balkon korkuluklarında oturken dengemi kaybettim... Omurlarım ters dönüp zedelendi. Omirilik felci oldum... Kendime 5 yıl süre verdim. ‘5 yıl içinde yürüyemezsem kendimi öldürüm’ dedim. Tedavi sırasında benim gibi başkaları da olduğunu gördüm ve iyileşemeyeceğimi anladım. Şimdi 25 yaşındayım. Bacaklarımın büyük kısmını çalıştıramıyorum. İki bacağım için de cihaz kullanıyorum. Engelimden sonra kendimle ilgili birçok şey keşfettim. Duygularımı terbiye etmeyi, elimdekilerle güzel şeyler yapmayı öğrendim. Yaşam umudumu hiç yitirmedim. Şu an çok mutluyum. Dünya bir sahne ve herkese bir rol verilmiş. Bana da engelli olarak hayatımı sürdürmem için bir rol vermişler. 10 yıldır evde oturuyorum, artık para kazanmak ve çalışmak istiyorum. Dans etmeyi çok özledim. Eskiden düğünlerde yöresel oyunları çok oynardım. Rahatsızlığımın ilk günlerinde rüyamda kendimi hep düğünlerde oynarken gördüm. Artık rüyama bile girmiyor. Ama yaşadığım bir olay beni çok ağlattı. Bir gün annemle mahalledeki muhtarlığa gidiyorduk. Bacağımdaki cihaz eskiydi... Birden kilidi kırıldı ve yüzüstü düştüm. Annem üzülmesin diye gülmeye çalıştım. Ama annem ağlamaya başlayınca ben de dayanamayıp hıçkırıklara boğuldum. O günü hiç unutamadım. Yarışmada derece alacağımı hissediyorum. Kendimi çok güzel buluyorum. Umarım bu güzellik yarışması uyuyan gözleri açıp yetkililere ‘kalkın artık’ der.

Nuray Göncü
Hem basketbol hem tenis oynuyorum
15 yaşında mankenliğe başladım. 1.72 boyunda 85-60-90 ölçülerinde tercih edilen bir mankendim. 21 yaşında bir yakın akrabamın düğününe gittim. Balkonun korkuluğunda otururken bir kayanın üzerine sırtüstü düştüm. Omurgam zedelenmişti. Ambulansa götürülürken anneme bir daha yürüyemeyeceğimi söyledim... Ameliyatım 8.5 saat sürdü... Sol ayağımı biraz kullanmaya başladım. Hiçbir zaman isyan etmedim. Tam tersi ben bunu Allah’ın lütfu olarak gördüm. Bir tek araba kullanmayı özlüyorum. Basketbol ve tenis, oynuyorum. Her hafta kuaföre giderim. Düştüğümde nişanlıydım. Nişanlım 3 yıl boyunca sandalyemin üzerinde yattı... Başka nedenlerden dolayı ayrıldık. Mankenken de güzeldim şimdi de güzelim. Yarışmada çok iddialıyım. Amacım engellilerin sesini duyurmak.

Sinem Öntürk
İnsanların bize acıyarak bakmasını istemiyorum
32 yaşındayım, yarışmaya İzmir’den katılıyorum. 8 aylıkken çocuk felci geçirmişim. Uzun yıllar hiç yürüyemedim. Hep tekerlekli sandalyedeydim. Belli bir tedavi sürecim oldu. Şimdi koltuk değnekleriyle yürüyebiliyorum. Ama yürüyemediğim zamanlarda da çok büyük üzüntüler yaşamadım. Hayatı olduğu gibi kabul ettim. Şimdilerde takı işine merak sardım. Tasarımları bana ait olan takıları yapıp satıyorum. Erkek arkadaşım da benim gibi engelli. Ancak aşmış bir insan olduğum için kendimi engelli biriyle birlikteymişim gibi hissetmiyorum. Güzellik yarışmasına katılmak ise benim fikrimdi. Çünkü kendime çok güveniyorum. Kadınlar bana çok bakar. Güzel kelimesinin yanı sıra genelde yazık kelimesini de kullanıyorlar. Bu çok rahatsız edici. Acaba çok mu kötü görünüyorum diye aynaya bakıyorum ama böyle olmadığını görüyorum. İnsanların bizlere acıyarak bakması çok rahatsız edici. Bizim tek sıkıntımız sokakların bize göre yapılmamış olması.

Yeliz Güllü
Engelli kadınlar da seksi ve güzel olur
1.5 yaşında çocuk felci geçirdim ve engelli oldum. İlk başta özürlü olduğum için çok ağladım. Okula annemin sırtında gidip geldim. Özürlüler Okulu’na başladığımda, benim gibi çocuklar olduğunu görünce yaşama daha çok bağlandım. Mücadele etmeyi asla bırakmadım. Zor da olsa liseyi bitirdim. “Özürlü olduğum için özür dilemiyorum” diye bir kitap yazdım. Hayatı yaşamaya devam ettim. Evlendim... Ancak ilk eşimin ailesi engelli olduğum için beni istemedi. Hemen ayrıldım. İkinci kez evlendim. İkinci eşimin ailesi daha farklı ve olgun bir şekilde baktı olaya... “Biz de her an engelli adayıyız” diye bana destek oldular. Güzellik yarışması ise benim fikrim. Bundan 10 yıl önce bir ajansı arayıp güzellik yarışmasına katılmak istediğimi ama engelli olduğumu söyledim. “Fiziksel olarak buna uygun değilsiniz” dediler. Ben de bir gün o podyumda yürüyeceğim, “Engelli ama ne kadar seksi ve ne kadar çekici” diyecekler diye hırs yaptım. Bu yarışmadan sonra engelli kadınların da kadın olduğunu herkes görecek. Çünkü engelli de olsa her kadın dikkat çekmeyi sever. Siz kendinize nasıl bakıyorsanız, ben de kendime öyle bakıyorum. Düzenli olarak kuaföre ve alışverişe gidiyorum. En büyük hayalim ise ince topuklu ayakkabı giymek. Bir de Kenan İmirzalıoğlu ile aynı podyumda yürümek. Yanıma çok yakışırdı (gülüyor). Bacaklarıma baktığım zaman “ah ah vah vah” diye düşünmüyorum. Üretken olmayan insanlar engelinin arkasına sığınır. Ben yüzümden tebessümü eksik etmem.

Yazar: Gülşen Yüksel
 
Geri
Top